a scanner darkly

    philip k dick'in 1977 yılında yayınlanmış romanı. 1994 yılında geçen romanda, gizli polis olarak uyuşturucu kullanan bir grubun arasına karışan ve zamanla kendisi de substance d olarak bilinen halüsinojen maddenin bağımlısı olan bir karakter aracılığı ile kendi deneyimlerini aktarır dick. temelde gerçeklik ve bilinç gibi dick'in favori temalarını işleyen romanda, özellikle substance d kullanımı sonrası görülen halüsinasyonların anlatıldığı sahneler dikkat çekici, sonu da gerçek bir sürpriz.
    romanın, bu yıl içinde vizyona girecek, richard linklater tarafından yönetilmiş, başrollerinde keanu reeves, robert downey jr. ve winona ryder'ın oynadığı, özel bir anmasyon tekniğinin kullanıldığı bir sinema filmi de var. trailer'ları merak uyandırıcı.
    (19.04.2006 18:22)

cyberpunk

    bilimkurgu'nun bir alt türüdür. klasik bilimkurgudan farkı, çok uzak bir gelecekte, dış uzaya yapılan yolculuklar veya dış uzaydan gelen tehlikelerle savaşan kahramanlar yerine, çok daha yakın bir gelecekte geçmesi ve özellikle bilgisayarlar, sanal gerçeklik, yapay zeka, uyuşturucular. dev ticari organizasyonlar gibi günümüzün popüler temalarını odak olarak almasıdır. genelde arka planda üst düzeyde teknolojkleşmiş bir toplum, moral değerlerde çöküş ve ve sıradanlaşmış bir şiddet vardır. 80'lerden sonra, insanlığın geleceğe bakışına hakim olan karamsar havanın ve teknolojik gelişmeye karşı duyulan güvensizliğin bir yansımasıdır. terim ilk kez, bruce bethke tarafından, * 1983 yılında amazing science fiction stories adlı dergide yayınlanmış bir öyküsünün ismi olarak kullanılmıştır, bethke kelimeyi cybernetics ve punk kelimelerinin bir kombinasyonu olarak üretmiştir. her ne kadar cyberpunk kelimesi, bu tarihten itibaren bruce sterling, william gibson, rudy rucker, john shirley vb. bilimkurgu yazarlarının eserlerini tanımlamak için kullanılmaya başlandıysa da geçmişe bakıldığında j. g. ballard, philip k. dick (do androids dream of elctric sheep? ve a scanner darkly ilk örnekler arasında sayılabilir) gibi daha eski dönem yazarlarda ilk emarelerini görmek mümkündür.
    yazınsal alanda ilk popüler örneği william gibson'ın 1984 tarihli neuromancer adlı romanıdır. daha sonra count zero ve mona lisa overdrive'ın da yayınlanmasıyla bir üçleme haline gelen ve sprawl trilogy olarak bilinen romanlar, türün genel biçemini belirleyecek bir film noir havasında yazılmıştır. sanal gerçeklik henüz internet kavramının bile yeni yeni oluştuğu bu dönemde ana temadır. rudy rucker'in the ware tetralogy'si, haruki murakami'nin hard-boiled wonderland and the end of the world'ü, bruce sterling'in schismatrix'i türe yön veren diğer önemli eserlerdir.
    sinema alanında ise mad max serisi, blade runner, videodrome, johnny mnemonic, dark city gibi pekçok film cyberpunk'tan direkt veya dolaylı olarak etkilenmiştir.
    (19.04.2006 18:01)

gölge oyunu

    yönetmenliğini yavuz turgul'un yaptığı, başrollerinde şevket altuğ, şener şen ve larissa litichevskaya'nin oynadığı film. senaryosu da yavuz turgul'a aittir. pavyonlarda komedyenlik yapan, biri kadınlara düşkün, diğeri içine kapanık ve çekingen iki arkadaş*ın hayatlarına giren sağır dilsiz, güzel mi güzel bir kadının annesini arama çabasına katılmalarıyla gelişen olaylar anlatılır. bir dram olduğu kadar türk sinemasının ender fantastik filmlerinden biri de sayılabilecek gölge oyunu, hakettiği ilgiyi görememiş, insanı hem tam kalbinden vuran hem de şaşırtan olağanüstü bir film.
    (18.04.2006 23:07)

headbang

    şu şekilde formülize edilebilecek olan hareket: önce sağlam bir metal grubundan hızlı bir parça seçilir. (örneğin bilumum slayer şarkıları ya da overkill'den elimination olabilir) ya da daha iyisi bir konsere gidilir. hoparlörün önüne konuşlanılır. baş, vücudun dik ekseni ile 15 ila 45-50 derecelik açı yapacak şekilde ileri geri sallanır. sallama hızı müziğe uydurulmalıdır, ortalama 1-2/sn. olayı abartıp hareket açısını 70 hatta 90 dereceye, frekansı 5/sn'ye kadar çıkaran arkadaşlar da vardır, ama mümkünse bunlardan uzak durulmalıdır. hereketinizin standartlara uygun olup olmadığını anlamanın en kolay yolu hareketi bitirdiğinizde baş dönmesi, bulantı, gözlerinizin önünde noktalar uçuşması gibi semptomların varlığını gözlemektir, varsa tamam, işi kaptınız.
    (18.04.2006 22:52)

ahmet kaya

    80'lerin havasını solumamış, o dönemde yaşanmış olaylar hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler için bir anlam taşıması olanaksız sanatçı. bir dönemin ruhunu yansıtan şarkılarıyla bize nerede ve nasıl yaşadığımızı, çok değil daha yirmi yıl önce nelerin içinden geçtiğimizi, bu toprakların müziğiyle hatırlatırdı. bu yönüyle bile bölücü değil birleştirici bir unsur olarak anılmayı hak eder bence. herhalde bu sayede benim gibi kendini o yıllarda 'rocker' olarak tanımlayan ve türkçe müzikle alakası minimal olanlar için bile ayrı bir yeri oldu hep.
    (18.04.2006 19:34)

yuhu

    doksanlı yılların başında, türk rock sahnesinde boy göstermiş dört azeri gençten müteşekkil grup. cesur memetov (vokal), ibrahim aminov (bas), namık nakdaliyev (gitar), sezen köroğlu (klavye) ve cengiz eyvazov (bateri)'den oluşmuştu. hazerin sahilinde, sumgait ve ölüme çare yok isimli üç albüm çıkarmişlardı. o dönemin klasik rocker tipinden uzak görünüşleriyle ilk gördüğünüzde 'nasıl yani?' diye düşünürdünüz, ama ellerine enstrümanlarını alıp çalmaya başladıklarında önce yüzünüzün kızarmasına, sonra yerinizde duramamanıza yolaçarlardı. en fazla bluesdan beslenmiş, ama rockın her dalına da konan - sözlerini anlamakta biraz zorlansanız da - muhteşem bir müzikleri vardı. özellikle hazerin sahilinde albümünü bulursanız kaçırmayın, bu albümdeki beni sensen düşündüren, şer, al özünü ele, hazerin sahilinde şarkıları unutulmaz. diğer iki albüm ilk albüm kadar kolay avucuna almaz insanı, ama dinledikçe onlarda da altta ne cevherler yattığını görürsünüz. beyoğlu civarında - yanlış hatırlamıyorsam mojo, karavan başta olmak üzere - çok sayıda rock bar'da uzun yıllar çalmışlardı. saygıyla anmak farzdır.
    (18.04.2006 17:15)

cthulhu mitosu

    h p lovecraft ve clark ashton smith, robert e. howard, robert bloch gibi bazı diğer yazarların öyküleri etrafında şekillenen mitos. eskiler adı verilen, bir zamanlar dünyayı yönetmiş, şimdi derin bir uykuda olan (ama düş görmeye ve düşleriyle insanları etkilemeye devam ederler) varlıklar mitosun odak noktasını oluştururlar. bunların en bilineni olan cthulhu, pasifik okyanusunun derinliklerine gömülmüş r'lyeh şehrinde varlığını devam ettirir ve yıldızların uygun pozisyonunda olacağı ve r'lyeh'in yeniden suların üzerine yükseleceği (dolayısıyla evrene yeniden hükmedecekleri) günü bekler. aslında azathoth ve nyarlathotep gibi dış uzaydan gelen kozmik şeytan tanrılar en güçlü olanlarıdır. sonraki dönemde august derleth tarafından derlenerek bir sisteme oturtulmuştur.
    (17.04.2006 18:58)

howard phillips lovecraft

    tam adı howard phillips lovecraft olan korku edebiyatının en önemli yazarlarından biri. 1890-1937 yılları arasında yaşamış, hayatının büyük bölümünü hikayelerinin çoğunluğunun da mekanı olan providence'da geçirmiştir. bir dahi çocuk olarak çok küçük yaşlarda okumayı öğrenmiş, şiirler yazmaya başlamıştır. hem psikolojik hem de fiziksel olarak sağlam olmayan ve ailevi sorunları da olan lovecraft, üretkenliğini en fazla, içine kapanık kişiliğinin sınırlarını en kolay şekilde aşabildiği, binlerce sayfalık mektuplarında gösterir. ama bugün de onu bir mit yaratıcısı yapan sayıları son derece az olan hikayeleri, özellikle de cthulhu mitosu öyküleridir. lovecraft öyküleri üç başlık altında incelenebilir: 1. ilk öyküleri olan, daha çok e. a. poe'nun hem yazınsal hem tematik etkisindeki ölüm odaklı dehşet öyküleri* 2. lord dunsany'nin etkisinin hissedildiği, daha fantastik bir evrende geçen rüya öyküleri dönemi 3. asıl ününü sağlayan cthulhu mitosu öyküleri. necronomicon, deli arab abu abdul alhazred, r'lyeh, azathoth, öklidyen olmayan geometri gibi kavramları korku edebiyatına hediye eden yazar, seksist, kimi zaman ırkçı ve sınıfçı yaklaşımı ile de çokça da eleştirilmiştir. öykülerinde, her şeyin açıkça gösterilmesine, anlatılmasına alışık bizlere ters gelen, olayı okuyucunun hayalgücüne bırakan bir anlatım tarzı hakimdir, örneğin 'kapıyı açtığımda gördüğüm manzara o kadar dehşet vericiydi ki anlatamam' şeklinde cümlelere lovecraft öykülerinde sıkça rastlanır
    (17.04.2006 18:32)

aleister crowley

    ingiliz şair, dağcı, satranç ustası, mistik, okültist. 1875 yılında doğan, katolik inancının en tutucu mezheplerinden birine mensup ailesi tarafından yoğun bir dinsel eğitime tabi tutulan, hatta aynı mezhebin yatılı okuluna gönderilen crowley, burada türlü çeşit işkencelere maruz kaldı, hatta amcası tarafından ölmek üzereyken kurtarıldı. bu deneyimler sonucunda dinsel bir asi haline geldi. babasının ölümünden sonra, önce satanizme kaydı, sonrasında ateizm ve hedonizm de karar kıldı. annesinin de ölümüyle kendisine yüklü miktarda para kalan ve maddi sorunları olmayan crowley, şair olma amacıyla geldiği cambridge'de dönemin viktoryan ahlakına tepki gösteren çevrelerle kısa sürede kaynaştı. 1898 yılında altın şafak hermetik cemiyeti'ne girdi. bu dönemde büyücülük çalışmalarına ağırlık verdi. cemiyet içindeki iktidar savaşlarında, cemiyetin o dönemki başkanı mathers'in safında yer aldı (iddialara göre bu savaşta yoğun büyü de kullanılmıştır). 1900-1903 yılları arasında meksika ve çeşitli doğu ülkelerini kapsayan bir dünya turuna çıktı. dönüşünde eski dostu mathers'a da düşman oldu. 1904 yılında kahire'de aiwazz adlı bir varlıktan, kanun kitabı diye bir tebliğ aldığını ve dünyanın girdiği yeni çağın peygamberi olduğunu iddia etti. bundan sonra thelema adını verdiği mistik sistemi kurdu. alçakgönüllülük gibi bir meziyeti olmayan crowley mathers'ı görevden aldığını bildirdi ve cemiyetten atıldı. çılgın seks hayatı ve uyuşturucu düşkünlüğü ile her zaman magazin basınının ilgisini çeken ve dünyanın en sapkın adamı diye nitelenen crowley bir ara, sicilya'ya yerleşti, burada bir tapınak inşa etti ve işkence, seks ve uyuşturucu dolu kendi krallığını kurdu. daha sonra döndüğü ingitere'de de fulham road adlı tapınağını kurarak faaliyetlerne devam etti. öldüğü 1947 yılına kadar şiir, öykü, roman, yoga, kabala ve bilumum okültist konuda çok sayıda eser yazdı .
    20. yüzyılın en ünlü popüler kültür ikonlarından biri olan crowley, özellikle rock camiasında kendisine her zaman hatırı sayılır hayranlar buldu, jimmy page'in onunla ilgili bulabildiği her şeyi topladığı bilinir, the beatles'ın sergeant pepper's lonely hearts club band albümünde yüzü görülür, celtic frost'un efsanevi albümü to mega therion onun kendisine taktığı isimlerden birine gönderme yapar, iron maiden'ın seventh son of a seventh son albümündeki moonchild onun bir romanının adıdır, ozzy'nin en ünlü şarkılarından biri onun adını taşır (mr crowley). ayrıca ministry, david bowie gibi pekçoklarının eserleri ona göndermeler ihtiva eder.
    (17.04.2006 01:51)

garip

    1941 yılında basılan, garip akımının başlangıcını gösteren ve akıma ismini veren şiir kitabı. içinde orhan veli, melih cevdet ve oktay rifat'ın şiirlerinin yanı sıra garip akımının manifestosu sayılabilecek bir giriş yazısı bulunur.
    (15.04.2006 22:52)

fear and loathing in las vegas

    spor yazarı hunter stockton thompson'un las vegas'ta, çölde yapılacak bir otomobil yarışını izlemek için bu şehre gelmesi ve bol uyuşturucu ve alkol etkisiyle, yarıştan çok las vegas ve burada yaşadıkları üzerine yazdığı kitap ve bundan terry gilliam tarafından uyarlanan film. yazar, las vegas'ın kitsch kertesindeki görkemiyle, bu şehrin aslında lsd'nin yapabileceğinden çok daha fazla algıyı çarpıttığını öne sürüyordu. film de hem toro'nun hem de depp'in oyunculuklarıyla kitabın atmosferini perdeye son derece başarılı bir şekilde yansıtmıştı.
    (15.04.2006 20:47)

hunter stockton thompson

    amerikalı gazeteci ve yazar. gonzo gazeteciliğin yaratıcısı olarak görülür. zor bir çocukluk geçiren, kanunla küçük yaşlarından itibaren başı belaya giren thompson, spor yazarı olarak çalışırken, aldığı görevlerde uyuşturucu ve alkol etkisiyle yazdığı gerçek ve hayalin birbirine karıştığı yazılarıyla adını duyurdu ve yeni bir tarz yarattı. örneğin 1971 yılında las vegas yakınlarında çölde yapılacak bir otomobil yarışını izlemek için bu şehre geldiğinde, pahalı otellerde kalmış, kiralık bir cadillac'ı hurdaya çevirmiş, güzel kadınlarla beraber olmuş, bol bol alkol ve marihuana tükettikten sonra, yarışla pek az ilgili, daha çok las vegas üzerine psychedelic bir yazı yazmıştı, bu yazı da daha sonra fear and loathing in las vegas kitabına dönüşmüştü (1998 yılında terry gilliam tarafından sinemaya aktarıldı). 2005 yılında intihar eden thompson bir karşıkültür ikonu haline gelmiştir
    (15.04.2006 20:31)

torpedo 1936

    luca torpedo torelli adlı bir kiralık katilin maceralarını anlatan, sanchez abuli tarafından yaratılmış çizgiroman serisi. ilk kez creepy dergisinin ispanyol versiyonunda görülen ve bu derginin formatına uygun olarak çoğunlukla 8-16 sayfalık hikayelerden oluşan torpedo'yu ünlü çizer jordi bernet resimlemiştir. amerika'nın 1929 yılında yaşadığı büyük mali çöküş sonrasında, gangsterlerin cirit attığı bir dönemi arka fon olarak kullanır, kahramanımız torpedo da, briyantinli saçları, ağzından düşürmediği sigarası, takım elbisesi, her zaman boyalı ayakkabıları ve şık şapkası ile o dönemin tipik bir gansteri görünümündedir. birinci ağızdan anlatılan hikayelerde herhangi bir ahlaki kaygıdan uzak, hiçbir değere inanmayan, hiçbir prensibi olmayan bir kiralık katil olan torpedoyu cinayet ve tecavüzden en yakın arkadaşını satmaya kadar her türlü alçaklığı yaparken izleriz. abuli, hiçbir zaman ahlaki sonuçlar çıkarmak ve mesaj vermek kaygısında olmadığı gibi, torpedo'yu zamanının ve içinde bulunduğu ortamın bir kurbanı gibi göstermekten de kaçınmıştır. türkiyede 2000 yılında ithaki tarafından bir albümü yayınlanmıştır.
    (15.04.2006 19:46)

bezoar

    insan ve özellikle gevişgetiren hayvanların mide ve bağırsaklarında biriken bazı maddelerin kümeleşip sertleşmesi ile oluşan kitle veya mide bağırsak sisteminde oluşan taş (enterolith de denir). persçe, zehirden koruyan anlamına gelen padzahr kelimesinden gelir, zehirlere karşı evrensel bir antidot olduğuna inanılır. bazı türlerinin arseniği gerçekten çöktürdüğü de görülmüştür. kitlenin yapısını oluşturan maddeye göre isimler alırlar,
    saçtan oluşanlara trikobezoar*,
    insanlar tarafından sindirimi mümkün olmayan yiyecek maddelerinden (selüloz gibi) oluşanlara fitobezoar*,
    tabletlerden oluşanlara farmakobezoar* denilir.
    (14.04.2006 20:25)

randy rhoads

    rock tarihinin en büyük gitaristlerinden kabul edilen amerikalı gitar virtiözü. henüz altı yaşındayken gitar çalmaya başladı, önce quiet riot adlı grubu kurdu, asıl ününe 1979 yılında black sabbath'dan ayrıldıktan sonra yeni bir grup kurmaya çalışan ozzy osbourne ile tanıştıktan ve onunla beraber çalışmaya başladıktan sonra kavuştu. ozzy ile blizzard of ozz (mr crowley ve crazy train bu albümdendir) ve diary of a madman albümlerini çıkardı. 1982 yılında tur otobüsünün şoförünü*n kullandığı bir uçakla tur otobüsüne çarparak* henüz 26 yaşında iken hayatını kaybetti. 1987 yılında çıkan eski live kayıtlardan oluşan tribute albümünde bulunan üç dakikalık gitar solosu onun nasıl bir gitarist olduğunu anlamak isteyenlere şiddetle tavsiye edilir. sonraki yıllarda pek çok ünlü gitaristi - başta malmsteen olmak üzere - etkilemiştir.
    (14.04.2006 19:53)

sayfa: 1...-47-48-49-50-51-52

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.