son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
kasıde der na't-i hazret-ı nebevı (su kasidesi) 1. saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su 2. Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su 3. zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su 4. vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin ıhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su 5. suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su 6. ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su 7. Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n?ola zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su 8. gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su 9. ıste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su 10. men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su 11. ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su 12. su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su 13. dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su 14. serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger dâmenin duta ayağına düşe yalvara su 15. ıçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile gül budağınun mizâcına gire kurtara su 16. tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme ıktidâ kılmış târîk-i ahmed-i muhtâr?a su 17. seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su 18. kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın mu?cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su 19. mu?cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su 20. hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ barmağından virdügin şiddet günü ensâr?a su 21. dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su 22. eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz el sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su 23. hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl başını daşdan daşa urup gezer âvâre su 24. zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su 25. zikr-i na?tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su 26. yâ habîballah yâ hayre?l beşer müştakunam eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su 27. sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i mi'râc?da şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su 28. çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su 29. bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su 30. yümn-i na?tünden güher olmış fuzûlî sözleri ebr-i nîsândan dönen tek lü?lü şeh-vâra su 31. hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su 32. umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su. fuzuli su kasidesi 1. ey göz! gönlümdeki, içimdeki ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar çok tutuşan ateşlere su fayda vermez. 2. şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem.. 3. senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir. 4. yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler. 5. bahçıvan gül bahçesini sele versin su ile mahvetsin, boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz. 6. hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de gubârî yazısını, senin yüzündeki tüylere benzetemez. 7. senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez. 8. gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir. 9. gönül! onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. susuzum bu defa da benim için su ara. 10. nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da kevser istiyorlar. 11. su, her zaman senin cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş. 12. topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam. 13. dostlarım! şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun. 14. servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından kurtarabilir. 15. gül fidanı bir hile ile meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir. 16. su hz. muhammed?in s.a.s yoluna uymuş ve bu hâli ile dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir. 17. ınsanların efendisi, seçme inci denizi olan hz. muhammed?in s.a.s mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir. 18. katı taş, peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için ve onun mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır. 19. hz. peygamberimiz?in mûcizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan o mucizelerden, ateşe tapan kâfirlerin binlerce mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür. 20. mihnet günü ensâr?a parmağından su verdiğini, bir mucize olarak parmağından su akıttığını kim işitse hayret ile şaşa kalarak parmağını ısırır. 21. dostu yılan zehri içse bu zehir onun dostu için âb-ı hayat olur. aksine düşmanı da su içse o su, düşmanına elbette yılan zehrine döner. 22. abdest almak için el uzatıp gül gibi olan yanaklarına su vurunca sıçrayan her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır. 23. su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer. 24. su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak orayı aydınlatmak ister. eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez. 25. sarhoşlar içkiden sonra gelen baş ağrısını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na?tının zikrini dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler. 26. ey allah'ın sevgilisi! ey insanların en hayırlısı! susamışların susuzluktan dudağı kurumuşların yanıp dâimâ su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum. 27. sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin çiğleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış. 28. kabrini yenileyen tamir eden mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner. 29. cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, ama o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim. 30. seni övmenin bereketinden dolayı fuzûlî?nin alelâde sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur. 31. kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün yahut aşık göz, sana duyduğu hasretten su gözyaşı döktüğü zaman, 32. o mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım. fuzuli
türkiye'nin gündemine iyice girmesi, milli eğitim bakanlığı'nın öğretmenler için düzenlediği laptop kampanyası ile olmuştur.
eskiden elazığ diye bir şehir yok iken o bölgedeki sancaktır harput. özel mevkiinden dolayı birçok defa el değiştirmiş ve 1500'lü yıllarda osmanlı hakimiyetine girmiştir. bugünkü elazığ şehrine göre yüksek bir yer olduğu için 'yukarı şehir' de denilen harput, buram buram tarih kokmaktadır. balakgazi parkı'ndan bakınca müthiş bir manzara vardır, bütün elazığ ayaklarınızın altındadır. önceden halk harput'ta yaşar ve bugünkü elazığ şehrinin kurulu olduğu ovaya* bağ-bahçe işleri için inerlermiş. 1830'lu yıllarda ovaya yerleşim başlamış ve zamanla elazığ şehri oluşmuştur. günümüzde harput'a çoğunlukla, evliya ziyareti, gezi, piknik ve hasret giderme amaçlarıyla gidilmektedir. sözü, meşhur ve güzel bir harput türküsünün* bir kısmıyla noktalayalım: kar mı yağmış şu harput'un başına, kurban olam toprağına taşına.
her ne kadar agresif bir insan olsa da*, seleflerine* kıyas edilince insanı şükür krizine sokan* kişidir aynı zamanda. yanlışları vardır tabii, ama * takdir edilmesi gereken icraatları daha çoktur.* ne körü körüne alkışlayalım ne de eleştirelim kendisini; yanlışlarının yanında doğrularının da olduğunu kabul edelim. hele bir de türk bayrağına saygısından dolayı bayrağı yerden alması vardır ki insanın gözlerini yaşartır; diğer ülkelerin yöneticileri, bir toplantıda duracakları yerlerin belli olması için yere konan bayraklarının üzerine basarken tayyip erdoğan, bayrağımızı yerden almış ve üstüne basmamıştır.* bazıları ne var bunda canım diyebilir ama çok önemlidir diye düşünüyorum. ınşaallah, yanlışlarını da düzeltir ve ülkemiz için daha iyi çalışmalar yapar. *** Çoook geç kalmış bir ek: Temennim gerçekleşmedi maalesef. İnkisar üstüne inkisar yaşatmıştır insanlara. Her şey aslına rücu eder; ateşin odunu bitirmesi gibi, yanlışları doğrularını sıfırlamıştır! Çok yazık...
vicdan azabına eş, kayna kayna sakarya Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.
*isteyen 'ulusal' kelimesini kullansın ama artık dilimize malolmuş 'milli' gibi güzel kelimeler dağarcığımızdan çıkmasın*. *
kültürümüzde edeple ilgili güzel sözlere birkaç örnek: edeptir kişinin daim libası,* edepsiz insan üryana* benzer. edep bir tac imiş nur-ı huda?dan,* giy ol tacı emin ol her beladan. edep ehl-i ilimden hali* olmaz, edepsiz ilim okuyan alim olmaz.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |