arjantin doğumlu küba devrimi önderlerinden; değerleri doğrultusunda hedefine bu kadar büyük hırsla bağlı kalması takdire şayandır, aslında kendisi tıp eğitimi almıştır.ölümünden sonra başta üçüncü dünya ülkeleri olmak üzere birçok toplumda sosyalist hareketlerin gözünde kahraman olmuştur, ancak buna rağmen uğruna savaştıgı hedefleri unutularak günümüzde tişört,çanta vb birçok eşyanın üzerinde yer alıyor olması da kendisinin kemiklerini sızlatıyor olsa gerek.
günümüzde kendini (ve aslında hiçbir şeyi) bilmeyen gençlik tarafından sağda solda satın alınıp takılan, giyilen, hatta dövme yapılan "şapkası yıldızlı meşhur adam".
1928 yılında arjantin'de doğmuş, efsanevi devrimci-politikacı lider. tıp okuyan bir öğrenci olarak arkadaşı ile beraber motorsiklet üzerinde latin amerikayı gezdiği dönemde, gördükleri ve yaşadıkları hayatını ve dünya görüşünü şekillendirmiş, sadece devrimin bu yoksulluk ve çaresizliğe ilaç olacağı kanaatine ermiştir. böylelikle marksizm'e merak salmış, ilk olarak guatemala başkanı guzman'ın altında sosyal devrime dahil olmuştur. che'yi günümüze taşıyan en büyük faaliyeti ise fidel castro ile beraber 1959 yılında küba'nın yönetimini ele geçirmeleridir.
che, yeni hükümette bir çok görev yaptıktan sonra, 1965'te küba'yı terk etmiş, önce kongo sonra bolivyadaki direniş hareketlerine katılmıştır. bolivyada yakalanmış ve bolivya ordusunun elinde 1967 yılında ölmüştür. tanıklara göre ölüm nedeni idamdır. günümüzde dünyanın en çok satılan ve objelere konu olan fotoğrafı da alberto korda tarafından çekilmiş olanıdır.
küba'da başardığını başarmak için gittiği bolivya'da öldürülmüştür. tabi ki sadece bedeni ölmüştür; fakat sanırım en olmasını istemeyeceği şey olmuş ve bugünlerde bir marka haline gelmiştir. keşke fikirleri de o resim kadar bilinseydi.
(bkz: gerçekçi ol imkansızı iste)
ayrıca... okuduğum kadarıyla kiralık katil değil de askerler tarafından yakalanıp öldürülmüştür. en etkileyici tarafı ise yakalandıktan sonra kendine hakaret etmeye çalışan bir çavuşun suratına patlattığı yumruktur.*
şu anda bolivya'nın dağlık bölgesinde bilinmeyen bir yerdedir mezarı; lakin istediği kısmen de gerçekleşmiş, dünyanın her yerinden gençnesil onu bir şekilde mutlaka ama mutlaka tanımış, ucundan bucağından onu öğrenmeye çalışmış, fikirlerini paylaşmıştır. yaşasaydı 78 yaşında olacaktı. lakin eminim ki üstün fikirleri, ideolojisinin yeniden yorumlanması, dimağlarda yer etmesi onu şu anda daha mutlu ediyordur.
inandığı doğrular yolunda istikrarlı bir şekilde ilerleyen inançları doğrultusunda ölümü göze alan ve nitekim ölen büyük insan..
ayrıca öldürülmeden önce yanına gelen ajanın sen benim kim olduğumu biliyor musun şeklindeki sorusu karşısında cevabını yüzüne tükürerek verecek kadar büyük bi insan..
ernesto che guevara 14 haziran 1928 çarşamba günü arjantin'in önemli şehirlerinden rosario'da doğmuştur.
ömür boyu çekeceği astım illetiyle henüz iki yaşındayken tanıştı.
yüksek mühendis olan babası ernesto guevara lynch, İrlanda asıllı bir aileden,
annesi clia dela sena ise İrlandalı-İspanyol karışımı bir aileden geliyordu. che üç yaşında iken ailesi buenos aires'e yerleşti. daha sonraları astım krizlerinden dolayı che'nin durumu daha da kötüleşti. doktorlar tedavisinin çok güç olduğunu, mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söylediler. böylece guevara ailesi yeniden göç etti. cordoba'ya yerleştiler.
guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. politik eğilimleri itibarıyla da sola açık liberal olarak tanınırlardı. İspanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. zamanla maddi durumları bozuldu. che, eğitim bakanlığına bağlı dean funes lisesine başladı. okulda İngilizce eğitim yapılırken, annesinden de fransızca öğreniyordu. daha ondört yaşındayken freud'un kitaplarını okumaya başlayan che, fransızca şiirlere bayılırdı. baudelaire'e karşı büyük bir tutkusu vardı. onaltı yaşında ise neruda'ya hayran olmuştu.
guevara ailesi,1944 yılında buenos aieres'e göçtü. durumları iyiden iyiye bozulmuştu. che, bir yandan öğrenimine devam ederken bir yandan da çalışıyordu. tıp fakültesine yazıldı. fakültedeki ilk yıllarında arjantin'in kuzey ve batı bölgelerini baştan başa dolaşmış, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmıştı.
son sınıfta iken che, arkadaşı alberto granadas ile bütün latin amerika'yı içine alan bir motosiklet turuna çıktı. bu tur ona, latin amerika'nın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı verdi. che, 1953 yılının mart ayında üniversiteyi bitirmiş doktor olmuştu. venezuella'daki cüzzam kolonisinde çalışmak üzere anlaşmıştı. buraya gitmek için çıktığı yolculuğu sırasında peru'ya da uğradı. orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
hapisten çıktıktan sonra ekvator'da bir kaç gün kaldı. burada ricardo rojo adında bir avukatla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. che, venezulla'ya gitmekten vazgeçip, ricardo rojo ile birlikte guetamala'ya gitti. devrimci arbenz hükümeti sağcı bir darbe ile devrilince arjantin büyük elçiliğine sığındı. İlk fırsatta ihtilalcilerin safına katıldı. faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından çıkartıldı. guetamala'da kalması tehlikeli bir durum alınca meksika'ya gitti. ernesto, guatemala'da bir çok kübalı sürgün ve fidel castro'nun kardeşi raul ile karşılaşmıştı. meksika'ya geçtiğinde ise fidel castro ve arkadaşları ile tanışarak küba devrimcileri safında yer aldı. daha sonra granma gemisiyle küba'ya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safhada yer aldı.
devrim sonrasında binbaşı ernesto che guevara havana'nın la cabana kalesi'nin komutanlığına getirildi. 1959 yılında küba vatandaşı ilan edildi. bir süre sonra silah arkadaşı aleida march ile evlendi. 7 ekim 1959'da milli tarım reformu enstitüsü başkanlığına atandı. 26 kasım'da da küba milli bankası başkanlığına getirildi. böylece che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 Şubat 1961'de küba devrim hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak che'yi bunun başına getirdi. ancak playa giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatlar yapan che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. bu durum che'nin savaşcı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
artık başka latin amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 eylül'ünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı. 3 ekim 1965'de fidel castro, che'nin ünlü veda mektubunu küba halkı'na okudu.
ve ölüm che'yi bolivya'da higueras yakınlarında yakaladı. barrientos'un askerleri o'nu 7 ekim 1967 gecesi hieguras yakınlarında kıstırdılar. bacağından ağır bir yara aldı ve hieguras'da bir okula hapsedildi. kimsenin karşısında eğilmedi. ve 9 ekim 1967 günü barrientos'un kiralık katillerinden mario turan'ın dokuz kurşunuyla can verdi.
fidel castro'nun aranizda ekonomi bilen var mi sozunu komunist olan var mi diye yanlis anlayarak ben dedigi icin hukumetin ekonomi bakani secilen lider. bir cok lider gibi piyon olmayarak gonul verdigi degerler icin bir omur mucadele etmistir.
devrime, kardeşce yaşamak için varolan sistemin devrilmesi ve emperyalizmin yok edilmesi gerektiğine, insanın inançları uğrunda yapamayacağı şey olmadığına, bir insanın bazen her şey demek olduğuna, karanlığın, boşluğun ve düzensizliğin içinde ışık yakmanın bazen işe yarayabileceğine, paylaşılmayan ekmeğin bir gün biteceğine inanan ölümsüz insan...
tüm latin amerikayı motorsikletiyle gezmiş, oradaki insanların sefaletini ve ezikliklerini görmüş, gittiği yerlerde ihtiyacı olanlara gönüllü doktorluk yapmış ve kendine sormuştur; tüm bu acıya ve kedere sebep olan kim? bulduğu cevap bellidir. ve ona karşı ne kadar kahramanca savaştığı da...
dolar bazında satışa sunulan tişörtleriyle, duvar saatleriyle, bandanalarıyla, savaştığı şeyin; söz konusu olan düşmanı bile olsa tek derdinin her şeyi yalnızca bir pazarlama malzemesi haline getirmek olduğunu bir kez daha hatırlatır.
en büyük yanlışı devrimi hep savaşarak yaymaya çalışmasıdır. hiçbir zaman siyaset yapmamış masa başında kalemiyle ideolojisini yaymaya çalışmayıp asi ve savaşcı bir ruhla kendini kabul ettirmiştir belkide zaman şartlarına göre dogru olanı yapmıştır ama yinede insan merak ediyor daha politik hareket etseydi dahamı başarılı olurdu diye soruyor.
"bunları, bunları söylemek zorundayım
che guevara, 'mektup' yazmak ilk kez kimin
fikriydi, orada kaldım nedensiz, mektup
kimi kime götürür, kimi kimden getirir
bilsem yazar mıydım yanlış yere
gideceğimi, yanlış yerden gelecegimi
kapılar vardı ya, o kapıları kapatıp
sana her şeyi anlatmaya karar verdim
che guevara, adın zikredildikçe inanç
taşıyor çekilen damarlarıma
ama sana mütevazı bir yalnızlıktan söz edeceğim
bunu söyleye söyleye belki yer kalmayacak
yalnızlığa, yüzyılın içinden geçeceğim
alnından öpeceğim yüzyılın, bize
kayıp giden bir yıldıza inanmayı
öğretiyor ne de olsa, che guevara
üzerine alınma dağların şehre indiğini!
o çok inandığın dağlar
şehre indi!
hala ağrı... bizi sorarsan hala aynı ağrıyla
inliyoruz, gönlümüz buruşuk
aklımız ermiyor dünya işlerine
sokaklar bolivya dağları
kalbimiz küba sanıyoruz kim bizi sevse
yırtılmış bir haritanın içinde geçiyor hayat
filistin, felluce, tikrit, bağdat ya da sivas
adları değil belki ama hepsinden göğe yayılan
'ses' ne kadar benziyor birbirine
nicedir akşam olsun diye bekliyoruz
akşam olsun, gidelim arınacak yerlerimize
sen varken de yalnızlık var mıydı che guevara
milyon kişinin yapayalnız kalması var mıydı
durmadan unutuyoruz şarkının sözlerini
akşam olursa her şeyi hatırlarız
her şeye bir çare buluruz akşam inince
biz çok iyi değiliz che guevara
'ömür' dedikleri bir şey geçiyor
ömür geçiyor
ölüme tahammül kalmadı lehçemizde!"
kapitalizmin kendine yem ettiği, yüce insan. lakin kendisinin t-shirtleri basılmış, kolyeleri çıkmış, sözleri "güzel" söz olarak stickerlara basılmış, britney spears'tan farkı kalmamıştır.
not: ne kadar çok ingilizce kelime geçiyor, yukarda ki cümlede.. t-shirt yerine ne diyeyim şimdi? sticker'in idamesi yokki türkçe'de ona da bi şey bulup söyleyeyim.. allah allah.. çok entersan..
guatemalalı yazar marco vinicio mejia tarafından yazılan, che tarafından; guatemala, bolivya ve meksika'da 1953 ile 1956 yılları arasında yazılan, o dönemde bazı gazeteler ve dergilerde yayımlanan ancak daha sonra unutulan şiirlerinin seçkisinden oluşan kitap sayesinde, yaklaşık 20 kadar unutulmuş kayıp şiirine ulaştığımız devrimci önder, yazar ve mücadele insanı. hayatını insanlığa, dünyanın tüm kıtalarındaki ezilenlerin özgürlüğüne, halkın iktidarına ve aydınlığa adamış kızıl güneş. küba ile yetinmeyip önce tüm amerika sonra afrika sonrada yerkürenin kalan kısmı için devrim mücadelesini sürdürmüş, bu nedenle tek ülkede gerçekleşen sosyalist devrimi yeterli görmeyerek castro'nun yanından ayrılıp gittiği bolivya dağlarında cia ajanlarının düzenlediği suikastla, işbirlikçi bolivya hükümeti tarafından katlettirilmiştir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.