kalp bölgesine demir döküm şofbeni taktıran kişi

    elini sıcak sudan soğuk suya sokmasın diye sürekli gaz verilmesi gereken kişi.
    (04.04.2011 23:37)

fuck you very much

    otobüste seyrederken dinlenmemesi gereken şarkıdır. Alık insanın biri seni arayacağına çaldırırsa ve sende kulaklığı çıkartırsan bütün otobüse sevilesi nakaratı dinletmiş olursun .

    yer : istanbul- fındıklı (taksim zirvesine geliyorum)

    Otobüs :19F

    gülenler: otobüse binmek zorunda kalmış yeditepe öğrencileri. orta kapının yanında oturan iki tipi tipe sesleniyorum. " Shut the fuck up silly boyyyyzzzz"
    (04.04.2011 01:35)

ateşle oynayan kız

flickan som lekte med elden

    Türkçemize "Ateşle oynayan kız" olarak geçmiş Steig Larsson'un milenyum üçlemesinin ikinci kitabı - filmi.


    Kitap hakkında özet geçmeyeceğim, çok istiyorsanız alıp okuyun babanızın uşağı yok burda. o kafa kırmalık kitabı okuyana kadar benim imanım gevredi.

    filmden bahsedeyim birazcık.

    Meşhur Lisbeth SalanderNoomi Rapace canlandırmış ki kızın boyu dışında tam hayalimde oluşturduğum Lisbeth'e oturmuş. O soğuk böcek bakışlar, hastalıklı beyaz bir ten ve simsiyah saçlar, kalas replikler, aniden ortaya çıkan o canavar derken bu kız lisbeth dedim.

    Michael Blomkvist'i ise biraz daha muzır bir tip olarak canlandırmıştım. hani kendisi isveç'in Casanova'sı ya... Ama Michael Nyqvist'da kabul edilebilir bir tip.



    filmde tabi ki de kitapta anlatılan bazı sahneler yok. Anlatımda biraz hızlı, kitabı okumayanlar için eğlenceli olacağını sanmıyorum. çok fazla da suç romanı okumayan biri olarak Steig larsson'un bu işte oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Üçüncü kitabı henüz almadım ama filmi laptop'un yanında bana göz kıpıyor haftalardır. Elim gitmiyor değil. Biri beni durdursun. Önce kitaaaap, önce kitaaaap...
    (04.04.2011 01:01)

vampircik beş yaşında zirvesi

    valla üç yıldır görmediğim insanları görmüş oldum , mutlu oldum. zirveyi organize eden çatlak nuha'ya ve zırlak felisia'ya sevgilerimi ve teşşekkürlerimi iletiyorum.

    bu arada kimse bana o defterin gilgalad'a gideceğini söylemedi. nuha alıp saklayacak sandım. bilseydim şebeklik yapmaz adabımı takınırdım * o resmi çizmek benim fikrim değildi gil, "ıknow" bana edwardı çiz dedi ben de çizdim benim suçum yok, onun şuçu. *


    başlıklarınızın altına teker teker tanım yapardım ama üç yıldır tanım yazmıyorum, yazmayı unutmuşum. bir defter verin çizeyim ama.... ya da hepinize gbkz yapayım öyle olsun* seviyorum hepinizi vampircikler * felisia, nuha, kediyekafaatmayaazmettirenfare, rea, poetisa, merlin, gilgalad, tulkas, mitamit, becein9022, cucukvampir, kral cunyir, hazeyame, mantis, ıknowthepiecesfit, rumelisalaklarsalagı, kedienceeeeee
    (21.03.2011 22:35)

supernatural

    yeni bölümlerini büyük bir heyecanla beklemediğim dizi. * kıyamette kopmadı ne yapacaksınız artık? uzaylı istilasını mı engelleyeceksiniz? *
    (04.11.2010 15:38)

glee

    high school musical'ın yandan yemişi dizi. bir de o başroldeki rachel'ın şarkı söylerken biri bir yerine bir şey * tıkamış gibi bakışı yok mu? ama yine de izliyorum. beden hocası için. bir de gay "kurt" için.
    (04.11.2010 15:22)

yuri gagarin

    (bkz: yuri) (bkz: red alert) * (yuri geliyorr, kafalarınızı gömünnn)
    (04.11.2010 14:56)

satın alınan ilk müzik albümü

    Çelik. Adını hatırlamadığım ilk albümü.


    "ah sevdaaa ah sevdaaa böyle yaman sevda, ah sevdaa ah sevdaa başı duman sevdaaa. dıdı dıdı dıdı dıdı." 10 yaşlarımda falan o adama aşıktım. böyle saçlarını savururdu yandan yandan söylerdi şarkıyı. "ahhh ahhh"
    (04.11.2010 14:49)

haplo

    margaret weis ve tracy hickman'ın yazdığı death gate cycle'ın (ölüm kapısı serisi) karizma patryn karakteri. tüm vücudu, tüm ırkının yaptığı gibi labirent'te kendisini koruması için rün büyüsü dövmeleriyle kaplıdır. ırkının genel özelliği olarak uçları beyaz kahverengi saçlara, zorlu bir hayatın getirisi olarak ince ama kaslı bir vücuda ve de zayıflığının belirtisi olarak ta ruhundan bir parça taşıyan siyah, yaramaz bir köpeğe sahiptir.

    dünyanın patryn'lerin düşmanı sartan'lar tarafından dört parçaya ayrılması sırasında ırkı labirent adı verilen bir yere kapatılmıştır. labirent'in amacı güç bağımlısı, sevgi yoksunu, bencil bir ırk olan patryn'lerin ıslah edilmesidir. fakat koparılış'tan sonra sartan'ların soylarının tükenmesiyle labirent kontrolden çıkmış, kendi kendinin efendisi olmuştur. (tıpkı sartan'ların yarattığı bir çok şeyin kontrolden çıkması gibi) labirent, içindeki patryn'leri o kadar zorlamıştır ki nesiller boyunca, aile bağından yoksun, bencil patryn'ler ırklarını yokeden vahşi kurtadamlara, kızıl ejderlere, kaplanadamlara ve labiretin peydahladığı akla hayale sığmayacak bir çok işkenceye karşı birleşmek durumunda kalmış, bünyelerini ters gelen birlikte hareket etme özelliğini edinmişlerdir. labirentteki tüm yaşamları boyunca ıslah olmak yerine, gün be gün sartanlar'a olan nefretleriyle ayakta kalmış, son kapı'ya doğru çoğunun başaramadığı acı bir yolculuk gerçekleştirmişler.

    işte haplo, bu labirent'te doğmuş, 8-9 yaşındayken anne ve babasını kurtadamların öldürmesini izlemiş, tüm bu süre zarfında sartanlar'dan nefret ettirilerek büyümüş yalnız bir kurttur. haplo patryn dilinde "yalnız, tek" anlamına gelir.

    labirent'te iki türlü yaşam vardır. kaçaklar ve konakçılar. konakçılar kabileler halinde yaşar ve amaçları ırklarının devamını sağlamaktır. labirent'te ilerlerler ama yavaş yavaş. kaçaklar ise tek başına yollara düşer son kapı'ya ulaşmaya çalışırlar. haplo'da ailesi gibi bir kaçaktır. zira son kapı'yada bu sayede ulaşmıştır. kapıdan geçmeden önce kaodin'lerle bir savaş yapar ve ölmesine ramak kala hiçlikten çıkan bir köpek tarafından kurtarılır. (manevi olarak kurtarılır diyelim biz ona.) son kapı'dan geçtikten sonra lord xar'a bağlılık yemini eder ve onun emelleri adına bu dört dünya arasında yolculuğa başlar. amacı bu dünyaları incelemek, orada kargaşalar çıkartıp, bu dünyaları lordunun gelişine hazırlamaktır. fakat haplo bu dünyalara yolculukta kendisinde daha önce farketmediği bir çok şeyi farketmeye başlar. zayıflık olarak betimlediği duygularla başa çıkmak zorunda kalır. çünkü o hiç bir zaman dost, aile, fedakarlık gibi kavramları hoş karşılamamıştır. nasıl karşılasın ki hem, labirent'te birine bağlanırsan bu senin ölümün olur sonuçta.

    7 kitap boyunca haplo manevi olarak bir çok badire atlatır ve bir uçtan diğer uca doğru zorlu bir yolculuk yapar. bu uzun yolculuktaki değişimini okumakta bizler için pek bir lezizdir.

    yalnız, nefretle dolu, mükemmel bir gözlemci, sinsi, sabırlı, akıllı bir eylem adamıdır. karizmadır. ah bu arada en yakın dostu'da bir sartan'dır. "alfred montbank" nam'ı diğer "coren" (seçilmiş)
    (28.05.2010 15:32)

breegadoon

    amanın da amanın. doğum günüymüş. iyi ki doğmuş. kaç yaşında olmuş? sorulur mu?

    ölümsüzlerden lord olan bree'mize sevgiler, inş mutlu bir yıl geçirirsin ... olmadı bir sonraki yıl için aynı dilekleri yineleriz merak etme.
    (28.02.2010 16:44)

daybreakers

    "iyi vampirler ünlü oldu, hadi biz de bir film çekelim" denmiş ve ortaya ethan hawke ile willem dafoe'nun fink attığı bir film çıkmış. kan gövdeyi götürmüş, o onu yemiş, bu bunu yakmış, bütün dünya köpek gibim kudurmuş, arada bir adam "ben kimseyi ısırmam" demiş, terminatör'ün yandan yemişi twilight ortaya çıkmış. olmuş ta olmuş ... ama ne olmuş? olmamış, hiç olmamış... hatta torrentime yazık olmuş.

    dur bakalım kim yapmış filmi onu da anlatayım;

    daybreakers, 2009 yılında Michael Spierig,Peter Spierig adlı iki akraba olması muhtemel yönetmen tarafından çekilmiş. filmde, insanken daha yakışıklı görünen ethan hawke, yine aynı görüşümün geçerli olduğu sam neill, vampirliğinde insanlığında kurtaramadığı willem dafoe rol alıyor. yanlış anlaşılmasın bu güruh oyunculuk konusunda kendini kanıtlamıştır. amma ve lakin bu filmi onlar bile kurtaramamıştır benim gözümde. mide bulantısından başka bir şey değil. doğru düzgün bir aksiyon sahnesi bile yok. varsa yoksa patlayan vücutlar. izlemeyin derim.
    (20.02.2010 20:07)

başlıkları alt alta okumak

decode

    twilight serisinin, ilk filminin klip şarkısı. paramore adlı şimdilerde ünlü olduğunu gördüğüm bir grup tarafından söyleniyor. duyduğuma göre bu grup twilight furyasının ekmeğini yemek için bayağı bir çaba sarfetmiş ve ekmeği de yemişler anladığım kadarıyla. *güzel bir şarkı, güzel bir vokal.


    How can I decide what's right?
    When you're clouding up my mind
    Can't win your losing fight all the time
    Not gonna ever own what's mine
    When you're always taking sides
    You wont take away my pride
    No not this time
    Not this time

    How did we get here?
    I use to know you so well
    How did we get here?
    Well, I think I know how

    The truth is hiding in your eyes
    And its hanging on your tongue
    Just boiling in my blood,
    But you think that I can't see
    What kind of man that you are
    If you're a man at all
    Well, I will figure this one out on my own
    (I'm screaming "I love you so..." But my thoughts you can't decode)

    How did we get here?
    I use to know you so well
    How did we get here?
    Well, I think I know how

    Do you see what we've done?
    We're gonna make such fools of ourselves
    Do you see what we've done?
    We're gonna make such fools of ourselves

    How did we get here?
    I use to know you so well
    How did we get here?
    Well, I use to know you so well

    I think I know
    I think I know
    There is something that I see in you
    It might kill me I want it to be true
    (02.02.2010 19:49)

if a song could get me you


    marit larsen adlı norveçli şirin bir kızdan duyduğum, yine dilime dolanan, şirin mi de şirin bir klibi bulunan şarkı.



    I could try you with a waltz
    İf A Song Could Get Me You..
    I could try you rock and roll
    I could try you with the blues
    If a song would do

    I could sing it high or low
    When I let you go you know
    I thought it was for the best
    Now it is so obvious

    So here it is here it goes
    I could try rock and roll
    change your life forever too
    If a song could get me you
    I could make it high or low
    Sing it on the radio
    If that is what I need to do
    If a song could get me you

    I could run for miles and miles
    I'd take off and I'd start flying
    I could cross land and sea
    If you just believe me

    I should not have hurt you so
    This old house is not a home
    Without you here there's no use
    I've got no time left to lose


    If a song could get me through
    I'd sing my way right back to you
    Tell me how to make it right
    Tell me now I'll start tonight
    I know I could make it last

    I swear to you that if I knew
    What I was getting myself into
    I wouldn't answer to my fears
    I'd never leave you standing there

    Just look at me

    If you'd only see me
    I would prove my love for you
    I could swallow half the moon
    Just tell me where tell me when
    I will have you back again
    (02.02.2010 19:43)

sayfa: 1-2-3...-37

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.