gönül

    allah, mekândan münezzeh olduğu için allah'ın mekânıdır diyemeyeceğimiz ama tecelligâhı şeklinde ifâde edebileceğimiz uçsuz bucaksız diyârdır.
    (04.01.2007 16:08)

mesnevi

    belki kitab-ı aşktır...sadece mevleviliğe ait seyr u sülûk kitabı değil, bütün manevi yolların kitabıdır, çünkü aşk turûk-ı âliyyenin hepsinde vardır.
    (04.01.2007 16:06)

müsemma

    "siz esma ile uğraşıyorsunuz, biz müsemmadayız beyim!"diyenlerin kendilerine bir büyüklük atfetmek için 'kullandıkları' hakikat.

    efendim, zaten büyüklerden böyle laf çıkmaz; büyümekte olanlardan çıkar! büyürlerse! mâlum,her yaşı ilerleyen büyümez!

    buna en güzel cevabı niyazi mısri hazretleri vermiştir: esmâdan murad bir müsemmadır.... mealinde.

    Efendim, bu nevi zevat büyümezlerse, diyelim ki bir mevlevihanede böyle bir şey zuhur etse, o zaman, daha evvel cümle kapısından girmiş olan talip, "küstah kapısı"ndan uğurlanırmış(!) Bir diğer manevi yolda ise paşmak, yani ayakkabı çevrilirmiş. mâlum, tasavvufi terbiyede ayakkabıların ucu kapının tersi istikametine bakacak şekilde koyulmaz, zira bu hâl diliyle "git" demektir. Bu ne inceliktir! Nelere dikkat edilmiş! *
    (04.01.2007 15:57)

elif efendi

    elif efendi, sütlüce'de mesnevi takrîri yapan, en büyük mesnevi şârihlerinden bir zât-ı şeriftir.
    (04.01.2007 15:50)

alim

    herhangi bir iddiasını alâmetlendiren, belgeleyen kişidir, şüpheyi giderecek adamdır; şüphe ilkâ eden adam değildir.
    (04.01.2007 15:44)

bekri mustafa

    sultan iv. murad devrinin renkli simâlarından biridir. hakkında şöyle bir şey anlatırlar:
    bekri mustafa ayasofya câmî-i kebir'ine imam olmuş. o gün de bir cenaze gelmiş. eğilmiş bekri mustafa cenazenin başına, mır mır mır bir şeyler demiş. sonra sormuşlar, yahu sen ne dedin diye? demiş ki: "Şimdi öbür taraftakiler dünya ahvalinden haber sorarlar. bekri mustafa ayasofya'ya imam oldu de, yeter.!onlar anlarlar!"
    (04.01.2007 15:43)

hamuşan

    hâmuş kelimesinin çoğuludur. Ayrıca "hâmuş",
    hz. mevlânâ'nın Şems-i tebrizi'ye rastlamadan evvel yazdığı şiirlerde kullandığı mahlastır.
    (04.01.2007 15:33)

horoz

    sabaha erişildiğini haber veren hayvancıktır.
    hz. mevlana'nın çok güzel bir teşbihi vardır, buyurmuşlardır ki: sen horoz ol öt! sabahın gelmesine karışma! Ötüyorum diye sabah oluyor da zannetme!
    (04.01.2007 15:26)

galata

    başka bir görüşe göre ise Ä°talyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi
    düşünülerek semte bu isim verilmiştir.
    (22.12.2006 23:50)

sage

    Ä°ngilizce'de 'bilge' ve 'adaçayı' anlamlarında kullanılan bir kelime. adaçayının faydaları o kadar çokmuş ki, bilge çayı demişler. 'sage' denilmesi oradan mülhem imiş...
    (21.12.2006 19:51)

aman

    aman, ebced hesabıyla hz.peygamber'in ism-i şerifine tekabül eden kelimedir. Bununla ilgili pek güzel bir beyit vardır ki hashacip, ilk tanımda beyan etmişlerdir. *
    (10.12.2006 15:19)

kadın

    her kültürde başka başka telakkileri olan cins.
    hz. mevlânâ'ya göre, kadın, sanki mahlûk değil hâlık'tır. bu söz yanlış anlaşılmaya. merak edenler, izahı için, merhum şefik can beyin mesnevi tercümesine bakabilirler.
    fakat çok çok ilginç olanı eski yunan'daki kadın telakkisidir. bu, mitlerle örülmüş bir anlatımdır. kısaca bahsedelim:
    efendim, prometheus ve epimetheus denilen iki kardeş vardır. bunların ismi iki 'morphem'den oluşur. metheus, düşünmek demektir. pro-: önce, epi-:sonra. Ä°simlerinden de anlaşıldığı üzere prometheus, önce düşünen sonra icraata geçen,önceden gören kişidir ki akıllıdır vesselâm. fakat epimetheus için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz.
    bir gün zeus, prometheus'tan insanı yaratmasını ister. (efendim, eski devirler karışık biraz.) o da yaratır insanı. fakat o kadar âcizdir ki insan, ne kendini koruyacak pençeleri vardır, ne de soğukta ısınmasını sağlayacak kürkü. prometheus, bir anne şefkatiyle acır insancıklara. ve olimpos dağından tanrıların ateşini çalar. bununla da yetmez, daha sonra bir kurban taksiminde insanlara, âmiyâne tâbiriyle kıyak geçer. zeus'un tepesinin tası atar. "bre alın şu mendebur promethe'yi, zincirleyin kayalara!"der. ve her gün şahin veya kartalını gönderip promethe'nin ciğerini yedirir. ciğer her gün kendini yeniler. böylece sonsuz bir azap olur promethe için. fakat cezasını çekmek üzere henüz götürülmemişken, promethe, kardeşi epimetheus'u tembihler: "bak epiciğim, bu zeus denilen herif-i nâşerif, bunu yanımıza koymaz. muhakkak intikam alacaktır. aman dikkatli ol, gözünü seveyim.sakın ondan gelen bir şeyi kabul etme. emi canım?" "peki ağabeycim, sen merak etme. gönlünü ferah tut." fakat heyhaat! adamın adı epimetheus: önce yapan sonra ne yaptığını düşünen. Ä°smiyle müsemma ya bizim epi, ağabeyinin söylediği bir kulağından gireeeer öbüründen çıkar.
    zeus ise intikam ateşiyle kavrulmaktadır. nihayet ne yapacağını bulmuştur. hera'dan olan oğlu hephaistos'u çağırır. bu arada hephaistos çok çirkindir. o yüzden doğduğu zaman onu dağdan atmışlardır ve bu hâdiseden sonra hephaistos topal olmuştur. neyse devam edelim. ve der ki: "kadını yaratacaksın!" hephaistos, topal ve çirkindir ama güzelliğiyle meşhur aphrodite ile evlidir. eee, kadını nasıl yaratacağı âşikâr: aphrodite'ye bakarak. *
    hayırlı evlât denileni yapar. kadını yaratır. adını pandora koyarlar. armağan demektir bu. çünkü pandora, epimetheus'a armağan edilecektir. bütün tanrılar kendilerince ihsanda bulunur. kadının kalbini hermes verir. bir tilkiden almıştır bu kalbi. bakın, kadın ta baştan bir tilki kalbine sahiptir. bunun ne manalara geleceğini fehminize terk ediyorum. uzatmayalım, pandora'ya bir kutu verirler. kendisine hediye edilen her ne varsa, bu kutuya koyulur. ve pandora tembihlenir: bu kutuyu açmayacaksın. en nihâyet pandora götürülüp epimetheus' a armağan edilir. böylece zeus, epimetheus'un başına kadın belâsını sararak intikam almıştır. mitolojik kitaplar böyle der. günler günleri kovalar. sonra pandora, söz dinlemez ve kutuyu açar. işte o zaman ne kadar kötülük vb. şey varsa kutudan fırlar çıkar. son anda kutuyu kapatır pandora ve bir tek umut kalmıştır kutunun içinde. bütün kötülüklerin sebebi pandora'nın söz dinlemeyip kutuyu açmasıdır ;ve insanı yaşatan, hayata bağlayan tek şey de o umuttur, derler.
    şimdi gelelim zurnanın son deliğine. efendim Ä°ngilizcede 'erkek' anlamına gelen bir kelime vardır: man. 'kadın' anlamına gelen kelime de 'woman'. dikkat buyurursanız, 'man' kelimesi, 'woman' kelimesinde gizlidir. işte 'woman' kelimesinin önündeki 'wo' kelimesinin bu mitolojik hâdiseye istinâden, 'belâ, üzüntü, keder' gibi anlamalara geldiği söylenir. yani kadın, yukarda anlatılan mitin içinden neşet ettiği kültür telakkisinde, erkeğin baş belâsıdır. *
    (10.12.2006 15:13)

core

    ingilizce'de 'öz, cevher, merkez' gibi anlamlara gelen kelime.
    (10.12.2006 14:33)

sevgililer günü

    kanaatimce kapitalizmin, sebeb-i hilkât-i âlem olan sevgiyi dahi paraya tahvil etmek için bir bahanesidir.
    (10.12.2006 14:30)

elma

    hıristiyanlık telâkkisinde hz. Âdem ile havvâ'nın cennetten dünyaya indirilmelerinin sebebi olarak gösterilen yasak meyva. bazı âlimler yasak meyvayla remzedilenin zevciyyet muamelesi olduğunu bildirirler. allahu a'lem.
    (10.12.2006 14:26)

sayfa: 1-2-3...-5

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.