mesnevi

  1. hz pir mevlana celaleddin rumi'nin şems-i tebrizi ile olan dostluğunun ardından aşkın en zirve noktasında ortaya çıkan, bütün alimlerin kuran-ı kerim'in tefsiri olarak tanımladıkları büyük eserdir.
    yedi yüz yıldan beri, bütün dünyada ölmez eserler arasında yer alan ve çeşitli dillere tercüme edilen mesnevi-i şerif'in türkçe'ye de yapılmış bir çok tercümeleri vardır.
    son mesnevihan olarak kabul edilen rahmetli şefik can dede'nin 19 yıl üzerinde çalıştığı mesnevi tercümesi günümüzün en anlaşılır mesnevi tercümesi olarak kabul edilir.
    mesnevi'nin ilk on sekiz beyitini, hz pir mevlana celaleddin rumi mübarek elleri ile yazmıştır. geri kalanı ise kendisi söylemiş, gözünün nuru kabul ettiği hüsamettin çelebi kaleme almıştır.
    mevlana hüsameddin çelebi'ye mesnevi'de sık sık seslenmiş ve 5. cildi de, yine şu sözlerle, kendisine iltifatta bulunarak yazdırmıştır.
    yıldızların nuru olan şah hüsameddin, mesnevi'nin beşinci cildine başlanılması istenmektedir.
    ey hakk'ın ziyası cömert hüsameddin! ey beşeri kirliliklerden kurtulanların üstadlarının üstadı.
    eğer halkın gözleri, hakikati görmekten perdeli olmasaydı, açık olsaydı, anlaşılır, idrakler dar ve zayıf olmasaydı. seni çok manalı olarak bütün meziyetinle, bütün yüceliğin ile, sana layık bir şekilde methederdim. seni övmek için kullandığım kelimeleri beğenmez, seni hakkıyla anlatacak başka sözler, başka ifadeler aradım.
    fakat doğan kuşunun lokmasını yunt kuşu yutamaz. burada yapılacak şey, yağa su karıştırmaktır, satıhta kalmak, derinlere inmemek, işi idare etmek, herkesin anlayacağı kadar söylemektir.
    ey hüsameddin, senin manevi üstünlüğün, akılların erebileceği dereceyi çoktan geçti. akıl senin büyüklüğünü anlamakta aciz kaldı.
    mesnevi bir hikaye kitabı değildir. mesnevi, hakikatler kitabı, irfan kitabıdır. hz mevlana, mesnevi'nin 1. cildinin önsözünde: "mesnevi, hakikate ulaşmak isteyenler için bir yoldur. mesnevi, temizlenmiş kişiler için gönüllere şifadır. hüzünleri giderir. kuran-ı açıkça anlamaya yardım eder. huyları güzelleştirir." diye buyurmuştur.
    Mevlana'nın 700. doğum yıldönümü, UNESCO tarafından da 2007 yılı mevlana yılı olarak kabul edilmiştir.
    "şu ney'in neler söylediğini can kulağı ile dinle, o ayrılıklardan şikayet etmededir. " diye başlayan mesnevi de ney, nefsani arzulardan kurtulmuş, nefsini yok etmiş, ilahi sevgi ile dolmuş kamil insanın sembolüdür.
    ney'in hikayesi ise şöyle anlatılır; peygamber efendimiz hz ali'ye insana dair büyük sırlar ve hikmetler anlatır. bu hikmetleri kimse ile paylaşmamasını emreder. hz ali, bu sır ile yanar durur. nihayet içinde bir çoşku, bir muhabbet belirir de kendini bir sazlığa atar. anlatır içindeki sırrı tüm hikmeti ile. o anlatır, kamış dinler. ney güzelliğini, inceliğini bu hikmetleri dinlemesi ile alır.
    (kucuk ruzgar 25.08.2006 02:40)
  2. kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan şiir biçimidir. her beytinin ayrı uyaklı olması yazma kolaylığı sağlar. bu nedenle uzun aşk öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanılmıştır. mesnevi bir eser başlıca tevhid, münacat, na’t, miraciye bölümlerinden oluşur. mesneviler aşk mesnevileri, dinsel-tasavvufi mesneviler, ahlaksal ve öğretici mesneviler, savaş ve kahramanlık konusunu işleyen gazavatnameler, bir kentin güzelliklerini anlatan şehrengizler ve mizahi mesneviler diye ayrılabilir. hz. mevlana'nın 6 ciltlik tasavvufi eseri hassaten yazıldığı türün adı ile anılmaktadır. önemli diğer mesnevilerden biri de (bkz: şeyh galib)'in (bkz: hüsn-ü aşk)'ıdır.
    (tanfener 25.08.2006 09:55)
  3. duy şikayet etmede her an bu ney,
    anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

    der ki, feryadım kamışlıktan gelir,
    duysa her kim, gözlerinden kan gelir

    ayrılıktan parçalanmış bir yürek
    ısterim ben; derdimi dökmem gerek.

    şayet aslından biraz ayrılsa, can,
    Öyle bekler, vuslata ersin zaman.

    ağladım her yerde hep ah eyledim.
    gördüğüm her kul için "dostum" dedim.

    herkesin zannında dost oldum ama,
    kimse talip olmadı esrarıma.

    hiç değil feryadıma sırrım uzak,
    gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.

    aşikardır can-beden, gör insanı,
    yok izin, görmez fakat insan, canı.

    ney sesi tekmil hava oldu ateş,
    hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!

    aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
    cezbesi aşkın karışmıştır mey'e.

    yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
    perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

    kanlı yoldan ney sunar hep arzuhal.
    hem verir mecnun'un aşkından misal.

    ney zehir, hem panzehir, ah nerde var,
    böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?

    sırrı bu aklın bilinmez akl-ile,
    tek kulaktır müşteri ancak dile.

    sırf keder, gam, gitti kaç gün, kaç gece,
    geçti yanlışlarla günler, öylece.

    geçse günler, korku yok, her şey masal
    ey temizlik örneği, sen gitme kal!

    kandı her şey, tek balık kanmaz, sudan,
    gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.

    anlamaz olgun adamdan bil ki, ham,
    söz uzar, kesmek gerektir vesselam!


    bu beyitlerle başlayan hz. mevlana'nın en ünlü eseri.
    (5im 27.08.2006 01:05)
  4. ikişer, ikişerli. edebiyatta her beyti ayrı (aa-bb-cc vs.) kafiyeli olan nazım şekli. aruzun kısa kalıplarıyla yazılır. iki beyitlik şiir parçalarından binlerce beyit uzunluğundaki kitaplara dek kullanılmış bir şekildir. uzun manzûme veya kitap halindeki mesnevîler özel adlarla anılır. bu kurala uymayan tek mesnevî mevlana'nın (öl. 1273) 25618 beyitlik farsça mesnevî-i ma'nevî'sidir. ( iskender pala'nın divân şiiri sözlüğü'nden alıntı.)
    (delice zeytin 27.08.2006 21:40)
  5. hz. mevlânâ'nın muhalled eseri... yahya kemal "eskiler ne ile yaşarlardı üstad?" sorusuna bir defasında "pilav yiyerek ve mesnevî okuyarak" cevabını vermiştir ki bu cevap, eserin sosyal genetizmimizdeki mevkiini çok iyi verir. yalnız kitaba, az çok belli seviyede bir donanımla yaklaşılmalıdır, kitap şerhiyle beraber okunmalıdır, zira kitap denilen şey biz kadardır veya kitap bize kendimiz kadar hitap eder, kendisini o kadar açar. bir büyüğün dediği gibi: mesnevî-i şerife cahilâne bir yaklaşım, hâşâ onu la fontaine masalına döndürür.

    eserin ilk 18 beytini hazret mübarek elleriyle yazmış, devamını eserde birçok defa övgüye mazhar olmuş hüsameddin çelebi getirmiştir. bu kadar uzun bir eserin "dinle!" nidasıyla başması da çok manidardır. nitekim bu fiile ait birçok yorum vardır. bunlardan bir tanesi Ä°slam-doğu dünyasının kulağa, sese çok önem vermesi ise diğeri de insanoğlunun dünyaya ait bilgisinin ilk aracının kulak olmasıdır.
    Ä°lk beytin çok hoş tercümesini paylaşalım:

    dinle neyden kim hikâyet etmede
    ayrılıklardan şikâyet etmede
    (aselban 21.09.2006 13:42)
  6. mesnevî, kur'ân-ı kerîm'in hz. mevlânâ çapındaki tefsîridir.
    "bişnev" sözüyle başlar. bişnev, dinle *demektir. derler ki eski yazıdaki "b", kur'ân-ı kerîm'in başındaki besmeleye tekâbül eder. bişnev'in başındaki "b" den, hz. mevlânâ'nın bu tefsiri besmeleyle başlattığını anlıyoruz. zaten kendileri "ben hz. muhammed mustafa'nın ayağının tozuyum" demiyorlar mı?
    tefsîrin de tefsîri var ki, bir deryadır. üç yaşından itibâren herkese hitap eden bir mübarek kitaptır mesnevî... müellifi gibi...
    (simas 21.09.2006 13:56)
  7. ankara'da cinnah caddesinden çankayaya doğru çıkarken sağ tarafa kalan sokkaklardan birinni adıdır. bu sokağı takip ettiğinizde iki farklı yola çıkarsınız. sağ tarafta kalan yol güvenlik caddesine sol tarafta kalan yol ise karyağdı sokağa çıkar. bu sokakta rusya büyükelçiliği, flash tv ve öss bürosu bulunmaktadır.
    (vidanjorss 21.09.2006 14:05)
  8. belki kitab-ı aşktır...sadece mevleviliğe ait seyr u sülûk kitabı değil, bütün manevi yolların kitabıdır, çünkü aşk turûk-ı âliyyenin hepsinde vardır.
    (elif 04.01.2007 16:06)
  9. mesnevi klasik doğu edebiyatında, bir şiir tarzının adıdır ancak mesnevi denildiği zaman akla "mevlâna'nın mesnevi'si" gelmektedir.
    kuranı kerim'in "oku" emriyle başlamasının birçok manası, sebebi olduğu gibi mesnevinin de "dinle" emriyle başlamasının sebepleri vardır.
    kuranı kerim'in "oku" emrinin manası paragraflara sığmayacak kadar derin ve uzundur ancak ben şurdan yola çıkmak istiyorumki "oku- dinle" arasında bir anlam bütünlüğü vardır.
    mevlana belki de burda "ben okudum, öğrendim, bildim" ya da diğer bir ifadesiyle "hamdım, piştim, yandım" diyor ve bizim ona kulak vermemizi istiyor

    (enes 04.01.2007 17:46)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.