meczup

    tasavvuf diliyle söyleyecek olursak "aklını verip aşkını alan kimsedir" meczup.
    (04.10.2006 21:21)

hüma kuşu

    müslüm gürses'ten dinlenilmesi tavsiye edilen uzun hava...
    (04.10.2006 21:18)

andrea bocelli

    counter strike italya arenasında siz dikkat kesilip birilerini öldürmenin hesaplarını yaparken fonda çalan müziğe güzel sesiyle eşlik eden sanatçı.
    (04.10.2006 21:13)

beni unutma

    selda bağcan'dan dinlendiği zaman çok derinden hissedebileceğiniz ve hatta bir sonbahar akşamına denk gelirse ağlayabileceğiniz mükemmel şarkı. daha sonra zara'da söylemiştir bu şarkıyı ama o kadar da etkili olmamıştır.
    (04.10.2006 21:11)

konuşan fotoğraflar

    bir fotoğraf bin kelimeye bedeldir sözünü geçerli kılan kareler.
    (04.10.2006 21:04)

oray eğin

    hürriyet gazetesi'nin eski yazarlarından ali atıf bir'in köşesine taşıdığı "eşcinsel yazarlar kendini açıklasın" konulu yazısına "bunu istemek faşitliktir" diyerek ilk tepkiyi veren ve ardından hıncal uluç'un da ali atıf bir'e destek vermesiyle ortalığın gerildiği polemiğin kişilerinden olan akşam gazetesi yazarı.
    (04.10.2006 21:03)

küstah

    2006 yılında "küfürsüz mizah"da yapılabilir düşüncesiyle yayın hayatına başlamış severek okuduğum mizah dergisi
    (04.10.2006 20:50)

kundura

    şimdiki ayakkabı satan büyük marka mağaların olmadığı dönemlerde, semtlerde "kunduracı" tabelasına sahip dükkanlarda insanlara satılan ürün.
    (04.10.2006 20:49)

aradiğınız kişiye şu an ulaşılamıyor

    bir dönem telsim bu mesajı ajda pekkan, beyaz gibi tanınmış sanatçılara okutmuştu.
    (04.10.2006 20:43)

cezmi ersöz

    insanların duygularına hitap eden ve bu haliyle başlandığında bitirilmeden elinizden bırakamayacağınız kitaplar yazmıştır. fakat bir kaç kitabını okuduktan sonra dil olarak sürekli kendini tekrar eden (aynı kelimeleri kullanan), liseli psikolojisini çözmüş ve damardan giren, hatta duygu sömürüsü yapan bir yazar olduğunda karar kılınabilecek, leman dergisinde yazan ve bir gezgin misali her gün bir başka şehirde olup solculuk oynayan öğrenci kesimine hitap eden yazar.
    (04.10.2006 20:40)

tok açın halinden anlamaz

    60-70-80'li yıllarda yeşilçam sinemasının vazgeçilmez repliklerinden birisidir.
    (04.10.2006 20:31)

istanbul

    "istanbul, sen ululardan kalma şehirsin amma,
    şimdi görürüm seni de herşeyin bir muamma"

    satırlarına özne olan şehir.
    (04.10.2006 20:26)

polis

    bir mekanın güvenliğini ve huzurunu sağlamak gibi zor bir görevin altına girmiş bir kısım insanlardır kendileri. aynasızlar olarak bilinirler bunun yanında bazı gençler arasında "amca/amcalar" diye de bir tabiri vardır. resmi ve sivil olarak iki kategoriye ayrılmaktadırlar. resmi olanları üzerlerindeki kıyefetlerden ve kullandıkları araçlardan tanımak mümkün iken, alınlarında yazmadığı için sivil polisleri tanımanın imkanı yoktur, karşınıza simitçi, ayakkabı boyacısı, çaycı, temizlikçi vesair kimliklerle çıkabilirler. 2000'li yıllarada kadar renault 9 model, beyaz renk ve kocaman antenli araçları görmek sivil polisleri görmek olarak algılanıyordu çünkü genelde bu aracı kullanıyorlardı. söylenene göre sivil polisler, resmi polislerden daha sert ve korkutucu oluyorlarmış.

    sokaktaki insana göre göbekli polis rüşvet yiyen polismiş. telsiz konuşmalarını merak etmekte ve her mesleğin bir dili olduğu gibi polislik mesleğinin de kendine has bir dili olduğunu düşünmekteyim.
    (11.09.2006 00:54)

pınar altuğ

    rezilliği uluslararası basında yer bulan kaşar...

    washington post gazetesi'de pınar altuğ ve küçük aşkını konu edindiği bir yazıda yeni bir rezilliğe imza atıyor.

    malum kadının aşkı! ile peygamber efendimizin ilk eşinin evliliklerini kıyaslıyor.

    hürriyet gazetesi'nin haber/yorumuna göre "son dönemde türkiye'de örtülü kadın sayısının arttığı hatırlatılan yazıda ayrıca altuğ'un kendisinden yaşça küçük erkeklerle birlikte olmasının da çok sıradışı olmadığı, müslüman kadınların buna alışık olması gerektiği çünkü hz. muhammed'in ilk karısının kendisinden 15 yaş büyük olduğu da belirtiliyor. "

    (bkz: al birini vur ötekine)
    (09.09.2006 10:55)

nihat genç

    okur, yazar, hatip, gezgin, gerçek bir düşünce adamı... sanki ikinci cemil meriç dediğim insan. trabzon doğumlu, gençlik yıllarında ülkücü saflarda yeralmış. daha sonra gördüğü yanlışlara tahammül edemeyerek o camiayla bütün bağlarını koparmış. ve kalemini kendine kılıç edinmiş. sağ ve ülkücü camiaya en ağır eleştirileri yöneltmiş ama bir solcu bağnazlığıyla değil, düşünerek, mantıklı açıklama ve alternatiflerini sunarak yapmıştır bunu. aynı şekilde sadece sağcıları değil, solcuları da eleştirmiştir. "memleket hikayeleri" ilk okuduğum kitabıdır. yıllardır leman dergisi'nden takip ederim kendisini... haklı olarak temiz bir dünya istemektedir. gereksiz bir takım ayrımlara girmeden herkesi kucaklayabilen insandır. aydın tipini tarif eder, mazlumun yanında zalimin karşısındadır. yazar, konuşur, küfreder. en çok da kendini ayıplar, memnun değildir bu halinden, şikayetçidir. "bir aydın olarak, yazar olarak ağzımın bozukluğundan dolayı utanıyorum" der ve ekler bunlara küfretmemek elde mi?

    bilir ki ısrail katildir. amerika soysuzdur, rum'u da bilir, ermeniyi de, erivana gitmiş, görmüş soğuk duvaları ve suratları duvar gibi insanları, sonra bosna'ya... mostar köprüsü'nden geçmiş, toplu mezarlar görmüş, ağlamış ölen müslümanlara, dualar etmiş. ve daha teri soğumadan ortadoğu'ya, barış elçiliğine... ama ısrail, abd ve yandaşlarının talimatlarını destekleyen bir barışın elçiliğine değil, "haksızsınız, durun, çekin kanlı pençelerinizi bu topraklardan, siz giderseniz barış zaten kendi gelecektir buraya" demek için...

    büyük bir tecessüs onunkisi, büyük bir kütüphane, cemil meriç gibi yani, derin ve anlamaya yönelik... gözlükleri var, ve yorgun gözleri...bazen korkarım onun için, "inşallah gözlerine birşey olmaz" derim. görmeli ki gösterebilsin... "bir insan hakkında birşey yazacaksam okurum, araştırırım önce ve temellendiririm yazımı" der. hal böyleyken bile hakkında en çok dava açılan insanlardan kendisi, çoğu zaman hislerime tercüman olduğunu düşünürüm.

    skytürk tv. de serdar akinan ile bir program yapıyor, ıstanbul'a geldiğinde serdar akinan ağırlıyor kendisini, ve programda akinan soruyor, o yorumluyor. kendine hakim olabiliyor ekran karşısında, sıkıyor dişlerini...

    bir çok gazeteden yazarlık teklifi almasına rağmen akşam gazetesi'nde yazarlık yaptı bir dönem, buna ihtiyacı vardı, çünkü gazete demek hele hele günlük gazete demek daha çok okuyucuya ulaşmak demek. ıyi bir fırsattı, yazdı bir süre ve yeni insanlara ulaştı, baktı ki "bal tutan parmağını yalıyor", ikiyüzlülük almış yürüyor ve işler dışarıdan göründüğü gibi olmuyor, kendine yakışır şekilde aldı ceketini çıktı.

    bir kısım insan nihat genç'in sağcı mı solcu mu olduğunu tartışıyor, anlamaya çalışıyor. beyhude bir çaba bu. cemil meriç'in tabiriyle: "ıdeolojiler üzerimize giydirilmiş deli gömlekleri". nihat genç bu deli gömleğini üzerinden çıkardı attı. onu bir köşeye çekmek yerine söylediklerine bakmakta yarar var. itri'yi en güzel o yazmıştır. hacı bektaş veli'yi, yunus emre'yi gösterir o, bu ülkeyi sevmeyi, anadolu'nun özünü yazar o, ülkemiz üzerinde oynanan kahpe oyunlara işaret eder, dikkat çeker. her türlü emperyalizmi, kapitalizmi, zulmü reddeder. Kendimize dönmeyi ve aradığımız bütün güzel hasletlerin bizim özümüzde mevcut olduğunun altını çizer...

    uzun lafın kısası: o gerçek bir aydın...
    (08.09.2006 23:25)

sayfa: 1...-8-9-10-11-12...-14

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.