istanbul

  >>

  1. zamanın beyefendilerinin ses çıkartmadan yürümek için zarifçe adımlar attığı arnavut kaldırımlarıyla bezenmiş cihan kenti, şimdilerin kredi borcu mağdurları ve kapkaç terörürünün estiği viran şehir.
    (gilgalad 26.03.2006 21:23)
  2. uğruna bir çok savaşlar yapılan,eskiden taşı toprağı altın denilen fakat taşı ve toprağında altın değil gümüş bile bulunmayan,türkiye'nin kalbi ve 3 büyük şehrinden biri.
    (angelus 26.03.2006 23:16)
  3. ele geçirilişinin bir çağın sonunu getirdiği ve diğerini başlattığı şehir. ele geçiriliş öyküsü bile başlı başına bir efsanedir.
    (satanic romance 27.03.2006 23:56)
  4. kaçıp kurtulmak istersin bir adım uzaklaşınca özlersin,trafik,kaos,istiklal caddesi,dilenciler,kapkaççılar,iş adamları,güzel kızlar,cennet,cehennem hepsi istanbul un içinde.burda yaşamak insanı bazen abad bazen berbat eder.dünya nın başkentidir.

    (spiritualheigth 31.03.2006 10:21)
  5. toprakları kazıldıkça, altından devamlı çok çeşitli zamanlara ait tarihi eserler çıkan, tarihin en görkemli kentlerinden biri. hakkında şimdiye dek çok şey söylenmiş ve daha pek çok şey söylenecek olan. ama bu sözlerinin hiçbirinin de tam olarak tarif edemeyeceği, anlatılmaz yaşanır şehir.
    (culurien 31.03.2006 10:27)
  6. insanı kendine aşık eden şehir. uzaklardayken özlenir, kopulamaz. vapurda simit keyfi, kızkulesine doğru sıcacık çay, anadolu kavağında balık, ilginç dükkanları çarşıları, geçmişe götüren tarihi yapısı, sokakları, semtleri, sıcacık havası bağlar sizi. trafiği, çevre kirliliği, birde kıroları bu aşkı benle paylaşmasa keşke.
    (can 31.03.2006 10:49)
  7. gidenlerin geri dönmek istemedigi, görmeyenlerin merak ettigi, bi zamanlar havasına suyuna asık olunan, orhan veli'nin olmazsa olmazı, buram buram tarih kokan, tüm olusuzuklarına ragmen vazgecemedigimiz güzel sehir , metropol.
    (gilthoniel 31.03.2006 21:03)
  8. avrupa ile asya kıtaları arasında köprü görevi gören, bunların birbirine en çok yaklaştığı iki uç üzerinde kurulmuş şehirdir. bu uçlar avrupa kıtasında çatalca, asya kıtasında ise kocaeli; güneyden marmara ve bursa, güneybatıdan tekirdağ ve kuzeybatıdan kırklareli ile çevrilidir.

    (gamengineer 01.04.2006 00:42)
  9. gönlümün başkenti. her ne kadar bu şehirde yaşamak zor olsa da asla vazgeçilemez. o karmaşasının ve çilesinin içinde bile kendini sevdirmeyi bilir. sabah köprü trafiğinde lanetler okuduğunuz şehre, akşam boğaz manzarasın da övgüler yağdırırsınız. mistik ve tarih kokan yapıları, her türlü cins ve türden insanı, ile tam bi medeniyetler merkezidir.
    (mcleod 01.04.2006 00:53)
  10. taşı toprağı altın guzel şehiri ülkemin istanbulunmazeret yaşamak için, geceleri giydigi o kostum mest eder bütün dünyayı.her saniyesi atraksionlarla dolu mega şehir,mini ülke.galatası,taksim,boğazı,modasıyla kndine ceker şehir-i|stan|bul|un|maz|eret.
    (hypnotize 01.04.2006 02:57)
  11. her çeşitten insanın bulunduğu,gittikçe bir yığın çöpe dönüşmeye başlayan,parası olana cennet olmayana ise cehennem olan memleket.

    (bkz: bir baskadir benim memleketim)
    (lizardking 01.04.2006 03:24)
  12. büyüleyici bi şehir. dolaşırken istanbulu tarihle okadar iç içesinizdirki,her an karşınıza bi atlı çıkıcak hissi verir .bircok tarihi dönemi yasarsınız aynı anda. bastığınız her yerden tarıhe adını yazmış kişilerin geçtiğini düşünmek sıradışı bi şehirde oldugunuzu hissettirir.
    (babil 01.04.2006 14:28)
  13. 40 kocadan arta kalan dul. gecekonduların köyleştiremediği, kulelerin, muntazam yapıların kentleştiremediği ve insanların yakarak,yıkarak,köhneleştirerek,hor davranarak bitiremediği tarihin birinci dereceden akrabası eşsiz köykent.gezdikçe hayranı olduğunuz, yaşadıkça yorulduğunuz, sigara kıvamında bağımlılık yapan, her şey ve hiçbir şey olabileceğiniz şehir. her ne kadar artık bir sengine yek pare acem mülkü feda olmasa da hala "şah-ı şehrin"...
    (muhayyel 08.04.2006 17:59)
  14. konstantinopolis adıyla doğu roma imparatorluğu'na ve latin imparatorluğu'na başkentlik etmiş şehir.
    (medeni karpuz 09.04.2006 19:43)
  15. yalnızlıklar, hüzünler, nefretler ve aşklar şehri. o güne kadar yaşanılan her şeyi, bünyesinde sizi yavaş yavaş sindirirken aynı hızla unutturur. eğer istanbul da yaşamaya başlamışsanız artık istanbullusunuzdur, tarihininden gelen doygun medeniyeti, yaşanmışlıkların hayaletleri bir saniye olsun bırakmaz peşinizi, sürekli size fısıldar durur. kaldırımda yürürken gördüğünüz harebe ahşap ev sizi sizden öncekilere götürür donan zamanda hayatlar geçer gözlerinizin önünden. hapis hayatın, sürgün hayatın ve sevgisiz hayatın yaşanır olduğu yegane şehirdir, tombul anaçteyzedir, kimi zaman kulak çeken fakat geri kalanda nemli bağrına basan.*
    (maikule 09.06.2006 23:13)
  16. bu şehr-i sitanbul ki bi-misl ü behâdır
    bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır

    nedimin sözü uzaktayken daha iyi anlaşılıyormuş meğer....

    açıklama: kabaca bu istanbul şehri ki paha biçilmezdir, bir taşına bütün iran diyarı feda olsun...
    (dawsonscreek 07.07.2006 19:33)
  17. yapılan anketlerde arka sıralarda olmasına rağmen dünyanın en güzel şehridir.
    uğruna o kadar savaş verildikten sonra gerçek sahibine geçmiştir.
    ayrıca üçdinin birleştiği sayılı şehirlerdendir fakat değerini bilememekteyiz.
    (vincent 07.07.2006 20:20)
  18. ülkemizde suçoranı nedeniyle beni en çok korkutan ve bu nedenle yaşadığım yere* şükretmemi sağlayan şehir. ayrıca televizyonda herkesin neden istanbul yerine ıstanbul dediğini de ayrıca merak etmekteyim.
    (queen tinorfithiel 07.07.2006 21:08)
  19. her köşesinin geçmiş koktuğu , gökkuşağı gibi rengarenk , sürekli canlı olan bir metropoldur.
    (hanifi 21.07.2006 15:47)
  20. erkektir.sesiyle sevdirir önce.çocukken tanıştığın o fotoğraf,büyüyünce beyaz atlı prensin olacaktır belki de.ama bunun için istanbuldan kaçman gerek önce.aklını büyüttüğünü sansan da,küçük kalbine ayak uydurup pembe elbisesine dönecektir o da,yine...7 tepesinde 1 aşk yazarsın ömrüne.sokak köşelerinde tutulacak bir el olmak istersin onun kalbinde.dokunmak korkutsa da dokunmaya koşarsın istanbula..mavisine..özlersin sonra,bilmeden ne vereceğini sana.önce kaçarsın sırf yakalanmak için büyüsüne.hayal edercesine,hala pembe elbisenle,bir sabah daha onun sesiyle uyanabilmek için tanrıya dua et.tüm kötülükler uzak olsun senden ve bırak kendini,kalbini istanbulun kollarına....
    (jellybone 21.08.2006 20:30)
  21. her geçen gün daha da kalabalıklaşan, üzerinde yaşayan insanların sinir harbi yaşadıkları, gerek ekonomik, gerek sosyo-kültürel bir çıkmazın içinde bulunan, sabahın 5'inde başlayan koşuşturmacalara tanık, tarihte nice medeniyete ev sahipliği yapmış koca bir umman ve mozaik.

    necip fazıl'ın deyimiyle: ''ana gibi yar olmaz, istanbul gibi diyar; güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...''
    (odalarda 22.08.2006 01:33)
  22. içinde yaşayanlarının herkesin terketmek gitmek istediği ama hiçkimsenin vazgeçemediği şehir.
    (tavsan besleyene kilavuz 22.08.2006 19:52)
  23. ıstanbul tarifi olmayan bir şehirdir. ama en fazla tarif edilen şehirde ıstanbul?dur. taşı toprağı altın diyenler, bugün onun adına en büyük zararı verenlerdir. çünkü ıstanbul artık yaşanmaz derken bile ?ben ıstanbul?u sevmiyorum? dediklerinin farkında değillerdir.
    ıstanbul? u tadabilmek, koklayabilmek, anlayabilmek, yaşabilmek her baba yiğidin harcı değildir. hatta ıstanbul?u anmak bile herkesin hakkı değildir. ?metropol görmeyen büyük sanatçı olamaz? diyenlerin bile kolayca yerlerine tükürdüğü aziz ve sabırlı bir şehirdir. türkiye?de de ıstanbul?u bilmeyen, hissedemeyen sanatçı olamaz sanırım. bu durumda gerçek sanatçıların da kendilerini nasıl sırladığını görmüş oluyoruz.
    istanbul'u sevmek ibadettir.
    uzun zaman ayrı kaldıktan sonra tekrar geldim ıstanbul?a. ıçimdeki tarifsiz duygularımı da yanıma alarak geldim. şanslıydım hem ıstanbul?umu koklayacaktım hem de hasretimi yazacaktım. ınsanlar ölüp giderler ama eserleri baki kalır, aynı devlet gibi, devlet baki ama yönetenler fani. ışte insan fani ama eserleri baki oluyor. istanbul'da öyle eserler verilesi bir şehir idi son bıraktığım hali ile.
    önce uzunca zamandır hasret kaldığım şehri kokladım ardından, aziz mahmut hudai efendiyi, yahya efendiyi, hazreti pir nurettin cerrahi?yi ziyaret ettim. fatih?in fethettiği ıstanbul?u dolaştım. zamane deyimiyle inanılmaz bir enerji ile doldum taştım.
    istanbuldan ayrı düşerken bir nedenle acı ile doldu gönlüm. hatta çok sevdiğim bir muhteremin sandukasının önüne dikilip, ? hiç mi içiniz sızlamıyor beni buradan gönderirken, hiç mi sevmiyorsunuz beni, ıstanbul?dan kopup gitmeme nasıl razı geliyorsunuz? tarzı sitemlerde bulunmuştum. sanki sandukadaki muhterem, sabır ve zamandan bahsetti.
    büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım ve ruhumun tedavi olması gerekiyordu. benim gibi melankolik bir insan içinde belki ıstanbul?dan uzakta bu sorunları aşmak gerekiyordu.
    hep ıstanbul?dan uzak düşmenin acısını yaşadım. hatta gecelerce yastığıma ıstanbul için gözyaşı bıraktım. zaman zaman ? allah?ım bu kıymet bilmezlerle beni aynı kefeye mi koydun da beni buralara sürdün? dedim. halvette gibiydim ankara?da. 40 günün dolmasını beklemek gibi bir şey. yerleşemedim ankara?ya. hep içimde umut oldu. çünkü en son umutlar ölür sevgili vampirler. ve ben umudumu hep ayakta tuttum.
    diyeceksiniz ki bunları bize neden yazıyorsunuz, onca işimizin içinde birde duygu buhranı yaşayan biri ile mi uğraşacağız? aslında böyle düşündüğünüzü bilsem yazmazdım değil mi?
    her rüya değil tabi ama bazı rüyalar uyanıkken bile görülebilir. ıstanbul?da olduğumdan habersiz olan biri bir rüya görür. bana ulaşmaya çalışır rüyayı anlatmak için. ve ıstanbul?da olduğumu duyunca çok şaşırır. işte o an halvetin bittiğinin işareti gibi irkilip bavullarımı hazırladım. içimde belirenleri anlatmaya çalışıyorum size.
    güven duygumun çok gelişmiş olduğu söylenir. belki de bundan da cesaret alarak düşünmeye başladım. zamanı geldi demek ki dedim, artık ıstanbul beni kanatmaz acıtmaz diye düşündüm.
    aralar da nefelsenmek için geldiğim de ağır bir hüzün basardı dönerken. ama bu sefer ölmek üzere olan umutlarımın hareketlendiğini, içimde çok büyük bir coşku belirdiğini gördüm. gözlerimin parıltısı ankara?yı ışıl ışıl yapmıştı.
    Önce hayallerimi kurdum, hatta insanların hayal kurmaktan uzak olduklarını gördüm. önce hayal kurmak gerekir. Ãœstelik hayal kurmadan yaşamak çok zor olsa gerek. ıyi ya da kötü, büyük ya da küçük. ben hep yalnızlığımla paylaşıyorum yalnızlığımı ve hayallerimi de kendime saklıyorum. değer bilmeyen insanlarla değerleri konuşmanın anlamı yok. sadece zaman kaybı bu. belki de sizin değerlere değer vereceğiniz hissine kapıldım.
    anlatamadığım bir şey vardı. peygamberimizin bir sözü var. ?bir insanı seviyorsanız ona muhakkak o an bunu söyleyin? diyor. ?sonra onu bulamayabilirsiniz?. bende istanbul'a seslendim, 'ey insandan da öte şehir seni seviyorum ve halvetin acısını çıkarmaya geliyorum" diye.
    sadece sevgiler değil, eğer bir şey istiyorsak bir talebimiz varsa önce onu dillendirmek gerekir. allah yol açmadı diyerek, allah?a iftira atmaya lüzum yok. meşhur rahip kurtarma hikayesi gibi olmamalı. kendisini kurtarmak için her şeyi gönderen, ama kurtulmak için tanrı?nın kendisini bekleyen rahip durumuna düşmek anlamsız.
    bunca yazdığımın arkasından sadede gelmemi bekliyorsunuzdur. duygularım çok terbiyeli. çok zor saygı duyan, çok zor seven biriyim bendeniz. ve inanın ki çok zor anlatan ve paylaşan.
    ben ıstanbul?uma dönmek istiyorum. halvetten çıktım artık. ama ınsanlardan çok korkuyorum. çünkü allah?tan korkan insanlar kalmadı neredeyse. ve ben allah?tan korkmayanlardan çok korkuyorum. gerek sizin gerek benim bulunduğum dünya maalesef bu tür insanların çoğunluğunu oluşturduğu bir dünya. ıncinmekten ve incitmekten korkuyorum. çünkü yaşamak için nedenler gerekli. sadece allah?ın azrail?i göndermesini bekleyerek yaşamak nereye kadar.
    yaşam içinde sadece duygularla hareket edemeyiz. ve kimseden de bunu beklemeye hakkımız yok. hele ki büyük işler yapan biriyseniz, istanbul'u duygulardan sıyrılıp başka bir gözle de görmek gerekir.
    bugün sokaklarını dolaştım istanbul'un ve adab-ı muaşeret sınavı açıp, edep yoksunlarını kovalım bu şehirden diye köşeme çekilip ağladım. elleri kırılasıların attığı izmaritler değildi gözümden kanlı yaş getiren. caddelerini, sokaklarını, avlularını, meyhanelerini, camilerini, sahillerini saran ağır insan suretinde eşeklerin kokusu idi.
    utanmadan, edepsizce basıyorlardı istanbul'un toprağına adımlarını ve pisliklerinin üstünü kapamadan bırakıyorlardı.
    ey istanbul affet bizi, sen ki peygamberin övgüsünü almış, hala dünyanın gözlerini üzerinden alamadığı ve gizli politikalarını bile senin üzerine yaptığı nadide bir şehirsin.
    affet bizi ey kutlu fatih, senin sakalından bile saklayıp da fethettiğin bu şehri böylesine umarsızca, duyarsızca, hoyratça kullandığımız için.
    affet bizi allah'ım, elimizden alınınca kıymeti bilinenlerden yapma aziz istanbul'umuzu.


    (kucuk ruzgar 03.09.2006 04:03 ~ 05.06.2008 19:22)
  24. değişken ruh hallerine göre değer biçilen, "gitmek mi zor, kalmak mı" sorusuna en yakışan şehir.

    inişli-çıkışlı bir aşk halidir.

    muadili yoktur, ki "ben ne şehirler gördüm" diye lafa başlayan modern evliya çelebi'ler bile hakkını teslim eder.



    (senhepguneskal 03.09.2006 16:26)
  25. islambol kelimesinden türemiş kelimedir. 20. yüzyıla kadar osmanlı metinlerinde dahi daha çok konstantiniyee kullanılırken milliyetçilik akımlarıyla birlikte istanbul baki kalmıştır.
    (agopist 04.09.2006 11:16)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.