polis

  >>

  1. eski yunanca'da 'şehir' anlamına gelen sözcük..
    (hmt 19.06.2006 15:35)
  2. devletimizin sosyal alanda güvenlik gibi çeşitli konularda hizmete sunduğu görevli teşkilatlardan birisinin mensuplarına verilen isimdir.
    (fleur de lis 19.06.2006 16:02)
  3. hakkındaki rüşvet, yolsuzluk ve işkence haberleri sebebiyle halkın gözünde güvenirliliğini git gide yitiren, devletin kolluk kuvveti. toplum gözünde kaybettikleri prestiji geri kazanmak için "ah bir polis olsam" ve "arka sokaklar" gibi dizelere destek veren kurum.
    (sukimania 03.09.2006 21:35)
  4. devletin iç bölgelerinde huzuru korumakla görevli silahlı kuvvetlerdir. devletin korunmasında birinci dereceden sorumludurlar, çünkü tehdit sadece dışarıdan değil içeriden de gelebilmektedir...
    (casparow13 03.09.2006 21:44)
  5. devletin emniyeti sağlamak için kullandığı, emniyet müdürlüğü çalışanları.
    jandarmadan bir farkları, asker olmamalarıdır. isteyen her vatandaş, polis okuluna giderek, buradan polis olarak çıkabilir.
    (bkz: ah polis olsam)
    (krzmtk hnf 08.09.2006 17:08)
  6. bir mekanın güvenliğini ve huzurunu sağlamak gibi zor bir görevin altına girmiş bir kısım insanlardır kendileri. aynasızlar olarak bilinirler bunun yanında bazı gençler arasında "amca/amcalar" diye de bir tabiri vardır. resmi ve sivil olarak iki kategoriye ayrılmaktadırlar. resmi olanları üzerlerindeki kıyefetlerden ve kullandıkları araçlardan tanımak mümkün iken, alınlarında yazmadığı için sivil polisleri tanımanın imkanı yoktur, karşınıza simitçi, ayakkabı boyacısı, çaycı, temizlikçi vesair kimliklerle çıkabilirler. 2000'li yıllarada kadar renault 9 model, beyaz renk ve kocaman antenli araçları görmek sivil polisleri görmek olarak algılanıyordu çünkü genelde bu aracı kullanıyorlardı. söylenene göre sivil polisler, resmi polislerden daha sert ve korkutucu oluyorlarmış.

    sokaktaki insana göre göbekli polis rüşvet yiyen polismiş. telsiz konuşmalarını merak etmekte ve her mesleğin bir dili olduğu gibi polislik mesleğinin de kendine has bir dili olduğunu düşünmekteyim.
    (obvious 11.09.2006 00:54)
  7. onur ünlü'nün yazıp yönettiği, başrollerinde haluk bilginer ve özgü namoğlu'nun oynadığı filmdir. 16 şubatta vizyona girmesi beklenmektedir. yönetmenine göre haluk bilginer al pacino ve robert de niro tadında bir oyunculuk sergilemektedir. diğer bir önemli nokta da filmin başından sonuna tüm sahnelerinde haluk bilginer yer almaktadır. haluk bilginer bu filmle ilgili olarak türk sinemasının ezberini bozacak diyor.

    mesleğinin zirvesinde bir cinayet masası polisinin kendinden 40 yaş küçük üniversite öğrencisi bir kıza olan aşkı, mesleğinin tehlikeleri ve ailesi arasına sıkışıp kalmasının hikayesidir.

    film gösterime girmeden önce söylenenler çok etkileyici. bakalım sonuç ne olacak.

    http://www.polisfilmi.com
    (agopist 16.01.2007 03:22 ~ 15.04.2007 14:17)
  8. başrollerini *haluk bilginer ve özgü namalın paylaştığı ikibinyedi yılındaki şubat ayının onyedinci gününde gösterime girecek olan sinema filmi.
    iyi olmasını umud ediyoruz zira haluk bilginer iyi oyuncu özgü namal hem iyi hem de güzel oyuncudur. http://www.polisfilmi.com/ sitesinden edindiğim izlenimlerime göre iyi olacakmış.
    (mancene 28.01.2007 10:13)
  9. dört gözle beklenen onur ünlü filmi ... ' şiddete meyyalim vallahi dertten !'
    (mistaneek 29.01.2007 07:48)
  10. bazen acıma duygusunu kaybeden insanların görevdir. yoldan geçen yaşlı teyzeye cop indirecek kadar sinir harbi içinde olan insanların mesleğidir.*
    (donpierre 29.01.2007 10:05)
  11. haluk bilginer'in oyunculuğu ile devleştiği film. süper bir performans. Çarpıcı bir film polis. bazılarının çok seveceği, bazılarının nefret edeceği türden. biraz tarantino'yu andırıyor. biraz da çizgi romanları. senaryo yazımında emeği geçen ve filmin jeneriğinde "özel teşekkür" edilen murat menteş'in bir çizgi roman sever olmasının etkisi büyük sanırım. filmin ironik bir yanı olduğunu da belirtmeden geçemiyeceğim. İzlenmesi gerekir zannımca.
    (muhabir 14.02.2007 02:25)
  12. klişeleri kullanarak, klişeleri yıkan harika bir onur ünlü başyapıtı.
    bir yönetmenin ilk filmini, bir başyapıt olarak değerlendirmek, bundan sonrası için kendisine büyük bir sorumluluk yüklese de, evet, kesinlikle bu film bir başyapıt.
    nereden başlasam bilemiyorum, ilk olarak şu kadarını söylemeliyim, benim gibi the matrix filminin konusuna kafayı takmış, uzun saatler filmi düşünmüş iseniz şöyle özetleyebilirim ki, the matrix insanın zihnini ne kadar yoruyor ve her izlediğinizde nasıl daha farklı düşüncelere sevkediyorsa, polis filmi de o derece duygularla oynuyor.
    bir polis düşünün; tam mutlu oluyor diyorsunuz, birden üzülüyor, birden seviniyor, birden sinirleniyor, tekrar seviniyor, sonra tekrar üzülüyor, korkuyor..
    ve film bu duygu yoğunluğunu o kurgusuzluk * içersinde o kadar sert bir şekilde vermeyi başarıyor ki, film bittikten sonra gerçekten yorulduğunuzu hissediyorsunuz.
    film aslında ortalama sinema izleyicilerini tatmin etmeyebilir. Çünkü bir çok olay anlamsız, karmaşık, saçma gibi görünebilir ama değil. zaten "değil" olduğunu anlayabilirseniz bu filmden çok zevk alacaksınız demektir aksi takdirde sıkıcı, başı sonu belli olmayan, ne için çevrildiğini sorduran kötü bir film gibi gelecektir. ama bu filmin güçlü mizah anlayışı olan bir kara film olduğunu unutmamakta yarar var.
    şöyle bir konuya bakacak olursak, musa rami -ki bu polisimiz oluyor- ünlü mafya ailesi izmitlilerin küçük oğlunu öldürüyor ve bütün izmitli eşrafının nefretine maruz kalıyor. izmitliler polisin bütün ailesini bitirmek için uğraşıyor vesaire vesaire. aslında polis en ufak bir hata bile yapmıyor, hatta mafya oğlunu öldürmesi bile nefs-i müdafaa aslında. velhasıl mafya için bu sebep pek geçerli değil.
    İzleyecek olanlara daha fazla zarar vermemek adına konuyu burada keseyim ve filmden bir kaç anekdot söyleyeyim.
    polis yani musa rami filmin fragmanında da görünen bir sahnesinde cami kenarında intihara teşebbüs ediyor ve camiden gelen kur'an- kerim sesiyle intihardan vazgeçiyor. kabe imamının sesinden tekvir suresi'ni dinliyoruz. bu surenin seçimi gerçekten çok yerinde olmuş zira hayatından bezmiş, yaşama sevinci olmayan, inançsızlaşan insanlara ziyadesiyle etkileyici sözler içeren bir sure tekvir suresi ve şu ayetle bitiyor:
    "Âlemlerin rabbi olan allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz."
    bu ayetle de başına dayadığı silahı indiriyor musa rami.
    bir başka sahnede doktora
    Ölecek miyim? diye soruyor polis musa rami.
    hepimiz öleceğiz diye cevap veriyor doktor.
    ne saçma bir soru aslında değil mi? sadece kanser hastaları, kalp hastaları sorarlar ölecek miyim diye veya ölüp ölmeyeceklerini merak ederler..
    halbuki hangimiz ölmeyeceğiz ki?
    bu tarz diyaloglar ve enstantaneler bolca var filmde, bir bakıyorsunuz kadir inanır'ın repliklerine gönderme yapıyor yönetmen, bir bakıyorsunuz hollywood sinemasında sürekli kötü karakterli lanse edilen uzakdoğu tiplemelerine..
    söylenecek çok şey var polis'le ilgili, ama bunları sonraya saklamak gerekli diye düşünüyorum zira film yeni vizyona girdi ve bir çok kişi bu filmi izlemek istiyor. türk sinemasına destek demiyorum bile, bu filmi izlemek bütün sinemaseverlerin boynunun borcu..
    son olarak unutmadım elbette, musa rami'ye hayat veren haluk bilginer. zaten çok sevdiğim bir oyuncu olan haluk bilginer bu filmde sergilediği performansla kesinlikle türk sinemasında benim için çok özel bir yer edindi. mükemmel oyunculuk performansı için bile bu film izlenmeli..
    umarım hakettiği ilgili görür.

    yaklaşık on yıl sonra gelen edit: The Matrix filmi benim için özel bir yere sahiptir ve hep öyle kalacaktır, bu doğrudur. Ancak yıllar önce Polis filmini The Matrix ile kıyaslamış olmak neresinden bakarsanız bakın ayıp olmuş. Polis filmi ile ilgili görüşlerim değiştiğinden değil, sadece birbiri ile alakasız iki filmi kıyaslamış olmam bariz bir toyluk örneği. İki filmin yeri ayrıdır. Matrix'in yeri apayrıdır. Haluk Bilginer'e de hakkını teslim ettiğim iyi olmuş. Benim övgüme de ne ihtiyacı vardı sormayın gitsin.
    (agacsakal 21.02.2007 16:10 ~ 03.03.2016 07:46)
  13. bakışların , mimiklerin herşeyi anlattığı sahneleri , şiddeti , aşkın şiddeti , tercihler ve tabii ki tercihleri tetikleyen intikamı böylesine şairane anlatıldığı ve tabii yönetmeni de şair olduğundan bu durumun hiç ağdalı durmadığı yapım... kimileri polisi fazla abartılı ve zaman zaman tutarsız buldular... ezber bozduğu için ... halbuki polis filmi oyunculuklarıyla, senaryosuyla , tekniğiyle eşkiya'dan bu yana tıkanan nefesini açmaya çalışan türk sineması için mükemmel ferah bir soluktur bence... hırıltılara alışanlar sulu zırtlak aşk sahnelerine mest olanlar - seni seviyorum , - yalan söylüyorsun ! dan birşey anlamadılar pek tabii... musa rami'nin ne kadar bütün bir insan olduğunu aslında tepkilerimizi nasıl ortaya koyduğumuzu yüzümüze vurduğunu , kesilmiş bir kafa karşısındayken bile aşık olduğu kadından gelen telefonla yaşadığı o değişimi ve aslında herbirimizin her an yaşadığı bu değişimleri bu kadar yalın anlatılmasına bozuldu pek çok kişi... polis kesinlikle kıyas kabul edecek bir film değildir... çünkü türkiye'de daha önce böyle 'denenmemiş birşeyi yapma cesareti gösteren' bir yapım yok ...
    (mistaneek 23.02.2007 04:06 ~ 07.02.2008 16:13)
  14. film olarak pek çok aksaklık vardı. pek çok şeyin ne olduğunu anlamak mümkün değildi. bazı şeyler gerektiği kadar vurgulanmamıştı. bazı şeyler eksikti yani...
    ama çok güzel şeylerde vardı.

    hala anlamdığım şey, musa'nın arkadaşaları neden öldürüldü,musa rami funda'ya niye kızdı, bu adam neden oğlunun ortadan kaybolduğunu sorgulamaz.....
    musa rami hakikaten pisikopatmıydı yoksa iyi bir tarafı da varmıydı?
    burada onu tanımlayacak şey herhalde "ehveni şer" olur. aslında kötü olan bir karaketerin iyiler için çalışıp kötü adamları tepelemesi...

    kimileri dövüş sahneleri için çok abartılı olduğunu düşünebilir.** ama tekrar düşündüm de amerikan sinemasında neler olup bitiyor ve biz kabulleniyoruz. neden türk sinemasında olunca "tü kaka" diyelim?
    (anarsi nerede anarsist orada 05.03.2007 12:16)
  15. her türlü pisliği temizlemekle görevli oldukları halde otoritesini sarsmak için kanunlar çıkarılan, âsabı bozulan, çalışma şevki kalmayan kolluk kuvvetlerimizdir. zor şartlar altında çalışırlar. herkes onlardan bir şeyler bekler. ortalıkta bir şey olsa izinleri kaldırılır. buna rağmen elinde güç bırakılmamıştır, bushbakan ve ortağı illetvekilleri *sayesinde
    (hashacip 17.03.2007 19:53)
  16. (bkz: kolluk gucleri)
    (iktisat 17.03.2007 23:37)
  17. tek kelime ile muhteşem ve bir o kadar da absürd film. yönetmen onur ünlünün ilk filmi olmasına rağmen, onlarca film yönetmiş dinazorlara nal toplatacak harika bir film olmuş. eğlenceli, hüzünlü, sıkı, matrak, heyecanlı, hızlı ve bir o kadar da türk filmi...
    filme, çok şey beklemeden gittim ama filmden çok şey buldum.
    onur ünlü'den yeni filmler bekliyoruz.
    (gambito 21.04.2007 18:55)
  18. yunanca'da kucuk p harfi ile yazilinca sehir manasina gelen, buyuk p harfi ile yazilinca ise "istanbul" yerine gecen kelime.
    (catlakzombie 17.05.2007 23:53)
  19. onur Ünlü’nün polis filmi kopenhag’a gidiyor

    yönetmen onur Ünlü'nün, japon sinemasının usta yönetmeni takeshi kitano'ya ithaf ettiği ''polis'' filmi, danimarka'da düzenlenen uluslararası kopenhag film festivaline davet edildi. yapılan yazılı açıklamada, başrollerini haluk bilginer ve Özgü namal'ın paylaştığı filmin, 20-30 eylül 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde, ''europan thriller'' bölümünde gösterileceği belirtildi. açıklamada, yönetmen Ünlü'nün, tokyo festivaliyle birlikte uzak doğu'nun önemli festivali arasında sayılan, güney kore'deki pusan uluslararası film festivalinin ''discovery'' bölümünden de davet aldıklarını, ancak kopenhag film festivali'ne katılacağı için filmi, uluslararası prömiyer şartı bulunan pusan'a göndermeyeceklerini dile getirdiği kaydedildi. adana altın koza film festivalinde yarışan ''polis'' filminin, daha önce İstanbul film festivali ile ankara film festivalinde yarıştığı ve ankara'da başrol oyuncusu haluk bilginer'in ''en İyi erkek oyuncu'' ödülünü kazandığı bildirildi.

    milli gazete'nin kültür sayfasından iktibas.
    (sokaklara sahip cik 19.06.2007 11:09)
  20. haluk bilginer'in tek başına oynadığı, senoryosu zayıf, sinema tekniği zayıf vasata çıkamayan filim. 1988'de geçer filim, ama musa rami bugün kullandığımız telefon kartı kullanır, 1988'de özel tvler vardır, polis otoları 10 yıl sonrasının arabalarıdır vs.
    yine de o kadar olumsuzluğa rağmen haluk bilginer bir iki sloganın dışına çıkmayan rolünü büyültüp harika iş çıkarmıştır.
    (zapataist 03.08.2007 21:32)
  21. film. gerçeküstünün çeşitli dokularını kullanarak gerçekliği yakalamaya çalışan, "filmlerde görmeye alıştığımız sahneler"den mümkün olduğunca az kullanarak bize "haydaaa bu film değil mi lan? filmlerde olmaz böyle şeyler" şeklinde tepki verdiren gayet keyifli bir yapım olarak türk sineması tarihine adını yazdırmıştır. yarı-kült(o ne lan) filmler kategorisinde amerikalılardan aşağı kalmadığımızı da göstermektedir sanırım. izlenmesini de şiddetle tavsiye ederim. film absürd dokunmalar ile bir post-modern yetişkin masalına bürünmekte her geçen dakika...
    ----spoiler------

    - ece, gel kızım, vur bakalım abiye
    - nasıl dede?
    - işte böyle kızım, küüüt*!
    ---spoiler-------

    ahahahha.
    (argus wishingwell 07.08.2007 11:28 ~ 07.08.2007 11:29)
  22. senaristin ve yönetmenin zihninde bir gezintiye çıkmak istediğim film. "neden" sorusunun cevabını orada bulunabilir belki.
    (kimsekim 19.08.2007 21:23)
  23. sürrealist bir film olarak nitelendirmek mümkündür; yoksa o kadar abartılı sahneleri açıklamak mümkün değil. baya baya tarantino'ya mı özenmiş dedirtiyor izleyiciye.



    --! spoiler !--

    musa rami'nin kızının intihar sahnesinde, ufak kızın önüne annesinin düşmesi; hem de annen ölmeyecek diye söz verilmişken biraz afallatıyor adamı.

    bir de musa rami, ne güzel adam dövüyor canım. yani barın önündeki adamları şiir gibi dövdü vesselam.

    --! spoiler !--

    (ugandareisicumburu 29.09.2007 16:39 ~ 29.09.2007 16:40)
  24. hiç bir şeyi korumayan, aksine rahatsız eden ve insanlara zarar veren * * kişi.
    (faaip de oiad 16.10.2007 20:00)
  25. az önce "sonunda" nidalarıyla annemle izleme fırsatını bulduğum film. film tek kelimeyle ilginçti. musa rami ve ailesini görünce hangisi daha deli diye düşünmeden edemedim. iki aylık ömrü kalan birinin sığınma ve sevilme çabaları, haluk bilginer ve yardımcı oyuncuların performansı iyi. sinir bozabilecek bir film gibi dursa da bozmadı işte, biraz deli işiydi, normal insanların sevemeyeceği türden, eyvallah.
    (wulovic 01.11.2007 22:32)

>>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.