yazdığı şarkıların sadeliği esas vurucu tarafı olan, bir kültürün önce ilk, sonra son temsilcisi, balık burcu kırılgan bir yapıya sahip değerli müzisyen.
20 şubat 1967 doğumlu, 8 nisan 1994 günü aramızdan ayrılan, müzik tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahip kişilik. çekingen ve kırılgan olduğu kadar saldırgan ve tepkili yapısı son mektubundaki klasik cümledende anlaşılmaktadır: "sanırım sadece yanmak, solup gitmekten iyidir.." karısına (courtney love), intahar etmeye gidiyorum diyerek gittiği evin bahçesindeki küçük klübede, av tüfeğini ağzına sokup tetiğe basarak kendini öldürmüştür. courtney ise onu engellemek çin hiç bir şey yapmamıştır. bu anlamda karısı intaharının başlıca nedeni olarak görülmektedir.
üzerinde kendisinin fotoğrafı, adı ve doğum-ölüm tarihleri basılı tişörtümle evin içinde gezinirken babamın tişörte dikkat edeceği tutmuş, babam kızım kim bu "kurt çobanı" denen adam, vah vah pek de gençmiş pek de yakışıklıymış demiş, ben diyardan diyara savrulurken babam ise meraktan meraka sürüklenmiştir sayesinde. babamın da dediği gibi çok genç bir yaşta hayata veda etmiş, bunu kendi seçimi olarak gerçekleştirmiş, geride bir dönemi derinden etkileyen bir akım ve onlarca şarkı bırakmış nirvana grubunun efsanevi üyesidir kendisi.
onu nasıl anlatsam, nereden başlasam, onu tanımlarken hangi kelimeleri kullansam bilemediğim; sarı uzun saçlara, mavi hüzünlü gözlere sahip, mide ağrılarından muzdarip, kırılgan ilah.
sadece benim değil, birçok insanın bir dönemine damgasını vurmuştur. kendisini sıcak yaz günlerinden birinde, başıboş halde bir müzik markette dolanırken tanıdım. ismini hep duyardım ama müziğini hiç dinlememiştim. beni box cd'sinin önündeki resmi çekti kendisine doğru. yüzünde her zamanki gibi müstehzi ve hüzünlü bir gülümseme, gözlerinin içinde hem deli bir ışıltı hem de müthiş bir acı vardı. derken müziği geldi. saatler, günler, haftalar boyu süren şarkıları..
hala onun hakkında ne anlatsam bilmiyorum. hangi kelimeleri kullanmam gerektiğine karar vermiş değilim. belki kendi sözleriyle anlatmak en doğrusudur: üzgün,küçük,hassas, degersiz, balık burcundan isa.
en sevdiğim, ebedi aşkım.
edit: tamam bir döneme damgasını vurmuştur cobain, ama ebedi aşkım falan da değilmiş, kimse kusura bakmasın. artık nirvana da dinlemiyorum, saygılarımla..
depresif , içe kapanık , her daim kırılgan ama yine her daim saldırgan ve agresif sarışın... bu dünyada kendine yer bulamayacak en son kişilerden biriydi. hala özlenir, onun gibisi gelmez denir ama nafile. 94'te son vermeye karar verdi hayatına , büyük bir hataya imza atarak. asla "beynini dağıttığı için efsane olan adam" olmadı , onu böyle tanımlayacak zihniyete "en az iki kere düşünmeden söylenen sözler ağızdan kaçmış demektir" demek geliyor içimden. bilmem anlatabildim mi?
anlatılamayacak sadece izlenebilecek kişilik. intihar etmesinden seneler geçmesine rağmen, hala hatırlanan, unutulmaması muhtemel insan. mtv unplugged konserinde sigara içmesi ile zamanında tartışma başlatmış, intihar edeceğini, annesi ile babası ayrıldığı zaman kafasına koymuş, söz yazarı. bunalım insanı.
intihar mektubunun çevirisi aynen şöyledir...
ben çok kararsiz, duygusal ve içe kapanik biriyim. artik müzik yapmam, beste üretmem için gereken duygulari yitirdigimi farkediyorum. eroin kullanmak zorunda oldugumu düsünüyodum, çünkü çocukluğumdaki çoşkuyu yeniden kazanmayi, sorunlarımdan uzaklasmayi amaçliyordum. ayrica yillardir çektigim yakici, igrenç mide ve omurga agrilarından kurtulcagimi zannediyordum. ama fayda etmedi. bazen sahneye çikmadan önce saati yumruklamak, zamani durdurmak geçiyor içimden. kulisteyken, isiklar söndügünde duydugum çiglıklarda etkilemiyor beni. tüm bunlar için suçluluk duyuyorum. herseyi denedım, ama tanri biliyor ki, yeterli olmadi. kizimin da benimki gibi bir hayat yasamasindan korkuyorum. bu hayattan nefret ediyorum ve daha fazla katlanmak istemiyorum. gerçek su ki, sizleri kandiramam. hiçbirinizi kandiramam. yüzde yüz mutluymusum gibi rol yapamam. böylesi sizin içinde, beinm içinde dogru olmaz. çünkü en kötü suç aldatmaktır. artık aci çekmeyecegim. solup gitmektense, yanmak daha iyidir*. baris, sevgi ve hosgörü dilegiyle...sizi seviyorum, sizi seviyorum..."
nirvana'nın asıl kurucusu, gitaristi, vokali olan ölümsüzleşmiş kişidir. courtney love ile evlenmiştir. frances bean isminde bir kızı vardır.
depresifliğin ve melankolinin son noktasıdır kurt cobain. kolay etkilenen yeni nesilin atasözü haline gelen kendimden nefret ediyor ve ölmek istiyorum sözünü söylemiştir. 1994'te bu duygu hat safhaya ulaşmış ve intihar etmiştir.
asıl adı kurt donald cobain. en başarılı dönemi nevermind albümü dönemiydi. iki hayranı polly adlı parçayı söyleyerek bir gençkıza tecavüz etmişti. bunun üzerine kurt cobain zor zamanlar geçirdiğini dile getirmişti.
sesiyle prodüktörlerine bile "bu adam lennon gibi söylüyor" dedirtebilen insan. ilk albümleri bleach'i borçpara bularak tamaladıktan sonra şöhreti bulan nirvana grubunun solisti, gitaristi ve herşeyi... dünya'da aradığı türden ilgiyi şevkati ve sevgiyi gerçek anlamda aslında hiçbulamadığına inandığım, sesindeki isyanını isyanımla bağdaştırdığım gençlik zamanımın "neon" tanrısı ... her ne kadar kendisi isminin neonlarda yazmasından hoşnut olmasa da gittiği yerde hakkettiğini bulacaktır eminim. ne yazık ki meşhur 27 yaş bunalımını atlatamayanlardandır, hendrix, morrison, lennon gibi erken vakitte aramızdan ayrılmıştır.
tam adı kurt donald cobain olan, 1980'lerde, ergenlik çağında, aberdeen sokaklarında hırsızlık yapmış, bir kilisenin duvarına "god is gay" yazdığı için bir ay hapise atılmış ve 1000$ ceza yemiş, henüz 14 yaşındayken amcasının onardığı eski bir klasik gitarla müzik yaşamına başlamış ve o gün bile ne kadar yetenekli olduğunu amcasına kanıtlayabilmiş, grunge akımını başlatmış, "where did you sleep last night" daki acı dolu sesiyle beni ağlatmış, ilk gitarımı almama sebep olmuş, kulaklarımdan asla silinmeyecek mükemmel melodileri,sözleri ve sesiyle tüm dünyayı kendisine hayran bıraktıktan sonra ağzına tüfeği dayamış ve tetiği çekmiş, bu dünya üzerinde yaşamış en mükemmel insanlardan biri. rock müziğin son idolü.
aslında hakkında yazılacak çok şey var onun. mesela çok çocuk ruhlu bir adamdı.yada o, punk ruhuna asla ihanet etmedi. karısının zoruyla aldığı lüks evi sattı. yine aynı sebepten dolayı aldığı arabasını sattı. hiçbir zaman ünlü olmak için uğraşmadı. hatta bundan nefret etti. smells like teen spirit sonrası yaşanan büyük patlama onu çok rahatsız etmişti. bir röportajında aynen şöyle söylemiş:
- soru : kendinize ait müzik türünüzle yeni bir akım başlattınız. bunu bekliyor muydunuz?
- kurt cobain : hadi ya? akım başlattık ha! bunu beklemiyordum işte! benim tek yapmaya çalıştığım pixies'den birkaçmelodi tırtıklayıp güzel bir şarkı yazmaktı o kadar. hatta chris şarkıyı duyduğunda " pixies!! insanlar bu yüzden bizi topa tutacak!! " demişti. akım başlatmak aklımızın ucundan geçmedi...
depresif bir ruh hali vardı, doğru. ama i hate myself and want to die lafını ciddi olarak söylememiştir. hatta bir röportajında bu lafın sadece grupla aralarında geyik olduğu için kullanıldığını söylemiştir. yani şunu söylemek istiyorum: kurt cobain intihara meyilli salak bir adam değildi. karısını ve çocuğunu çok büyük bir aşkla seviyordu. ama yaşadığı kronik ülser hastalığının verdiği dayanılmaz ve ne yazık ki kronik ağrılar yüzünden (bilen bilir, ülser inanılmaz ağrılar, spazmlara neden olur.belli bir süre sonra kendi kanınızı kusarsınız,bu adamın ülseri ise kronik,düşünün artık çektiği ızdırabı) daha çok küçük yaşta uyuşturucu kullanmaya başlamıştı. çünkü doktarlar çare bulamamış ve kurt'e sadece antiasit vermişlerdi. hatta bunu pennyroyal tea şarkısında da dolaylı yoldan belirtmiştir.* kurt de zaten sokaklarda yaşıyordu o zamanlar. bu kadar berbat durumdayken ne yazık ki en kolay olanı yapmış ve uyuşturucuya alışmıştı. tabii ki uyuşturucu kullanmasını savunmuyorum ama bunun için onu suçlamıyorum da. ağrılarını geçirebilmek için yapabileceği tek şey bir hastahaneye yatıp tedavi görmekti (ki ileride bunu da deneyip başarısız olmuştur) ama o zamanlar sokaklarda yaşadığını hatırlarsanız bunun da seçenekler dışında olduğunu farkedersiniz. bu yüzden çeşitli sitelerde, arkadaş ortamlarında yada benzeri tartışmalarda kurt cobain'in en çok eleştirildiği konunun uyuşturucu bağımlılığı ve depresif hali olmasına gerçekten sinir oluyorum. hayatı hakkında en ufa bir bilgiye sahip olmadan dünyanın en önemli rock idollerinden birine böyle saldırmak, karalamak, lekelemeye çalışmak çok aptalca bir hareket. bugün hayran olunan tiplere baktığınızda hiçbirisinin kurt cobainin eline su dökemeyeceğini görüyor olmalısınız.
nota bilmeyen bir adamdı kurt cobain, ezbere akor basıyordu. ama öyle besteler yaptı, öyle sözler yazdı ki nota bilmesine gerek kalmamıştı. yani ilhan şeşen denen zat'ın "nota bilmiyorsanız müzikle uğraşmayın. notasız hiçbir şey olmaz" gibi cahilce laflarını çürüten başlıca örneklerden birisi bu adam. eleştirmeden önce şarkılarını dinlemeniz gereken, hayatını okumanız gereken bir adam.
"nirvana'yı artık 12 yaşında çocuklar dinliyor" eleştirisine de diyecek bir kaçşeyim var. bir kere, 12 yaşındaki çocuklar öyle ağır gruplar dinliyebiliyorlar ki inanamazsınız. slayer dinleyen bir çocuk gördüğünüzde ne oluyor peki? slayer basit bir grup mu oluyor?mesele şu: nirvana çok melodik bir müzik yapıyordu. kurt cobain bunu her röportajında belirtmiştir. roll dergisindeki röportajdan aklımda kalan kadarıyla şöyle bir sözünü hatırlıyorum : "evet, popüler ve aklınıza hemen yerleşecek melodiler yazıyorum. peki ne olmuş? beatles da popülerdi. beatles'in kötü olan tarafı ne? " kurt cobain asla kendini kasıp farklı olmaya çalışmadı, ben farklı olcam triplerine girmedi. her zaman doğaldı ve bence bu alkışlanacak birşey. Evet, grunge akımı nirvana yada kurt cobain'den önce de temelleri atılmış, var olan bir akımdı belki. The muppets, the melvins,alice in chains,soundgarden,stone temple pilots* gibi gruplar nirvana'dan önce grunge kelimesini kullanmış olsalar da asla kurt cobain'in getirdiği noktalara getiremediler, onun verdiği anlamın ve kattığı canlılığın ancak gölgesi olabildiler , kurt bu akımın lideri, başlangıcı ve bitişiydi. bu yüzden grunge'ı nirvanadan başka hiçbir gruba mal edemeyiz... bu yüzden küçük çocukların nirvana dinlemesi bu grubu asla kötü yada piyasa bir grup yapmaz.
kurdt cobain meselesi ise şöyle oluyor, kurt kendi yaptığı çalışmalarda ismini hep "kurdt" diye yazmıştır. bleachdeki bazı fotoğrafları kendi çekmiştir.bu yüzden kurdt yazmıştır.
netice olarak, rock dünyasına bir eşi daha gelmeyecek harika bir adamdı. ruhu şad olsun...
röportajlarda çocuğunu yanına alıp çıkan, yemek yiyen sözlerinde ahkam kesmek ya da yaşadığı sıkıntıları anlatıp ilgi çekmek yerine olanları çocuksu bir tavırla dile getiren, belkide gerçekten doğal olan bu yüzdende günümüzün en büyük rock figürü olarak tarihe geçmiş kişidir. müziğini beğenin ya da beğenmeyin ama samimiyetine ve yaptıklarına saygı duyun bence.
başka biri gibi davranıp sevilmektense kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim sözününde sahibidir.
"intihar etti efsane oldu" lafını hak etmeyecek kadar güzel şarkılar yazmıştır. bugün o'nun ölüm yıldönümüdür ayrıca. az önce dream tv'de nevermind albümünün yapılışını izledim, 2. kez. tekrar anasım geldi adını sözlükte.
kendisi hakkında yazılmış aşk ve ölüm adlı kitapta ölümüyle ilgili çeşitli senaryolardan bahsedilmiş ve aslında intihar etmediği iddia edilmiş efsane. yine kitapta belirtildiği üzere, polis kayıtlarına göre, ölümünden sonra onlarca genç hayranı da intihar etmiştir. birçoğu kurt gibi yaşayıp, kurt gibi ölmeye dair notlar bırakarak kendini asmıştır. bana göre en ilginç olanı da şöyle: 3 nirvana hayranı genç, cobain'in ölümünden sonra arabayla ülkeyi baştan sona geçiyorlar ve son duraklarında, bir garajda egzoz hortumuyla kendilerini zehirliyorlar. polisler gençleri üstüste yığılmış şekilde buluyor ve veda mektuplarında şu dizeler yazıyor: "biz de kendimizi kurt gibi tüfekle vurmak istedik ama onun kullandığı tüfek olmadıktan sonra bir anlamı yoktu,o yüzden bu yolu seçtik"
müziği kişiselleştirip bağırarak konuşmak istediklerini melodilere ve sözlere dökerek bir akım yaratacak kadar endüstride sarsıntı yaratmış, fakat bu ve benzeri olayların yüklediği yükleri kaldırmak istemeyecek kadar ince, hassas ve olgun davranamayan, çoğumuzun gerçekleştiremediği birçok şeyi yapabilmiş veya yapılabilineceğini kanıtlamış olan değerli şahsiyet.. günümüzde halen yanlış anlaşıldığını umarım görmüyordur.. hem müziği hemde kişiliği ile insanlık ciddi bir değer kaybetti.. benzerleri gibi o da uçtu gitti.. tek bir günde anmak, kitaplardan okumak yerine sözlerini ve müziğini hissederek hatırlarsak insanlığımıza olan özlemlerimizi biraz olsun gidermiş oluruz..
her ölüm yıl dönümünde ilgili bütün müzik dergilerinin kendisi hakkında yazıp, çizdiği, poster verdiği ama nedense hiç doğum gününde o dergilerin o şahsı hatırlamadığı *, sesi kanayan, kendini hissiz diye nitelendiren fazla hisli, ölümüyle değerine değer katmış, yaptığı müziğe inandığını göstermiş, rahatsızlığını kaybetmemiş ölü gençlik idolü... * ayrıca intihar etmediği courtneyin onu öldürttüğü gibi bir söylentide vardı. kızını kucağına almanın en güzel uyuşturucudan bile daha iyi geldiğini de söylemiş olan balık burcunda duygusal insan.
kurt cobain...o efsane nirvana grubunun vokali * müziğine ruhunu katmış ve her gencin haykırmak isteyip de haykıramadıklarını dökmüştü dudaklarından. muhteşem "the man who sold the worl" şarkısını yorumlamış ve yaptığı cover ile daha da sevdirmişti. ruhunun doymuşluğu ve artık yaşamdan beklentisizliği gözlerine vurmuştu. başını gitarına eğip itaat etmişti, onunla paylaşmıştı içini şarkılarıyla insanlarla paylaştığı kadar... ölümü acıydı. gözlerini ani kapayışı ani bir yıldızın kayışıydı sanki ve o şarkılarıyla gitmişti belki de. kulaklarımızda tınıyan ses ise bir yıldızın kayarken bıraktığı ışıktı. tek bir farkı vardı o ışık küllenirken kurt küllenmemişti yüreklerde. bıraktığı intihar mektubuyla herkesten özür dilemişti. şimdi her nerdeyse huzurlu olmayı en çok hakeden insanlardan...nirvana'nın yanında, kim bilir...
daha çocukca şikayetleri olan , tükenmiş , deneyimli bir ahmağın ağzından konuşuyor olmak. bu baya kolay anlaşılabilir bir not olmalı. yıllar boyunca, diyelim ki, cemiyetimizin serbestliği ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alınan şikayetlerin ne kadar doğru olduğu kanıtlanmaktadır. çok uzun zamandır okuyup yazmakla, beste yaratmaktan da olduğu gibi heyecan almadım. bunlar için kelimelerle anlatılamayacak bir suçluluk duyuyorum. mesela sahne arkasındayken ve ışıklar sönüp kalabalığın çılgın tezahüratı başladığında, beni hayran olduğum ve kıskandığım freddy mercury'ye oldugu gibi etkilemedi. gerçek şu ki sizi aptal yerine koyamam. hiçbirinizi. aklıma gelen en kötü suç, insanlara karşı sahtekarlık yapıp yüzde yüz eğleniyormuşum gibi görünerek dolap çevirmektir. bazen sahneye çıkmadan önce mesai makinesine kart zımbalayacak gibi oluyorum. gücümün yettiğince buna değer vermek için herşeyi denedim ve deniyorum. tanrım, inan bana deniyorum ama bu yeterli olmuyor. benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğine saygı duyuyorum. elden kaybolduktan sonra kıymet veren biri, o narsistlerden biri olur. ben çok hassasım. bir zamanlar bir çocukken sahip olduğum hevesi yeniden kazanmak için biraz uyuşmaya ihtiyacım var. son 3 turumuzda şahsen tanıdıklarıma ve müziğimin hayranı olan tüm insanlara çok değer verdim, ama hala herkes için beslediğim
öfke, suçluluk ve anlayışı aşamadım. hepimizin içinde iyilik var ve sanırım insanları çok fazla seviyorum. öyle çok ki bu beni mutsuz hissetiriyo. üzgün, küçük, hassas değer vermeyen bir balık burcu, isa! ihtiras ve anlayış yemini eden cazibeli bir karım var ve bana eski halimi çok fazla hatırlatan bir kızım. sevgi neşe dolu, her gördüğü insanı öpüyor çünkü herkes çok iyidir ve ona zarar vermez! frances in üzgün kendine zarar veren ölü bir rocker olduğumu düşünecek olmasına dayanamıyorum. iyi yapıyorum, çok iyi. ve minnettarım, ama yedi yaşından beri insanlara karşı genel bir nefret duydum. sırf insanlarla iyi geçinmek için ve anlayış sahibi olmak kolay görünüyor diye. anlayış! sanırım sadece insanların çok sevdiğim ve onlara çok üzüldüğüm için. geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilgileriniz için hepinize teşekkür ediyorum. ben çok kararsız, ümitsizim. artık eski tutkum yok ve şunu hatırla, sönüp gitmektense yanmak daha iyidir.
barış, sevgi, anlayış
frances ve courtney sunağınızda olacağım.
lütfen devam et courtney
frances için
hayatı çok daha mutlu olacak bensiz. sizi seviyorum. sizi seviyorum!
allahın salağı ülser yüzünden uyuşturucuya başlamış. vişne aromalı anti asitler işe yaramamış tabi... bu da ağrı kessin diye... böyle bir bahane mi olur ya? al abicim, uyuşturucu yüzünden konserlerinde gitar çalamaz oldun aynı syd barrett gibi, ölmeden de efsane olacak sahne duruşuna ve karizmaya sahiptin. 27 yaşında gittin kafana sıkıp.
bir de courtney love gibi bir eşe sahip olursan öyle geberirsin.
severdik keratayı, abimizdi, biraz büyüktü bizden... anlamsız şarkı sözleri ile coşar, coştukça kendimizi iyi hissederdik, öldüğünde lisedeydim. akranımız kızlar gözlerine siyah sürme çekip nirvana sweatshirtleri giyip siyah deri bileklik takarlardı... sevmezdim hiç. gerçi ben de 1 tane led zeppelin tişörtünü annem yer bezi yapana kadar giydim ama olsun. (çaktırmayın ama yer bezi iken alıp tekrar tişört yaptım hehe)
dünyada neler olup bittiğini göremeyecek kadar gözleri kapanmış, içlerindeki salt sevgiyi ulaşamayacakları kadar derine gömmüş, şekli bile bozuk şekilci insanların asla anlayamayacağı adam. hayat tarafından çok kırılmış aldığı yaralara daha fazla dayanamayacak hale gelmiş, sönüp gitmektense yanmayı seçmiş, adamdır. grungenirvanadır, nirvana kurt cobain'dir.
bu dünyada yaşamak için fazla masumdu kurt cobain. sevmek istedi herkesi, sevebilmek istedi ama dünya tersine dönüyordu ona. bu kalabalık bu yalnızlık ağır geliyordu . gitti. ait olmadığı bu yerde durmadı daha fazla.jimi hendrix, janis joplin, jim morrison.. gittiler çünkü kalınacak yer değil burası gördüler.
susmak bir gidişi kabullenmek en doğrusu, belki gitmek..çok uzaklara..en güzeli..gitti ve kurtuldu cobain.her geçen gün dahada batan insanlığımızdan uzakta şimdi.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
