master of arts

    çoğumuzun master olarak bildiği bu terim 4 yıllık bir üniversitenin ardından bir ihtisas dalında profesyonelleşmeye atılan ilk adım olarak görülür. genellikle 2, uzatmali olarak 3, yıllık bir eğitimi kapsar. günümüzde master yapmamış olana değil iş kız bile verilmemektedir, neredeyse. ayrıca doktora * yapmadan önce o alanda çalışıp çalışmayacağınızı, gerçekten istediğinizin o dal olup olmadığını tartmanızı sağlar. ayrıca askerliği 3 yıl daha ertelediği icin gunumuzde iş bulamayan ve mezun çoğu kişinin tercih ettiği bir sistemdir.
    (20.04.2006 03:09)

ma

    eski türkcede "su" anlamina gelir ve özellikle kare bulmacalarda sıkça karşımıza çıkar, bir eş anlamlısı da "ab"dır.

    ayrıca master yani master of arts kelimesinin kısaltmasıdır.
    (20.04.2006 03:02)

gürol ırzık

    su anda bogazici universitesi felsefe bolumu ogretim uyelerindendir. 1955 dogumlu olan robert kolej mezunu olan bu kisi aslinda lisans egitimini elektrik muhendisligi uzerine yapmistir. sonrasinda matematik dalinda master (bkz: ma) yapmistir ve sonrasinda bilim tarihi ve felsefesi dalinda doktorasini tamamlamistir. hayatimda bakis acimin genislemesini saglamis olan bilim felsefesi dersini vermis ve fen bilimlerinden gelip felsefede calismanin aslinda insanin ufkunu nasil acabildiginin bir ornegi olmustur. daha once felsefe bolum baskanligi da yapmistir. uzmanlik alanlari bilim felsefesi ve metodolojisi, nedensellik kuramları, sosyal ve politik felsefe, bilim eğitimidir. kendisini sevmemle beraber, bogazicinde vermekte oldugu phil222 ve "philosophy, technology and politics" tarzindaki derslerde, gunumuz dunyasinin kazanc saglamak adina nasil sahte bilimsellik yollarini kullandigi ya da bazi verilerin nasil carpitildigini cok net sekilde gorebilirsiniz.
    (20.04.2006 02:58)

birebir

    anlamını yitirmeden matematikte de kullanılan bir terim olmuştur. "karşılığı" anlamını taşıyan bu kelime bağıntılarda ve fonksiyonlarda, karşılıklı iki kümeden, tanım kümesindeki elemanlardan birinin, diğer kümeden yalnızca bir elemanla eşleşmesi durumudur.
    tanımı örnekle açıklamak gerekirse :

    x={1,2,3}
    y={a,b,c,d}

    1 -) d
    2 -) a
    3 -) c
    (17.04.2006 20:33)

nev

    günümüz pop şarkıcılarından daha farklı olarak jazz ritmlerini de şarkılarında duyabileceğimiz besteci, söz yazarı ve müzik adamı.
    parçalarından aşk insanın heyecanını kabartırken, bazen düşüncelere sürükler ya da albümlerinden birine de ismini veren sen gibi parçasını dinleyince geçmişindeki insanlara döner insan, aklı onlara gider. ayrıca dalışı ve sualtını çok sevdiği için mavi adını taşıyan bir parçası vardır.

    internette yer alan biyografisinden alıntıdır http://www.powerclub.com.tr/

    24 aralık 1968'de istanbul'da doğdu. müziğe mandolinle başladı. sonraki yıllarda gitarla tanıştı ve yeni müzikler keşfederek, kendi müzikal kimliğinin temelini atmış oldu. bu arada erkeklerin de alındığı bir sene, çamlıca kız lisesi'ne devam etti. bu okulda okurken ileride şarkılarına konu olacak mevzuları da gözlemleme fırsatı buldu.

    üniversite 2. sınıfta bir elektro gitar aldı ve gitar eğitimine başladı. 5. ayın sonunda sahnelerdeydi. üniversite eğitimi boyunca yaz aylarında güneyde müzik yaptı. onu bugünkü kariyerine hazırlayan bu süreç, müzikal gelişiminde önemli bir yer tuttu.

    üniversite bittikten sonra iş hayatına atıldı bir yandan da müzikle yakın ilişkisi devam etti. 1995 yılında hakan özer, kıvanch k. ve tolga inci'den oluşan chantage'la cool bar'da müzik yaptı. zamanla bestecilik kimliği ağır basmaya başlayınca, artık kendi başına yola devam etmeye karar verdi. tamamen müziğine konsantre oldu, çünkü birikimlerini üretime dönüştürme noktasına gelmişti.

    2000 yılında, teoman'la türkiye turnesine çıktı. ege ve akdeniz şeridinde 100.000'e yakın kişinin kendi müziğine verdiği olumlu ve heyecan verici reaksiyonu hissetme imkanı buldu.

    üç yıla yayılan bir stüdyo çalışmasının ardından, tüm beste ve sözleri kendisine, kıvanch k.'nın bir parçadaki remix'i dışında düzenlemeleri hakan özer'e ait olan; özkan uğur, göksel, tuba önal gibi isimlerin de yer aldığı ilk albümü "herşeye rağmen" aralık 2001'de piyasaya çıktı.

    arkasından yoğun geçen konser ve bar çalışmalarıyla 2001 senesinden bu yana türkiye çapında 250'ye varan konser verdi.

    yazları her cumartesi çubuklu hayal kahvesi, kışları da her cuma beyoğlu hayal kahvesi'nde süre gelen bar programları yaptı.

    2004 yılında cocacola sponsorluğunda türkiye'nin çeşitli illerinde 6 konser verdi.

    2004 yılının mayıs ayında başlayan ve haziran ayı boyunca devam edecek, türkiye genelinde 24 şehirde gerçekleştirilecek fanta gençlik festivalinde candan erçetin, beyaz, harem ve çilekeş'le sahne aldı...

    ilk albümünden bu yana geçen 3 yılı, yeni bestelerini oluşturmak ve haziran ayında "sen gibi" adıyla piyasaya çıkacak yeni albümünün hazırlıklarını yaparak geçirdi.

    2004 haziran ayında "sen gibi" albümü pasaj etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
    (17.04.2006 20:25)

bazen

    nev isimli şarkıcımızın sen gibi albümünden bir parça. diğer bir çok parçası gibi bu parçayı da çok severim ve dinleyen kişiye gerçekten sözlerini yaşatır. bu şarkı nasıl olmuş, nasıl yaratılmış hikayesini bilemesem de gerçekten dinlenmesi gereken bir şarkı.
    "bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda"* özellikle bu dizesi ile gönüllerde yer eden, insanın içini titreten bu parçanın sözleri aşağıdadır:

    hatırlıyor musun kim olduğunu
    hala hissedebiliyor musun
    ne zamandır farkında mısın yokluğunun
    arasan bulur musun kaybolduğun yerleri

    gündüzün geçtiğini farketmedin bile
    anılar sinemasından bir bilet almışsın bu gece
    ömrün küsmek ve pişmanlıkla geçip gidiyor
    bak hala aynı soruyu soruyorsun kendine

    bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    boğazında yıllanır bir düğüm
    umrunda mı zamanın senin küskünlüğün

    için öyle sıkılır kimse bilmez neyin var sen bile
    olup bitenleri seyredersin öylece
    yalnızsındır kalabalıklar içinde kim daha iyi bilir ki
    bir ses vardır çözer herşeyi yasaktır duyamazsın

    bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    boğazında yıllanır bir düğün
    bazen

    gündüzün geçtiğini farketmedin bile
    anılar sinemasından bir bilet almışsın bu gece
    ömrün küsmek ve pişmanlıkla geçip gidiyor
    hala aynı soruyu soruyorsun kendine

    bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    bazen
    (17.04.2006 20:21)

predator

    çoğu kişinin "alien vs predator" * filminden duymuş olduğu bir isimdir bu. ingilizce olan bu kelime dilimize yırtıcı hayvan, zararlı canlı olarak çevrilebilir. ancak filmdeki işlenişi itibariyle uzaydaki tek zeki canlı olmadığımızı ve üstün teknolojilerin başkaları tarafından da yaratılabileceğini düşündürmüştür ve burdaki o canlı predator 'dur. kişisel özellikleri ile son derece gelişmiş bir canlı olan predator aslında teknoloji ile ilkelliğin tam anlamıyla bir karışımıdır. bir yandan görünmez olabilen bu canlı diğer taraftan da mızrak ve boomerang gibi ilkel silahlarla avını öldürmektedir. ayrıca başrolunde arnold schwarzenegger 'in de oynadığı bir filmde * karşılaştığımız bu canlı film ve çizgi roman endüstrisinin en kuvvetli ve yenilmesi güç kahramanıdır. tek başına dünyada olaylar yaratabilen ve çok sayıda insanla başa çıkabilen bu canlı türünden daha onlarcası da vardır ancak bir çok vahşi hayvanın aksine sürü ile değil tek başlarına avlanırlar. kendisine hayran olunası bir karizmaya sahiptir ve yaratılmış olan insan katili canlılar arasında en sevilenidir.

    alien vs predator 2 oyunu ile de sizi bilgisayara ve kendisine bağlayabilir.

    predator, aynı zamanda pilotsuz casus uçaklar arasında özellikle amerika birleşik devletleri' nin kullandığı bir modelin ismidir. pilotsuz hareket edebilen bu uçak avac* ve radarlar tarafından tespit edilememektedir.
    (17.04.2006 09:54)

alien

    çok ünlenen bir film serisidir. ingilizce orjinal adı Alien olan bu film serisi Türkçemize "yaratık" olarak çevrilmiştir.Uzaydaki araştırmacıların bir gezegen üzerinde alışılmadık bir yaratığa denk gelmeleriyle başlar. gerçekten, yaratık kelimesi bu canlıya uygun düşmektedir, çünkü insanları vahşice öldüren bu canlı biz insanların da gözüne hitap etmeyecek kadar çirkin bir görünüme sahiptir. film aslında bilim kurgu dünyasının en bilindik ve yerleşmiş filmlerindendir. daha sonraki filmleri ile seri 1-2-3-diriliş ve yaratık predator* 'a karşı izlenmeye değerdir. karanlık sahneleri filmin gerilimini sürekli korumasını sağlamakta ancak çok basit bir yöntem olan ani çıkışlar, yükselen sesler seyirciyi ürkütse de filme klasik bir hava vermiştir.
    serinin birçok filminde gözümüze takılan kadın oyuncu sigourney weaver'dır.filmde yaratılan hava kadın araştırmacı ile yaratık arasında inanılmaz bir bağ olduğudur, düşmanca ya da dostça, ve bu bağ diğer filmlerde de korunmuştur, sürekliliği sağlamıştır.
    (17.04.2006 09:38)

fake

    kelime anlamını yitirmeden adeta bir spor terimi de olmuştur. özellikle basketbolda kullanılan bu terim, ingilizce olmasına rağmen bizim dilimize de yerleşmiştir. bir oyuncunun şut atacak şekilde pozisyon alması ancak şut atmayıp, kendisini savunmakta olan oyuncu ya da oyunculardan sıyrılma çabasıdır. bu hareketin ardından mutlak bir şut ya da asist beklemek gerekir, zira boş yere yapılması sadece oyuncunun enerjisini ve performansını tüketir.
    (17.04.2006 09:23)

vampircik radyo

    kim demiş vampirler sadece sessiz ortamları sever diye, tersine, bir vampir bu diyarda yalnız olmadığını hissetmek ister, arkadaşları vardır elbet ama bir mağranın ya da boş bir odanın içine yayılan müzik sesidir onu karartıdan kurtaran. bizim seslerimizin yetmediği yerde vampircik radyo var artık *. bizlerin sesleri olmasa da bizlerin müziklerini iletecek olan radyo, güzel günlere.
    (16.04.2006 22:49)

space dye vest

    cnbc e * kanalında bir deprem belgeselinin de fon müziğini oluşturan bu parça özellikle girişindeki piyano solosu ile gönülleri fetheden bir kevin moore eseridir. her ne kadar televizyondaki reklamı ilk seyrettiğimde durumu garipsemiş olsam da parçanın girişindeki buğulu ve derin sesler insanın içine işleyen şekildedir.
    (16.04.2006 19:41)

kabalah

    yahudi öğretisidir. ahlak ve hayata bakış açısını düzenleyen kuralları içeren bir bilgi kaynağıdır. içinde hikayeler değil de dersler anlatılır ancak bu öğreti günümüzde bile tam anlaşılması ve uygulanması güç tanımlar içerir. perle epstein' ın yazmış olduğu "kabala" isimli kitap bu öğretiyi en güzel anlatan eserlerden biridir.
    (16.04.2006 18:47)

malibu

    pisiperi' nin biricik kedisidir ancak evlatlik olarak bir arkadasina verilmistir. bir kedi icin cok hos biri isim olsa da aslinda bir alkollü içecek ismi olan malibu, beyaz şişesi ile herkesin kafasında yer eder. özellikle süt ile yapılan kokteyllerinin tadına doyulamayan bu içki %28 alkol ihtiva eder. tropik bir içki olan malibu, hindistan cevizi ve jamaica romunun bir karışımıdır. hafif ve içimi kolay olan bu içki özellikle yaz aylarında, gece kulüpleri ve sahil kenarlarındaki barlarda tercih edilir. her zaman ama her zaman buz ile içilmesi tavsiye edilir. alkollü içecekleri seven ya da değişik kokteyllere merakı olanlar mutlaka denemelidir.
    (16.04.2006 18:30)

pisiperi

    yaşı küçük olmasına rağmen düşünceleri, okudukları ve dinledikleriyle farkını yaratmis olan ve gecenin bir vakti cikolata goturmeye usendigimi yuzume vuran, kedi-peri' dir. kendisinin tanimlari gercekten okunmaya deger cabalar icermektedir, öyle ki bazılarını çok kere okumak bile insani iyi hissettirir. Ayrıca malibu'nun öz annesi olup naneli nargileyi çok seven biridir ve benim minik arkadaşımdır.
    (16.04.2006 18:22)

cadı

    her ne kadar kötü bir karakter olarak düşünülse de hem iyi hem kötü olabilen, büyü ve doğaüstü diğer güclere hükmedebilen canlılar olduklarından bahsedilir.
    ancak günümüzde, dilimizdeki kullanımı özellikle iki şekildedir.
    birincisi sevmedigimiz kisiler, ozellikle kadinlar icin "cadi kari" tabiri kullanilir, art niyetli ya da bize fesatligi dokunduguna inandigimiz kisiler icin kullanilan kotu bir tabirdir.
    ancak ikinci anlami bunun tam tersidir. hareketli, neseli ve sevdigimiz insanlar icin kullaniriz ve karsimizdakine sevgi, yakinlik belirtir. örnek kullanımı: cadi kiz pisiperi şeklindedir
    (16.04.2006 18:18)

sayfa: 1...-19-20-21-22

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.