beyoğlu

  1. eski adıyla pera olan bölge, ki hala kullanılır bu ismi, istanbul' un en güzel köşelerinden biridir. Anlatılması imkansızdır aslında, sadece akıllarda bir eskizini çizmek isterim buranon. istanbul'luyum diyen herkesin arşınladığı ya da arşınlaması gereken yerdir.istanbul'a gezmek amaçlı gelen bir insanın mutlaka uğrayacağı bu semt, şehrin en eski pasajlarının ve hanlarının olduğu bölgelerdendir. bu mekanların kapıları artık apayrı dünyalara açılmaktadır.kimine bir sahaf yerleşmiş kimine bir gece kulübü kimine bir banka şubesi...
    istanbulun taksim semtinde bulunan bir caddedir aslında beyoğlu. ancak bu kadarla sınırlarsak ayıp etmiş oluruz.sebebine gelince, taksim meydanına geldiğinizde tramvay yolu boyunca yürüyün, kalabalığı, çeşitliliği takip edin. çevrenize bir bakın ve koklayın havayı.karışık gelecektir koku.restoranlar, pastaneler, kitapçılar, barlar, gece kulüpleri...hepsinden ayrı bir koku, hepsinden ayrı bir yaşantının sesi yükselir.
    yıllardır işleyen tramvay hattı ile akıllara yer etmiştir bu semt.tramvay geçerken sokaktaki insanlar sağa sola kaçışır ama kimi çocukları izlersiniz, tramvayın bir köşesinden tutunup ayaklarının yerden kesilmesini isterler, aşağı ya da yukarı gitmek değildir dertleri.sadece hayatlarına bir tat katmaktır.
    beyoğlunu inip çıkmak değildir ama asıl marifet.koklayabilmektir o yaşamı.ara sokakları dolaşmaktır.kimileri kafasını bile kaldırmaz,aceleyle varacağı yere gider ve bakmaz o binaların heybetine ancak tarih gömülü o binalar bizi seyrederler. bazı sokaklarda, boş, köhne yapılar çarpar göze. birkaç ay sonra bakarsınız yeni bir yer açılmış orda, yetişemez insan, beyoğlu bizlerden hızlı yaşar.
    insan,beyoğlu'na yolu düştüğü zaman,bir gününü bitiriverir de yapamadığı onlarca şey kalır ardında.
    sinema salonları vardır, birçok insan hitap edecek farklı filmleri bulabilirsiniz caddede, en protest filmleri, avrupa sinemasını veren salonların yanında 2 film birden bile oynatılır bu caddede. emek sineması en heybetli salonudur.
    kitapçılar ve sahafları bulursunuz bu caddede, ayak üstü gözünüze çarpan bir kitabı almak için giriverirsiniz.çoğu artık "kafe" olmuş olsa da kitapları hala koklanası yerlerdir. ya da sahaflar vardır biraz aşağı yürürseniz,beyoğlu'na yakışır eskilikte rafları ve sayfalarıyla.
    her tür eğlence mekanı vardır beyoğlu'nda.ufak, 20-30 kişilik barlardan, istanbul'un en pahalı restoranlarına, gramafon ya da sahibinin sesi gibi sakin mekanlardan katarsis gibi en sert parçaları duyacağınız yerlere kadar.tabi geceyi bunlardan hagisinde tamamlarsanız tamamlayın, bambi'de bir kaşarlı dürüm ya da kızılkayalar' da bir hamburger yemeden ayrılmayın, bitirmeyin geceyi.
    aslında tüm mutfaklardan bulabilirsiniz beyoğlu'nda.canınız makarna mı çekti, üstelik vejeteryansınız, o zaman fesleğen size göredir. eğer et yemeklerinden kullanacaksanız tercihinizi, dilek pera' nın menüsündeki yemeklerden birini tercih edin.
    en görkemli binalardan biri de galatasaray lisesi' dir, beyoğlu'nun tam ortasında. balık pazarı ve çiçek pasajının tam karşısında durur. eskiden,lise öğrencisiyken, çok arşınlamıştık mahsen' in kapısını, ancak sanırım eskisi kadar ünlü değil artık.
    bir de kilise durur tüm heybetiyle caddenin sonuna doğru.hala pazar ayinleri sürmekte olan bu kiliseyi en az 1 kere ziyaret edin, çünkü büyülü atmosferi içinde kaybolmalısınız.
    ve birçok yeri de geçince, tünel' e varırsınız pera'nın bir ucundaki, dünya genelinde yapılmış olan ilk 3 metrodan birine.birçok binanın altından geçen, kısacık, çok eski ama tadı apayrı olan tünel metrosu bekler sizi, karaköy'e indirmek için.
    daha onlarca yer, onlarca şey vardır pera' da. onlarca insan vardır, görünüşleri farklı. öyle bile olmasa, aynı gözükseler bile, beyoğlundan alacakları tatlar farklı. beyoğlu'nda farklı olunmaz, çünkü beyoğlu tüm farklılıkları içeren en ortak noktadır istanbul'un kalbinde, şehrin 24 saat yaşadığı noktadır.
    (#5668) soulburn|16.04.2006 16:51|