son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
eskiden ara sıra alırdım. çocuk ekleri, gençlik sayfaları vardı. dînî ve millî konularda hassas gibi görünürdü. sonradan aldıkları*ile bünyesindeki bazı yazarlar dine de, kültüre de, milliyete de dil uzatabildiler. ve gazete idaresinden hiç bir ikaz almamış olsalar gerek ki hâlâ yazıyorlar...
kolay değildir, herkes yapamaz. büyük bir güç, sağlam kişilik, dolu bir gönül ve tok gözlü bir adam olmak gerekiyor. insanın kendi nefsine set çekmesi.. ama sonrasında duyulan büyük huzur...
bir teşekkür veya iltifat, övgü karşısında nezâket ve alçak gönüllülük ifadesi olarak kullanılan söz.. hâşâ, asla, katiyen, hiçbir zaman anlamında red sözü... bu kelime bir de, bu yaptığım işten dolayı gurura kapılamam, çünkü asıl fâil allah'tır; onun için allah'tan af ve mağfiret dilerim, anlamındadır. yarı yarıya öyle filan gibi tanımlar gerçek dışı oluyor bu durumda.
sadece yemek içmekten değil, hayatın her ânından alınır... lezzet almış, geçmiyor sevdâ-yı dildârdan gönül..
aslı leyl'i'dir.*fuzûlî'nin mesnevîsinden sonra türkler arasında yayılan bu isim şimdi tatlı sarhoş ve çok âşık kimse anlamlarında da kullanılıyor.. leylâ kadındır ama, genel olarak sevgili demek olduğu için, sevilen herkese, herşeye de leylâ denebilir.. vatan da bizim leylâmızdır. adı leylâ olanların dahî bir leylâsı vardır... asıl leylâ ise bütün sevgilerin kendisinde toplandığı cenâb-ı hak'tır...
leylâ çorba dağıtıyormuş.. mecnûn da hemen bir toprak kâse alıp sıraya girmiş. leylâ onun da kâsesini uzatıp çorba istediğini görünce, bir kepçe darbesiyle çanağını kırmış. etraftakiler: -vah vah, yazık sana, hem çorba alamadın, hem kâsenden oldun, demişler.. mecnûn ise mest bir halde cevap vermiş: -öyle değil dostlar, ben husûsî muâmele gördüm...
şiirini anlamak için allâme olmaya gerek yok, biraz tasavvuf bilgisiyle biraz kelime bilgisi, azıcık da mazmunlardan anlamak, en önemlisi âşık olmak gerekir... "bende mecnun'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var âşık-ı sâdık benem mecnûn'un ancak adı var" kendisine derin bir hürmet ve muhabbet beslemekteyiz..
herkesin hafızasında bir dede hatırası olmayabilir. vefat etmiştir veya tanınmıyordur. ama dedeler çok sevilirler. oyun da bilirler cepleri doludur. yumuşak huylu, tatlı, tonton, yakışıklıdırlar. masalcıdırlar.* hayat tecrübeleriyle gençlere yol gösterirler. en çok da ninelerden şikâyet(!) ederler...
üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur.. kâtibimin setresi *uzun, eteği çamur kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur kâtip benim, ben kâtibin el ne karışır kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır..
dr. müjgan cumbur'un karacaoğlan adlı incelemesinde şöyle bir söyleyişine rastladım: güzel sever diye bühtân ederler benim haktan özge sevdiğim mi var? dili, söyleyişi, duruşu ile kendisine hayrânız ve 2006'dan 17. yüzyıla selâm ederiz...
müslüman kadının gayrimüslim erkeklerle evlenmesi yasaktır.. bizzat hz. peygamberin uygulaması vardır bu hususta.
ben gelmedim da'va için benim işim sevi için sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |