baran

    yağmur,rahmet. farsça'dan türkçeleşmiştir. her iki a sesi de uzun olmasına rağmen bugün birinci a uzun telâffuz edilir: bâran
    (01.09.2006 14:40)

zaman gazetesi

    dün dediğini bugün değiştirebilen ve bundan hiç rahatsız olmayan gazete..
    eskiden ara sıra alırdım. çocuk ekleri, gençlik sayfaları vardı.
    dînî ve millî konularda hassas gibi görünürdü.
    sonradan aldıkları*ile bünyesindeki bazı yazarlar dine de, kültüre de, milliyete de dil uzatabildiler.
    ve gazete idaresinden hiç bir ikaz almamış olsalar gerek ki hâlâ yazıyorlar...
    (01.09.2006 14:33)

feragat

    kendi hakkı olan bir şeyden*yine kendi isteğiyle vazgeçmektir.
    kolay değildir, herkes yapamaz.
    büyük bir güç, sağlam kişilik, dolu bir gönül ve tok gözlü bir adam olmak gerekiyor.
    insanın kendi nefsine set çekmesi.. ama sonrasında duyulan büyük huzur...
    (01.09.2006 11:23)

estağfurullah

    allah'tan af ve mağfiret dilerim anlamında dua.. istiğfar kökünden.
    bir teşekkür veya iltifat, övgü karşısında nezâket ve alçak gönüllülük ifadesi olarak kullanılan söz..
    hâşâ, asla, katiyen, hiçbir zaman anlamında red sözü...
    bu kelime bir de, bu yaptığım işten dolayı gurura kapılamam, çünkü asıl fâil allah'tır; onun için allah'tan af ve mağfiret dilerim, anlamındadır.
    yarı yarıya öyle filan gibi tanımlar gerçek dışı oluyor bu durumda.
    (01.09.2006 11:05)

lezzet

    ağızda duyulan tad, çeşni. herhangi bir şeyden alınan zevk, haz, safâ..
    sadece yemek içmekten değil, hayatın her ânından alınır...

    lezzet almış, geçmiyor sevdâ-yı dildârdan gönül..
    (01.09.2006 10:52)

askerlik

    askerlik sanatının öğretildiği, mehmetçik yetiştiren, pek çok kişi için köyünden sonra ilk gördüğü memleketle özdeşleşen,ama hep özlenen ve hatıralarının anlatıla anlatıla bir türlü bitirilemediği peygamber ocağı.
    (01.09.2006 10:46)

leyla

    gece, çok karanlık gece, sevgili anlamlarında, arapça'dan türkçeleşmiş bir isimdir.
    aslı leyl'i'dir.*fuzûlî'nin mesnevîsinden sonra türkler arasında yayılan bu isim
    şimdi tatlı sarhoş ve çok âşık kimse anlamlarında da kullanılıyor..
    leylâ kadındır ama, genel olarak sevgili demek olduğu için, sevilen herkese, herşeye de leylâ denebilir..
    vatan da bizim leylâmızdır.
    adı leylâ olanların dahî bir leylâsı vardır...
    asıl leylâ ise bütün sevgilerin kendisinde toplandığı cenâb-ı hak'tır...
    (01.09.2006 10:36)

mecnun

    aslı bir arap halk hikâyesine dayanan, türk edebiyâtında da ilki 15. yüzyılda ali şir nevâî tarafından olmak üzere pek çok defa kaleme alınan mesnevînin**erkek kahramanı... en güzel hikâyeyi 16. yüzyılda mehmed fuzûlî yazmıştır.

    leylâ çorba dağıtıyormuş..
    mecnûn da hemen bir toprak kâse alıp sıraya girmiş.
    leylâ onun da kâsesini uzatıp çorba istediğini görünce, bir kepçe darbesiyle çanağını kırmış.
    etraftakiler:
    -vah vah, yazık sana, hem çorba alamadın, hem kâsenden oldun, demişler..
    mecnûn ise mest bir halde cevap vermiş:
    -öyle değil dostlar, ben husûsî muâmele gördüm...
    (01.09.2006 10:25)

fuzuli

    türk şiirinin en büyük üstâdıdır. yüzyıllar sonra bile ondan etkilenenler çoktur.
    şiirini anlamak için allâme olmaya gerek yok, biraz tasavvuf bilgisiyle biraz kelime bilgisi, azıcık da mazmunlardan anlamak, en önemlisi âşık olmak gerekir...

    "bende mecnun'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
    âşık-ı sâdık benem mecnûn'un ancak adı var"

    kendisine derin bir hürmet ve muhabbet beslemekteyiz..
    (01.09.2006 02:34)

dede

    büyükbaba da denir.
    herkesin hafızasında bir dede hatırası olmayabilir. vefat etmiştir veya tanınmıyordur.
    ama dedeler çok sevilirler.
    oyun da bilirler
    cepleri doludur. yumuşak huylu, tatlı, tonton, yakışıklıdırlar.
    masalcıdırlar.*
    hayat tecrübeleriyle gençlere yol gösterirler.
    en çok da ninelerden şikâyet(!) ederler...
    (01.09.2006 02:15)

deccal

    deccalin bir gözünün kör olması rumuzdur. mânâdan anlamayan, sırf nefsinin emrinde olan, isyankâr kişileri anlatır.
    (31.08.2006 19:44)

katibim

    meşhur istanbul türküsüdür:

    üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur..
    kâtibimin setresi *uzun, eteği çamur
    kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur
    kâtip benim, ben kâtibin el ne karışır
    kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır..
    (31.08.2006 19:32)

karacaoğlan

    muhteşem tabiat tasvirleri, orijinal buluşları olan halk şairidir.
    dr. müjgan cumbur'un karacaoğlan adlı incelemesinde şöyle bir söyleyişine rastladım:

    güzel sever diye bühtân ederler
    benim haktan özge sevdiğim mi var?

    dili, söyleyişi, duruşu ile kendisine hayrânız ve 2006'dan 17. yüzyıla selâm ederiz...
    (31.08.2006 19:22)

yabancı damat

    yabancılarla evlenmeyi* teşvik etmek için yapılmış bir filim.**
    müslüman kadının gayrimüslim erkeklerle evlenmesi yasaktır.. bizzat hz. peygamberin uygulaması vardır bu hususta.
    (31.08.2006 15:05)

sevgi

    insanın dünyaya geliş sebebi..koca yunus emre' nin dediği gibi:

    ben gelmedim da'va için
    benim işim sevi için
    sevelim sevilelim
    dünya kimseye kalmaz
    (31.08.2006 14:54)

sayfa: 1...-285-286-287-288-289

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.