son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
ben dememek için fakir,âciz,kulunuz, bendeniz denirdi eskiden... ben demek kötüydü, nefsi kabartabilirdi. hâlâ da öyledir. dolayısıyla, bende bir şey yoktur ne varsa allah'a âittir *anlamında kullanılan fakir ile ev anlamındaki hane kelimelerinden yapılmıştır..
üzüm salkımı gibi mor çiçeklerini, nisan-mayıs aylarında açar. önce çiçek açar, bitkinin sarıldığı her yer mor-eflâtun renge bürünür.. güzel de kokar benim güzelim. çocukken acımadan çiçeklerini koparıp yerdik, yazık.. derken ince ince yapraklanır, açık yeşil taze yaprakları insana neşe verir. sıcak yerlerde olur sanıyordum ama kara iklîminde de yaşarmış meğer.. belki de bendenizi memnun etmek içindir,kim bilir? fakirhanenin bahçesinde de açmaya başladı mübarek...
yaz gelende arayıp durdukları, bulunca, hele tazeyse, sevindirik oldukları, derhal eve gidip yıkayıp temizleyip haşladıkları, sarımsak, zeytinyağı, tuz ve limonla çeşnilendirdikleri, batı anadolu'ya mahsus, fasulye cinsinden, muhteşem ottur efenim... aaaahh, ah !!
bamsı beyrek hikâyesi nefis bir şey,herkese tavsiye ederim. diğerleri de öyle. o kadar tatlı, samimi, canlı hikâyeler ki, okumaya doyamayacaksınız.. topu topu on iki tane zaten.
moğolca ulus: boy, oymak anlamındaydı. bizde her ne hikmetse ille de yeni kelime uydurmak hastalığı vardır.*
arapça "ebed"*kelimesinden türkçe olarak türetilmiştir. bizim akl-ı evveller de kelimeyi arapça sanmışlardır.. derhal öztürkçesini (!) bulmuşlardır.. tarihte ilk olarak bildiğimiz yazılı abide, göktürk abideleridir. çanakkale abidesi de başka bir örnektir...
mecaz olarak: cana can katan, insana ferahlık veren şey.. bilhassa yemek-içmek, başka şeyler de olabilir* tasavvufî anlamı ise muhteşem: insanı ölümsüz kılan gerçek aşk ve ilm-i ledün*
bir görüşe göre peygamber, diğer bir görüşe göre de velîdir. insanların sıkıntıda oldukları anlarda yardım eder. imdii, hızır, huzurda olan demektir. kimin huzurunda olduğunu bilen kişiye de hızır denir. kul sıkışmayınca hızır yetişmez denilmiştir. bin bir adı vardır bir adı hızır her nerde çağırsan orada hazır ( pir sultan abdal)
öztürkçe(!) zorlamasını dilimize doldurmak isteyenler, cahilliğin kolay kazanılmayacağını ispatlamaya çalışan yetenekli cahillerdir diye düşünüyorum.. el-insâf !
hayranlığımın bir ifadesi olarak şu beyti kendisine hediye etmekteyim: sen ne câmın mestisin, âyâ kimin hayrânısın kendin aldırdın gönül, noldun, ne hâl olmuş sana
bir öğrencinin kendisine verilen, öğrenmek zorunda olduğu bilgi. ne dersler aldık, ne dersler verdik şu hayatta...
kaçma çevgâna muhabbetten gönül, cevlâna gel başını top eyle ehl-i hâl isen meydâna gel bağdatlı rûhî bir de, at üzerinde, değnekle yerdeki topa vurmak suretiyle oynanan, çöğen de denen, çok eski bir türk oyunu vardır ki, polo adındaki ingiliz oyunu bu çöğenden (çevgândan) çıkmıştır yani aşırılmıştır.
büyük cihat ise, insanın kendi nefsiyle yaptığı mücadeledir. büyük cihat zordur, çok zordur. çünkü en ufak bir alışkanlığı dahî yerinden sökmek, dağları devirmekten daha zordur.. herkesin yalanla, dedikoduyla uğraştığı bir zamanda bunlardan baş çevirmek, meselâ sigarayı bırakmak, içinden küfretmeden sabretmek, herkese lâyık olduğu kadar değer verebilmek, doğru sözlü, güvenilir olmak......... kolay mıdır? ele topu tüfeği alıp savaşmak kolaydır. çünkü düşman görünüyor, karşında.. ya kendimize ettiğimiz düşmanlıklar? sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |