çok güleceğimizi tahmin ettiğim ama güldürdükten sonra da " amerikan sineması buradan sana sesleniyorum." tarzı sosyal mesaj vermek gibi misyonunun da olacağını düşündüğüm kadrosunun kalbinde cem yılmaz'ın yer aldığı sinema filmi.
ayrıca normal insanların yapamadığı , ip üzerinde yürüme gibi akrobatik hareketler yapabilen bu şekilde sanatını icra eden ve geçimini bu yolla temin eden kişilere denir.
her yeni çıkan film için yapılan hokkabazlıklar "hokkabaz" filminde de karşımıza çıkacak gibi. "cem yılmaz" ismi reklam için yeterli iken sansasyonla reklamını yapmaya çalışmaktalar bence. bu film için yapılan hokkabazlık da senaryonun çalıntı olması yönünde, bakalım neler olacak..
aslında gora gibi galaksiler arası bir filmini izledikten sonra hokkabaz biraz sade kalıyor. verdiği bir mesaj yok, alelade bir üçüncü sayfa haberini hikaye yapmışlar. sonuç itibariyle herkesin bir uzmanlık alanı vardır cem yılmaz da mizah üretmelidir.
cem yılmaz'ın gora'yı absürdlüğü nedeniyle eleştirenlere bir nevi cevap verdiği film. hokkabaz, komik değil, hoş bir film olmuş açıkçası. hani izledikten sonra damakta tat bırakan filmler olur ya, onlar gibi. toplumda aykırı sayılabilecek bir meslekten yola çıkarak mesajlarını vermiş cem yılmaz. bir hokkabaz, sihirbaz, ilüzyonist ne derseniz deyin ama fazlasıyla bizden, fazlasıyla saf bir karakter olmuş iskender. ağlatacak denli sağlam sahneleri bile olan filmde, cem yılmaz hayatın sadece komediden ibaret olmadığını göstermiş ve muhtemelen "gora" gibi bir film bekleyenlerin beklentilerini karşılamamıştır ancak şu bir gerçek ki gora'dan "film" bazında değerlendirildiğinde, daha güzel olmuştur.
çekim kalitesi olsun, yönetmenlik olsun, edip akbayram'lı müzikleri olsun güzel seyirlik bir film ve türk sinemasına destek adına izlenmesi elzem.
yalnız film beraberinde cem yılmaz'dan daha iyisini beklerdik, pek gülmedik gibi eleştirileri de beraberinde getiriyor. tamam, cem yılmaz komikliği ile ün yapmış birisi ancak bu demek değildir ki bu adam hayatı boyunca espri yapmak zorunda. o da insan ve gülmek harici duygularında varlığından haberdar ve kesinlikle bizleri kahkahaya boğmak gibi bir sorumluluğu olmamalı. o yüzden komik değil eleştirilerini haksız bulmakla beraber, yine de hipnoz sahnesinde gora'dan daha uzun güldürdüğünü de eklemek istiyorum. (spoiler: hokkabaz acı ama gerçek)
savaş ay'ın ısrarla senaryosunun kendine ait olduğunu söylediği film. hokkabaz olan babasını ve kendi hayattını yazdığını filmi, çevirecek yeterli bütçeyi sağlayamadığı için film projesini ertelediğini söylüyor**
mazhar alanson deli görünen ancak aklı gayet çok olan bir babayı canlandırıyor filmde. sihirbazım diyen oğul cem yılmazı hokkabazsın diye devamlı aşağılıyor baba. ancak sonunda oğlunun içten ve dürüst halini görüp yardım ediyor attıkları her adımda.
cem yılmazın 'alın gözünüz film görsün' dercesine beyaz perdeye yansıttığı güzel bir sanat filmi olmuş hokabaz. hiç bir şeyi abartmadan yerli yerince oturtarak gelişiyor hikaye.
güzel ve hoş vakit geçirmek için izlenebilecek bir film, kafa yormuyor sorgulatmıyor. mazhar alanson çok iyi bir oyunculuk sergilemiş. filmin sonundada bir duygu durum bozukluğu yaratıyo ama hoş.
bir türlü gidip göremediğim ama saolsun diyardaşlarımdan bazılarının spoiler'ları yerinde kullanmamaları nedeniyle gitmiş kadar olduğum, fakat ne olursa olsun en kısa zamanda gidip izleyeceğim cem yılmaz eseridir kendisi. çalıntı olduğu iddalarını da duydum ama gerçeklik payını bilemeyeceğim!*
genellikle seyircinin komiklik görme amacıyla gidip,cem yılmazdan beklenmeyen bir senaryoyla karsılastığı an hayalkırıklığına uğradığı bir film...ama filmin içindeki duygusallığı hissedebilen seyircinin gözyaşlarını tutamayacağı bir eserdir.. ayrıca özlem tekinin performansı görülmeye değerdir.
gâyet iyi niyetli üç kişinin para kazanma dâvâsını anlatan bir film. filmde göz kusûrundan dolayı işini olması gerektiği kadar iyi yapamayan bir hokkabaz anlatılıyor. tabiî göz kusûrunu nîmet bilip, film yönetmeni "lâzerle tedâvî" imkânını da "gözler" önüne sermekte, reklâmını yapmakta, böyle bir empozede bulunmakta..
benim dikkatimi en çok çeken şey ise, hokkabazın, babasının ve arkadaşının ne kadar iyi niyetli oldukları; o iyi niyetlerinin, kendilerine bâzı zamanlar "kör" muamelesi edilmesine sebebiyet vermesi.. açıkçası, güvenin fazlasının, kişiye zarârının olabileceğini, ama bunun akıldan önce yetiştirilişle alâkalı olduğunu anlatması.. gâyet güzel bir anlatım olmuş..
filmin vermek istediği düşünce nedir, neyi hiciv ediyor yada eleştiriyor hala anlayamadığım film ..zaten türk filmleri sadece ilginç bir hadise üstüne kurulu filmler olmaya başladı .. herhangi biri bu filmi izleyince düşüncesi şöyle böyle değişsin yada izleyiciye bir mesaj kaygısı bulunmayan yapımlar .. ben bu filmi izleyip hiçbirşey öğrenmedim açıkcası .. ama 2 saat beni eğlendirdi güldürdü ..film sonrası ise beynimde hiç bir kırıntısı kalmadı .. cem yılmaz tabiki illaki topluma mesaj içeren bir film yapmak zorunda değil ..ancak yılmaz erdoğan ve cem yılmaz gibi mizahla eleştirmeyi başarabilen kaç kişi var ki??
hakkınıda verelim en azından bir emek var ,bikere baştan savma değil değişik bir konusu var.. üst düzey olmayan türk sinemasında bu film çok eleştirilmeyide pek haketmiyor.. her 4 filmin 3 ünde oynayan mehmet ali erbil filmleri arasında kömür araken elmas bulmaya benziyor .. bu elmasla biz doyuyormuyuz ,orası meçhul ..
hıncal uluç'un yerden yere vurduğu bir cem yılmaz filmidir. bir sihirbazın başından geçen olayların anlatıldığı film aynı dönemde yayınlanan yabancı "prestij" adındaki sihirbazlık filmi ile karşılaştırılmıştır.
bu filme ilişkin tenkit niteliğindeki eleştiriler cem yılmaz'ın haşin, kindar, insanlara haddini bildirmesini vazife edinmiş, kırıcı, kızgın, başarısızlıktan korkan yüzlerini görmemize neden olmuştur. hokkabaz filmi cem yılmaz'ın cool, zeki, yaratıcı, sempatik, neşeli hallerinin geride kaldığı bir dönüm noktası olmuştur kendisi için.
gora benzeri bir performans ya da espri anlayışı bekleyenleri hüsrana uğratmış cem yılmaz filmi. kendi çapında ilerleme kaydettiğinin bir göstergesidir bu da.
dram ve komedi karışımı, sulu gora'dan sonra cem yılmaz'ın ne kadar ilerlediğinin ibresi. sonunda cem yılmaz'ın seyirciyi iyice germek için muhteşem bir numara yapmışır. az kalsın oltaya geliyordu herkes. güzeldi, belki cem yılmaz'ın elinden çıkmasa beğenilmezdi... yine şunu anladım ki ne yaparsa izleyeceğim bu adamı.
maradona: hayır adam deli, ne yapacağı belli değil!
iskender: hemen deliyi yapıştırma!
kahrından çok yer gezdim ama
düşündüm yalnız başına
alışmak zor mu gelir yerine sonra
içmek gülmek
kim takar, alkış tutar senin gibi hokkabaza kalsa
dünyanın çivisi çikar, içim yanar
âlemdeki o tek bilene sorsam,
sarsam belki esneyip bağdaş kurar
birkaç yıllık yorgunluk var ama
aslında hepsi bi yana
çamur ve çirkef bu düzene kalsa
dünyanın çivisi çikar, içim yanar
âlemdeki o tek bilene sorsam,
sarılsam belki esneyip bağdaş kurar
O da nesi, bakınız youtube linki de var imiş meğersem:
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.