tkp ml tikko

tuncay özkan

    duyduğum kadarıyla her gün kumbaraya 5 ytl atarak 17 milyon dolar biriktirmiş çağdaş kişi*
    ***
    (19.02.2007 07:54)

kanal turk ana haberin karartılması

    kanaltürk haberlerini izleyen bilir ki kanaltürk, hükümeti eleştirmeyi artık hakaret derecesinde abartmıştır. sen saçma sapan yorumlar yap, haddinden daha ağır terbiysizce konuş ondan sonra niye kapanıyoruz diye sor. herşeyin bir adabı bir usulü var. eleştirecekseniz sınırları bileceksiniz. bu her kurum her kanal için geçerli, tayyip bey için de, baykal bey içinde, kanal 7 içinde, kanaltürk içinde, bizim içinde.

    edit: yorum yapma hakkıma kim nasıl karışabiliyor anlamıyorum ama, terbiyesizliğe terbiyesizlikle karşılık vermek çok makul bir davranış değil. ben başbakan terbiyesizlik yapmamıştır demedim, kanaltürk terbiyesizlik yapmıştır dedim. anlatamadım heralde.
    (18.02.2007 15:03)

kurtlar vadisi terör ün yayından kaldırılması

    vatanlarını sevmek için dizilere ihtiyacı olan kesimin üzülmesini yadırgamadığım olaydır.
    bana eğer "yok biz zaten seviyoruz, bizim ihtiyacımız yok da, cahil kesmin buna ihtiyacı var" diyorsanız,
    o cahil kesim bu dizinin kafa kesme parmak kopartma sahnelerini daha çok önemsiyor, dikkate alıyor
    daha 6 ay önce her gün haberlerde ölen gençleri konuşuyorduk,
    olumlu olan ne oldu şimdiye kadar. vatan sevgisi kazanan insanlar neler yaptılar?
    ben mi göremiyorum acaba?
    (16.02.2007 04:16)

kurtlar vadisi terör ün yayından kaldırılması

    bazı aptal ve ahlaksız programların yayında olması kurtlar vadisi nin güzel olduğu ve yayında kalması gerektiği anlamına gelmemeli. halkımız diğer aptal programalara gerekli tepkiyi vermiyorsa bu halkımızın ayıbıdır. bu sözlükte kaç kişiyiz, neden geçitte kaldırılmasının gerekli olduğuna inandığımız bir program seçip hepimiz birer mail atmıyoruz veya birer telefon etmiyoruz, çevremize yaymıyoruz? çok mu zor? hep oturarak olmuyor işte bazı şeyler, lafa gelince hepimiz çok doluyuz ama icraata gelince herkese bir haller oluyor.

    bu millet bu kadar tepkisiz kalmaya devam ederse bizim başımıza daha çok şey gelir. trafikte hatalı birini gördüğümde 155i aradığımı söylediğim arkadaşım benimle alay ediyorsa biz aynen devam ederiz.
    (16.02.2007 03:40)

dinle başbakan

    ahmet hakan'ın daha önce yazdığı, ödül alan yazısıdır. ahmet hakan'ın bu yazıyı yazması etrafımda gördüğüm hemen herkeste alaycı bir gülümsemeye, her ne yazılırsa yazılsın, yazının ciddiye alınmamasına sebep olmuştur. bende birkaç kelam etmek istiyorum sayın başbakanımıza;

    ben çok uzun seslenmeyeceğim sana başbakanım. şunu unutma, sen %36 oy ile bu ülkenin başına geldin. geri kalan yüzde 64 senin yaptığın iyi şeyleri tabii ki görmezden gelecektir, senin iyi niyetinden şüphe edecektir. halkın çoğunluğunun * isteğiyle göreve geldin, yani cumhurbaşkanını seçmeye hakkı olan hükümetin başbakanı olmaya hak kazandın. hakkın değilmiş gibi bazı kesimler çıkıp "cumhurbaşkanını yeni hükümet seçsin" diyecektir. hakkını yedirme, sonuna kadar kullan. akşam haberlerde çiftçilere yaptığın mazot desteğinden, ekonomideki iyileşmelerden, yaptığın yardımlardan bahsedilmeyecektir. provakatörlere bir sinirle söylediğin cümlelerden bahsedecekleridr. * sakın ola ki "deniz baykal da terbiyesizlik yapıyor, niye bunlar gündeme gelmiyor" diye düşünme. bu ülkede işler ne yazık ki böyle. senin eşinin başörtüsünü senin başarılarından, yaptıklarından çok daha fazla önemseyeceklerdir. bunları da takma. sen bu ülke için geceni gündüzüne katmaya devam et. yaptıklarını takdir edenler de çıkacaktır. bu ülkenin dış işlerinin ev idare etmekten daha zor olduğunu bilmeyenler de çıkacaktır, senin hükümetinden öncekilerin aldığı menfi kararların ceremesini sizlerin çektiğini bilmeyenlerde. bir de biraz daha sakin olsan, bulunduğun konuma biraz daha dikkat etsen çok güzel olacak.
    (07.02.2007 14:06)

kurtlar vadisi terör

    "ben polatım lan" diye bağırarak bir arkadaşını sudan bir sebepten öldüren bir gence ilham kaynağı! olması bile benim bu diziyi kınamam için yeterli bir sebep. ne çabuk unutuluyor herşey, daha 6 ay önce her akşam haberlerde buna benzer haberler izlemiyor muyduk? 15 yaşında ölen, hapse giren gençler için üzülmüyor muyduk? 9-10 yaşlarındaki bir erkek çocuğunun hangi ruhsal yapısından bahsedeceğiz? bu yaştaki çocuklar ne görürlerse özenmiyorlar mı?

    dün akşam bir televizyona bakıyım dedim, her yerde magazin programları ve aptal aptal diziler var. insanlar nasıl etkilenmesin, yıllardır sürekli bu tip programlar var televizyonlarda. yararlı olacak bütün programlar ise gece 12den sonra. şaka gibi. bir yerde bi terslik var ama anlayamadım.

    hem madem herşeyden bu kadar çabuk etkilenen bir milletiz, elimizde güzel programları yayınlayıp, bu programlardan feyz almamız için mükemmel bir fırsat var. niye bu fırsatı böyle hoyratça harcıyoruz? bu diziler bize ne katıyor, vatan millet sevgisi mi? çok ihtiyacınız varsa vatan millet sevgisine malkoçoğlunu kara muratı izleyin. onlarda da bu dizi gibi, tek bir adam çıkıp bütün devleti tek başına kurtarıyor değil mi, o alay ettiğimiz amerikan filmlerinde olduğu gibi.

    siz en iyisi izlemeye devam edin kurtlar vadisini, nasıl olsa bir gün gerçek bir polat çıkıp bu durumdan kurtaracak bizi.

    (06.02.2007 05:15)

biz insan taşıyoruz

    hamile kadınların kullandığı bir slogan da olabilir*
    (25.01.2007 01:42)

hepimiz hrantız hepimiz ermeniyiz

    hrant dink'in öldürülmesinden sonra cenaze töreninde ve gösterilerde kullanılan slogan.

    ben değilim.

    edit: değilim çünkü önemli olanın, hepimiz ayrıyız ama birbirimize, düşüncelerimize saygılıyız diyebilmek olduğunu düşünüyorum. gündemin seyrine göre hareket eden, düşüncelerimi değiştiren biri değilim çünkü. yarın da hepimiz yunan oluruz, fransız oluruz. hepimiz ermeniymişiz, açın bakın bakalım ermeni televizyonunda istanbulda "hepimiz ermeniyiz" diye slogan atılırken soykırım heykelinin!! önünde türkiye için ermeniler neler diyordu, kimlerle röportaj yapılıyordu. bakın bakalım kimler hakkında bütün gün barbar diye konuşuluyordu. biz aynen devam edelim kraldan fazla kralcı olmaya.
    (23.01.2007 12:42)

yetinmeyi bilir misin

ideal kadın

    bulması zor olan kadındır. erkeklerin geneli ideal kadını şu şekilde tanımlar,

    1- alışverişe çıkmasın
    2- alışverişe çıkacaksa bile benimle çıkmasın
    3- konuşmasın
    4- konuşacaksa bile benden cevap beklemesin.
    5- çok soru sormasın
    6- güzel olsun
    7- tatlı dilli, güzel huylu olsun
    8- bana güvensin
    9- çok salak olmasın ama çok zeki de olmasın
    10- on - off düğmesi olsun
    11- ofsayt'ın ne olduğunu sormasın
    12- ihanet etmesin
    13- ihanet ediyor muyum diye beni denemesin.

    daha uzar gider bu liste. şaka bir yana sözümü robert schumann'ın bir sözüyle bitirmek istiyorum; *

    "gençken ideal kadınımı bulana kadar asla evlenmeyeceğime dair yemin etmiştim. sonunda onu buldum ama ne yazık ki ideal erkeğini bekliyordu"
    (21.01.2007 04:22)

hrant dink

    başına sıkılan 2 kurşunla gazetesine girerken 18-19 yaşlarındaki biri tarafından öldürülmüştür. eski ismi fırattır. ismini mahkeme kararı ile değiştirmiştir. bakırköy'de ve pangaltı'nda bulunan beyaz adam kitapçısının ortaklarındandı. hiç bir düşüncesi öldürülmesini haklı çıkartmaz. bu olay yine ortalığı karıştırmak isteyenlerin yediği haltlardan biri. bundan sonra bakalım başımıza neler gelecek. geçtiğimiz yıllarda aldığı hapis cezasıyla ve istiklal marşımız hakkında söylediği sözlerle gündeme gelmişti. taha akyol un kendisi haklkında 26 şubat 2006'da yazdığı yazı şöyledir,

    "gazeteci hırant dink, akdeniz Üniversitesi'ndeki konuşmasında İstiklal marşımızı "reddetmediğini, benimsediğini" söylüyor. ama "kahraman ırkıma bir gül"e geldiği zaman susuyormuş. Çünkü İstiklal marşı, "ırk" kelimesi ile ırkçılık, hatta "bölücülük" yapıyormuş!
    değiştirilmeli, "çalışkan yurttaşlarıma bir gül" denilmeli imiş!
    mehmet akif'e, mustafa ekmekçi gibi bazı yazarlar bilgisiz ve fanatikçe bir önyargıyla "arnavut milliyetçisi, gerici" diye saldırmışlardı! ama İstiklal marşı gibi milli bir kutsalımızda ve onu yazan Âkif'te "ırkçılık" keşfeden ilk kişi, hırant dink oldu!

    akif ve ırk
    mehmet akif ve milli mücadele nesli "ırk" kelimesini bugün bizim verdiğimiz siyasi anlamda kullanmıyordu. bizim bugün "ırkçılık" diye reddettiğimiz şeye onlar daha çok "kavmiyetçilik" diyordu.
    şemseddin sami'nin 1885 basımlı kamus-ı türki'sinde, ali seyyid'in 1918 basımlı kamus-ı osmani'sinde, hüseyin kâzım kadri'nin eski harflerle 1928 basımlı büyük türkçe lügat'inde "ırk" kelimesinin siyasi anlamı da "ırkçılık" kelimesi de yoktur.
    "irkçılık" kavramı ve "ırk" kelimesinin siyasi anlamda kullanılması, İstiklal marşı'ndan yıllar sonra, faşizmle birlikte avrupa dillerinde ve bizde yaygınlık kazandı, sözlüklerimize girdi.
    öbür taraftan, İstiklal marşı'nın genel anlamı ve vurgulu kavramları, bırakın 'ırkçı' olmayı, 'ırksal' bile değildir: hürriyet, istiklal, vatan, yurt, millet, hilal, iman, ezan ve hak gibi.
    akif "ırkıma" derken dink'in keşfettiği siyasi anlamı kastetseydi, o günün literatürüne göre, "kavmime" diye yazardı!
    istiklal marşımızda "ırkıma..." kelimesi, siyasi değil, aruz vezni ve şiirin ahengi açısından kullanılmış edebi bir ifadedir.
    bu ilmi ve objektif bir gerçek olduğu içindir ki, sayın dink'ten başka hiç kimse "ırkçılık" suçlamasında bulunmayı akıl edememiştir.

    milli simgelere saygı
    istiklal marşı, bayrak gibi kutsal bir milli simgedir. milli marşlar, milletlerin doğuşunu veya yeniden doğuşunu veya büyük bir felaketten silkinip ayağa kalkışını anlatan, bu ruhu nesillerden nesillere aktaran kutsal metinlerdir.
    fransız milli marşı "marseyez"i devrimci fransa, gelenekçi fransa'ya karşı yazmıştı; "kanlarını dökelim, kafalarını koparalım, göze göz dişe diş" gibi, bugün bir makalede geçse suç sayılabilecek birçok şiddet çağrısı vardır! hatta krallık geri geldiğinde, 1879'a kadar yasaklanmıştı. ama bugün tüm fransız milletinin milli bir simgesidir.
    12 mayıs 2002, fransız milli liginde final maçı... lorient takımı ile korsika vilayetinin takımı bastia oynayacak. marseyez çalınıyor, korsikalılar ıslıklıyor!
    cumhurbaşkanı chirac, "fransız değerlerine saygısızlık" yapıldığını belirterek şeref tribününü terk ediyor, özür dilenmesini istiyor. futbol federasyonu başkanı claude simonet ve ayrıca korsikalılar adına bastia takımının başkanı françois nicolai açıkça özür diliyor, bunun üzerine chirac şeref tribününe dönüyor, maç başlıyor.
    milli sembollere saygılı, özenli olmak gerekir.
    sayın dink'in ve herhangi bir yurttaşımızın İstiklal marşı'nı sübjektif olarak "benimsemesi" şart değildir, böyle bir mecburiyet olamaz. ama İstiklal marşı gibi bir milli simge üzerinde toplumda bir kamplaşma, bir çatışma iklimi yaratmaktan sakınılmasını beklemek sanırım hakkımızdır"

    kendisi, fransa meclisinde sözde ermeni soykırımı kabul edildiğinde fikirlerini şöyle ifade etmiştir,

    "bu yasayla diaspora kendi bacağına kurşun sıktı.
    çünkü bugüne kadar dünya kamuoyunda ermeniler hep haklı ve mağdur, türkler haksız görüldü. artık türk söylemi mağduriyete yükselmiş oldu. türk resmi söyleminin bu durumu kullanacağını ve elinden alınan ifade özgürlüğünü ortaya koyacağını düşünüyorum."

    fikirlerine katılmazdım. ama öldürülmesi beni deli ediyor. yine bu ülkenin menfaatini istemeyenlerin eline mükemmel bir koz geçmiş oldu. bakalım bu sefer hangi kesim zan altında bırakılacak
    (19.01.2007 08:28)

creative

    insan olanları belirlemeyi çok iyi bildiği gibi insan olmayanları belirlemeyi de çok iyi bilen, bilgi ve birikimine hayran olduğum, güzel düşünceleriyle bana bilmediğim bir çok güzel ve faydalı şey öğreten, çok sevdiğim ablacım. her tanımı bir eser niteliğindedir, okunup mutlaka bir şeyler öğrenilmelidir. yazılarını özel olarak takip etmenizi öneririm.
    (17.01.2007 11:42)

burj al arab

    eleştirilmesine anlam veremediğim oteldir. bu oteli yapanlar "7 yıldızlı otel yaptık, herşeyi altından, çok para harcadık ama gösterişimizi de yaptık doğrusu" mantığıyla bu oteli yapmadılar. bu oteli para kazanmak amacıyla yaptılar. bu otele gelen insanlar altın kaplamalı klozetlerde bedavaya tuvaletlerini yapmıyorlar ki. buraya gelen turistler bu otelde dünyanın parasını harcıyorlar, bu otel de tahmin edemeyeceğiniz kadar çok para kazanıyor, ülkesine katkıda bulunuyor. yani yapılan o altın kaplamalı muslukların parası defalarca çıktı. hem öyle bir hava yansıtılıyor ki bu oteli ziyaret edenlerin hepsi arap, araplar deli gibi para harcıyorlar. ama durum böyle değil, bu otele en fazla müşteri avrupa'dan ve uzak doğu asya'dan geliyor. aynı şey palmiye adaları için de söyleniyor. evet adamlar bu adaları yapmak için deli gibi para harcıyorlar ama bu adaları kimlere satıyorlar? amerikalı ve avrupalı zenginlere. yine ettikleri karın haddi hesabı yok. palmiye adaları yapılmasaydı, bu otel inşaa edilmeseydi bu kadar turist dubai'nin çöllerinde pişmek için mi gidecekti birleşik arap emirliklerine? eğer bu girişimler olmasaydı bu adamlar petrolleri bittiğinde ortada dımdızlak kalırlardı.

    eleştirilmesi gereken konu bence farklı olmalı. eleştirmemiz gereken şey bu otelden elde edilen kazancın fakir müslümanlara yardım amacıyla kullanılmaması. yoksa adamlar öyle bir otel yapmışlar ki resmen para basıyor, helal olsun keşke bizim ülkemizde de olsaydı da turizime katkısı olsaydı, para kazandırsaydı. *
    (17.01.2007 06:15)

istanbul trafiği

    insanın ömründen ömür götüren, adamı psikopata bağlayan, gün geçtikçe daha da çözülmez gibi gözüken, 15 dakikalık bir yolun tam 95 dakika sürebildiği ilginç ortam. öyle ki, 160 km/h ile ilerlerken trafik aniden felç olabilir, sonra yine aniden açılabilir. günde en az 150 km yol yapan biri olarak istanbul trafiğine alışmaya çalışanlara birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum,

    - yola çıkmadan önce mutlaka tuvaletinizi yapın. gideceğim yol yarım saat ne olacak ya demeyin. o yarım saatlik yol iki buçuk saat sürebilir. özellikle tem'den gideceksiniz o güzergahta benzin istasyonu olmadığını da göze alın. şişe aramak zorunda kalmayın.
    - yanınıza yiyecek birşeyler alın.
    - minibüs, otobüs, taksi, kamyon, tır gibi araçlardan* olabildiğince uzak durmaya çalışın. bu araçların hiçbir şekilde yol vermeyeceğini, ve arabanıza çarparak ta olsa sizden yol alacağını unutmayın. ne kadar sinirli olursanız olun bunlarla çok tartışmaya girmeyin. şoför ve muavin * koşarak size gelecektir. ayrıca beklemekten nevri dönen yolcularda sizin tarafınızda olmayacaktır.
    - trafik sıkışıkken şerit değiştirmek istiyorsanız sakın sinyal vermeyin. sinyal vermeniz sadece arkadaki arabanın size yol vermek istemediğinden hızlı hareket edip sizi önüne almamasına sebep olacaktır. arabanın burnunu soktuktan sonra sembolik bir sinyal verip ileride doğabilecek kötü durumlardan sıyrılabilirsiniz.
    - deponuzun mümkün olduğunca dolu olmasına dikkat edin. hiç hesapta yokken trafik felç olabilir ve sizde ha bitti ha bitecek korkusu oluşabilir. zaten sinirli olacağınızdan durum içinden çıkılmayacak bir hal alabilir.
    - ışıklarda beklerken size yeşil yandıktan sonraki ilk 5 saniyeyi sarı ışıkmış gibi düşünün. önünüzden bir sürü araç geçecektir. sakın yeşil yandı diye hemen gaza basmayın. frene bile dokunmayan bir otobüsle kafa kafaya gelebilirsiniz.
    - şerit değiştirirken çok dikkatli olun. 5 saniye önce orada olmayan bir motorsiklet hızlı bir şekilde yanınızdan geçebilir.
    - eğer yolcu koltuğunda oturuyorsanız arabayı kullanan kişiye karışmayın. delirmiş olan bünye sinirini sizden çıkartabilir.
    - yaya geçidinde yayaya yol vermek gibi bir adet istanbul'da yoktur. böyle bir davranışınız sadece şaşırmış bir yayaya ve duramayarak arkadan size çarpan bir araca sebep olacaktır.
    - sıkışık trafikte sağdan gitmeye çalışın. orası diğer şeritlere göre daha hızlı ilerleyecektir.
    - akşam saat 5'ten sonra maslak'a girmeyin.
    - yoldaki ayılarla kavga edip ders vermeye kalkmayın. çünkü o ayılardan binlerce var. hepsini düzeltemezsiniz. siz sinirinizi bozmayın. küfür etmekle yetinin. olmadıysa 155'i arayın.
    - yolun ortasında durup müşteri bekleyen ve arkasında oluşan trafiğe aldırmayan toplu taşıma araçlarını görünce şaşırmayın. bu yaptıkları çok normal
    - eşinize, sevgilinize çiçek almayı unuttuysanız korkmayın. merterde trafik tıkanacak ve onlarca çiçekçi var. telefonunuzun şarjı bittiyse de korkmayın. çiçekçilerle beraber telefon şarjı ve kulaklığı satan insanlar ortaya çıkacak. canınız simit, su, kağıt helva, yazın dondurma çekerse onlardan da var.
    (13.01.2007 05:26)

sayfa: 1...-29-30-31-32-33-34

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.