son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
dış ticaret, mal ve hizmet ticaretinin bir ülke sınırları içerisinde ortaya çıktığı iç ticaretten ayrılır. bir ülke sınırları içinde mallar her yerde aynı fiyata mal edilebilir. çünkü faktör akışkanlığı vardır. oysa ülkeler arasında faktör akışkanlığı yoktur. dolayısıyla ülkeler arasında özellikle üretim maliyetleri konusunda farklılıklar ortaya çıkar ve bu farklılıklar da ülkeler arasındaki ticareti etkiler. dış ticaretin farklı ikinci özelliği ise bağımsız para birimleri ve para sistemlerinin varlığıdır. bu yüzden dış ticaret iç ticarete göre daha farklı işlemler ve koşullarda gerçekleştirilir. üçüncüsü ise ülkeler arası dış ticaret politikalarında ülkeler arasında sınırlar olması nedeniyle ortaya çıkan farklılıklardır. ülkeler serbest ya da koruyucu dış ticaret politikaları uygulamaları sırasında gümrük vergileri, kotalar, kambiyo denetlemesi gibi farklı araçları kullanabilirler. iç ticarette ise bu araçlar söz konusu değildir. ihracat türleri şunlardır; a) genel esaslar b) ön izne bağlı ihracat c) kayda bağlı ihracat ç) kredili ihracat d) konsinye ihracat e) ithal edilmiş malın ihracı f) serbest bölgelere yapılacak ihracat g) ticari kiralama yoluyla yapılacak ihracat ğ) takas veya bağlı muamele yoluyla yapılacak ihracat h) bedelsiz ihracat ı) transit ticaret i) sınır ticareti ülkemizde, ithalat ve ihracat verilerinin toplamı olan dış ticaret hacmi her yıl artmaktadır. bunun sonucunda dış ticaret fazlası ve dış ticaret açığı* meydana gelmektedir. ülkemizde 1947 yılından beri dış ticaret açığı oluşmaktadır. 1947 yılında 22 milyon dolar olan* dış ticaret açığı 2005 yılında 43 milyar dolara yükselmiştir*. cumhuriyet tarihinden sonraki dönemlerde en yüksek dış ticaret fazlası verilerine ulaştığımız yıl 1946 dır. o yıl ki dış ticaret hacmi 334 milyon dolarken dış ticaret fazlası 96 milyon dolar olmuştur. ülkemiz ihracatının dünya içerisindeki payı, türkiye'nin ihracatının dünya ihracatı içindeki payı 1938 yılında yüzde 0.49 idi. bu oran 1997 yılında da değişmeyerek 0.49 olarak gerçekleşmiştir. türkiye'nin ithalatının dünya ithalatı içindeki payı ise 1938 yılında yüzde 0.47'den 1997 yılında yüzde 0.89'a çıkmıştır. türkiye'nin dış ticaret hacminin dünya dış ticaret hacmi içindeki payı da 1938 yılında yüzde 0.96'dan 1997 yılında yüzde 1.38'e yükselmiştir. dış ticaretimizin sektörel dağılımı; 1923 yılında toplam ihracatımızdaki payı %78 olan tarım sektörü, 1980'li yıllara kadar en fazla ihracat yapılan sektör olmuştur. 1981 yılında ilk defa sanayi sektörünün ihracatımız içindeki payı tarım sektörünün payını geçmiş ve bu tarihten itibaren sürekli olarak büyümeye devam etmiştir. 1997 yılına gelindiğinde tarım sektörünün ihracatımız içindeki payı %10'a kadar inmiştir. sanayi sektörünün ihracatımız içindeki payı 1923 yılında %20, 1981 yılında %48.7 ve 1997 yılında %88 olarak gerçekleşmiştir. İhracatımız içinde önemli bir paya sahip olmayan madencilik sektörü ihracatı, 1923 yılında ihracatın %2'sini oluşturmuş, 1997 yılında ise bu oran değişmemiştir. 1923 yılında ithalatımızda %16 olan tarım sektörünün payı, 1997 yılında %5'e inmiş, sanayinin payı 1923 yılında %83, 1997 yılında %84 düzeyinde gerçekleşmiş, madencilik sektörünün payı ise aynı yıllarda %0.8'den %11'e çıkmıştır. dünya ticareti 20.yüzyılın ikinci yarısında olağanüstü hızlı bir gelişme göstermiştir. dünya ticaretinde yaşanan bu hızlı gelişmede, ülkeler arasında ikili ve çok taraflı platformlarda ticaretin liberalleştirilmesine yönelik gösterilen çabaların hiç kuşkusuz önemli payı bulunmaktadır. gatt , uruguay round ve dtö'nün kurulması dünya ticaretinin serbestleştirilmesine yönelik çabalarda önemli ve kararlı bir aşamayı oluşturmuştur. ancak, bugün halen mal, hizmet, sermaye ve kişilerin serbest dolaşımına yönelik çok çeşitli pazara giriş engelleri bulunmaktadır. söz konusu engeller arasında klasik gümrük tarifelerinin yanı sıra ticarette teknik engeller, sübvansiyonlar, kamu alımları, miktar kısıtlamaları, menşe kuralları gibi tarife-dışı engeller bulunmaktadır. ayrıca, ülkeler arasında gittikçe artan entegrasyonla birlikte, yatırım koşulları, ulusal düzenlemeler, rekabet uygulamaları ve pazarların işleyişindeki yapısal farklılıklar da gümrüklerin gerisinde karşılaşılan engelleri oluşturmaktadır. söz konusu engellerin bertaraf edilebilmesi için bir yandan mevcut ikili ve çok taraflı anlaşmalardan kaynaklanan hakların çok iyi kullanılması, diğer yandan daha fazla pazara giriş imkanı sağlayacak uluslararası zeminler oluşturulması yönünde çaba sarf edilmesi gerekmektedir. böylece global pazarlarda ihracatçılara eşit şartlarda rekabet edebilme ve dünya ihracatından daha fazla pay alma imkanı sağlanacaktır. bu amaca ulaşmak için birbiriyle koordineli, birbirini tamamlayan ve geniş kapsamlı politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. bu politikaların tamamı pazara giriş stratejisi olarak adlandırılabilir. esasen ihracat yapan firmanın tamamı varolan standartlara göre ürünlerini üretmek istemekte ancak bu ürünlerin ithalatçı ülkede uygunluk belgesi için izleyeceği prosedür hem zaman almakta hem de kaynak sıkıntısı çeken firmaların ürün maliyetlerini artırmaktadır. bu nedenle bu tür uygulamalar dış ticarette serbestliğin önündeki engel olarak karşımıza çıkmaktadır. konuyla ilgili yardımcı olabilecek diğer başlıklar için, (bkz: gümrük) (bkz: gümrük birliği) (bkz: incoterm) (bkz: serbest bölge) kaynaklar: http://www.foreigntrade.gov.tr http://www.akademikbakis.org/...i11/makale/alagoz.doc
cevizkabuğu programı kanaltürk'te yayın yapmaya başlamadan önce* bu konu üzerinde çok durmuş, bu iş için almanya'dan kalkıp gelen ve bergamadaki halkı bilinçlendirmek isterken öldüresiye dövülen bir profesörü ağırlamıştır. bu vesileyle ülkemizin başında bulunan karabasanlar bir kez daha net bir şekilde görülmüştür. bu konu insanın aklına dünyada en çok bor madeni bulunduran ülkemizin bu maddeyi yurt dışına ham olarak satıp işlenmiş olarak çok yüksek bir fiyata geri almasını ve diyarbakırda üzeri kapatılan petrol rezervlerini getirir, bizleri tekrar kahreder.
abd güçlüdür, menfaatine olan herşeyi diğer unsurları düşünmeden uygular türkiye güçsüzdür, haksızlıkları görüp sadece iki çift laf edebilir onu da kimse takmaz saddam hüseyin idam edilir bir hafta sonra abd'nin yaptığı unutulur abdullah öcalan da imralı da hayatını devam ettirir. (bkz: bu işler böyle)
beni asıl üzen diyardan günlerini harcayıp yazdığı entrylerin, ve yaptığı kıymetli yorumların da silinmiş olması ki kendisi diyarın en beğenilen 13. vampiriydi. bende purple haze'in verdiği eksiler hala dururken lafazan'ın yaptığı oylamaların silinmesine hiç değinmiyorum bile. aslında aklıma şahit olduğum yazacak birsürü şey geliyor da burası yeri değil ne yazık ki.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |