iktisat

    tartışmanın yanında gündeme gelmeyi de seven bir diyardaştır. vermek istediği komik ayarların başka bir açıklaması yoktur. ayarlarının komikliğiyle beni gülmekten yerlere yatırmıştır**. eğlenmiştir, eğlendirmiştir. verdiği komik ayarın cevabında çok hoşgörülü ve tatli bir cevap aldığında ne yaptığını merak ettiğimdir. bakalım sırada kim var? **
    (10.01.2007 01:17)

çaylak şirin

    kendi adına girdiği tanımlarla kendini sevdirmiş, ne kadar sempatik ve tatlı biri olduğunu göstermiş vampiredir. yaşadığı acıları ve mutlulukları ilk önce diyardaşlarıyla paylaşmak isteyecek kadar diyarı ve diyardakileri sevmektedir. kendi adına tasvip etmediğim bir tanım giren bir diyardaşının başlığına hoşgörülü ve nazik bir yazı yazacak kadar da ince biridir. aynen devam etmesi dileğimdir.
    (10.01.2007 01:07)

aşk

    çiş gibidir. geldi mi tutamazsın
    (05.01.2007 05:17)

dış ticaret

    bağımsız ülkeler arasında gerçekleştirilen mal ve hizmet ticaretinin tümüdür. ithalat ve ihracat işlemlerinin bütününden oluşmaktadır. ihraç edeceği mala göre ilgili İhracatçı birlikleri genel sekreterliği'ne üye olan, vergi numarasına sahip gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişilik statüsüne sahip olmamakla birlikte yürürlükteki mevzuat hükümlerine istinaden hukuki tasarruf yapma yetkisi tanınan ortaklıklar ihracatçı olarak tanımlanmıştır.

    dış ticaret, mal ve hizmet ticaretinin bir ülke sınırları içerisinde ortaya çıktığı iç ticaretten ayrılır. bir ülke sınırları içinde mallar her yerde aynı fiyata mal edilebilir. çünkü faktör akışkanlığı vardır. oysa ülkeler arasında faktör akışkanlığı yoktur. dolayısıyla ülkeler arasında özellikle üretim maliyetleri konusunda farklılıklar ortaya çıkar ve bu farklılıklar da ülkeler arasındaki ticareti etkiler. dış ticaretin farklı ikinci özelliği ise bağımsız para birimleri ve para sistemlerinin varlığıdır. bu yüzden dış ticaret iç ticarete göre daha farklı işlemler ve koşullarda gerçekleştirilir. üçüncüsü ise ülkeler arası dış ticaret politikalarında ülkeler arasında sınırlar olması nedeniyle ortaya çıkan farklılıklardır. ülkeler serbest ya da koruyucu dış ticaret politikaları uygulamaları sırasında gümrük vergileri, kotalar, kambiyo denetlemesi gibi farklı araçları kullanabilirler. iç ticarette ise bu araçlar söz konusu değildir.

    ihracat türleri şunlardır;

    a) genel esaslar
    b) ön izne bağlı ihracat
    c) kayda bağlı ihracat
    ç) kredili ihracat
    d) konsinye ihracat
    e) ithal edilmiş malın ihracı
    f) serbest bölgelere yapılacak ihracat
    g) ticari kiralama yoluyla yapılacak ihracat
    ğ) takas veya bağlı muamele yoluyla yapılacak ihracat
    h) bedelsiz ihracat
    ı) transit ticaret
    i) sınır ticareti

    ülkemizde, ithalat ve ihracat verilerinin toplamı olan dış ticaret hacmi her yıl artmaktadır. bunun sonucunda dış ticaret fazlası ve dış ticaret açığı* meydana gelmektedir. ülkemizde 1947 yılından beri dış ticaret açığı oluşmaktadır. 1947 yılında 22 milyon dolar olan* dış ticaret açığı 2005 yılında 43 milyar dolara yükselmiştir*. cumhuriyet tarihinden sonraki dönemlerde en yüksek dış ticaret fazlası verilerine ulaştığımız yıl 1946 dır. o yıl ki dış ticaret hacmi 334 milyon dolarken dış ticaret fazlası 96 milyon dolar olmuştur.

    ülkemiz ihracatının dünya içerisindeki payı,

    türkiye'nin ihracatının dünya ihracatı içindeki payı 1938 yılında yüzde 0.49 idi. bu oran 1997 yılında da değişmeyerek 0.49 olarak gerçekleşmiştir. türkiye'nin ithalatının dünya ithalatı içindeki payı ise 1938 yılında yüzde 0.47'den 1997 yılında yüzde 0.89'a çıkmıştır. türkiye'nin dış ticaret hacminin dünya dış ticaret hacmi içindeki payı da 1938 yılında yüzde 0.96'dan 1997 yılında yüzde 1.38'e yükselmiştir.

    dış ticaretimizin sektörel dağılımı;

    1923 yılında toplam ihracatımızdaki payı %78 olan tarım sektörü, 1980'li yıllara kadar en fazla ihracat yapılan sektör olmuştur. 1981 yılında ilk defa sanayi sektörünün ihracatımız içindeki payı tarım sektörünün payını geçmiş ve bu tarihten itibaren sürekli olarak büyümeye devam etmiştir. 1997 yılına gelindiğinde tarım sektörünün ihracatımız içindeki payı %10'a kadar inmiştir. sanayi sektörünün ihracatımız içindeki payı 1923 yılında %20, 1981 yılında %48.7 ve 1997 yılında %88 olarak gerçekleşmiştir. İhracatımız içinde önemli bir paya sahip olmayan madencilik sektörü ihracatı, 1923 yılında ihracatın %2'sini oluşturmuş, 1997 yılında ise bu oran değişmemiştir.

    1923 yılında ithalatımızda %16 olan tarım sektörünün payı, 1997 yılında %5'e inmiş, sanayinin payı 1923 yılında %83, 1997 yılında %84 düzeyinde gerçekleşmiş, madencilik sektörünün payı ise aynı yıllarda %0.8'den %11'e çıkmıştır.

    dünya ticareti 20.yüzyılın ikinci yarısında olağanüstü hızlı bir gelişme göstermiştir. dünya ticaretinde yaşanan bu hızlı gelişmede, ülkeler arasında ikili ve çok taraflı platformlarda ticaretin liberalleştirilmesine yönelik gösterilen çabaların hiç kuşkusuz önemli payı bulunmaktadır.
    gatt , uruguay round ve dtö'nün kurulması dünya ticaretinin serbestleştirilmesine yönelik çabalarda önemli ve kararlı bir aşamayı oluşturmuştur. ancak, bugün halen mal, hizmet, sermaye ve kişilerin serbest dolaşımına yönelik çok çeşitli pazara giriş engelleri bulunmaktadır. söz konusu engeller arasında klasik gümrük tarifelerinin yanı sıra ticarette teknik engeller, sübvansiyonlar, kamu alımları, miktar kısıtlamaları, menşe kuralları gibi tarife-dışı engeller bulunmaktadır. ayrıca, ülkeler arasında gittikçe artan entegrasyonla birlikte, yatırım koşulları, ulusal düzenlemeler, rekabet uygulamaları ve pazarların işleyişindeki yapısal farklılıklar da gümrüklerin gerisinde karşılaşılan engelleri oluşturmaktadır.
    söz konusu engellerin bertaraf edilebilmesi için bir yandan mevcut ikili ve çok taraflı anlaşmalardan kaynaklanan hakların çok iyi kullanılması, diğer yandan daha fazla pazara giriş imkanı sağlayacak uluslararası zeminler oluşturulması yönünde çaba sarf edilmesi gerekmektedir. böylece global pazarlarda ihracatçılara eşit şartlarda rekabet edebilme ve dünya ihracatından daha fazla pay alma imkanı sağlanacaktır. bu amaca ulaşmak için birbiriyle koordineli, birbirini tamamlayan ve geniş kapsamlı politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. bu politikaların tamamı pazara giriş stratejisi olarak adlandırılabilir.
    esasen ihracat yapan firmanın tamamı varolan standartlara göre ürünlerini üretmek istemekte ancak bu ürünlerin ithalatçı ülkede uygunluk belgesi için izleyeceği prosedür hem zaman almakta hem de kaynak sıkıntısı çeken firmaların ürün maliyetlerini artırmaktadır. bu nedenle bu tür uygulamalar dış ticarette serbestliğin önündeki engel olarak karşımıza çıkmaktadır.

    konuyla ilgili yardımcı olabilecek diğer başlıklar için,

    (bkz: gümrük)
    (bkz: gümrük birliği)
    (bkz: incoterm)
    (bkz: serbest bölge)

    kaynaklar:
    http://www.foreigntrade.gov.tr
    http://www.akademikbakis.org/...i11/makale/alagoz.doc


    (05.01.2007 03:29)

altın

    hiç bir ocaklarının ve rezervlerinin olmamasına rağmen dünayada bu madenin piyasasına hakim olan ülke almanyadır. bütün gerekli arıtma tesislerinin ve dünya standartlarının sağlanmasına rağmen bergamadaki köylüler almanlar tarafından kışkırtılmış, altın çıkartılması engellenmek istenmiştir. halbuki bütün dünyada altın bergamadaki yöntemle çıkartılmaktadır. hatta köylüleri ayaklandıran elebaşlarına almanların maaş ödediği belgelenmiştir. bergamaya gelen alman altın çıkartma firmasının almanya hükümeti tarafından hemen almanya'ya çağırılması da gözlerden kaçmamıştır.

    cevizkabuğu programı kanaltürk'te yayın yapmaya başlamadan önce* bu konu üzerinde çok durmuş, bu iş için almanya'dan kalkıp gelen ve bergamadaki halkı bilinçlendirmek isterken öldüresiye dövülen bir profesörü ağırlamıştır. bu vesileyle ülkemizin başında bulunan karabasanlar bir kez daha net bir şekilde görülmüştür. bu konu insanın aklına dünyada en çok bor madeni bulunduran ülkemizin bu maddeyi yurt dışına ham olarak satıp işlenmiş olarak çok yüksek bir fiyata geri almasını ve diyarbakırda üzeri kapatılan petrol rezervlerini getirir, bizleri tekrar kahreder.
    (02.01.2007 17:14)

kurban bayramı

    hala insanların "ne güzel, bu bayramda da fakirlerin sofrası biraz et görecek" diye düşünmedikleri, bunun yerine "vahşilik bu, binlerce hayvan öldürülüyor" diye bas bas bağırdıkları bayramdır. işin ilginci, bunu diyen insanların vejeteryan olmamalarıdır, yani her zaman et tüketen insan olmalarıdır. bu insanlar hayvanların sadece kurban bayramında kesildiğini mi düşünmektedirler yoksa bir şekilde ortalığı karıştırmak mı istemektedirler meçhuldur. eleştirilmesi gereken tek konu hayvanların işin ehli olmayan insanlar tarafından acı çektirilerek kesilmesi olmalıdır*
    (31.12.2006 10:33)

epitaph

    tanımlarında farkettiğim kaliteyi ve efendiliği kendisini tanıdıkça şahsında da gördüğüm, son günlerde güzel muhabbetiyle hayatıma renk katan, mantıklı ve poizitf düşüncelerini benden esirgemeyen değerli vampir*
    (30.12.2006 12:59)

saddam hüseyin

    idamında mantık aranması kanımca yersizdir.
    abd güçlüdür, menfaatine olan herşeyi diğer unsurları düşünmeden uygular
    türkiye güçsüzdür, haksızlıkları görüp sadece iki çift laf edebilir onu da kimse takmaz
    saddam hüseyin idam edilir bir hafta sonra abd'nin yaptığı unutulur
    abdullah öcalan da imralı da hayatını devam ettirir.

    (bkz: bu işler böyle)
    (30.12.2006 12:52)

creative

    sözlükte yazılarını özel olarak takip ettiğim ender kişilerden. benim kelimelere dökemediğim düşünceleri kendileri sağolsun o kadar güzel belirtiyor ki, insanın bu yazılara hayran olmaması elde değil. ayrıca gözlemlediğim kadarıyla diyarın en kibar, en hoşgörülü insanlarından. güzel yazılarının devamını dilediğimiz abla vampire**
    (20.12.2006 10:18)

lafazan83

    bu diyarın bana kazandırdığı en güzel insanlardan biri. güzel ahlakıyla, nazikliğiyle, düşünceli olmasıyla takdir ettiğim, dostum diyebildiğim, düşüncelerine çok önem verdiğim ender insanlardan. burada nasıl tanınırsa tanınsın biz yakınları olarak ** onun nasıl biri olduğunu çok iyi biliyoruz. onun kalitesinden, efendiliğinden, kendimizden emin olduğumuz kadar eminiz.

    beni asıl üzen diyardan günlerini harcayıp yazdığı entrylerin, ve yaptığı kıymetli yorumların da silinmiş olması ki kendisi diyarın en beğenilen 13. vampiriydi. bende purple haze'in verdiği eksiler hala dururken lafazan'ın yaptığı oylamaların silinmesine hiç değinmiyorum bile.

    aslında aklıma şahit olduğum yazacak birsürü şey geliyor da burası yeri değil ne yazık ki.

    (18.12.2006 22:49)

catlakzombie

    bana üşenmeden yükselen burcumu bulan, bulana kadar bana içinden birsürü laf söylediğini düşündüğüm* son günlerde kendini gereksiz yere üzen konuşkan vampiremiz
    (22.11.2006 21:25)

kimlanbu

    diyarımızın kalemi güçlü, usta vampirlerinden. daha çok tanımını okuruz umarım...
    (21.11.2006 17:29)

fleur de lis

    yaptığı işin hakkını fazlasıyla veren, bilgili olmasının yanında kibarlığıyla ve gösterdiği saygıyla da dikkat çeken, sorularıma zaman ayırarak kapsamlı açıklamalar yapan, yaptıkları için herkesten en az bir teşekkürü hakeden lordumuz.
    (18.11.2006 11:41)

atatürkçülük

    ne yazık ki komünistin de, emperyalistin de, dindar kesimin de, sağcısının da, solcusunun da arkasına sığındığı, bu yüzden kendisini dokunulmaz hissettiği olgudur atatürkçülük. bu insanlar yedikleri haltlardan sonra "ama atatürk te böyle demişti. atatürk te böyle yapmıştı. atatürk te yaşasa bizim gibi düşünürdü" diyince benim sinirlerim bozuluyor, atatürk'ün kemikleri nasıl sızlamasın?
    (18.11.2006 11:27)

blink

    uzun yıllar sonra anlattığım çok ilginç bir olaya "ne var ki bunda" demeyerek beni çok şaşırtan, duygulandıran, yaşlandığımızı hissettiren insan.
    (15.11.2006 00:25)

sayfa: 1...-30-31-32-33-34

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.