çanakkale boğazı, nara burnu açıkları. 4 nisan 1953. saat 2.15. ju" />

dumlupınar denizaltısı

  1. ali kırca'nın okuduğu "ah bir ateş ver" adlı türkünün başında bu konuyla ilgili bir hikaye* anlatılır ki insanın tüyleri diken diken olur,

    çanakkale boğazı, nara burnu açıkları. 4 nisan 1953. saat 2.15. julide gülizar anlatıyor;

    uzun ve yorgun bir seferden dönen dumlupınar denizaltısı, nara burnu açıklarında isveç bandralı naboland şilebi ile çarpıştı. sessiz, soğuk ve karanlıktı gece. dumlupınar başından aldığı şiddetli darbe ile bir kaç saniye içinde sulara gömüldü. gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırası ile denizaltıyla temas kuruldu. sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, aşağıdakilere gerekmedikçe konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri, sigara içmemeleri söylendi. ancak saatler süren kurtarma çalısmalarının sonunda umutların tükendiği anda, karanlıkta bekleyen 22 kişiye herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler, hatta cigara bile içebilirlerdi. samandradaki telefon hattınınn öbür ucundan tum türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yatmanın hüzünlü, ama bası dik türküsünü dinledi,

    ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım
    sen sallan gel, ben boyuna bakayım
    uzun olur gemilerin direği
    çatal olur efelerin yüreği
    ah, yanık olur anaların yüreği

    ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın
    arkadaşlar uykulardan uyansın
    uzun olur gemilerin direği
    çatal olur efelerin yüreği
    ah, yanık olur anaların yüreği

    *
    (#99138) mrty|26.04.2007 10:36|