duman

    bu kadar cok sevilmesinin altında yatan sebebi kendimce cok düşündügüm ama bulamadıgımdan olsa gerek pek sevemedigim grup. nedense solistleri o kafası güzel adam tavırlarını cok begenildigini bildigi için özellikle yapıyormuş gibi bir his veriyor. ya benim zevkim cogunluga ters düşüyor, yada sürü psikoljisine baglı bir kral çıplak vakası var ortada.
    (16.07.2006 23:20)

korcan karar

    bir dönem yaptıgı o ne oldugu belirsiz absürd haber programının etkisinden hala kurtulamadıgından mıdır bilinmez, sundugu haberlere hep bir "flaş haber, şok haber" efekti yapan, ana haber bülteni sunuyor olmasa cogu söyledigine inanmakta güçlük çekilebilecek bir tonlamaya sahip adam. gerci yaptıgı o program benzersiz sayılırdı türkiye' de, karnında bitki yetişen ve torunlarını bu bitkiyle besleyen, meslegi tuvalet kapısında kolonya dökmek olan bir teyzenin haberini yapmıştı ki, unutulmazdı.
    (16.07.2006 22:57)

hard rock hallelujah

    dünyanın en kötü şarkısı olsa bile, eurovision denen göstermelik yarışmaya inat kulağa kusursuz gelecek olan şarkı.
    seksi bir abla bulup arkasına hepsi birbirine benzeyen dansçılar koyup, içinde de bol bol i miss you, i love you, you are the one, benzeri kalıplar geçen uyduruk şarkılar yaptıkları zaman neden kimse sesini çıkarmıyor da, lordi birinci olunca rezalet oluyor anlayabilmiş değilim.
    (16.07.2006 22:46)

lol

    cümlenin sonunda efekt olarak kullanıldıgı görülür ki, son derece amerikanvari dolayısıyla son derece sevimsizdir. mesela bir arkadaşınıza başınızdan gecen bir olayı anlatırsınız ve size şöyle bir tepki verir:

    -hadi yaa, inanmıyorum, lol

    bunun yerine, "hadi yaa, çok komik bi olaymış çok güldüm!" , dese, o arkadaşı daha cok sevebiliriz belki.
    (16.07.2006 20:26)

porcelain

    insana huzur veren ama bir yandan da anlaşılmaz şekilde rahatsız eden bir moby şarkısı. tanıdık gelmedigini düşünenler varsa, şarkıyı indirip dinlesinler, tanıdık ve de iyi gelecektir.
    (16.07.2006 19:35)

porselen

göz temizliği

    özellikle kontakt lens kullananlarda, ilk başlanan dönemde gözün dogal bir alerjik tepki vermesi sonucunda, demlenmiş çaya batırılmış pamukları gözün üzerine koyarak yapılması yararlı olan işlem.
    (16.07.2006 16:16)

ran

dana scully

    ajan fox mulder' ın bir diger yarısı gibi olan, biri olmadan digerinin adı zikredilmeyen, gillian anderson' ın canlandırdıgı doktor ortagı. fox mulder' ın mantıgının bir insan bedeninde canlanmış hali bir bakıma.
    (14.07.2006 22:59)

william fox mulder

    x-files' ın artık efsane olmuş, paranoyak insanlara mulder lakabının takılmasına yol açmış nitelikteki, şüpheleriyle mantıgını bir arada götürmekte son derece başarılı olan, önsezilerinin ve ileri görüşlülügünün kuvvetiyle özenilesi karakteri. david duchovny canlandırır mulder'ı dizide ve ortagı dana scully' le aralarında ilişki aşk desen degildir, dostluk desen degildir, acayip bir durumdur ve sanırım bizi ceken de budur.
    (14.07.2006 22:53)

aliye

    her bölümünde dakika dakika ilerlemesiyle 24' e rakip olabilecek nitelikteki, çoktan bitmiş olması gerekirken önümüzdeki sezon da devam edecegini ögrendigimiz, son derece suyu cıkarılmış, ha gayret bir bölüm daha uzatalım mantıgıyla cekildigini düşündügüm dizi.
    (14.07.2006 22:43)

kardeş katli

    fatih'in, "devletin bekası için kardeş katli vaciptir." diyerek uygun buldugunu belirttigi durumdur.
    (14.07.2006 02:24)

almancı

    almanya' da yaşayan, orada calışıp hayatını orada devam ettiren ama hep bir gün ülkelerine geri dönecekmiş gibi bir durumları olan, ne gidebilmiş ne kalabilmiş insanlarımıza verdigimiz addır.

    bizden ve anne-babalarımızdan bir nesil öncekiler, -yani dedelerimiz yaşındakiler- genelde gittikleri yerde gecinebilecek kadarın kendilerine yeterli oldugunu düşünen bir hayat kurdular, almanca' yı bile hiçbir zaman tam ögrenmediler, hep yarım kaldılar.fabrikalarda işçi olarak çalışıp, hayatlarının büyük bir dönemini sabah 4'te kalkarak, tek bir yemek arasıyla tüm gün çalışarak, tek boş kalabildikleri haftasonlarını da hasret kaldıkları uykuya doymaya calışarak gecirdiler, yada köylerinde bıraktıkları eşlerinin üzerlerine güller kokladılar, bilinçsizce çalışıp kazandıklarını yiyip bitirdiler.kimileri her türkiye' ye izine geldiginde bir cocuk yaptı, bunu belgeleyip, almanya' da fazladan cocuk parası aldı. birçok akıllı dedemiz ise cocuklarının gelecegini garantiye alma düşüncesiyle onları almanya' ya götürdü. ve bizden bir önceki nesilin de yavaş yavaş almanya macerası başlamış oldu.

    genelde babalarının yanına giden erkek cocukları biraz daha şanslıydı, eger yaşları uygunsa okula gidebildiler, cocuk yaşta olmanın avantajıyla dil ögrenirken zorluk cekmediler, hem de türkiye' ye geldiklerinde her istedikleri kızı aileleri seve seve verdi onlara, cünkü almancılardı ve kızlarının hayatı da bir bakıma garanti altına alınmış oluyordu. evlenip oraya yerleşme şansı bulmak isteyen cok fazla kız vardı zaten, almanya o zamanlar için yaşadıgı şehrin dışına bile cıkmamış biri için cennet demekti, yada bir kaçış yoluydu biraz da. ama yaşayacakları sıkıntıları, arada kalmışlıkları asla tahmin edemediler. kendilerini dış dünyaya daha da kapadılar, cünkü geleneklerden uzaklaşacak olmak onları hep korkuttu, hem avrupalı olmak istediler, hem kendi adetlerini uygulamak istediler. gittikleri dönemde burada ne varsa, ne ögrendilerse onu da yanlarında götürdüler, ancak burada kalanlar degişiyordu, dogup büyüdükleri yerde fikirler farklılaşıyordu, ama onlar, benliklerini kaybetmek korkusuyla ne oralı olabildiler ne buralı. kendilerini geliştirmekten korktukları için 20 yıl önce zihinleri nasıl işliyorsa, 20 yıl sonra da hiçbir şey degişmedi, degişemedi. dil ögrenmeyi de reddetti cogu, cevresine uyum saglamayı hiçumursamadı, ayagındaki basma etegini de, yemenisini de hiççıkarmadı.

    sonra onların da cocukları oldu, onlar ise tamamen arada kalacaktı. çünkü her biri orada dogdu, orada büyüdü, okula gitti, bir alman' dan tamamen farksız şartlarda yetişti. ama o da kararsızdı. hem bir türk gibi olmak, dügünlere gidip kız begenmek, sonra da onu görücü usülü ailesinden gidip istemek vardı aklında, hem de sacını mohikan tarzı kestirip, rengarenk boyamak. kızlar da farksızdı, ya liseyi bitirip kendi gibi orada dogup büyümüş biriyle tanıştırılacaktı, yada ailesinin hiçistemedigi biriyle kaçacaktı. türkçe' yi asla düzgün konuşamadılar, orada "türk" oldular, burada "alman" ; aidiyet duygusu hep çok uzaktı. sonra bir de milliyetçi oldular, balkonlarına ay-yıldız, arabalarının dikiz aynasına üçhilal astılar, türk lafı gecince herkesten daha sert oldular, ama türklügün ne olduguna dair en ufak bir fikirleri hiçolmadı. 23 nisan' da kendilerince eglenceler düzenleyip, aslında bu kadar "milliyetci" olmalarının altında yatan tek sebep olan almanlara nispet yapar gibi stadlarda toplandılar, ama 23 nisan'ın ne anlama geldigini hiçmerak etmediler. bagıra bagıra ölürüm türkiyem diye şarkılar söylediler, ama cogu erkek gelip burada askerlik yapmamak için alman vatandaşı oldu. anne babalarının fikirlerini aydınlattılar belki biraz, ama en fazla daha uyumlu görünmelerini saglayarak giyim tarzlarını degiştirebildiler. orada uyanıklık yapıp 300.000 tanesi işveren konumunda oldu ama, buraya geldiklerinde esnafın kendilerini yolunacak kaz gibi görmesine bir çözüm bulamadılar...

    umarım bu arada kalmışlıktan kurtulabilecek yeni nesiller vardır, kim olduklarının, ne olduklarının farkına varırlar bir gün...
    (14.07.2006 00:35)

yeşil pasaport

    3. veya daha yüksek dereceye gelmiş devlet memurlarına ve onların ailelerine verilen, birçok avrupa ülkesine vizesiz gidebilmeyi saglayan pasaport. kız cocukları evlenene ve sigortalı bir işe girene kadar, erkek cocukları ise 18 yaşına gelene kadar aileleri üzerinden sahip oldukları bu haktan yararlanabiliyorlar. sanırım eskiden bu durum cok istismar ediliyormuş ama, şimdilerde emniyet evinize kadar gelip bilgilerinizi dogrulatmadan da gitmiyor.
    (13.07.2006 20:21)

star tv

    türkiye' nin ilk özel televizyon kanalı. ilk yayına başladıgında adı inter star idi. daha sonra da mavi olan logosu kırmızıya döndü. bir dönem uzan grubu' na müdahil olmaktan dolayı yaşadıgı magduriyeti, tmsf' nin kendisini dogan grubu' nun güven dolu* kollarına bırakmasıyla yavaş yavaş atlatmaya başladı, yeni diziler ve programlarla kendini toparlamaya çalışıyor. kanal d' yle de kardeş kanal görüntüsü veriyorlar.
    (13.07.2006 20:13)

sayfa: 1-2-3-4-5...-12

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.