nefret

  1. istenmeyene karşı duyulan genel tepkilerden biridir***. genelikle kişiyi olaylara karşı negatif yönde besler fakat kimi zaman kurbanı amacına yakınlaştıran bir öğedir.**
    (maikule 06.05.2006 01:02)
  2. hayat boyunca en çok sadık kalınan duygu.
    (suicide veil 10.05.2006 15:14)
  3. vakti zamani ile en iyi rap gruplarindan biri olup ceza ve dr fuchs'tan olusmaktadir. grup fuchs'un askere gitmesi ve cezanin albüm cikarmasi ile dagilmistir.
    (little john 10.05.2006 22:53)
  4. insanı hataya sürükleyen hissiyat.
    (tulkas 10.05.2006 22:56)
  5. bazen kişiyi hayata bağlayan tek neden. öyleki herkezler gittiğinde yanınızda kalan tek şeyin kendinize olan nefretiniz olduğunu görürsünüz. bu nefret diğerlerine hissedilen nefretle beslenir gittikçe büyür ve sahibini boğar*.
    (maikule 16.05.2006 08:24)
  6. nefret en baskın duygudur. mutluluğu, sevinci, özlemi ve diğer tüm güzel duyguları yok edebilir. bu da büyük bir tehlike oluşturur esasında. nefret ettiğiniz insanı öyle bir an gelir ki özleyebilirsiniz(nefret ediş sebebine bağlı bir durum tabii) ama içinizdeki bu nefret ona karşı hissettiklerinizi fark edemeden onları çürütür ve yine kendini ön plana atar.
    (deified 16.05.2006 08:50)
  7. hissedene en çok zarar veren iki duygudan biridir kanımca. (diğeri kıskançlık) kontrol edilmezse pek hızlı büyür. tabi kontrol edeyim derken insan içine atar da atar ve dışarıdan sakin ve mutlu gözükürse, bu sefer de nefret içten yıkıma yol açar. dışarı vurayım içimde kalmasın derseniz, etrafınızdakiler kötü etkilenir.öfkeli geçimsiz kişi olarak görülebilirsiniz. aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık dedirten bi duygudur. en iyi çözüm nefrete yolaçan olay/kişi/mekandan son hızla uzaklaşmaktır.
    (tangled up in blue 16.05.2006 20:38)
  8. bir zamanların başarılı rap grubu.
    (canlipompa 16.05.2006 22:04)
  9. nefret etmek için önce sevmek gerekiyor, cidden sevmek. sonrada sevginin boşa gittiğini görünce çok içten gözlerinin içine bakarak öldürücü bir şekilde bu sözü söylersin. yüzünün soluşunu gözlerini gözlerinizden kaçırdığını başka bi yere bakmaya çalıştığını ve yutkunduğunu izlersin. asla zevk vermez, içtende söylememişsindir. sadece rol yapıyorsundur, ama bunu o daha sonra anlayacaktır. ama o an için onun halini görmek hedefi bulduğunu anlamak, rahatlatıcıdır. bir zaman sonra iki tarafında üzüleceği kesindir. çünkü aşkın içinde yarattığı sevgi asla bitmeyecektir ve nefrete yenilmeyecektir.
    (sonicyouth 03.10.2006 20:11)
  10. aynı sevgi gibi kuvvetli bir duygudur. fakat bu hiçbir zaman yüze söylenemez, bir söylenebilse rahatlanacaktır ama belki cesaretsizlikten belki de karşıdaki insanı rencide etmemek amacıyla kolayca ifade edilemez içte büyütülür hep.
    (iceprincess 03.10.2006 20:26)
  11. kafanızın üstünde bir yerlerde sürekli dolaşan ve ''asla asla asla benden kurtulamayacaksııın'' diye alay eden meret.

    ...işin acı yanıysa güveninizi hiç boşa harcamamış olmasıdır. nefret her zaman ona döneceğinizi bilen ve bu nedenle de hayatınıza giren sevgi, aşk gibi şeylerden çekinip de evinizden gitmeye tenezzül bile etmeyen sıkıcı ama kalıcı bir misafirdir. siz ne kadar çabalarsanız çabalayın, ne kadar açarsanız açın kendinizi insanlara, ne kadar severseniz sevin birini, eninde sonunda yapacağını yapar ve odadan çıkıp ''hadi gelmiyor musun artık?'' diye sorar.

    ne bir anı bırakır sevginizle, ne bir aşk kırıntısı, ne de sığınacak başka bir kucak. kendinden başka hiçbir şey kalmaz her şey bittiğinde.

    bu nedenle ve sadece acı ile iyi anlaşır. 3 kişi poker oynamak dışında bir seçeneğiniz kalmaz artık gecelerce.

    ta ki yeni bir aşk kapıdan girene, 4 kişi geçinemeyeceğinizi anlayana ve ortamı terk edene kadar...

    sonra yine aynı terane...

    (malloryknox 07.03.2007 16:03)
  12. (bkz: sevgi)
    (iktisat 07.03.2007 19:23)
  13. aşk ve sevgiden daha ağır basan en "gerçek" duygudur.
    (karakedi 23.04.2007 17:58)
  14. durdurulamaz, engellenemez, ancak saklanılabilir, insanın gözünü kör eden * yoğun bi duygu. eğer bu duygu dışa değilde insanın kendisine duyuluyorsa, kişide çok ağır yaralara ve uykusuz gecelere hatta intihara bile sebebiyet verebilir.
    (rumelisalaklarsalagi 23.04.2007 18:20)
  15. günümüz koşullarında, kendini insan sayanın yüreğinde en son yer etmesi gerken duygudur nefret. başka hiçbir alanda, kendi ırkını yok etmek ve kendisiyle beraber yaşamın sonunu getirmek kadar çalışıp çabalamamış âdemoğlunu kurtarabilecek, o gerçek duygunun film şeridindeki negatifidir.

    hiç tanımadığımız ve tanımayacağımız insanlardan nefret ettiriliyoruz bu günlerde, sırf birileri bizden bunu istiyor diye. gün geliyor, "şu bilmem neyi icat edenin allah belasını!" diyoruz. daha belayı okurken, belamızı buluyoruz; umurumuzda değil!

    sırf yaşadığı yer yüzünden sövüyoruz "eric" adında, amerikalı bir çocuğa. "kahrolsun amerika!" diyoruz. ama eric şimdi yatağında ve uyuyor, insanlığı kemiren bu duygunun olmadığı bir dünyanın rüyasını görüyor; bizim de her gece yaptığımız gibi.

    kandırılıyoruz, inandırılıyoruz. zaman oluyor, "türk'ün türk'ten başka dostu yoktur." diyoruz, "bir türk, dünyaya bedel." diyoruz, dünyanın geri kalanından nefret ediyoruz. unutmuşuz çoktan, bizi başka biri olmaktan alıkoyanın yalnızca tesadüfler olduğunu. aynada hayran hayran seyrederken kendimizi, devekuşu gibi toprağa gömerken başımızı, insanlıktan çıktık; haberimiz yok!

    sırf yahudi veya hristiyan anne-babalardan doğdular diye bir "jacob" ya da bir "chris"ten nefret ediyoruz. çünkü yıllar yılı, kendi bildiğimizin doğru, başkalarınınkinin yanlış olduğuna ikna edildik, bilinçli olarak yapıldı bu. dünyaya kazık çakacağın biz olduğumuzu sandık. ateiste "dinsiz" derken, knedi dinimizden olduk; farkında değiliz!

    houston'da yaşayan "j.d." geçen gün ölesiye dayak yedi -belki de öldü-, birisi kendisi gibi siyahî iki aynasızdan. insan olmaktan dolayı sahip olduğu haklarla -özgürce- yolda yürümekten başka hiçbir hatası olmadığını, o ikisi de biliyordu oysa. ama kimse sormadı ona, köle istifli ilk gemi afrika'dan demir aldığında.

    bu yazıyı okurken, artık bir karar vermenin zamanı gelmiş de geçiyor; tırnak içine alan mı, tırnak içine alınan mı, yoksa tırnak içine aldıran mı olacağımıza dair. tek gerçeğin "sevgi" olduğunu ve kurtuluşa giden yolun "sevgi"den geçtiğini -biri çıksın- ve tekrar hatırlatsın bize; biz tamamen unutmadan ne olduğumuzu, nereden geldiğimizi...
    (poetisa 05.06.2007 20:41 ~ 05.06.2007 20:44)
  16. insanın bünyesinde bulundurmaması gereken zira ruhunu kirleten duygu.
    (cinekop 06.06.2007 19:56)
  17. hülya avşar'ın sanat hayatının ilk yıllarında fatma girik ile başrollerini paylaşıp, anne kızı canlandırdıkları filmin adı. filmdeki nefret duygusu o kadar yoğundur ki, başından sonuna dek izleyen insanın filmden nefret etmemesi kaçınılmazdır.
    (bkz: tahammülfersa)
    (vladimir 30.07.2007 18:11 ~ 30.07.2007 22:46)
  18. aslında nefret bazı açılardan olumlu bir duygu olarak da nitelenebilir. mekanizmayı harekete geçiren duygulardan biridir . nefret genelde kötü ya da nahoş bir durum karşısında gelişir ve insanın savunmaya geçmesini ya da tehlikelerden korunmak için harekete geçmesini sağlar. aslında bir duygu değil durumdur.

    sonra nefretin insanları birleştirici bir özelliği de vardır. aynı şeyden nefret eden insanları birbirlerini pek de sorgulamadan birbirlerine yaklaştırabilir. kitlesel hareketlerde büyük bir rolü vardır. hatta bu noktada sevgiden daha büyük bir güçtür. mesela sevdiğimiz şeylerde yanımızda taraftar aramayız pek ama nefret ettiğimiz şeylerde her zaman bizimle ortak duyguları yaşayan insanları görmek isteriz.

    bir de insan asla kendinden zayıf olandan nefret etmez. kendinden zayıflara sadece acır.
    (salamar 26.02.2010 19:03)
  19. büyük aşklar nefretle başlar*
    (raptiye rap 26.02.2010 19:19)
  20. kıskançlık,öfke ve kederle yakın akraba olan duygu
    (heyula 23.02.2011 02:07)
  21. şahıslara değil fikirlere, hareketlere, davranışlara nefret duyulmalıdır. şahsen şu tertemiz sabahta dünyayı basitleştiren zihniyetten nefret ediyorum. acı çekmelerini, cezalarını bulmalarını falan değil, sadece kendi yarattıkları bu pislikte boğulup gitmelerini istiyorum. umuyoruz öyle de olacaklar gerçekten.

    sanıyoruz ki dünya gittikçe iğrençleşiyor, zıvanadan çıkıyor. halbuki yok böyle birşey. dikkatli bakarsak güzel ve gerçek olan ne varsa kirletip yok etmeyi arzulayan o kokuşmuş çürümüş zihniyetin her yüz yılda var olduğunu, iş gördüğünü görebiliriz.

    ne yapalım biz de büyüklerimizden ders alır, onlar gibi mücadele ederiz bu pislik yuvası zihinlerle. kendi dünyamızı kurarız mesela tolkien üstadımız gibi. dışarda ne olursa olsun, güzellikler hep güzel, erdemler hep erdem olarak kalır bizim dünyamızda. kokuşmuş zevkleri ve düşünceleri de topluma uymak adına hoş göstermeyiz kendimize, alışmayız. pisse pistir, iğrençse iğrençtir bir ork. insanlar hebele höbele diyor diye,popüler diye, zaman değişti diye elf muamelesi yapmayız yapamayız ona. siz ne derseniz deyin biz onu kendi penceremizden gerçek yüzüyle görürüz.

    üstelik bir de sevgiliyle yaparız bunu. tutarız birbirimizin elini. birimiz düştüğünde öteki onu kaldırıp dizlerini silkeler, diğeri ağladığında göz yaşlarını siler ipekli mendiliyle öteki. ahh ama biliyorsunuz değil mi? sizi bu dünyadan söküp atacak, pisliğinizi temizleyebilecek tek şeyin sevgi olduğunu, çıkarsız dostluklar olduğunu biliyorsunuz. o yüzden de lağım suyunuzu aynı yere akıtıyorsunuz yıllardır. sevgimize, sevgililerimize, dostluğumuza.. şehveti aşk, çıkar ilişkilerini hayat arkadaşlığı, buseleri french kiss, en özelimizi en bizde saklı olanı seks diye anlatıyorsunuz dünyaya. yalancılar, hainler. ceza görün istemiyorum, acı çekin istemiyorum. tek istediğim kendi yarattığınız bu pislikte boğulmanız. boğulup gitmeniz. öyle de oluyor yüz yıllardır. öyle de olacak inşallah hep.

    bizse titreyen elimizle sevgilinin elinden tutup bizden almak için ölesiye uğraştığınız ama alamadığınız en gerçek güzelliğe; doğaya sığınacağız. evet yıllardır bunun da yalanındasınız. beton arme şehirler, küresel ısınma, ozon deliği diye tutturdunuz. biriciğimiz doğayı, bize belgesel karelerinde kalmış, bir yerlerde ölüp gitmemek için can çekişen, green peace'çi hippi gençlerin derdiymiş gibi gösterdiniz. halbuki yalan. biraz önce o beton arme binalarla dolu şehirde bir beton binanın balkonundan seyrettim güneşin doğuşunu. güneşten önce venüs göz kırptı bana. hadi herşeyi kirlettiler diyelim, beni nasıl kirletecekler dedi *. sonra kuşlar uyandı, sonra sabah rüzgarı. yalan hepsi yalan, dünyanız, moderniteniz yalan. bütün kainat burda burnumuzun dibinde işte. bir dünya kurup onu yaşatmaya çalışan azınlık biz değiliz. bizim dünyamızda pislik nehirlerini akıtmaya çalışan azınlık sizsiniz. velev ki insanlığın çoğu size kanmış. umurumuzda mı? bir sayın bakalım yer yüzünde size kanan insan nüfusu mu daha çok yoksa şu güzel kainatın kuşları mı ya da hayvanları mı ya da şu baharda açacak olan tomurcuklar mı?

    yalan, herşeyiniz yalan. işte batıp gideceksiniz kendi pisliğinizde. benim de tek istediğim bu zaten..
    (frezya kokusu 23.04.2012 07:26)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.