internet

  1. tarihi detaylarını esgeçerek günümüz zamanına baktığımızda durup bir düşündürebilecek seviyeye ulaşmış teknolojik devrimdir. * gelişmesi ile yeni sektörler doğurmuş, adslin makinamıza ulaşması ile zirveye yükselmiş, bizleri diyar kisvesi altında buluşturabilecek kadar güçlü bir mekanizmadır.
    (gilgalad 04.05.2006 21:54)
  2. bilgiye en kolay ve ucuz ulaşım yöntemi. insanoğlunu (televizyon)dan sonra interaktif olması suretiyle mest etmiş, medyanın** kölesi olmuş bizleri evlerimizdeki sıcak koltuklarımıza daha bir sıkı bağlamıştır.
    (maikule 04.05.2006 22:13)
  3. teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin sürekli olarak "yüzde birini" kullandığımızı söylenen mekanizmal organizma. kardeşim o kadar upload ediyoz, html yazıyoz hala da mı kullanamadık geri kalanını diye isyan başlayabilir.. ama internet olmasaydı nolurdu diye de düşünülmeden yapılamaz.. iyi ki o yüzde biri kullanıyoruz dedirten yaşayan ve yaşatan sektördür internet..
    (usmenaga 04.05.2006 23:53)
  4. mükemmel bir icat.
    internet üzerinden yapılabilen ve hayatı kolaylaştıran pek çok aktivite var. örneğin alışveriş, chat vs... hem iyi hem kötü özellikler barındıran hedö. en basitinden 'chat' kavramını ele alacak olursak; yeni insanlarla tanışmanızı sağlayan, bu yeni insanların dünyanın her yerinden olabilme imkanını veren bir nimet. fakat bardağın boş tarafına bakacak olursak, insanı asosyalleştiren (kişi bunu kabul etmese de) bir şey. dozu kaçırıldığında insanı evde hapseden, arkadaşlarıyla görüşmesini engelleyen bir canavara dönebilmekte.

    ayrıca günümüzde internet üzerinden işlenebilen çok çeşitli suçlar var. soygunlar, hacklar vs...

    yani genel anlamda getirileri ve götürüleri çok. ve tüm bunları düşündüğümde soruyorum. 'teknoloji bizi nereye götürüyor?'
    (deified 18.05.2006 09:08)
  5. bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmış, pek çok duvarı yıkmış ve iletişimin gücünü kat kat artırmış iletişim aracı.
    (tulkas 10.07.2006 02:16)
  6. tarihçesinden bahsetmek istiyorum diyardaşlar;

    İnternetin köklerini 1962 yılında j.c.r. licklider'in amerika'nın en büyük üniversitelerinden biri olan massachusetts institute of tecnology'de (mit) tartışmaya açtığı "galaktik ağ" kavramında bulabiliriz. licklider, bu kavramla küresel olarak bağlanmış bir sistemde isteyen herkesin herhangi bir yerden veri ve programlara erişebilmesini ifade etmişti. licklider 1962 ekim ayında amerikan askeri araştırma projesi olan İleri savunma araştırma projesi'nin (darpa - defense advensed
    research project agency) bilgisayar araştırma bölümünün başına geçti. mit'de araştırmacı olarak çalışan lawrance roberts ile thomas merrill, bilgisayarların ilk
    kez birbirleri ile 'konuşmasını' ise 1965 yılında gerçekleştirdi.

    1966 yılı sonunda roberts darpa'da çalışmaya başladı ve "arpanet" isimli projesi önerisini yaptı. arpanet çerçevesinde ilk bağlantı 1969 yılında dört merkezle yapıldı ve ana bilgisayarlar arası bağlantılar ile internetin ilk şekli ortaya çıktı. arpanet'İ oluşturan ilk dört merkez university of california at los angeles (ucla), stanford research institute (sri), university of utah ve son olarak university of california at santa barbara (ucsb) idi (gromov, 1998).

    kısa süre içerisinde birçok merkezdeki bilgisayarlar arpanet ağına bağlandı.
    1971 yılında ağ kontrol protokolü (ncp-network control protokol)ismi verilen bir protokol ile çalışmaya başladı. 1972 yılı ekim ayında gerçekleştirilen uluslararsı bilgisayar İletişim konferansı (iccc- international computer communications conference) isimli konferansta, arpanet'in ncp ile başarılı bir demontrasyonu gerçekleştirildi. yine bu yıl içinde elektronik posta (e-mail) ilk defa arpanet içinde kullanılmaya başladı. ncp'den daha fazla yeni olanaklar getiren yeni bir protokol,
    1 ocak 1983 tarihinde İletişim kontrol protokolu (transmission control protokol/ internet protokol - tcp/ip) adıyla arpanet içinde kullanılmaya başladı. tcp/ip bugün varolan internet ağının ana halkası olarak yerini aldı.

    1980 yılların ortasında savunma bakanlığı'na bağlı (dod) amerikan askeri
    bilgisayar ağı, arpanet'ten ayrıldı ve military net adı ile kendi ağını kurdu. 1986 yılında amerikan bilimsel araştırma kurumu 'ulusal bilim kuruluşu' (nsf), arpanet
    için ülke çapında beş büyük süper bilgisayar merkezi kurulmasını içeren kapsamlı bir öneri paketi öne sürdü. arpanet amerikan hükümetinin sübvansiyonu ile nsfnet olarak düzenlendi. 1987 yılında yeniden düzenlediği internet yapılanması planı ile nsfnet yedi bölgesel nokta üzerinde 1.5 mb/s (daha önce 56 kb/s idi) güçlü bir omurgayı işleteceğini duyurdu.

    nsfnet merit olarak adlandırılan michigan eyaletindeki üniversitelerin organizasyonu ile nsf'in yaptığı bir anlaşma doğrultusunda işletilmeye başlandı. nsfnet'in işletilmesine bir süre sonra merit'in yanında abd'nin dev bilgisayar firması ibm ve haberleşme firması mci dahil oldu. nsfnet'in işletilmesine yönelik 1990 yılında oluşturulan bu birlik 'İleri ağ hizmetleri' (ans-advance network services)olarak adlandırıldı.ans'nin kuruluşu süreci abd'de 1990'lara kadar devlet desteğinde gelişen internet omurgasının özelleştirilmesi sürecinin de başlangıcı olmuştur.

    1990 yılında nsfnet ile özel şirketlerin ortak işletmesi ile başlayan özelleştirme
    süreci, 1995 yılı mayıs ayında nsf'nin internet omurga işletmeciliğinden tamamen çekilmesi ile tamamlandı. 1995 yılından itibaren abd internet omurga işletimi
    tamamen özel işleticilerinin elindedir.

    internet‘e çeşitli şekillerde, başlangıcından 1994 yılı sonuna kadar 110 ülke, 10,000 bilgisayar ağı, 3,000,000 dan fazla bilgisayar ve 25 milyonu aşkın kullanıcı bağlanmıştır. bu sayı, web sayfası kavramının kullanıma girdiği 1995 yılı içinde büyük bir patlama göstermiş ve 60 milyon’a ulaşmıştır. bu sayının 1996 yılı içinde de, her ay yüzde 10 artması beklenmekteydi. ve şu an türkiye' de 5 milyon, dünyada toplam 300 milyon İnternet kullanıcısı olduğu sanılıyor. görüldüğü üzere internet büyük bir hızla dünyanın her köşesine din, dil, ırk ve ülke ayrımı yapmadan erişmektedir. Şu an yeni yüzyılın en büyük iletişim ve reklam araçlarının başında gelmektedir.
    (maxmilan 26.05.2007 17:17)
  7. bilgi edinme amacını bir kenara bırakın şöyle, yarın gelin alın.

    gerisi için;

    chat kültürü denen boku, sanal arkadaşlıkları, yalan dolan ilişkileri, kendince kısaltmaları, seviyesiz insanlara denk gelmenizin dışarıdan daha kolay oluşu ile insanı canından bezdiren bir "gereksiz iletişim belası"dır. insanlar tüm yapaylıklarıyla üzerinize saldırır, nefes aldırmaz, gerçekten kazandığınız dost sayısı çok azdır. herkesle genel bir sohbet edilir, belki ara sıra görüşülür ve sonuçta "ihtiyaç yaratılmış" olunur. internet bazı insanları sanal sosyallik hamuru ile çevrelemiş ve mutlu etmiş ise de normalde sosyal olan veya sosyal olmaya ihtiyaç duymayan insanları da heder etmiştir.

    evet, zaman geçirir ve keyifli sohbetler edersiniz, orada burada yazıp kendinizi tatmin edersiniz*, iyiyseniz pohpohlanır, kötüyseniz yuhalanırsınız. hayranlarınız, takipçileriniz olur. takip edip hayranlık besledikleriniz olur. ama bazen kendi kendime soruyorum; neden? internet ortamı ile tanışmadan önce çok mu mutsuzdum? hayır... arkadaşım, dostum yok muydu? bana yetecek, zaman ayırabileceğim kadar vardı... konuşmaya mı ihtiyacım vardı tanımadığım bir dolu insan ile? hayır, zaten konuşmayı, paylaşmayı pek sevmem... dinlemeye mi ihtiyacım vardı? hayır, yeterince anlatıyordu insanlar zaten... evde boş boş otururken internette surf yapmak ile mi kurtuldum sıkıntımdan? hayır, internetten önce ayda 7-8 kalın kitabı devirirdim, gitara, müziğe, aileme, arkadaşlarıma yüzyüze daha fazla zaman ayırır ve daha kaliteli ve doyurucu ilişkiler kurardım. hayatımda "slm kaardiişşş" diyen insanlar yokken de mutluydum ben. tatmin ediyordu hayat beni. peki bu bağımlılık ne diye? canımız sıkılır sıkılmaz ilk seçenek olarak neden internetin sınırsız alemine koşuyoruz. monitörler önünde saatlerimizi harcıyoruz. insanların insanlara seviyesizce yavşamasını seyrediyoruz, gençlik tek tip oluyor... "2 gün forum muhabbeti, ya da arkadaş sitesi... ardından msn ler alınır... 3-5 gün msn de güzel fotolar konulur, bilmediğiniz sorulara jet hızı ile googledan bakılıp cevap verilir, prim yapılır, trip yapılır, telefonlar alınır ve normalde belki de başlamayacak ilişkiler başlar. buluşulur, sevişilir, dövüşülür, konuşulur"... hep aynı şey. bir çok insan karşı cinsin pipisinin kukusunun peşinde. evet dışarıda da bu böyle, bunlar dışarıda da soluk alan insanlar ama benim gözüme girmiyor en azından. yemin ediyorum midem bulanıyor...

    ben artık ekran önünde saatler harcayıp, oradan kitap okumak, forum okumak, sözlüklerde yazmak, insanlarla konuşmak ve bu sebeple boyun fıtığı, kas spazmı, miyopi, göz sulanması, gereksiz tartışma, basur veya kıl dönmesi yaşamak istemiyorum. bana kattıkları cidden benden aldıklarından daha az oldu. bu belki sadece benim için böyledir, bilemiyorum. ama sanmıyorum.

    sevgilimi internetten buldum evet. 1 tane çok samimi arkadaş, 1 tane de manevi kardeş edindim. onlara lafım yok, ama bu 3 kişi belki de konuşulmuş 1.000 kişi içinden çıktı. herkese, her şeye zaman ayıramıyoruz tabi ki, potansiyel arkadaş sayısı bu kadar olunca. üstünkörü konuşup selamlaşıp geçiyoruz birbirimizi tanımadan... iyi de işte sorun burada. bu kadar insanı tanımaya gerek var mı? nedir bu açlığımız? nedir bu gözü dönmüşlüğümüz.

    kırgınlıklarımızı, küskünlüklerimizi, ayrılıklarımızı, en önemlisi de kendimizi rahat rahat yaşayamıyoruz limitsiz internet ayaklarımızın altındayken. eskiden daha az insan tanırdık ama genel olarak çok daha iyi tanırdık bunları. her an herkesle konuşmak durumunda kalmadık hiç.

    şimdi sözlüğe girip 2 tanım yazayım da çıkayım diyorum, 15 kişiden konuşma isteği geliyor. moderasyondan bahsetmiyorum, normal arkadaşlarımın normal konuşma istekleri. ama ben sadece 2 şey yazıp defolup gidecektim boğaza çay içmeye. denize bakarak geleceği düşünecektim, planlar yapacaktım, martıları seyre dalacaktım. ayın şavkının yakamozu yok edişini, o kıran kırana mücadeleyi seyredecektim. "ben çıkıyorum" diyorum ve insanlar bozuluyor. insanlar ben sadece onlarla konuşup can sıkıntılarını gidereyim diye yaratıldım sanıyor. divx codec i indirirken bile insanlarla konuşmak istemiyorum ben yahu. ama bunu bile bile 2 kelam edivereyim diye girip saatlerce kalabiliyorum ben de ve aynı tripleri ben de başkalarına yapabiliyorum "nereye gidiyosun ya, daha karpuz kesecektik?" diye.

    demek ki internet; çağımızın en büyük bağımlılıklarındanmış. demek ki olmayan ihtiyacı, gözümüze soka soka yaratmışlar, esir etmişler... internete girmeyip kendime zaman, "gerçek zaman" ayırdığımda "oh be" diyorsam biraz frenlemek zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.

    bu kadar bağımlı olmak iyi değil, işin kötüsü artık zevk de vermiyor, memuriyet gibi oldu. böyle bağımlılığı ben ne yapayım?

    her şey tadında güzel... internet de...
    (argus wishingwell 10.10.2007 16:36 ~ 10.10.2007 16:43)
  8. ingilizce, interconnected networks teriminin kısaltılmış hali.
    (mcleod 28.03.2008 15:02)
  9. gerçek hayatın ekrandaki muadili gibi görünmesine karşın tırnağı bile olamayacağını ancak bağımlılığından kurtulduktan sonra çözebileceğiniz; sizi ağ gibi sarıp bırakmayan shelob misali yaratık. yalan söylemenin iki tuşa basmak kadar kolay olduğu, mimiklerden yoksun sentetik nane. şaka ile gerçeği ayırt etmek için minik top gibi mahluklardan yararlanılan, bu mahluklara kaş bıyık, yanağına kırmızılık ekleyip sevimli göstermeye çalıştığımız yetmiyormuş gibi bir de bunları hareketli yapan yer.

    insanlarla tanışabileceğiniz bir yer olduğunun farkındayız da, tanışmak nereye kadar? belki "20 f denizli" sandığınız kişi aslında kel ve göbekli bir herif, nasıl ve nerden kanıtlayabilrsiniz ki? buluştunuz diyelim, belki gelen o kişinin kendisi değil, kafa bulmak için arkadaşını ayarladı?

    yalan söylemek veya bir şeyleri gizlemek kadar laf taşımanın da iki tuş kombinasyonu kadar, kopi peyst kadar kolay olduğu bir yerde duruyoruz. birinin başka birine br şey söylemediğini anlamanın mümkünatı yok. ne yalan söyleyince kızaran kulaklar ne de vicdan azabından gözlerinizin içine bakamayan gözler var, yaz gitsin! iftira atmak, eşek şakaları organize etmek, sanal sevgili gibi saçma sapan fikirler icat etmek ne kolaymış meğer. msnde romantik yazılar yollayan polyester sevgilinizin o anda ayak parmaklarının arasını ovuşturduğunu veya küçük parmağını mukus salgısına takılan tozlara buladığını hayal etmek ne derece iğrençse, artık internette yeni insanlarla tanışma fikri de öyle iğrenç geliyor bana. tanımadığınız etmediğiniz kadına, sırf yüzyüze konuşmaktan daha kolay olduğu için bilimum sırrınızı anlatmanız.. ne kadar komik.

    taş çatlasa üç veyahut dört kişi var güvenimden henüz bir şeyler kaybetmediğim. belki hiç kaybetmem. ama kaybettiğim herkes için, zamanıma, klavyemde zıplayan parmaklarıma, yorulan gözlerime ve elbette bana yazık oldu. belki de salaklığımın cezasıdır, gelecek hayata bakacağız.

    (queen tinorfithiel 09.06.2008 22:27)
  10. yokluğunda da yaşayabileceğinizi anlamak için 7 gün gibi bir zamanın yeterli olduğu, ama hayatı ciddi anlamda düşünmeden vakit geçirttiği için çikolata gibi zevk verebilen -ama üzebilen de- oluşum. yokluğunda şunlar görülebilir:

    1.gün: yarım kalan konuşmaları veyahut beklenen mailleri düşünmek, oturup sabit gözleri halıya dikmek, tanım yazılacak başlık bulmak

    2. gün: sıkılmaya başlamak, bir uğraş bulmaya çalışmak, kitapçıları tek tek dolaşıp bir kitabı aramak. puding pişirmek.

    3. gün: kitap almadan dönmeyeceğim diye karar verip bambaşka bir kitap almak, oblomov okuya okuya kanepenin içine gömüldüğünü hissetmek, interneti bir süre düşünmemek

    4. gün: yemek yapmak, kitabı bitirip akşama ailecek -yıllar sonra ilk defa 4 kişi bir aradayken- romantik komedi seyretmek, kızın ne kadar hafifmeşrep olduğuna dair konuşmaları dinleyip kızın kimi daha çok sevdiği hakkında kafa patlatmak

    5. gün: sıkılmak, dışarı çıkmak için arkadaşları ayartma çalışmaları, durup durup banyo yapmak

    6. gün, resim yapmak, beğenmeyip silmek, yapmak, silmek, yeni kitap almak, odayı toplamak, hatta temizlemek(!!!!)

    7. gün: konuşmak, durmadan konuşmak, konuşmak ve yorulup bütün gün uyumak

    sonraki hafta: kanaviçe işlemeye başlamak, ev gezmesine gitmeyi düşünmek, uslu uslu bütün günü synı odada geçirip uyumak, kitap falan okumak vs vs vs...

    (queen tinorfithiel 01.08.2008 18:20)
  11. bir zaman sonra sıkmaya başlayan hede. ama el mahkum, yapacak bir şey yok, aman çocukların psikolojisi bozulmasın, aman ilişkimiz yıpranmasın diye katlanıyoruz. *
    (betusens 16.08.2009 00:12)
  12. türkiye'de 17 yaşını doldurmuş şey.. ney? yol, yordam, iletişim sistemi, eğlence bir sürü bir şey şey işte..

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25081018/
    (breegadoon 14.04.2010 08:08)
  13. (bkz: genel ağ)
    (diyojenist 17.02.2012 01:24)
  14. kollektif bilince ulaşmanın yoludur.

    aynı anda milyonlarca zihnin aynı düşünceye odaklanabilmesini sağlayabilecek kadar güçlü, insanlık tarihinin en büyük buluşudur.
    (olurooleseylerbazen 14.06.2012 12:35)
  15. Elektrik hatları üzerinden iletişim, Elektrik hatlarından bağlantı sağlanacak olması planlanandır. bunun bir an önce gerçekleşmesi beklenendir.

    http://haber.gazetevatan.com/internette-buyuk-yenilik/517072/7/yasam
    (diyojenist 23.02.2013 21:52)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.