kışa bayılıp, yazdan hiç haz etmememin sebeplerinden bir tanesi. gündüzün zıttı. insanın her an bir kusurunu bulmaya çalışırcasına tepesinde dikilen güneş'in rahatsızlık verici bakışlarından saklanmayı mümkün kılan kuytuluk*. kafa patlatmaktan başka işe yaramayan fuzuli seslerin sukut ettiği, insanı huzura kavuşturan vakit. karanlık*.
gece de gündüz gibi umuttur benim için..önce sığınabileceğim bir liman, ardından umuttur. canım sıkılır, ağlamak isterim.geceye teslim ederim kendimi..hani hep korkulur ya geceden, oysa severim ben kendimi karanlığa emanet etmeyi. sonunun var olduğunu bildiğim karanlığa emanet etmeyi.. sonunu bildiğim için umuttur gece. karanlık olduğu için sırdaştır, dosttur, kendimi emanet ettiğimdir gece. gece yanlışların üstünü örtmektir kimi zaman yahut da bir yanlışın ardından sığınılandır. sonsuz olması imkansız olandır. bilinir ki ardından gelecek bir gündüz vardır, güneş vardır. yalnızlıktır çoğu kez gece, bazen de dört gözle beklenendir. sevdiğinle doya doya konuşmak için yahut sevdiğine olan özlemini rüyalar ile dindirmek için beklenendir. Özlenendir aslına bakılırsa.. insanın kendiyle baş başa kalmasıdır. ne kadar korku verici olsa da umuttur gece..özlenen,dört gözle beklenendir.
gece, insan' ın bir canlı olmanın yanında insan olduğu' nun farkına vardığı andır. düşünce' nin beynin kayıp sokaklarından çıkıp caddeye inmesine yol açar.
*Uykusuz bir bütünde farkına varılabilecek oluşum, soyutluk...
Gündüzden çok farklı olmasına rağmen, günün bir parçası olup da günü sorgulamaya iten, korkutan, tekinsizliğin **, ıssızlığın, arka bahçedeki köpek seslerinin, karşı koyamayacağını hissettiğin müziği daha yüksek açma tutkusunun, nadiren de olsa, Taş Meclisi masanın üzerinde tüm çekiciliği ile dururken tutup da sözlükle konuşmanın; çoğu zaman yalnızlığın, bazense çevresizliğin * kol gezdiği, varlığını yakından hissettirdiği, güneşi görmekle sonlandırdığın*...
Gece; kim bilir kaç gece misafir etti beni bu dünya şimdiye kadar? Hep gündüz ama oldu hayalim, ne yalan söyleyeyim...Belki de kendi karanlığımdan kurtulmanın yoluydu güneş, her şeyi aydınlattığı gibi içimi de aydınlatabilecek olandı. Bunca gece sonra anlıyorum ki, saat 1 olmuş, 2 olmuş, 3 olmuş,... Bir farkı yok aslında bu ayrımların yeryüzünde! İstersen alırsın eline saati, ayarlayıverirsin sekize gecenin 3’ünde ** ... Kim tutar ki seni? Sabah kalkamazsın, tabii kalkman için yatman da lazım, okula, işe ya da her neresi varsa gideceğin, yetişemezsin oraya, o kadar... Azar yersin belki, geç kağıdı alırsın, sabah sabah birilerine diklenirsin, hiç alttan alasın yoktur mesela, boş yere takışır, üç kuruşluk keyfinden olursun... Ciddi bir mesele varsa, olay uzar gider; işinden olursun falan filan...**
Ama bir güven verir bir çatı altındayken adama, çadırda da hatta; bugün de güneş doğdu ya, sabah ola, hayrolanın içinde olandan sanrım...Güven...En yakın arkadaşlarından biriyle artık aranda kalmayan cinsten, belki de ailenle, onunla ya da bir başkasıyla, ne fark eder ki? Gidişini hissedebildiğin bir şey en azından, yavaş yavaş kayboluşuna şahit kaldığın cinsten... Komik...Güvensiz bir gündüz için geceyi feda ediyoruz aslında, bir başınalığımızdan vazgeçmek o kadar kolay mı halbuki? Yalnızsan bir gecede, ki çoğu kez budur gecenin sana getireceği, hakim hissedersin kendini, sanki her şey senin elindeymiş gibi...İçinden çatlak bir ses yükselir: "Aç hadi müziğin sesini! Ne korkuyorsun ki? Kime ne? Gece sensin, o senin; müzik sensin, bu da senin eserin!" Susturursun hemen sonra o sesi, şeytanına uymaktan korkarsın belki...
Sana güven veren çatı batar sonra gözüne, ev kedisi olsan da bir nefeslik dışarıyı koklamak istersin... İmkansız gelir çoğu zaman bu düşünce sana... Ne de olsa "Gece, bir genç kızın kollarına atılabileceği tekin sevgili" olmamıştır hiçbir zaman... Uysallığından uzaklaşmak, küfrü basmak istersin o anda; çok sevip de kullandığından değil de, kullanınca rahatlayacağın sana aşılandığından... Gülersin içinden, küçüklüğünden beri sana aktarılanın tersine, mutlu olmadığından... Gülmek de denmez aslında buna, depresif çığlıklarını bastırma çabası... Bastırırsın belki çığlıklarını, tüm "gerçek" tutkularını, hırslarını, kıskançlıklarını, çekilmezliklerini, düşüncelerini, tepkilerini,... kısacası benliğini bastırdığın gibi tıpkı... İçten içe tüm yenilmişliğini suratına kusmak istediğin gündüzün çok yakın olduğunu fark edersin neden sonra... "Şişşt!" dersin kendine, "maskeni takmanın tam zamanı..."
Genellikle çok tenha sokaklarda ya da sahil kenarlarında tek başlarına oturmuş ya da tek başlarına dolaşan adamların saatidir.Kimdir nedir gecenin 3 ünde orda ne işi vardır bilinmez ama tekin kişiler olmadıkları kesindir uzak durmak lazımdır.Çünkü onlar karanlığın efendileridir.Gündüz çok az görünürler gece onların diyarıdır.
aktif olarak çalışabilecekken açlığa kanıp mideye yemek indirdiğimizde duba gibi oturmak durumunda kalabileceğimiz zaman dilimidir. sonra karabasanlar eşlik eder çalışmalarınıza mazallah*.
bu vakitlerde yemek olmaz. hele de malum acıkmış insan öğenciyse hiç olmaz. öğrencinin zaten ne zaman parası olmuştur ki ...
gece olunca acıkılır. içteki yemek sevgisine nalet edilir... sonra sağ sol karıştıılır. daha dün kenarda durması için alınıp anında mideye indirilmiş ne var ne yoksa haklarında hiç de hoş olmayan cümleler kurulur...
sonra vampirciğe gelinir. yazılır. daha da acıkılır. daha da sonra... ve daha...
"Tanrım, geceyi bizim için mi böylesine gizemli ve güzel yaptın? Benim için mi? Hava ılık, ayışığı açık penceremden içeri dolmakta. Oturmuş, göklerin sonsuz sessizliğini dinliyorum. Bütün varlıklardan hayranlık duyguları yükselip birbirine karışıyor; sözcüklerle anlatılamayacak bir coşkuyla dolu gönlümü alıp sürüklüyorlar sanki. Dua ederken bile sakin değilim. Eğer sevginin sınırları varsa, bu sınırları insanlar koymuştur Tanrım, Sen değil."
günün en güzel zamanıdır. hiç bitmesindir. sabahlar olmasın kimse uyanmasındır. hele yağmur da pencereyi tıklatıyorsa hafiften, camı açıp içeri alınasıdır.
yorgun, bitkin, bıkmış ve yılmış bir bedenin şarz olabileceği en muhteşem vakitleri içerisinde barındıran, günün bir bölümü. ayrıca aramasını bilen için, bulması kolay olan sırların, gecenin zülüflerinde saklandığı gerçeğini de unutmamalı!
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.