en söylenmesi gerekeni söylemeyip en büyük yarayı açabilecek sayılı varlıklardandır dostlar.
bir şey söylemek de olmaz susmak da... dosttur çünki anne baba sevgili değil. bazen sevginizi sevdiğinize değil de dostunuza söylersiniz. böyle bir şeydir işte dostlar.
kimisini yerini bilir hakkını verir, kimisi avaredir gönülünüzdeki tahtını sarsıverir.
doğumgününüzde size süpriz yapmak isteyip, çok istediğiniz boğaz turuna çıkma planları yapan ancak gerçekleştiremeyip eline yüzüne bulaştıran ve sonrasında da gönlünüzü hoş tutmayı başaran insanlardır dostlarınız.
bir insanın kaç dostu olabilir hayatında? aslında dilerseniz çok dostunuz olabilir ama ne kadar çok dostunuz varsa hayattan yara alma riskiniz de o kadar büyük olacaktır. insan dost dediği kişilere sonuna kadar güvenir kendinden ayrı tutmaz, gönlünü bir, imanını bir, amacını bir sayar. yeri geldimi her şeyini sorgusuz teslim edebileceğin kişidir dost, çünki gerekmedikçe istemiyeceğine emin olduğun kişidir, seni zora sokmaktan köşe bucak kaçtığını bildiğindir.
senin gönlüne düşen ateşle 1000 km öteden yanabilendir. kıtalar ötesinden yüreğinin çırpınışını görebilendir. yaptığından şüphe duymayan, yanlış da olsa iyi niyetinden emin olandır. sana kızsa da kırılmayandır. kızdırsan da kırmaktan ölüm gibi korktuğundur. yoldaşındır sırat köprüsünde, ayağın kaymasın diye elini sımsıkı tutandır. kelam edemezsen ruhun sıkılandır. başkaları anlamasa da onun anladığından emin olduğundur ve sırf bunun mutluluğuyla hayat boyu yetinebildiğindir. gurur kelimesini lügatinden atabilendir sizin için ve size de attırabilendir.
insan çok şanslı ise hayatta böyle 1 tek dost bulur kendisine. değilse de etrafındakilere böyle bir misyon yükler. işte dostluğun tehlikesi burada başlar. en tehlikelisidir insanlara kıymet vermek çünki ancak kıymet verdikleriniz yaralar sizi. ve dost gerçek değilse eğer yeniden sorgulatır kendinizi. bu hayatta en iyisi, hayat sizi pişirmeden ve aklınızı başınıza devşirmeden kimseye dost etiketi yapıştırmamaktır, hele ki iyi niyet ahmaklığına düşüp kendinizi hiç kandırmamaktır...
hayatın boyunca kazık yemeye hazır olman gereken cinsiyet gözetmeksizin herşeyini paylaştığın meçhul kişi.gerçek bir dost arıyorsan git kendine bir köpek al.
birlikte susabileceğiniz,birlikte ağlayabileceğiniz,acılarınızı kendi acısıymışçasına saran,yüklerinizi kendi yüküymüşçesine taşıyan,haklı ya da haksız olduğunuzu düşünmeden affedebilen,yanınızda olması bile rahatlatabilen,kelimelere gerek duymadan sizi anlayabilen kişidir.
varlığı insana güç veren, yokluğu ise uçuruma sürükleyebilendir. sırdaştır. ağlama duvarıdır. arada bir pataklayabileceğin yastıktır. başkasına yapamadığını yaptığındır. kimseye söyleyemediğini söylediğindir. seni koruyandır. en gerektiği an yanında olandır. karakutundur.
bazen moralin bozuktur aglamak istersin, basinin yaninda bir omuz, sirtinda bir el olsun istersin. iste tam o anda hayatinin ortasina duser dost. bazen o kadar cok mutlu olursun ki icin icine sigmaz, herkese anlatmak istersin ama cogu kez kimse seni anlamaz. iste o zaman varligini en icten istedigin kisidir dost. gozunun yasini tereddut etmeden silebilecek ve bir daha akmasin diye herseyini feda edebilecek kisidir dost. uyumayi deli gibi isterken, derdinle dertlenip sabaha kadar seni dinleyendir. annen ve babandan sonra mutlu olmani en derinden isteyen kisidir dost. herseyini senin icin feda edebilen kisidir. ona ihtiyacin oldugunu soyledigin anda atlayip yanina gelen ya da gelmek isteyendir. aradigin degil, ihtiyacin oldugu anda onune cikandir dost. karsilasmak zordur ama karsilasinca ayrilmak daha da zordur.
yaşamı paylaşmaktır bir şekilde, iki gönülde bir kişi olmaktır, mesafelerin araya girememesidir ve hatta ataları yalancı çıkartmaktır, dost gözden ırak olduğunda gönülden ırak olmayandır. ama dost olmak meziyettir fedakarlıktır, kimi zaman gönlünden koparmaktır, kimi zaman dost uğruna vazgeçmektir arzudan. kimi zaman deliliktir, arkasından gitmektir ölüme yada arasına girmek önüne geçmek, ama bir an vardır gelir geçer, eğer geçmez ise biter herşey biter ne dostluk kalır ne kardeşlik, hayattır bu olur herşey, yıllarca güvendiğiniz olmaz birşey dediğiniz dostunuz iki gün görmediniz üç gün aramadınız diye küser darılır, olur böyle şeyler. ama herşeye rağmen dost dosttur, ve gerçek dost, bittikten sonra herşey arkasından iyi insandır diyebilendir...
üzerine söylenecek çok fazla kelimemin olduğu fakat sitede 'bir dostunuz var' yazısını gördüğümde çok mesut olacakken dostumun kendim olduğunu farketmemle yıkıldığım olay...
dost nedir ki?
her zaman yanında olan, olmadığı anlarda yanında olduğunu hissettiren kişidir.
insanın kendinden başka dostu yoktur anlayışını zihninden sildirmeyi başarabilmiş insandır.
sıkılmadan, çekinmeden içinde olan her şeyi anlattığın insandır.
sen üzüldüğünde, senden daha fazla üzüldüğünü gördüğün kişidir.
sevincini paylaştığında mutluluğunu bir kat daha artıran şahsiyettir.
sinirlendiğin bir anda istemeden de olsa kalbini kırdığın insandır (bunu anlayışla karşılayabilir ya da ikinizde hıncınızı birbirinizden çıkarırsınız ama siniriniz geçtiğinde hiçbir şey yokmuş gibi davranırsınız ).
içindeki sevgini, nefretini, kinini bilen insandır.
hangi yemeği sevdiğini, neyden nefret ettiğini, ilk aşkını, ayakkabı numaranı bilen insandır (bunlar gereksiz gibi görünebilir ama insan dostunun bunlari da bilmesini ister. laf arasında söylemişsindir ve o bunu hatırlıyorsa anlarsın ki sana değer veriyor, seni önemsiyor ).
yüzüne baktığın zaman içini huzurla dolduran kişidir.
gecenin bir vakti aradığında uykusunu terk edip derdini dinleyen kişidir.
başının etini yediğin insandır.
dost insanın kardeşi, dert ortağı, yeri geldiğinde ailesi, canının bir parçası olabilmeyi başarmış insandır. kısacası dost insanın her şeyidir.
donup de bir vakit hayatina baktiginda, herseyin karma karisik oldugunu farkettigin anda, gozundeki yaslar uzuntuden degil caresizlikten akmaya basladiginda, kendini dipsiz bir kuyuda hissettiginde, elini korkmadan sana uzatabilendir.
gecenin bir vakti butun yorgunluguna ragmen sabaha kadar seni dinleyendir. dinlemek isteyendir.
insanin kaybetmekten en cok korktugu varliktir. olmazsa olmazdir. varligi insana guc verendir. varligini her daim hissettirendir.
kelimelerin kiyafetsiz kaldigi nadir varliklardandir.
iyiki varlardir. olmazlarsa halimiz ne olurdur.
ayrıca;
(bkz: rumelisalaklarsalagi)
(bkz: halukumben) *
dostum; beni yapayalnız bırakıp karanlığa gömen dostum, silmediğim silemediğim dostum.
bakıyorum da fotoğraflarımıza, sımsıcak, sıkı sıkı. gülen iki yüz, parıldayan gözler ve biz birbirimize sarılıp haykırmışız dostluğumuzu herkese. sonsuza dek sürmesini temenni ettiğimiz dostluğumuzu. gözlerim doluyor, hatta saatlerce ağlıyorum. kimselere bir şey söyleyemiyorum, susuyorum. sustukça büyüyor acım, sustukça daha fazla yaralıyor beni. bir gün dayanamıyorum, anlatıyorum içimdekileri hislerimi.. "yaptıkların faydasız." diyorlar, "boşuna uğraşma sana da yazık." İçimden küfretmek, bağırıp çağırmak geliyor. "yazık olacağı kadar oldu zaten!" deyip hıçkırıyorum yine. tercüman oluyorlar hislerime. beni ellerimden, dilimden daha iyi anlatıyorlar belki de. Çaresiz olduğumu tekrar fark ediyorum. ne yapsam ne etsem ne söylesem boşuna. bunu da biliyorum ama bilmezlikten geliyorum işte.
dostum, sensiz çok yalnızım. gel artık, seni çok özledim. gel, elini uzat bana yine. sımsıkı sarıl da kaybolsun dertlerim. sımsıkı sarıl da eskisi gibi gülsün yüzüm. eskisi gibi güçlü olayım. sen gel yeter ki, kalanlar terk etse de razıyım ben. diğerleri gitse de razıyım. ama sen gel, dayanamıyorum. yokluğuna dayanamıyorum. alışamadım hala, alışmak istemiyorum. Çıkıp geleceksin bir gün, biliyorum. belki de kendimi.. neyse boşver.
anlamını kaybetti ben de her şey. ne arkadaşlık kaldı sözlüğümde ne de dostluk. sen gittin ya hani, onlar da gitti işte. senle beraber anlam yüklenen kelimeler senden sonra anlamsız kaldı. anlamsız şeylere yer yok ben de. sen gittin ya, onlar da gitti işte. İnancım kayboldu senden sonra. ne arkadaşlığa inanıyorum ne de dostluğa. dedim ya hani, kaybetti anlamını birçok şey. anlam yüklü sözcüklerim de kalmadı artık. her şey söyleyebildiğim kadar. dilim kalbim gibi hem suskun hem kırgın. söyleyecek hiçbir şeyi kalmadı onun da.
Şimdi tek bir şey söylesen sen, gel desen. dostluğu sözlüğüne yeniden ekleyelim desen. koşarak gelirim sana. o kadar muhtacım ki dostluğuna.. yanımda olmana o kadar çok ihtiyacım var ki. bak konuşamıyorum bile. kelimelerim de tekrire düştü işte. yok, söyleyebilecek çok da bir şey yok. aslında tek bir şey var. "seni çok özledim.."
Sağdan saymaya başlayarak aslında hiçbir şekilde sıraya koyamadığım bir düzensizliğim vardı hayatımda. ‘Şöyle olsun, böyle olsun’ diyerek güya planlamaya çalıştığım bir gelecek. Hani şu hiç gelmeyecek olanından... Nasıl denendiğinin bir önemi olmayan bir yürüyüşten öte olmalıydı zaten yaşananlar- ki buradan bakınca da öyle gibi görünüyor. Kimi zaman rastgele kimi zaman ise bilerek ve isteyerek basılmış karda yan yana duran ayak izleri. Onlar bizim, o izler bizim. Beni şimdi bunları yazmaya, seninse her okuduğunda gülümsemene neden olan geçmiş “bizim”. Bizi biz yapan bencilliğimizdi, anlamadılar. Anlattık, yine anlamadılar. Biz de yine anlattık. Ve öyle görünüyor ki bu anlatışın sonu yok. Bu yürüyüşün sonu yok. Bu birlikteliğin sonu yok. Ve en çok da şuna eminim ki bu dostluğun da sonu yok. Beni bilirsin az çok (hani kimsenin kimseyi doğru dürüst asla tanıyamayacağını iddia eden beni); güvenmem insanlara. Kolayına kimseye sırtımı vermem. Doğrular de yanlışlar da hep benim elimden çıksın isterim. Başkasından kolaylıkla alabileceğimi, zorla da olsa ben kendim alayım isterim. Büyük filozofun dediğine inandım çünkü daima: kendi alabileceğiniz bir şeyin size verilmesine izin vermeyin! Öyle yapmaya çalıştım, bunu hayatımın en üst noktasına yerleştirmeye çalıştım. Güçlü olmaya, kendim olmaya en çok da tek başına var olmaya çalıştım... Ama gördüm ki artık, o ışığa giden yol tek başına aşılmaz(mış), insan yanında birisi olsun ister(miş): ve en sonunda oldu işte. E artık bundan sonra yalnızlık, vız gelir bize vız...
insanlar dertlerini ya da hayatlarını paylaştıklarında, paylaştıkları kişiler tarafından torpilli davranılsın isterler. her şeyine eyvallah desin, pışpışlasın, prens(es) muamelesi yapılsın falan. bu beklenti içinde olmadığını bildiğimizdir.
zamanında, adına ne ağıtlar beslediğim, üstten basık kemerden şişkin bir dünyaya karşı cahil isyanlara esir olup şaha kalktığım, lakin beni dünya karşısında küçük düşüren, sahte çek senet ticaretinin bel kemiği.
sayelerinde şair oldum çıktım, haklarını yememek lazım ama.
ben adaleti severdim.
Hep yanıbaşınızda olması istenen kişidir dost,
Dibe vurduğunuzda size elini uzatandır.
sizi sizden iyi tanıyandır çoğu zaman.
Bazen gözden düşen tek damla yaşta, bazende sessizliktedir.
Ruh ikizinizdir, mesafelerin araya giremeyeceği kişidir.
Sessizkende yürekten konuştuğunuzdur.
İnsanın çok dostu yoktur bir yada iki tanedir hadi bilemedin en fazla üçtür*.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.