insanın ömrü boyunca en fazla üç dört kere oluşturabildiği, yaşamı paylaştığı, iyi ve kötü günde baş koyacak bir omuz güvenini sağlamış, uğruna birçok fedakarlığın göze alınabildiği ve kişi için birçok fedakarlığı göze alabilen, yanındayken yalnızlığın huzuru ve paylaşımın mutluluğunun aynı anda hissedilebildiği, olduğu gibi kabul edilmiş ve gittiği zaman dahi geri döneceği hissini yerleştirmiş can parçası.
komsu camini kirdiklarinda isimleri asla verilmeyecek kisilerdir onlar.
bir sonbahar vakti demliklerce, hic konusmadan icilen çaylarin deminin yogunlugu, paylasilan agir hayatlarin yogunluguna esittir. o caylarin yogun kirmizisi, yillar sonra agizda hastalikli bir kopek kani tadi birakmaz. gercek dostlari ayrit etmenin bir yoluda bu zamani tecrube etmekle ilgilidir. yol arkadasi olunur, yoldas olunur dostlarla. barikatlarda yanyana dövüsülür. en mahrem mektuplarin çekincesizce emanet edilecegi tek kisidir o.
ve gözyasi dökülecekse aranilan omuzdur onunki. ne var ki her yerde, kalabaliklarin ortasinda kandan gözyasi dökülür ama o omuza bir göz sürmek korkutur insani kimi zaman. o agladigini görmemelidir. agladigini görmesini istemedigini de bilmelidir; ve bilir. en güzel günaydinlar onadir. en tahakkumsüz baskaldirilar ona karsidir.
gercek bir dost sahibi olmak dunyanin en buyuk hazinelerinden birine sahip olmakla esdegerdir.
kazanılması oldukça zor, kaybedilmesi ile an meselesi olan, kan bağı olmasa bile kardeş olunabileceğini kanıtlayan nadir insanlardır. göz yaşını ve kahkahanı paylaşandır ve yanından hiç ayrılmayandır dost. ne olursa olsun, destek, sevgi, şevkat göstererek, gerektiğinde, kardeşin, baban, annen, öğretmenin olandır.
kuşkusuz yanlış seçildiğinde, insanı olması gereken tüm yollardan ayırıp, kendi yanlış yoluna sokabilecek kişide olabilecektir. şansı olanlarımız hayatında bir kaç kere gerçek dostluk kurabilecek veya kurmuştur.
hele bir de yakınsa dünyalara karşı durmanıza yardım edebilecek kişi. ama şart değildir yakında olması, mesafeler engel olamazlar dostluğa, bir sene belki de daha çok görüşememeniz önemli değildir. bilirsiniz ki hep oradadır, orada olacaktır.
ayrıca ankara' daki en bilinen kitapçı hatta mekandır. birçok kişinin, sevgilinin vs.. kısacası çoğu kişinin buluşma mekanıdır. karanfil sokak' ta bulunmaktadır.
aradan uzun zaman geçmesine rağmen unutamıyorsan(unutulmuyorsan), tekrar bir araya geldiğinde kaldığınız yerden devam edebiliyorsanız gerçek dostu bulmuşsunuzdur.
"selam dünyalı biz dostuz" denince öyle bir anda olunamayacak şeydir dost. zaman ister, emek ister. zor zamanlarda yanında olmak ister. sığınacak bir liman arandığında yakında olmak ister. paylaşacak bir browni olduğunda da, dökecek gözyaşı olduğunda da beraber olmayı ister. hiç iletişim kurulmadığı bir anda bile ona güvenmek, onun da seni düşündüğünü bilmek ister.
dost olmak iyi tanımayı gerektirir bazen, ona nasıl davranılması gerektiğini bilmeyi gerektirir. ne zaman sanki yeni tanışıyormuşçasına mesafeli olunması gerektiğini bilir bir dost.
bazen sadece bir tane olur dost, bazen iki, bazense üç. hiçbir zaman tüm dünyayla birden dost olamazsınız. o kadar kolay değildir.
gerçekten bulunduğunda onlar için her şeyin göze alınabileceği insanlardır dostlar. ama ben bir şeyler daha yazacağım onlar için: bütün insanlar gibi isteklerim vardı. tabi dostlukla da ilgili olanı vardı. benim istediğim yıllar boyu her şeyimi paylaşabileceğim tarzda insanlar bulabilmekti. benim için yeri geldiğinde kardeş, anne, arkadaş, ağlama tahtası..... olabilcek insanlar olmalıydı hayatımda. onları aradım hep ve bulamadıkça acı çektim ama hiçağlamadım*. çünkü bir kaçtane gerçeğinden buldum ben bu dost denilen insanların. nerden anladın diyeceksiniz belki. ama eğer onlardan birisiyle aynı kişiye karşı bir şeyler hissederken bile hep kendiniz kadar onu da düşünüyorsanız, birbirinizle hiçküsemiyor veya gerçekten küstüğünüzde de birbirinize sarılıp hüngür hüngür ağlayıp aynı anda da mutluluktan gülürken barışmış buluyorsanız kendinizi, bütün bir yıl başınıza hiçyaşamadığınız tarzda şeyler geldiyse ama siz hiçağlamayıp o insanlardan birine bir kalleşlik yapıldığında ağlamaya başlıyor ve durmanız zor oluyorsa işte bu dostluktur bence. umarım hayatında hep varolurlar ve umarım sizlerde böle insanlar bulabilirsiniz.**
dost cevap bulan gereksinmelerdir.o sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.o sizin sofranız ve ocakbaşınızdır,çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru arasınız.dostunuz size içinden geldiği konuştuğunda ne hayır demek zor gelir ne de evet demekten çekinirsiniz.ve o sessiz kaldığında,kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.çünkü dostlukla kelimeler susunca tüm düşünceler,arzular ve beklentiler sevinç içinde doğer ve paylaşılırlar.
bir insanın çok sayıda dostu olmaz aslında. bir tane esas kız yada esas oğlan vardır hayatınızda. kimileri onu bulduğunu sanır. halbuki bu sadece bir sanrıdır. o aslında basit haliyle bir dosttur. peki bu esas dostun varlığı nasıl anlaşılır? elbette her yigidin bir yoğurt yeyişi vardır. ancak zaman ve makan elverirse şöyle anlaşılabilir;
kilometrelerce uzaktasınız, senede bir kaç kez sarılabiliyor, güzel yanaklarını sayılı öpebiliyorsunuz, ancak kalbiniz gönlünüz her an onun yanında gibi atıyor, acaba nasıl, iyimi, sağlıklımı, aşık olduğu onu üzüyormu, sevindiriyorumu yoksa bana kızyormu, beni aklından çıkartıyormu, yok yok o beni hep kalbinde taşır demeyi becerebiliyosanız ve o bir kaç görüşme 10 saat de sürse size bir an gibi geliyor ama daha neler söyliyecektim, onu ne kadar çok sevdiğimi dahi söyliyemedim hisleriyle ayrılıyorsanız yanından, bindiği otobüsten size el sallayışına karşın gözyaşlarınızı örtmek için yüzünüze taktığınız buruktebessüm size acı geliyorsa bir esas dost sahibisiniz demektir.
bir de güzel dostlarınız vardır, her biriyle başka bir duygunuzu en derin şekilde yaşarsınız aylarca yılarca görmesenizde yanında olduğunuz an size hiç ayrılmamışsınız hissi uyandıran güzel insanlar.
dostlarınızla başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biri ise şudur; en keçisinden iki dostunuz biribirine aşık oluverir. ama asla burunlarını havadan indirmeyerek size kök söktürüler. siz yukarı aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık durumunda kalmış zavallı halinizle kimseyi kırmadan şu konuyu bir bağlasam diye perişan olur gidersiniz. gün gelir o iki keçi kafalının kafalarını birbirine tokuşturup mesleyi çözümlemek bile cazip görünebilir.
bir hata yaptığımız zaman kendi yapmış gibi üzülen, şefkatli, muhabbetli, daima iyiliğimiz için çalışan, her zaman doğru söyleyen, menfaat kaygısı gütmeyen kişidir.
dost bulmak çok değerlidir, keşke herkes bulabilse..
ama anladığım kadarıyla gerçek dost, allah'tır ve allah için sevendir.
dost denen kişiye cahit külebi öyle güzel seslenir ki fazla söz söylemeden şiirini aktarıyorum:
dost
bir gece habersiz bize gel
merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın.
ben soğuk sütsem , o da çikolatalı kurabiyedir.
o çay ise benim de şeker olduğum durum.
ben kagıtsam onun da kalem olduğu zaman.
o renk ise benim su olduğum durum.
vesselam daima yanımızda veya uzakta olan kendini değil bazen iki kişlik düşünen değerli şahsiyetlerdir.
icinize kapanip sacma sapan konustugunuzda bile yaninizdan ayrilmayan. cani yaninca sizin de caninizin yandigini hissettiginiz. bir bakima ruh ikiziniz. ya da yapisik ikiziniz. herkes sirtini dondugunde orada sizinle olan. elinize sicak bir dokunus. sirtinizda hafif bir oksama ve o sozler: "gececek dostum, sabret.". iki uc damla yas gozlerde. bir tanesi de onda. onun cani yandiginda yine beraber islanir yanaklariniz. o bilmese de cok endiselenirsiniz onun icin. uzerine titrersiniz. ama o bunun yarisini ya bilir ya bilmez. dualarinizla ve hal hareketlerinizle birsinizdir. bazen hayalleriniz de birdir. kisacasi farkli anne babadan dogan kardeslersinizdir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
