genel anlamıyla insan
kişi, kimse, şahıs
erkek
değerli,ahlâklı, faziletli, güvenilir kimse
bir işin ehli olan kimse
bir kişiye veya makama mensup olan, onlar için çalışan kimse
herhangi bir kimse...
bu tanımların sadece biri erkek anlamında..
diyebiliriz ki adam kelimesinin erkeklik dişilikle pek alâkası yoktur.
üstelik adam türkçedir. âdemden gelse de sesi ve anlamı türkçeleşmiştir. öyleyse neden ilim adamı değil de ilim insanı deriz?
insan arapçadır; türkçeleşmişse de arapça olduğu âşikârdır.
ilim adamı erkek de olur, kadın da..
iş adamı erkek de olur, kadın da..
atalarımız kadın erkek ayrımı yapmamış da, bize ne oluyor böyle bir çağda ayırıyoruz?
bir de iş kadını(!) lâfı var, hayretler içindeyim..
hayat kadını *der gibi. *
sibel alaş'ın söylediği hatta sonra serhat diye birinin tekrar söylediği, bir kadının aşık olduğu adama söylediği şarkıdır.erkeğin söylemesi biraz tuhaf olmuştur bundandır ki bazı sözleri değiştirilmek zorunda kalmıs ve orjinalliğini kaybetmiştir.bu sebepten sibel alaş'ın güzel sesinden dinlemeyi tercih etmişimdir.
....durup ta söylemediğim adımsa gizli kapaklı
sevda türküleri tuttursam da ben telli duvaklı yanıma
kormalar mı adam seni koparıp acıtmazlar mı beni nafile..
günümüzde sadece erkeklere takılan bir zamirdir.ancak erişmiş belirli bir dereceye gelmiş kişilere denir."adam olmak"
birde okuyup meslek sahibi olan insanlara denir."okuyup adam ol"
adam dediğin cesur olacak! baktımı şöyle karşıdan, için titreyecek için.
ayaklarında bir dermansızlık, seni alıııp götürecek.
adam dediğin; sana ihtiyacım var demeyi bilecek. seviyorsa seviyorum var mı, diyebilecek. korkmayacak ne aşksızlıktan ne parasızlıktan ne senden ne başkasından...
Öyle sümüklü böcek gibi yapışmayan cinsten, kalabalıklarda gözlerini senin üzerinden ayırmayan. tamam sigaranı o yakacak, kapıyı sana o açacak, şarabı senin için ilk o tadacak, kibar olacak kısaca asla yapışık ikiz değil. oturup kalkmasını, kültür yapmasını, iki maç anlatmasını, ekonomiyi, siyaseti bilecek... misal; atatürk'ten sonraki dört cumhurbaşkanını sayabilecek tereddütsüz...
adam dediğin sihirli olacak azıcık, ruhuna ulaşmayı öğretecek. biraz da kıskanç olacak, vurdu mu ses getirmeyecek ama vurmaktan beter edecek gözleriyle... öyle bir adam işte... arada sırada dokunmayacak sana. aramayacak. mavi bir kaç gömleği olacak illaki senin ütülediğin. merak edeceksin merak, öyle lök diye burnunun dibinde bitivermeyecek. Ä°nsanın iyi hali var kötü hali var, sende bazen görmek istemeyeceksin, anlayacak..
adam dediğin, güdümlü değil eğitimli olacak. okuduğunu anlayacak, bilmediğine bilmiyorum diyebilecek, sallamayacak özet... lügatında -haklısın-doğru-evet-gidelim-yapalım-merak etme-sen üzülme- olacak. -üzgünüm-yorgunum-belki-yarın-olmaz olmayacak... kasımpatı gibi açılıp saçılmayacak. bacakları kalınsa, yazın güneşin altında uzun paçalı don ve naylon terlik giymeyecek.
adam dediğin bir söylediği sözü unutmayacak, geri almayacak, temcit pilavı gibi çıkarıp çıkarıp höykürmeyecek. utanmayacak, arlanmayacak, başkasının karısına da yan gözle bakmayacak.
azıcık namuzsuz olacak tamam ama o namussuzluğu ancak ve ancak senin uğruna, değerleri ve onuru uğruna kullanacak...
adam dediğin anlayacak içkiden yemekten... balığın yanına rakıyı, şarabın yanına peyniri, viskinin yanına çikolatayı koyacak. viskiyi sek, neskafeyi sütsüz, tekilayı tek içişte bitirecek. sert olacak sert adam dediğin, sözünü sakınmayacak, koydu mu yumruğunu masaya, bileceksin ki susman gerek... adam dediğin öküz olmayacak ama hiçbir treni de kaçırmayacak. geç kalmayacak, zamanından öncede yola düşmeyecek, program delisi değil, tam karar gelecek.
yemek masasında koltuğunu tutacak ama yılışmayacak salya sümük. ağlayacak omzunda yeri gelecek ama sana abanmayacak. -sen yoksan ölürüm- acitasyonu yapmayacak. at gözlüğü takıp gezmeyecek sağda solda... kavun peynir yiyecek yemek olmadığında. sushi'yi de deneyecek ama. yeniliğe açık olacak her daim, yemem diye tutturmayacak.
adam olacak adam... odun gibi çıtır çıtır değil, kömür gibi için için yanacak içinde. şefkat olacak adam dediğin anlıyor musun? gönlünü almasını, sinirini çözmesini, seni memnun etmesini bilecek.yan gözle şöyle bir süzmesiyle için eriyecek..
'kırıldım, yamuldum, küstüm, konuşmam'demekle olmaz. neyse sorun çözecek, ertelemeyecek. bilecek hayatın kurtarılası anları olduğunu ve o anı bir daha geriye saramayacağını.
adam dediğin iyi araba kullanacak kardeşim! direksiyon hakimiyeti, yön kabiliyeti 100'de 100 olacak. bastımı gaza saçların savrulacak, bir iki manevrayla parkediverecek arabayı, mel mel bakmayacak..
valla bence adam dediğin güzel öpecek başka yolu yok. -tarif edemiycem-. Ä°çki içecek kardeşim sigara da. dünyevi zevkleri tadacak birkere. hangi ortama ne gider bilecek. oynamayacak öyle artist
gibi, kıkırdamayacak kadın gibi, kocaman kahkahalar savuracak etrafa kendinden emin.
demem o ki; adam adam olacak, adam gibi adam dedikleri..
müjdat gezen'in bir şiiridir. http://tinyurl.com/36vc88 adresinde bulacağınız videoda seyrettiğimden beri müjdat gezen'in bir şâir olduğundan haberdârım. şiir şu:
"ne zaman adam gibi adam oluyor insan?
çok gezdiğinde mi, çok gördüğünde mi, çok bildiğinde mi..
çok ünlü, çok zengin olduğunda mı?
çok sevildiğinde mi?
yoksa bunların hepsi bir kenara
adam gibi sevdiğinde mi.."
yaylı tanbur taksîmi eşliğinde bu şiiri rutkay aziz okuyor, o dâvûdî ve kadife sesiyle, muhteşem ifâdesiyle..
bu şiirin hemen ardından, müjdat gezen'in "babam" isimli şiirciğinin gelmesi çok mânidâr geldi bana..
"yoksa bunların hepsi bir kenara
adam gibi sevdiğinde mi.."
sibel alaş'ın 1995'te çıkardığı ilk albümle aynı ismi taşıyan parçası.
durup da söyleyemediğin adımsa
gizli kapaklı
sevda türküleri tuttursam da ben
telli duvaklı
yanıma korlar mı adam seni
koparıp acıtmazlar mı
nafile yanar elin dudağın
seni beni yar ederler mi
yağmur bulutu unutursa
dalında çiçeği kurutursa
yar benden utanırsa
düşündüm düşümden ayrı kaldım
dengeli, tutarlı, sözüne sadık, işini gerektiğince yerine getiren *kişidir benim için adam.
bir de kendini adam sananlar vardır; bunların bazıları bilmem kaç yıl üniversite okudukları, bilmem nereden bilmem kaç puanla mezun oldukları için adam ilan ederler kendilerini mesela. denetimleri altında bulunan insanlar üzerinde -kendilerince- otorite kurmak adına türlü yollara başvurur, türlü tehditlere el atarlar. yargılar, sonuca varırlar. bir yürekli çikıp da konuşamadığı sürece çaldıkları düdük daima sonuç düdüğüdür kendilerinin. * ayrıca lütfen (bkz: yargıç), (bkz: haddini bilmek).
her ne kadar sadece erkekler için kullanılmaya başlanılsa da aslında adam kelimesi türkçe'de hem kadınlar hem de erkekler için kullanılabilir çünkü cinsiyet belirtmez. bu yüzden de ingilizcede karşılığı olmayan bir kelimedir. çünkü ingilizce'de bir insandan bahsederken mutlaka cinsiyet belirtmek zorunda kalırsınız.
adam kelimesinin artık sadece erkekler için kullanılmaya başlanılması da türkçe'nin ingilizce'ye karşı olan bu üstünlüğünü aşağılara çekmektedir. ayrıca başka başka bir yığın anlamı vardır adam kelimesinin. adam olmak, adam gibi davranmak vs. gibi çeşitleriyle de bu anlamlar desteklenmektedir.
olumsuz bir isim olarak birinin adamı olma kavramı vardır. o kişi için çalıştığınızı , onun çanak yalayıcısı olduğunuzu, onun köpeği olduğunuzu falan anlatır bir sözdür. bağlılık güzeldir ama yaltaklanmak değil, kölelik değil. mafya filmlerinde falan olur palinozettaların adamı vs.
1975 yılında yayın hayatına başlayan ve bugün türkiye'de yayınlanan erkek dergilerinin öncüsüydü. birbiriyle anlaşamayan simavi kardeşlerden erol simavi hürriyet ile yayıncılığa devam ederken, haldun simavi ayrılmış ve veb ofset'i kurmuştu. veb ofset, türkiye'deki süreli yayınlara her anlamda "renk" katmıştı. örneğin günaydın gazetesi de bir veb ofset yayınıydı. işte adam dergisi de böylece piyasaya çıktı. sahibi haldun simavi, o güne kadar yayınlanan tipik erkek dergileri gibi gazete kağıdına değil, birinci hamur kağıda dergiyi basınca cidden olay oldu. genel yayın yönetmenliğini de oğlu hamdi simavi üstlenmişti "adam"ın. ilk sayısı 60 bin adet basıldı. "adam" ilk ciddi krizini hamdi simavi'nin 10 mayıs 1975'te ölümüyle yaşadı.
türkiye'nin playboy'u olmaya soyunan dergideki fotoğraflar da farklıydı. kadınlar "et" gibi değil, erotik, iç gıcıklayıcı, dozunda çıplaklıkla sayfaları süslüyordu. tiraj, bir süre sonra 50 binde sabitlendi. ama o günün dağıtım koşullarında "adam" sadece istanbul'da bulunabiliyordu. o yüzden de "çıplah garı görmeye havasli" abazan kitleye değil, eğitimli bir kitleye sesleniyordu. erkek modası, av, spor, sanat gibi konulara da yer verilen dergide ilhan berk, zühtü bayar, ali sipahi, yüksel çetin, reha yalnızcık, ibrahim tapa, mıstık adıyla bilinen mustafa eremektar da yer alıyordu.
yayın hayatına başlamasından sadece bir yıl sonra tirajı 20 bine düşen "adam", "kâr getirmeyen yayınlara son verme" ilkesinden taviz vermeyen haldun simavi tarafından kapatıldı. maya tutmamıştı. ya kentli türk erkeği bu gibi yayınlara hazırlıklı değildi ya da bu gibi dergileri alan ve cinsellik adına "et" görmek isteyen kitlelere hitap edememişti...
her şeye rağmen "adam"ın türk dergi yayıncılığındaki yeri ayrıdır. geçmişin "erkekçe" ve bravo gibi, yakın zamanların "esquire", "fhm" ve "boxer" gibi yayınlarının öncüsü olmuştur. *
Adam; İnsan türü, erkek cinsinin; fikri, ahlaki ve vicdani olgunluğa ulaştığında kazanabildiği bir unvandır.
İnsan türünün erkek cinsi belli bir yaşa ulaştığında bu unvanada sahip olduğunu inanıyor olsada, adam olmak zor iştir. Bir erkeğin adam olabilmesi için belli vasıfları taşıması gerekir. Erkek olmak adam olmak için dişi olmak kadın olmak için yeterli olsaydı, var olan bütün canlı türleri bu unvana sahip olabilirdi.
Adamlık unvanına sahip olan bir erkek, kolaylıkla erkeklerden ayırt edilebilir;
unvanın kişiye kazandırdığı özellikler kısaca şu şekilde sıralanabilir; dürüst, ahlaklı, merhametli, sağdık, vicdanlı, gururlu, onurlu, saygın-saygılı ''düşünebilen'' başkalarının huzuru ve mutluluğu için zaman harcayan, vs vs.
Ez cümle, adam olmak zor zanaat!
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.