mutsuz

  1. mutluluk duygusundan anlık veya tümüyle soyutlanmış kişiler için söylenen kelimedir. mutlu olmayı bilip yakalamak kolay olduğu gibi, mutsuz olmayı yakalamak daha kolaydır ve mutluluk gibi kolay kolay yok olan bir duygu değildir. genelde mutsuz olduğumuzda, aklımıza bizi mutsuz eden alakalı ve alakasız bütün olaylar bir anda gelir ve daha da mutsuz olmamıza sebep olur. ben asla mutlu olamam diyorsanız ve bu sözde iddialıysanız, yapılabilecek en güzel şey çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz kişileri* mutlu etmeye çalışmak ve onların mutluluklarıyla kendinize bir pay çıkartmaya çalışmaktır*. tabi bunun için de önce bencil olmamak gerekir o da ayrı bir konu.
    (angelus 03.05.2006 13:07)
  2. mutsuzluk zaman ile doğrudan ilgili bir duygu halidir. bir insan kısa süreliğine de mutsuz hissedebilir, mutsuzluk dönemi uzun da sürebilir. mutsuz insanlara empati ile yaklaşmak onları rahatlatmak lazımdır. bir de sahte mutsuzlar vardır bunların durumu tehlikelidir, işyerinde ve okulda karşımıza iyi arkadaş olarak çıkarlar, mutsuz mutsuz gezerler, dertlerini zincirleme size dökerler, tavsiyelerinizi dinlemezler. sonra gider aynı hatayı yapar yine anlatırlar. acırsınız arkadaşınız üzgün diye. sağdan soldan duyarsınız, sözlenmiş nişanlanmış, iş yerinde terfi almış, bunlar başlarına gelen iyi şeyleri anlatma zahmetine katlanmazlar. mutsuzluklarını size geçirir, durduk yere bir müddetliğine sizi de mutsuz kılarlar.
    (hepbanahepben 06.10.2006 07:00)
  3. kimi insanlar, talihsizlikten mi dersiniz, kader mi dersiniz, bir sebepten mutlu olma duygusu ile tanışmamışlardır. Ãœzerlerinde kara bir bulut ile dolaşırlar. hal böyle olunca da mutsuzdurlar.
    (vladimir 25.12.2006 17:36)
  4. haline razı olmayan.
    rıza yoksa, mutluluk da yoktur.
    (hashacip 02.01.2007 19:04)
  5. mutlu olmak için sebep arayan kişinin gerçeklerle yüzleştiğinde düştüğü durumun en kısa ve öz tabiri.

    ayrıca bazen sadece bir şarkıyla da bu duruma düşebilirsiniz;
    (bkz: rüzgar) ya da (bkz: olmasa mektubun)
    (iknowthepiecesfit 02.01.2007 20:43 ~ 19.09.2007 17:42)
  6. Güzel bir ninni vardı bilirsiniz, "Dandini dandini dastana danalar giymiş bostana. . . " Çocukken dinlemiş olan şanslı insanlar bu güzel melodinin eşliğinde süzülüp rüyalar ülkesine daldıkları günleri belki hatırlıyorlardır.

    Uykuya dalınca hep tatlı rüyalar görülecek değil ya bazen de, hadi kabus demeyeyim, iç karartıcı, bunaltıcı, boğazınızdan yakalayıp ciğerinizi söküp alan rüyalar vardır. Uykuya dalarsınız tatlı arkadaşlık, dostluk rüyaları görmeye başlarsınız. Çiçekli bahçenizin yollarında koşarken aniden okullu olursunuz, okullu olunca bir sürü arkadaşınız olur, bu arkadaş denilen insanlar hayatınıza girer ve çıkarlar. Kimileri için her yeni tanışıklık bir aşk ilişkisi gibidir. Tanışırsınız, etkilenirsiniz, tüm vaktiniz onunla geçsin istersiniz, yokluğunda sesi kulaklarınızda yankılanır, güzel bir şey görürsünüz o yokken, "Ah şimdi o da burada olsaydı ne derdi acaba?" cümlesi geçer içinizden.

    Kanımızın ısındığı yeni tanışılmış insanın kredisi yüksektir. Ona değer verir ortam müsait olursa nerdeyse köpeği olursunuz. İşte böyle yaptınız mı aynı zamanda yanmış olduğunuzu öğrenmek hayli zamanınızı alır. Yıllar geçince öğrenirsiniz nasılsa, o krediyi biraz geç verirsiniz ya da adamına göre muamele etmenin gerekliliği bir zaruret olarak dürtükler sizi bir taraflardan.

    İnsanlara onların size verdiğinden fazla değer vermediğinizde, onlar ile ilgili beklenti ve hayallerinizi aza indirdiğinizde mutsuz olma riskini de asgariye çektiğinizi fark etmek için ne yazık ki yılların geçmesi gerekiyor. Bunu öğreninceye kadar geçen zamanda yolunuzun kesiştiği öyle insanlar var ki, hep mutsuzdurlar. Öyle böyle değil iri bir mutsuzluktur bu, gelir gelir mutsuzluklarını üstünüze başınıza kusarlar. Dur durak tanımazlar. Saatlerin mahremiyetine dahi saygı duymazlar. Kendilerini iç dünyalarının tınılarına kaptırmış, dünya üzerinde mevcut diğer seslere kulaklarını tıkamışlardır. Hem de ne tıkamak, sanki iki eli kulakta sımsıkı kapalıyken gelebilecek en ufak tıkırtıya tahammülsüzlükten çığlığı basar vaziyette, "kulaklarımdan içeriye ses kaçarsa kendi sesim kaçsın" hevesiyle. Kusa kusa bitiremezler bu mutsuzluğu.

    Çat kapı gelir, pat diye sayarlar dertlerini, dinler dinler dinlersiniz, başka seçeneğiniz olduğunu sanırsınız. Yoktur. Sıra size gelirse; “bak arkadaşım şöyle yap, buna dikkat et” gibi önerilerde bulunursunuz. Sizin önerilerinizi hiç mi hiç kaale almaz burnunun dikine gider hatta dediğinizin zıddını yaparlar. Bir müddet sonra geri gelir "sen haklıymışsın", "keşki seni dinleseymişim" derler. Yeni dertlerini anlatırlar, yeni safralarını boca ederler üstünüze.

    Siz bunun dertlerini kolye gibi dizip boynunuzun borcu timsali olarak size takmasına o en derinlerdeki amfora misali arkadaşlığın hatırına katlanırsınız. Dertlenme ritüeli bitince arazi olur bunlar. Aylar sonra başkalarından dolaylı yollardan duyduğunuz başına gelen güzellik düzinelerini sizinle paylaşmadığı için hafiften hüzünlenir, kendinizi aldatılmış hisseder, “bir telefon da mı edemedi” diye içlenir, salaklığınıza doymazsınız.

    Karar alırsınız “başı sıkışıp gelsin bakalım ben bir daha bunu dinlemeyeceğim” diye. Sizdeki dinleme azminde azalmayı sezdiler mi “vınnnn” diye yok olurlar. Dertlerini boca edebilecekleri yeni kurban seçmişlerdir kendilerine. Derininden bir “Ohhhhh!!!” çekersiniz. Tekrar güneş doğar üzerinize, geniş gölgeli ağaçların altından geçerken kuş cıvıltılarını duymaya başlarsınız.

    Artık ninnini devamını söyleme zamanı gelmiştir: “. . Kov bostancı danayı yemesin lahanayı”

    Arkadaşlar lahanalarımızı yedirtmeyelim. Yoksa mutsuz oluruz.

    Her daim, mutlu, dinç, güler yüzlü kalasınız.

    E mi?
    (vladimir 04.06.2008 14:03 ~ 04.06.2008 14:30)
  7. mutluluğun değerini farkına vardıran,istenmesede bi'şekilde karşına cıkmasını iyi bilen,rakının icat edilmesinde en büyük etken olan eylem
    (vampirist 04.06.2008 15:24)
  8. mutsuz; ani gelen ve mutluluğa yol açması beklenen durumlarda, şaşkın tavuk misali hiç bilmediği bir yerde, boşlukta kalakalır. hatta acemi mutsuz tepki verip oracıkta ağlayabilir bile.* çünkü, bildiği alıştığı dünyası birden sarsılır. mutsuzluğun tatlı rehavetinin sıcacık yorganına sarınıp uyumaya devam etmek ister.

    çok sevdiğim, mutlu filozof ahmet inam, mutsuzluğun bir tür ahlaksızlık olduğunu söyler. bu ifade, mutsuz insanların çevrelerindeki diğer insanları da rahatsız edip mutsuzlaştırdığı düşünülürse çok fena halde doğrudur.
    (ricochet 08.07.2008 00:29 ~ 08.07.2008 00:36)
  9. tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak, felsefesinin geçerli olabileceği, itinayla kullanılabileceği bi durum.
    (betusens 08.07.2008 17:02)
  10. Kim istemez mutlu olmayı
    Ama mutsuzluğa da var mısın?


    *
    (betusens 13.01.2010 18:06)
  11. mutlu olmayan
    (gizem 1993 18.02.2014 10:49)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.