okul öğretmenlerinin tepkilerini alan eğitim kurumlarıdır. bazılarına hak veririm ama işini doğru düzgün yapmayan hocaların dersaneleri eleştirmesi saçmadır.
sistemle beraber gelişmiş, sistemin kendi içinde doğurduğu boşlukları kapatmaya yönelik antreman tesisleridir. dershaneler aynı zaman da günümüzde bir çok üniversite mezununa istihdam alanı yaratmaktadırlar. bu bağlamda bir çoğunun, öğrencilik zamanlarında eleştirdikleri sisteme, ilk giriş noktaları olarak görülebilir. aslında yaptıkları ne tam olarak öğretim ne de tam olarak eğitimdir, sadece var olan bir takım kodları çözmeye yararlar, öğrencilerin bir şekilde şartlı koşullandırma ile çözmeye güdülendirildikleri bu kodlar, gerek üniversite yaşamları gerekse gelecek yaşamlarına dair kendilerine hiç bir şey kazandırmaz. son zamanlarda iyice ticarethane mantığıyla işleyen bu kurumlar, kendilerini olduklarından çok daha değerli gösterme huyuna sahiptirler, varlıklarını sürdürebilmelerinin yegane yolu budur. şahsen " dershanede neler öğrendin ? " sorusuna verilecek yanıtım " hiçbirşey " olacaktır.
sürü psikolojisi içinde herkesin gitmesi gerektiği düşünülen, gitmeden üniversite kazanılması zor gibi gözüken ama aslında hiçbir işe yaramayan, öğrencilerin haftasonu kavramını ortadan kaldıran kurumlardır
bir ülkenin eğitim sisteminin geldiği son nokta... bu çukurunsa daha dibini merak etmekteyiz... bir ülkede okulda verilen eğitimin ne kadar yeterli(!) olduğunu gösteren... sayıları ile eğitim kalitesi arasında ters orantı bulunan kurumlar...
okula giden bir çocuğa ek eğtim almak neden gerekir? önce bunu düşünelim. çocuk bir kez anlatılınca anlamıyor olabilir ve öğretmeni yeterli vakit ayıramıyordur kalabalık sınıfta o çocuğa. öğretmen yetersizdir ve yanlış-eksik bilgi veriyordur. her iki durumda da bu, eğtimin yetersizliğini ortaya koyar. her ne ise, bir kere başladı işte bu dersane olayı. ya devamı?
günümüzde dershanelerin ders gün-saat ayarları, müfredatları, konu sıraları birbirinden çok farklı. okulda bir konuya başlayan öğrencilerin yarısı bunu daha önce dershanede görmüş, yarısı ise görmemiş olabiliyor. bu durumda, hoca tam konuşmaya başlayacağı sırada çıkan kargaşada hoca "tamam ya anlatmıyorum ders falan!" diye trip atabiliyor. dahası, o sınıfın yarısı "olur hocam! isterseniz soru sorun yapamazsak..." diye de trp atabiliyor. hoca soru soruyor ve dershanede bu konuyu görenler şıp diye yapabiliyor soruyu, ardından havalarına hava katarak yerlerine geçiyorlar. hoca böylece konuyu anlatmadan geçiyor ve olan, henüz konuyu bilmeyen diğer öğrencilere oluyor.
dershanelerin konu eşitsizliğinin bir başka kötü etkisi de deneme sınavlarında görülür. bütün öğrencilerin girdiği genel öss denemelerinde bu han konularda leri olan öğrenciler bütün konulara ait soruları çözerken diğerler işlemedikleri sorulara dokunmazlar. bu da, genel derecesini inceleyemeyen zavallı bir genç grubu meydana getirir. en nihayetinde, farklı eğtim sistemlerinden de nasibini alan çocuklar, siyasi kimliklerin de karıştığı dershane isimlerinin ve milyonlarca yaprak testin içinde boğulurken din ağırlıklı eğitim veren dersaneler ve diğerleri arasında da zıtlıklar yaşanır.
"nasıl olsa dershanede öğreniyorsunuz"cu okul hocaları ve "nasıl olsa okulda işlediniz, direkt soru özümüne geçelm mi?" diyen dershane hocaları arasında sıkışan bir öğrenci olarak, hafta içi adını verdiğimiz okula gitmeyen kişilerin dershaneye gitmesi yerinde br karardır. ancak hem okul hem dershaneye gitme fikri bir yerlerde bir sorun olduğuna delalettir. para sorunları yüzünden gidemeyen öğrenciler de düşünülmeldir.
ilk kez orta ikideyken gitmiştim; ayıptır söylemesi büyüdüm koca kız oldum , hala gidiyorum.
kahrolsun faşizm
kahrolsun emperyalizm
kahrolsun kapitalizm
artık hangisinin suçuysa.*
mantar gibi sağda solda biten eğitim kurumları.
bizim mekteplerin yetersizliğini paraya çevirmeyi iyi bilen, reklam derdinde oldukları için parlak öğrencilerle her türlü ilgilenip diğerlerini pek mühimsemeyen, güya yardımcı müessese iken , oraya gitmek için okul asılan acayip, sevimsiz bi' şey!
kapatılıp yerlerine özel okul açılmasıyla nasıl her şeyin daha iyi olacağını anlamadığım kurumlar. tabi ki okul yerine bunlardan medet ummak saçmalık ve zavallılık ama şu an için en iyi çözüm buydu. kapanıp özel okulların açılması demek maddi durumu farklı öğrenciler için eşitsizlik yaratacaktır diye düşünüyorum. çünkü özel okul fiyatları belliyken, zaten durumu iyi olan öğrenciler özel okula gidebiliyor, orta halli öğrenciler kendilerini dershanelerle destekleyebiliyor, daha zor koşullarda yaşayan öğrencilerse dershanelerin burs imkanlarından faydalanıyordu. diyeceksiniz ki özel okulların da burs imkanı var, ama sürekli belli bir başarı yüzdesini tutturmaya çalışmak aşırı bir stres yaratacaktır diye düşünüyorum, halbuki dersanelerde ilk kayıt öncesi bir sınavla burs şansınızı deneyebilirsiniz. bu defa özel okula gitmek istemeyen orta halli öğrenciler başta olmak üzere özel dersler artacak ki bu da son derece sıkıcı bir şeydir bence açıkçası birebir derslerden nefret etmişimdir hep.
yine de en büyük sorun bence deneme sınavlarının eksikliği olacaktır. çeşit çeşit dersanelerinkine girip kendini deneme imkanından yoksun kalan öğrenciler özel derslerde sen aslansın kaplansın diye gaza getirilip veya ev ortamında hiçbir işe yaramaz bu diye nitelendirilip kendi gerçek değerini asla görmeden pat diye binlerce kişinin girdiği bir sınava girip şaşırıp kalabileceklerdir.
Kapatılıp kapatılmaması ağır mesele olan müesseseler.
Kanayan yaranın kanayan yarası...
Dershanelere ihtiyaç olmasın.
Dershaneler velileri sömürmesin.
Okullar yetersiz olmasın.
Dershanelerden geçimini sağlayanlar mağdur olmasın.
Bu bir eğitim meselesi olsun, dini mesele olmasın.
İslami davalara doğru düzgün sahip çıkmayıp, dershaneler için çırpınmak olmasın.
Dershane olmazsa olmayacak hizmet zaten olmasın.
Dershanelerin kapattığı açık, açık kalmasın.
Bir sektör kanun zoruyla cebren kapatılmasın.
Bir iş yapılacaksa adam gibi yapılsın.
Önce milli eğitimin dağ gibi olan eksikleri halledilsin.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
