galatasaray'ın çok şeyler beklediği, alt yapıda yetişmiş son derece yetenekli, 1987'de dünyaya gelmiş bir futbolcu.
özellikle mleda boleslav'a ilk maçta attığı gol ve ikinci maçta aynı yerden hasan şaş'a yaptığı asistle bizleri gelecek adına ümitlendirmiş, gözlerimizin nemlenmesine neden olmuştur.
2005/2006 sezonunda vestel manisaspor'da kiralık olarak forma giyen,
bu takımın hocası ersun yanal tarafından surekli oynatılan, bu sezon itibariyle galatasaray'a geri donen, teknik kapasitesi yüksek farklı yönlerde oynayabilen futbol işçisi.
galatasaray'in genc yildizi... attigi ters calimlarla yetenekli oldugunu belli eden, cogu kulubun hayallerindeki oyuncu... istanbu'un cezbedici hayatina bulasmassa bir dunya stari olabilir...
yıldız olmakla yıldız adayı olmak arasındaki farkı kavrayamamış galatasaray'lı futbolcu.
geçtiğimiz sezon başta canaydın yönetiminin kıtmir tutumu sebiyle transfer yapılmamış olması, ikinci olarak da eric gerets ve ekibinin 20'li yaşlarının henüz başındaki bir futbolcudan kurtarıcı olmasını beklemesinden dolayı arda turan bu sene yolunu kaybetti. böyle olacağı biraz dikkatli bir geri dönüş yaparsak geçtiğimiz sezondan belliydi. bir futbolcunun fizik kondisyonu * yüksek olmayabilir. ancak bunu üst seviyeye çıkarmak da o kadar zor değildir. arda geçtiğimiz sezonun 60-70 dakikada harikalar yaratan futbolcusu idi. hiç bir maçta tam performans göstererek eforunu 90 dakikaya yayamadı. bunun sorumlusu tabiki kulübün kondisyonerleri ve kendisi.
geçtiğimiz sezon sadece taraftar ve camia beklemiyordu transfer yapılmasını. bu beklenti içerisinde olan bir diğer grupta takımda forma giyen tecrübeli, çaylak tüm futbolculardı. ancak canaydın yönetimi bu transferleri yapmayarak kısa süre içerisinde ateşten gömleği 20'sinde bir gence giydirdi. bu süreçte sadece başarı gelmedi, muhtemelen çevresine yiyicilerde toplandılar ve çocuğu içten içe bitirdiler.
bu sezon geçtiğimiz sezon yapılmış olması gereken 10 numara transferi yapıldı. yani artık galatasaray kurtarıcılığı bir yıldız adayından değil gerçek bir yıldızdan bekliyor. bu arda için büyük bir şans. dikkatler üzerinden biraz da olsa uzaklaşacaktır. bu stres düşümünü iyi değerlendirirse, kalli gibi kurt bir hocanın elinde çok iyi yerlere gelebilir.
tabi arda'nın içerisine girdiği durumla ilgili olarak medyanın yaptıklarınıda göz ardı etmemek gerek. sağolsun yurdum basını ve televizyon kuruluşları bir anda göğe çıkardıklarını iki gün sonra mağmaya gönderiyorlar. umalım ki türk futbolu son 10 yılında içinden çıkardığı yıldız adayını kaybetmesin.
2007-2008 futbol sezonu ilk yarısı itibarı ile türkiye liglerinin alex de souza ve yattara ile birlikte en etkili 3 futbolcusundan birisidir. galatasaray'ın hemen hemen her önemli atağının altında imzası olan bu genç futbolcu; yüksek top tekniği ve oyun zekası ile öne çıkmakta. topla birlikteyken çok etkili olmasına rağmen arda turan'ın defansif özellikleri oldukça zayıftır (tipik türk orta sahası). kondüsyonunu 90 dakikaya yayabilir ve bu esnada şutlarını da güçlendirip, hayatında avrupa sayfasını bundan sonra açarsa, zannedersem ilk defa bir türk futbolcu uluslararası arenada superstar kabul edilecektir. kendisine nacizane önerim ayağının dibine kadar gelen bu fırsatı tepmemesi, gece hayatına dikkat etmesi ve sergen yalçın gerçeğinden ibret alması yönünde (sergen'in yeteneği arda'dan kat be kat üstündü.)
6 ay sonra gelen edit: evet beklediğim gibi oldu; artık daha çok sorumluluk alıyor, kondisyonu tükenmiyor, şutları çok daha iyi. 6 ayda görülen bu gelişme olağan üstü. bu çocuk gerçekten olağan üstü. yine de acele etmemek gerekir.
değeri gmail'in kullanıcılarına sağladığı internet alanı misali sürekli artmakta olan futbolcu. 15 haziran 2008 türkiye çek cumhuriyeti maçı sonrasında bu doğrusal artış grafiğinde pozitif yönde bir zıplama yapmış bulunmaktadır.
malın önde gideni. ciddi anlamda öyle. çocukluğundan kaynaklanıyor bu. kendine en yakın gördüğü "abi"si takımda, ümit karan'mış. yahu, hiç mi bu çocuğa yol gösteren yok? her şeyin yalan dolan olduğunu ne zaman öğrenecek bu topçular? ne yıldızlar kaymadı mı türkiye'de? ne demiş: "galatarasay benim yuvam, buradan süper bir başarı yakalamadan ayrılmam, bla bla.."
yahu, senin yurt dışıdna bir kulüpte başarı yakalaman, bizi gerçekten daha çok sevindirir. bir türkün bir yabancı takımının yıldızı olması bizi gururlandırır, tıpkı nihat gibi, tugay gibi.
bakınız cesc fabregas'a. adamın dediği şey, "hayatımda yaptığım en iyi şey, barcelona'dan arsenal'e gelmekti".
neden? çünkü futbolun merkez, footballun ata sporu olduğu yer ingiltere. orada futbol sadece duygu ile değil, aynı zamanda teknik ile, sağlık ile, antreman ile ıvır ile zıvır ile oynanıyor. "ben takımımı satmam" dediğinde kimse seni sallamıyor. onlar söylediğine değil, oynadığına bakıyor. fabregas denilen bir adam "yetenekli, ama genç, daha çocuk bak sakalları çıkmamış" mantığı ile kadro dışı bırakılamıyor.
ha adam ne yapıyor, çıkıyor premiere lig gibi bir hayvani ligde, orta saha olduğu halde, 45 maçta 13 gol 24 asist yapıyor. diyecek söz yok. hala daha "ühü aurelio fenerli değilmiş" diyorlar. değil tabi kardeşim. adam profesyonel futbolcu, ekmek parasını kazanıyor. artık bu şekilde görmelisin, lütfen.. neden türk milli takımını seçti sanıyordun?.. yanlış mı yaptı? elbette hayır! ama bunu anlamayarak biz yanlışı yapıyoruz.
son derece yetenekli ama bir o kadar da karaktersiz oyuncu. futbol bu, kazanmak da var kaybetmek de. ama malubiyeti hazmedemeyip rakip oyunculara hakaret etmek, hakemlere ahkam kesmek gibi davranışlar ile bir hasan şaş olmaktan ileri gidemez. yapma güzel kardeşim, etme güzel kardeşim...
30 ocak 1987 tarihinde istanbul'da doğmuştur. 1.76 cm. boyunda, 72 kg. ağırlığındadır. altyapıda 1996-1999 yılları arasında bayrampaşa altıntepsispor'da oynamıştır. 1999-2004 yılları arasında ise galatasaray paf takımında oynamıştır. 2004-2005 sezonundan itibaren galatasaray'ın a takımında maçlara çıkmaktadır. 2005-2006 sezonunda vestel manisaspor'a kiralık olarak yollanmış ve bu takımda 15 maçta görev alıp 2 gole imza atmıştır. 2007-2008 sezonunda galatasaray'la türkiye süper lig'te şampiyonluğu yaşamıştır. bu sezonda 26 maçta 7 gole imza atmıştır. türkiye u-19 milli takımında 18 maçta 8 gol atmış, u-21 milli takımında 3 maçta oynamış 1 gol atmış, türkiye a milli takımıylada 25 maçta oynamış 3 gol atmıştır. arda turan hücuma dönük orta saha ve sol kanat mevkilerinde görev yapmaktadır.
her gördüğümde "arda turan oleeey!" diye bağırmak isterim. neymiş, sevgilisiyle öpüşürkenki resimleri internete sızmış. mış mış. hadi arda bi halt yiyor, ki yemiyor özel hayatı bize ne, nası bi insan hatta nası bi kız o özel resimleri internete verebiliyor, aklım hafzalam almıyor be sözlük. iğrendim. arda turan'dan değil. böyle böyle prim yapmak isteyen insan evladından. hala da diyorum;
son zamanlarda takım arkadaşlarından etkilendiği çok bariz belli olan genç yetenek.
hiç yapmadığı işleri yapar oldu, her pozisyonda hakeme koşuyor, penaltı kaçırıyor, erken yoruluyor... bir an önce avrupa'ya transfer olmasını, mümkünse ingiltere premier'de top koşturmasını istiyorum. gitsin de kariyerini mahvetmesin.
türkiye şartlarına göre genç bir yetenektir. aslında uzun ve dolu bir futbol kariyeri vardır. Koca Kafa lakabı kendine yakıştırılmıştır tekmelik ve kramponlarındaki kk harflerinin açılımıda burdur.
5 eylül 2009 türkiye estonya maçında A Milli Takımı kurtaran isimlerin başında geldi.Bir Gol Attı,Tuncayın attığı golde de payı vardı.Sercanın golünde aldı götürdü.Bu çocuk daha ne yapsın...ayrıca Milli Takımımızın 600.golünü kaydetmiş
Erman Toroğlu ve benzerlerinin ağır laflarına maruz kalan futbolcu. Sakatlanmasını çok seks yapmasına bağlamışlar! Edep ya hu... İfadeye gel... Bir kere sana ne milletin özel hayatından, orası ayrı da; bir de bu genç çocuğun ve kız arkadaşının annesi var, babası var, varoğlu var... Ellisinde altmışında koca koca adamların salyaları akarak bu gencecik çocuğa böyle ahlaksızca bel altından vurmasına inanamıyorum. Çocuk gene iyi dayanıyor.
Kendisini ABD-Türkiye hazırlık maçında izleme fırsatım olmuştu. Şimdi, açıkçası futbolcuların yeteneğini çok fazla anlayabilecek derecede futbol bilgim yok; ama Arda'nın yeteneği, tekniği, hiç bilmeyen biri tarafından bile anlaşılacak seviyedeydi, nokta. Adamın yaptığı çalımları, attığı pasları, top sürüşünü diğer oyuncularda göremedim maalesef, hepsi mal mal sahada dolaşıp durdular (maçı da kaybettik zaten...). O kadar adam arasında Arda kesinlikle en başarılısıydı.
Sonra bu adam şımardığı için çok eleştirildi. Eleştirilerde haklılık payı da yok değildir eminim; hatta bazı antrenmanlara çıkmaması, bazı maçlardan sonra Florya'ya gitmeyip direk evine geçmesi falan en hafif tabiriyle disiplinsizliktir. Ama adam gibi bir yönetim olsa bunlara mahal verilmez, Arda'ya gereken ceza verilirdi. Aynı adam gibi yönetim gerektiğinde yıldız futbolcusunun ardında da dururdu. Şimdi bazı terbiyesizler Arda'ya böyle ithamlarda bulunurken kimseden ses seda çıkmıyor. Çocukcağız canlı yayında patlıyor, salak herifin teki de "Arda'yı canlı yayında ağlatıcaz, muahha" diye twitter'ına yazıyor! Ayıp, vallahi ayıp. Bu ülkede yetenekli olmak, güzel bir sevgili sahibi olmak, iyi para kazanmak büyük suç çünkü! Zavallı kaptan...
üzerine çok gidildiği doğrudur ancak basına malzemeyi veren de kendisidir. sen en özel yerin olan evinde kız arkadaşınla öpüşürken fotoğrafını çektirirsen, o fotoğraf da basına düşerse, görgüsüzlük yapıp sevgiline sinema salonu kapattırırsan, takımın kamp yaptığı otelde sinem kobal'a oda tutarsan "sakatlığı fazla seks yüzünden" lafları da gelir arkasından.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
