yenilmek

  1. mağlup olmak. başaramamak, becerememek, yetersiz olmak, zavallı olmak, küçük düşmek, havlu atmak, rezil olmak, baş eğmek, kılıcını teslim etmek, teslim olmak, yenilgiyi kabullenmek için kendi kendisiyle mücadele etmek, suçlanmak, suçlamaları kabul etmek, gözden düşmek, eskimek, artık aranıp sorulmamak, utanmak, utandığı için kendine kızmak, gurur meselesi yapmak, hırs yapmak, hırstan kendini yiyip bitirmek, çok çalışmak, çok çalışmak ama en sonunda ebediyen mağlup olmak....

    sevinenlere, kazananlara, şanslılara, başarılılara uzaktan bakmak. kıskanmak, kıskançlığını belli etmemeye çalışırken rezil olmak. kimse tarafından kutlanmamak, hasetten çatlamak, kendini yiyip durmak. orda olmayı, kazanmayı hayal etmek, kazananlardan daha düşük seviyede olduğunu bilmek, onlardan daha kötü olduğunu, yetersiz ve zavallı olduğunu bilmek, ezildikçe ezilmek, başını yerden kaldıramamak, yer yarılsa da içine girsem demek.


    yenilmek...
    gözlerin gri bulutlarla dolu gökyüzünden başka şey görmemesi.. sırtının altında yumuşak toprağı hissetmek, yakın tarihte o toprağın altında olacağını hissetmek.. gözlerine kanların dolması, gri bulutların kızıla dönmesi, "o'nun saçları gibi kızıl" diye düşünmek, onu bir defa daha görebilmeyi istemek ama olmayacağını bilmek.. zırhın üzerinde akıp giden yakuttan şelaleyi görmek için dahi başını kaldıramamak, güçsüzce yerde kalmak.. elin altındaki kabzayı kavramaya çalışmak ama kolunu artık hissedemeyecek duruma gelmek ve bunu da becerememek..

    düşmanı, kazananı, kıskanılanı, kutlananı karşıda görmek; onun yaklaştığını bilmek ama hiçbir şey yapamamak.. parçalanan boğazından garip bir hırıltı çıkarmak, intikam yemini bile edemediğinin bilincinde olmak. yaraların acısından daha keskin bir acının-yenilginin acısının farkında olmak... şimşek şimşek çakan kanlı gözlerde korkuyu gizlemeye çalışmak. gökyüzündeki bulutlara bir kez daha bakmak, savaşın sürdüğünü bilmek. sislerin, toprakların içinde kaybolmak istemek ama düşman saflarının yanıbaşında yerde güçsüzce yatmaktan başka yapacak şeyi olamamak...

    son çabalarla kabzayı kavramaya çalışmak.. ağır kılıcı yerinden bir milim bile oynatamadan vazgeçmek. düşmanın yüzünde pis sırıtış yerine acıma ifadesini görmek... kendine acınıldığını bilmek, daha da hiddetlenmek. acısını dindirmek için son hamleyi yapmaya hazırlanan düşmana nefretle bakmak. etrafa bakmaya çalışmak, kendisine acımayla bakan düşmanları, daha da kötüsü kendilerini yarı yolda bıraktığını düşünen yoldaşlarını görmek.. kendi komutasındaki askerlerin önünde yerde acınası durumda yattığını bilmek.. sırf hayatta kalmak için şu acemi askerlerden biriyle komutanlığını değiştirip değiştiremeyeceğini düşünmek.

    ani bir karar vermek.


    aslında hiç de acınacak durumda olmadığının farkına varmak. onuruyla savaş meydanında öldüğünü bilmek. gözlerdeki korkuyu, yüreklerdeki nefreti silmek, kendisini öldürecek olan düşmana saygı duymak, onun işini kolaylaştırmak gibi yüce bir amaç edinmek. zaten boynumu acıtıyordu diye düşünerek miğferini çıkarmak, sorguca bulaşan kanı görmek, yaralandığını tamamiyle unutmuş olduğunu fark etmek. mutlu olmak. yaraların artık acı vermediğinin bilincinde olmak. işin ilginci, tamamen huzura kavuşmuş olduğunu bilmek.

    elinin altında vatan toprağını hissetmek, taşına toprağına sarılmak son nefesi vermeyi beklerken. toprağın boynun altında kanla yumuşadığını bilmek, ama yenilgiden zerre kadar utanç duymamak. yoldaşlarının bakışlarını yakalamak, onların kızgınlıkla değil gururla baktığını bilmek, daha fazla bakmayıp savaşa devam etmeleri gerektiği hatırlatma ihtiyacı hissetmek, bir komutan olarak hala onlardan sorumlu olduğunu hissetmek.

    coup de grace için yaklaşan rakibe bakmak. "güzel savaştın, kardeşim." sözünü duymak, cevaben gözlerini kapamak. içinden "başka bir hayatta görüşmek üzere, kardeşim"** diye geçirmek, rakiin işiniz zorlaştırmamak için gözlerini açmamak. keskin metalin ağır darbesini bile hissedemeden başka bir diyara göçmek..


    yenilmek...
    ardından "o yenildi" denilmeyeceğini bilmek... "o cesurca savaşırken öldü" dedirtebilmek.. ölümün aslında yenilgi olmadığını, sadece bir başka yere giden bir otobüse bedavadan bir bilet kazanıldığını bilmek...

    *
    (queen tinorfithiel 14.05.2007 21:14)
  2. şah mat ın bir başka adıdır. hayat bu iyi oynayan kazanır.
    (kral cunyir 15.05.2007 00:46 ~ 15.05.2007 00:50)
  3. anlamı kişinin savunma mekanizmasına göre değişen kelimedir.görünenin ardındaki gerçektir.


    "gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır,
    yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,
    yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır,"
    sezai karakoç
    (ruya 15.05.2007 02:06 ~ 15.05.2007 02:07)
  4. almanya 2. dünya savaşında yenilince bizim de yenik sayılmamız gibi bir şeydir:)))
    (megaron 04.09.2007 20:05 ~ 04.09.2007 20:19)
  5. yeniden başlamak modunun bahanesi*
    (timoti 04.09.2007 21:27 ~ 04.09.2007 22:28)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.