beyaz ve siyah gibi iki ucu, iki mükemmelliği benliğinde birleştirmiş şahane renge denir. gri uzaktan bakılan hayatlardır, sonsuz bir analiz, sonsuz bir gerçeklik arayışı ve sonsuz bir yorumsuzluktur. itirazların, eleştirilerin anlamsızlığını bilir ve buna göre yaşar, tanrıya çok benzer bu konuda.
türkçe'de boz kelimesi varken yine ingilizce hücumu karşısında çaresiz kalmış dilimize nüfuz etmiş, kalmış, yerleşmiş kelimelerden biridir. neyseki en azından bozkurt ve bozayı kelimelerine bulaşamamıştır.*
gri, giyildiğinde pek çok insana farklı bir hava katan, hoşluk veren siyah ile beyazın karışımı. metalleri çağrıştırdığı için soğuk bir renk olarak algılanır.
var olanla "varlık alanına" geçen. öncesinde tasavvurda bulunulmayan. karşılığı "var" olunca, anlam kazandığı değer de "var" üzerinden olacaktır. var olan oldukça yok olan da o kadar güçlü olacaktır... bütün "var"lara karşı "yok" olmak bir başına değerdir. zahir "var"ı karşılıyorsa batın da "yok"u karşılıyor demektir.. zahir herkese malumdur. batın...? *
kendileri, "yok"luk basamaklarında "buhur"la uryan olduklarından vampir değildirler. ola ki yüzüne karşı denmeye, her kim ki ol şaha diye vampir diye; yıldızların varoluşuna yolculuk ede!
değildir...kendisi sadece değildir...
gri, daha sakin olmasını, önyargılarını yıkmasını ve vampirleri eleştirirken üç-beş tanımdan fazlasını okuyarak karar vermesini dilediğim vampirdir. sonuçta en azından benim için amaç, ilk günden beri, diyar'ın uzun ama çok uzun soluklu bir yer olmasıdır. bugünün siyasi ortamı ile ilgili yazılan tanımlar algıyı yanıltıyorsa, belki de suçu kendimizde aramak, derdimizi iyi anlatamadığımızı düşünmek gerekir.
kalite kaygısı çekenlerin- çekmeyenlerin (çekecek bir kalitesi olmayanların) varlığını tespit amaçlı alınmış bir nick olmuş.
16 tanımın tamamını okumak gerekmiyor nickin varlık amacını kavramak için. 16. sını okumak kafi, kimde neler yok...
edit: yazarımız, kendisine gönderilen özel mesajı ulu orta yazmanın niteliğini(?) farketmiş, yalnız bu yanlışını sindirememiş olacak ki hala bunu ifade edememiş, günah çıkaran bir başka entry ile yoluna devam etmekte, açık olsun...
nickimin olduğa başlığa "okusunlar-bilsinler" edasıyla bana dair neler yazacak acaba, ilgiyle izliyoruz
sadece arabalar değil, ülkemizde kentlerimizin çoğunda gri tonlarında renkler hakimdir. gri mutluluğun, yaşam sevincinin, toleransın değil, içe kapanıklığın, anlaşılamamanın, kaygının, karamsarlığın rengi olarak algılanır. hafif melankolik, dalgın, karamsardır.
ne tam siyahtır, ne tam beyazdır, iki arada kalmış bir tondadır.
" Karanlığın aydınlığa evrildiği o ince zaman çizgisinde, ne büsbütün karanlıktayızdır artık ne de büsbütün aydınlıkta. gece ile gündüzü, siyahla beyazı birbirinden ayıran o ara ton, umutla umutsuzluk, dostlukla nefret arasındaki belirsizlik gibidir. belirsiz ama duyumsanan, yaşandıkça içe işleyen.
Gridir bu!
Yaşadıklarımıza bi adım dışardan bakabildiğimizde algılayabileceğimiz olgular yumağıdır gri. yanlışla doğru, mutlulukla mutsuzluk kadar birbirinin içinde; ama yine de birbirini izleyen derin sancı... Denilebilir ki, evrilmenin en yoğun anıdır gri. bulutsu ama yoğun, dingin; fakat sancılı..."
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.