gıda takviyesi

    aslen vitamin, mineral ve bazı yağ asidi türevlerinin tablet/şurup/toz formatta tüketilebilir hale getirilmiş halini tanımlamakla birlikte günümüzde sporcu içeceklerinden, çin'den ithal edilmiş zayıflama tozlarına, lokman hekim/abuzer hocaefendi/prof. dr. falan fişmekanoğlu kürlerine kadar ilaç ve gıda kapsamına girmeyen ne kadar çer çöp varsa bu isimle anılıyor. internette ve televizyonda ünlü isimlerin referanslarıyla reklamlanan ürünler halkın sağlığıyla oynuyor ama gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı gücünün ancak yetebildiği belli bir kısmına göstermelik ceza kesmekle yetindiği için kimsenin umurunda değil.
    (01.03.2015 01:49)

oksal erev

    son dönemlerde yaptığı isabetli deprem tahminleri ile tanınmış deprem araştırmacısı ve istanbul 911 arama-kurtarma-araştırma ekibi gönüllüsü (u:hatta başkanı olduğuna dair de birşeyler okudum ama kesin bilgi değil sözlük, yaymayalım bunu)

    bu abimiz yaklaşık 12 yıldır itü ile ortak deprem tahmin çalışmaları yürütmekte.
    çalışmayı yürüten araştırmacılar, kritik merkezlere kurdukları istasyonlarda kuvars ölçümleri yaparak yer hareketlerini gözlemliyorlar ve grafikler oluşturuyorlar.grafiklerde meydana gelen değişimler ve ani hareketliliklere göre harita üzerinden deprem, fırtına, şiddetli yağış görülmesi muhtemel bölgeleri işaretliyorlar.

    oksal erev her türlü anomaliyi blogunda yayınlıyor http://oksal.blogspot.com.tr/
    ve twitter hesabından duyuruyor (https://twitter.com/OKSALEREV)


    bildiğim kadarıyla dünyada henüz benzer bir çalışma yok.

    fakat ne yazık ki hho istasyonları sürekli sabote ediliyor.
    düşünsenize, afetleri önceden tahmin edebilen bir teknoloji üretiliyor. bunu sağlayan bilim insanları ülkeyi terk edip başka bir ülkede çalışarak zengin ve ünlü olmak yerine kendi ülkeleri için amme hizmeti yapıyorlar ancak her hafta istasyonlara yönelik saldırılar düzenleniyor, çalışanlar sosyal medya ortamlarında hakaretlere maruz bırakılıyor. yazık sözlük, çok yazık.
    (05.08.2014 19:25)

diyar ile ilgili istekler

    tanımlarımı düzenleyebilmek, silebilmek,
    gelen mesajları ve karma notlarını görebilmek,
    mesaj gönderebilmek.

    bir süredir devam eden bu sorunların sözlüğün azalan aktif nüfusu ve performansı ile doğrudan ilgili olduğu ortada,
    diyarı yeniden diriltmek için basit bir vampir parçası olarak elimden birşey gelmiyor.
    burdan yetkililere sesleniyorum: sözlüğe sahip çıkalım
    (05.08.2014 18:54)

sleepy hollow

    geçtiğimiz yıl dizisi de yapılmış bu hikayenin.
    başrollerini nicole beharie ve tim mison paylaşıyor.
    ilk sezonun birkaç bölümünü henüz seyretmiş biri olarak orijinal hikayenin günümüze taşınmış versiyonu gibi diyebilirim. dizi, bol fantastik unsurlu, siyahi hatun başrollü * ve olaylar hep yüksek tempoda ilerliyor.
    rivayetlere göre sezon finali de bombaymış sözlük, düzenle butonun düzelirse seyrettikten sonra edit'inin alırım bi dal.

    aylar sonra gelen edit: sezon finali güzel, ekip güzel, hikaye güzel ama rating yüzünden güzelim diziyi heder edecekler gibi bi his var içimde sözlük
    (05.08.2014 18:44)

louis maurice boutet de monvel

    1850-1913 yılları arasında yaşamış fransız illüstratör.
    sanatçı, 9 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak orleans'ta dünyaya gelmiş.
    küçük yaşlarından itibaren resme duyduğu ilgiyle paris'te güzel sanatlar eğitimi almaya başlamış fakat bu sırada meydana gelen fransa-prusya savaşı nedeniyle okuluna ara verip orduya katılmak zorunda kalmış.




    savaş sonrası maddi sıkıntılar çekmeye başlayınca çocuk kitapları için çizimler yapıp satmaya başlamış.
    yaptığı suluboya çalışmaları çocuklara yönelik ders kitaplarını renklendirmiş ve bu sayede dönemin ünlü ressamları arasında anılmaya başlamış.




    tarzı, çocuk kitabı ressamlığı ve kedisever çizerliği bana edward gorey'i anımsattığı için sanırım, pek bi sevdim bu emmiyi.


    (05.08.2014 18:35)

emma

    babasının zengin bir landlord, kendisinin de azıcık eline yüzüne bakılır bir kızcağız olması dışında hiçbir vasfı bulunmayan emma'nın çöpçatanlık maceralarını ve koca bulma serüvenini anlatan bir jane austen romanı.

    aynı adla 2009 yılında 4 bölümlük bir mini dizi de yapılmış, başrolde romola garai var.
    ağır ingiliz tribi sevenlerin beş çayı yareni olabilecek tarzda çerezlik, hoş vakit geçirmelik bir dizi.

    benim seyretme sebebim tamamen merakımdandı. başta nasıl olmuş da blake ritson gudubeti rahip * * * mr elton'ı oynamış diye şaşırmıştım fakat kendisi safi ingiliz beyefendisiymiş de haberimiz yokmuş.
    (05.08.2014 18:08)

norfolk

    pasifik okyanusunun kuzeyinde yer alan avustralya'ya bağlı bir ada.
    aynı zamanda philadelphia deneyinde de adı geçen, uss edridge'in gidip geldiği deniz üssünün bulunduğu, amerika'nın virginia eyaletinde bulunan bir şehir.

    öte yandan çanakkale savaşlarında savaşın seyrini değiştirebilecekken beklenmedik bir şekilde ortadan kaybolan ingiliz alayının adı da norfolk taburudur. hatta isim ve paranormal olay ilgisinden yola çıkarak philadelphia deneyiyle savaşta kaybolan tabur hikayesinde benzer olayların yaşandığını düşünenler var.
    tabura geri dönersek; ingilizler, savaştan sağ kurtulan üst düzey kurmaylarının bizzat rivayet ettiği bu olayı yalanlamak ve dünyaya mağdur edebiyatı yapabilmek için all the king's men adlı bir film çekmişlerdir. filmde kullanmak üzere taburdaki bazı askerlerin istanbul'da tedavi gördüğüne dair sahte belgeler düzenlenmiştir. birisi de çıkıp çanakkale'de vurulan adamı kalkıp istanbul'da tedaviye göndertebilecek ingiliz gücü vardı da bu andavallar neden gelibolu'da cartayı çekti dememiştir.

    gelibolu sırtlarında halen bazı geceler, yeşil bir bulutun içinden askerlerin çıkıp denize koştuğu söylenir.
    özellikle yaşlılar eski köy evlerine yaralı askerlerin gelip su istediklerini anlatıp durur. merak edenleri bekleriz.

    (04.07.2014 01:46)

ağlatan dans

    başrollerini öykü çelik ve kıvanç kasabalı'nın paylaştığı bir çerkes dizisi.
    daha doğrusu öyle idi, geçtiğimiz çarşamba 5.bölümü yayınlandıktan sonra sezon(?) finali yaptı.

    dizi çekimleri çanakkale'de yapıldı. babam, komşularımız, mahalle kuaförümüz ve tiyatro hocamız da dahil olmak üzere pek çok eş-dost tanıdık ufak tefek rollerde yer aldı. biz küçük şehrin kendi halinde insanları olarak ilk kez bir dizinin çekim sürecine yakından şahit olduk. buna rağmen tek bir bölümünü bile oturup seyredebilmiş değilim, zira senaryo gerçekten felaket; ayrıca yayınlamak için oldukça yanlış bir gün ve saat seçimi yapılmış.

    dizinin ilk bölümü, kürt aşiretinden bunalan kitleye biraz da çerkes kan davası gösterelim kafasıyla alelacele yapılıp çarşamba günü muhteşem yüzyıl finaliyle çakıştırılması sebebiyle hiç ilgi göremedi. bunun yanında çerkes kültürüyle çatışan olaylar ve çerkeslerin bunlar bizi kötü gösteriyolar konulu hassasiyetleri dizinin hedef kitleye ulaşmasını da engellemiş görünüyor. muhtemelen başlar başlamaz yayın hayatına son veren tırt yapımlardan biri olacak.
    (04.07.2014 01:03)

new york u farelerin basması

    sokak hayvanlarının toplatıldığı şehirlerde görülmesi son derece olağandır.
    kediler ve köpekler "daha iyi bakım" için toplatılıp kafeslere hapsedilmeye, toplu olarak itlaf edilmeye, üzerlerinde deney yapılsın diye firma laboratuvarlarına satılmaya devam edilirse 21.yüzyılda bir veba salgınıyla bile karşı karşıya kalabiliriz.
    (19.06.2014 15:46)

deprem


    jeoloji mühendisliği bölüm başkanımızın son açıklamasına göre deprem saros fay kırığından oldukça uzakta ve alakasız bir oluşum çerçevesinde gerçekleşmiş.
    son depremlere bakıldığında artçıların sürdüğü göze çarpsa da yavaş yavaş depremi de yunanistan'a ötelediğimizi görmekteyiz.
    adeta bir atilla taş, adeta bir celal ile ceren gibi dışladık depremi


    düzenle butonu çalışmıyor sözlük, alt alta seri tanım giriyorum kendimden utandım
    (26.05.2014 22:05)

deprem

    24 mayıs 2014 tarihinde gökçeada'yı fena sallamıştır. 6.5 şiddetinde 40 saniye sürmüş, ufak tefek hasarlara, büyük çoğunluğu hafif olmak üzere 300'e yakın yaralanma vakasına neden olmuştur.
    marmara, ege ve hatta akdeniz bölgesinde hissedilen deprem, rahatlığıyla bilinen çanakkale halkınca zerre kadar umursanmazken "olası istanbul depremini tetikler mi" klişesi gündemi değiştirmeye yetmiştir.
    buyrunuz çanakkale esnafı;

    http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/194074/deprem-aninda-cayi-kurtarmak

    (26.05.2014 21:53)

gdo

    Genetiği değiştirilmiş organizmalar, günümüz işlenmiş gıda sanayinin başlıca hammaddelerini oluşturmakta ve sofralarımızda yerini almaktadır. Transgenik gıdaların faydaları ve zararları tartışıladursun; tüketicilere seçim imkanı sunmayan, doğal türleri ve doğal üretimi savunan üreticilerin ekonomik varlığını tehdit eden tekelci firmaların elindeki bir teknolojinin tümüyle tehlikesiz olduğunu düşünmek bir hatadır. Ayrıca ABD'nin en büyük biyoteknolojik zirai üretim şirketi olan Monsanto'nun Amerikan hükümeti tarafından desteklendiği, tüm tüketici tepkilerine ve etiketleme taleplerine karşın halen varlığını sürdürdüğü, hiçbir bürokratik soruna takılmadan büyümeye devam ettiği apaçık ortadadır. Bunun yanında, belirlediği standartlar dünya genelinde kabul görmüş gıda ve ilaç otoritesi FDA dahi, Monsanto'ya karşı koyamamıştır. Öte yandan dünya genelinde GDO ile ilgili ortaya atılan iddialara bakıldığında neredeyse hiçbirinin bilimsel dayanağı olmadığını ve iddia sahiplerinin konuyla ilgisiz kişiler olduğunu görmekteyiz. Her nedense gazetecilerin, köşe yazarlarının ve sabah programı sunucularının gıda gibi kritik bir konuya ilişkin insanları bilgilendirme görevlerini kendilerinde bulmaları, tüketicilerin hiç şüphesini çekmemekte; televizyonlarda dile getirilen "gerçek"ler, bilimsel çalışmaları gölgede bırakmaktadır. Ayrıca GD tohum sektörüne benzer şekilde organik gıda üretiminin de büyük firmaların tekellerine çekilmeye başladığını görmekteyiz. Örneğin CRIIGEN (Comittee for Research and Independent Information on Genetic Engineering) adlı sivil toplum kuruluşu, GDO'ların uzun vadeli toksisitesinin araştırıldığı, dünya genelinde büyük ses getiren tek klinik çalışma olan Seralini ve arkadaşlarının sıçanlar üzerindeki deneyine 3,2 milyon € destek sağladığını gizlemiyor. Biraz daha derine indiğimizde CRIIGEN'in Fransa'nın Carrefour'dan sonraki en büyük süper market zinciri olan Auchan tarafından teşvik edildiğini görüyoruz. Şirket yetkilileri bu konudaki maddi yardımın son derece "normal" olduğunu iddia etseler de CRIIGEN'in Bilimsel Danışma Kurulu Başkanı'nın Seralini oluşu, olayın gerçek boyutları hakkında ipuçları veriyor. Bu arada Carrefour cephesinde GDO'suz ürün etiketlemesine geçildiğine dair bir reklam kampanyası başlatılıyor. Aynı ay içinde de Seralini Tüm İnsanlar Kobay adlı kitabının ve filminin lansmanını yapıyor ve ne ilginçtir ki Carrefour'un reklam kampanyasını yürüten şirket, aynı zamanda Seralini'nin kitabını basan yayınevi ile de çalışıyor. Bütün bu çapraşık ilişkiler içerisinde GDO karşıtı organik gıda savunucusu gibi görünen şirketlerin de aslında biyoteknolojinin ekmeğini yeme çabasında oldukları aşikar.
    Tüm bunlar gösteriyor ki; daha çok para kazanma peşindeki birkaç büyük şirketin elinde tuttuğu gıda sektörü, tüketiciler açısından her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bu gidişat GDO'ların sorgulanmadan, sağlığa, çevreye, ekonomiye olan etkileri araştırılmadan piyasaya sürülmesi sonucunu doğurdu ve eğer bu şekilde devam ederse hayatlarımız; yeni teknolojilerin, politikaların, şirketlerin, akımların götürdükleri yönde şekillenecek ve gelecekte nelerle karşılaşacağımızı asla öngöremeyeceğiz.
    (26.05.2014 21:29)

vampircik sözlük teki hatalar

    daha düne kadar tanım giremiyordum şu an devam eden sorunlarım: tanımlarımı düzenleyemiyor, eski tanımlarımı, karmalarımı ve bana gelen mesajları göremiyorum.
    bana yazıp da cevap alamayan diyardaşlarım varsa özür diliyorum zira mailime düştüğü halde sözlükte erişemediğim mesajlar var.

    çok dertliyim sözlük, döyar bize bahmiyır.
    (15.05.2014 17:33)

13 mayıs 2014 soma maden faciası

    13 mayıs gecesi saat 03.00 sularında trafo patlamasından kaynaklanan yangının sebebiyet verdiği iddia edilen,
    an itibariyle 282 kişinin hayatını kaybettiği ve sayısı belirsiz onlarcasına hâlâ ulaşılamadığı Türk tarihinin en büyük maden kaza(?)sıdır.
    çalışmaya ara vermemek için galerilerde yapılan vardiya değişiminin olaydan etkilenen kişi sayısını artırdığı, madene kontrolsüz oksijen gönderiminin kömür cevherini tutuşturmasının ve tam yanma gerçekleşmediğinden karbonmonoksit gazının açığa çıkmasının pek çok kişinin emniyet noktalarına ulaşamadan hayatını kaybetmesine neden olduğu söylenmekte.

    kuşkusuz yaşanan acı çok büyük; fakat kendini bilmez siyasilerin zerre düşünmeden söyledikleri sözler ve yaptıkları terbiyesiz eylemler acıyı daha da artırıyor. chp nin 29 nisan günü maden kazalarına ilişkin sunduğu önergenin "gündem değişsin diye ortaya getirilen içi boş teklifler" olarak görülüp reddedilmesi, başbakanlık müşaviri yusuf yerkel'in yakınını kaybetmiş bir vatandaşı tekmelemesi, başbakanın bir başka vatandaşı yumruklaması, kazanın madenciliğin fıtratında var olan bişey olarak değerlendirilmesi, maden mühendisi bir profesörün karbonmonoksit zehirlenmesini tatlı ölüm olarak yorumlaması, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı faruk çelik'in hasta olduğunu bahane ederek soma ya gitmemesi, gerçek olduğuna inanmak istemediğimiz skandallar.

    biz birbirimizi yiyeduralım, faciaya ilişkin yurt dışından da taziye mesajları ve yardım teklifleri geldi.
    İsrail'de Nakba kutlamaları iptal edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 2 gün yas ilan edildi. Kosova, Bosna Hersek, Azerbaycan, Arnavutluk ve Rusya'da maden kazaları hakkında cuma hutbeleri okunması kararlaştırıldı. Bolivya, Küba ve Venezuela'da yas ilan edildi, 1 günlük iş bırakma kararı alındı. tüm ülkede yas sürerken, sabah programlarına, dizilere ara verilmedi. olayı protesto edenler polislerin acımasız eylemlerine maruz kaldı.

    tüm üniversiteler bahar şenliklerini iptal etti, spor klüpleri yardım kampanyaları başlattı, yurt genelinde tüm maçlar ertelendi, 14 mayıs'ta gerçekleştirilmesi planlanan aerosmith konseri iptal edildi, tüm grup üyeleri taziye mesajları yayınladı, çeşitli sendika ve oda üyeleri soma ya gitti.
    tüm bunlara rağmen televizyon programları hiç birşey olmamışçasına yayınlanmaya devam ediyor.

    alışığız ne de olsa. şunun şurasından 1 hafta sonra herşey eski haline dönecek.
    *önce ölü sayısı artmasın diye arama çalışmaları çeşitli bahanelerle durdurulacak

    *insanlar acılarıyla meşgulken birtakım şeylere zam gelecek * bazı yasalar, önergeler kabul edilecek

    *bazı işçilerin hayatları, haberlere konu olacak. acitasyondan reytingler kapılacak.

    *hayatını kaybedenlerin yakınlarına yalandan yardım kampanyaları başlatılacak, ünlülerin sunduğu televizyon programlarında milyonerler asla ceplerinden çıkarmayacakları meblağları bağışladıklarını ilan edecek

    *facianın sorumlusu şirket ve üst düzey yetkilileri hayatlarına aynı şekilde devam edecek

    *sosyal medyada korkunç, bazıları asılsız iddialar ortaya atılacak

    *tüm siyasiler konuyu siyaset malzemesi yapacak.


    bunları tahmin etmek hiç zor değil. biz reyhanlı'dan, afyon mühimmat deposu patlamasından tecrübeliyiz nasılsa.
    (15.05.2014 17:19)

bonacibo

    izmir menşeili çağatay yağ ve yem fabrikası bünyesinde üretilen bir kedi-köpek maması markası.
    ürünlerinde kemik unu ve sentetik kaynaklı protein kullanmadıklarını iddia ediyorlar, mamaların içerikleri (hakikaten yazdıkları gibiyse) dünya standartlarının üzerinde. fiyatlarsa çok uygun.

    reklam yapmak gibi olmasın ama temizmama.com'dan 100gramlık ücretsiz numune istenerek denenebiliyor ayrıca 15kg üzeri alışverişlerde kargo da bedava.

    benim son zamanlarda royal canin ve pro plan a burun kıvırmaya başlayan sevgili kediciğim bu mamaya bayıldı.
    ilk zamanlar günde 4 öğün yemeye başladı ve 15 günde yarım kilo aldı. bu durum bizi endişelendirse de sonradan normal kilosuna ve beslenme düzenine dönmesiyle içimiz rahatladı.

    yine de belirtmeliyim ki güvenli ve sağlıklı insan gıdası bulmanın dahi zor olduğu günümüz dünyasında hayvan mamalarına sorgusuz güven duymak imkansız. hele ki bu mamaların tüyleri yumuşatmak, dışkıyı katılaştırmak ve kokusunu engellemek, başka gıdaların tüketimine olan ilgiyi azaltmak için tek tip beslenmeye bağımlı hale getirici aromalar ilave etmek gibi amaç dışı boyutlarının oluşu insanda ciddi şüphe uyandırıyor.
    kedimin bu mamaya başladığından beri daha düzenli tuvalete çıkması ve daha çok sebze-süt ürünü tüketmesi bu mamaya içimin ısınmasını sağladı.
    ama fiyat şüphelendirici derecede uygun. bu konuyu firma çalışanlarıyla görüştüğümüzde, ithal mamaların da üretildikleri ülkelerinde cüz i ücretlerden satıldığını, üstelik içeriklerinin bonacibo kadar tatmin edici olmadığını iddia ediyorlar. bunlar olağan bir kendi malını övme durumu mudur, yoksa iddiaların gerçeklik payı var mıdır bilemiyorum fakat en azından yerli marka olduğu için, kedim de aşırı derecede sevdiği için şimdilik tercih sebebimiz bonacibo.


    edit: kedim bu mamayı yemeye başladıktan 2ay kadar sonra sistite yakalandı.
    veteriner bu tür mamaların idrar kanallarında taş oluşumuna sebep olabileceğini söyledi. royal canin e mecburi dönüş yaptık.
    (13.05.2014 15:57)

sayfa: 1-2-3...-48

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.