her suç illa mahkemeler ile sabitlenmez. kimisi de insanların vicdanlarında mahkum olur. bunun birçok örneğini yaşıyoruz. zaten yargının siyasallaşması gibi kavramlar bundan dolayı çıkıyor. cumhurbaşkanlığı seçimi ilk tur oylamasına ilişkin anayasa mahkemesi kararı (367 krizi), cem uzan'ın hala dışarda dolaşması bunu örnek teşkil edebilir.
son örnek ise ankara 11. ağır ceza mahkemesi tarafından verilmiş. danıştay saldırısı ve cumhuriyet gazetesi'ne bomba atılmasının faili hatırlanacağı üzere alpaslan arslan idi. bu kişinin ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan veli küçük ile bağı ortaya çıktı. bir fotoğrafta kol kolaydılar. ulusalcıların kartvizitleri vs... alpaslan arslan ilk tutuklandığında babası ve kız kardeşleri dikkat çekiyordu. başları açık kız kardeşler, aradan bir süre geçtikten sonra örtündü. bu ilişkiler ağı içinde, alpaslan arslan danıştay saldırısın 'türban' yüzünden yapmıştı mahkemeye göre. alpaslan aslan da veli küçük de doğu perinçek de ve diğerleri de mahkemeler tarafından cezalandırılmayabilir, suçlanmayabilir ancak benim vicdanımda, insanların vicdanında mahkum olmuştur. bu nedenledir ki halk onlara ne sandıkta ne de başka yerde sahip çıkmaktadır.
Bazı insanlar için vicdanlarda aklanmamışken, kendisinin suçlu olduğunu kendi bile bilirken mahkemede aklanmış olması kendisini rahat hissetmesi için yeterlidir. bir hukukçu arkadaşım bazı insanların suçlu olsalar bile, konuyu mahkemeye taşıyarak bazı illegal yollarla olsa bile mahkemece aklandıklarında huzura vardıklarını söylemişti. Ne kendi vicdanları ne de kamu vicdanı, illaki devlet mahkemelerinin vereceği bir aklama kararı. Eften püften konuları karakola ardından da mahkemeye taşımaktan hiç üşenmeyen bazı insanlarda belki de böyle bir ruhsal halin olduğunu düşünüyorum.
hasımlarının masum oldukları giderek daha fazla anlaşılır hale gelince, daha önceki atıp tutmaların da utancıyla son bir savunma mekanizması da olabilir. bir nevi tükürdüğünü yalayamayanların mahcubiyetini perdeleme çabasıdır bu. ergenekon palavrasında iş sarpa sarıp, ortaya her hangi bir şey konmadan bir yıla yakındır ülkenin yazarlarının aydınlarının haksız yere içerde tutulduğunu farkeden bir bünyenin öz savunma mekanizmasıdır.
mesaj gayet açıktır;
'uzun zamandır masum insanlara olmadık iftiraları attım, ama yargı adamların suçsuzluğunu ortaya koydu, peki ben yediğim haltı nasıl düzelteyim, ama dur bakayım adam benim vicdanımda mahkum desem özür dilemek zorunda kalmam.'
(bkz: güler kömürcü'den özür dilemek)
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
