kemal kilicdaroglu vs dengir mir mehmet firat

    Bundan sonra mahkemelerde hukuki geçerliliği olan kanıtlar yerine baba filmi vs. filmler referans ve kanıt olarak gösterilecek, bunu yapabilen avukatlar veya şahıslar da en şöhretli savcı veya avukatlar olacak başımız üstünde yeralacak, beylik şakşakçıları da aman da aman memlekette zeka ve işini layığıyla yapma düzeyi ne de arttı diye aslanlarını kaplanlarını ve de özellikle tipik bir futbolsever misali aslında kendi egolarını burada bile şişirme vesilesi bulabilerek ülkenin niçin bu hallerde olduğunu izleyen az sayıda göze acı bir gülümsemeyle izleteceklerdir. ben yarınlardan ümit mi duysam duymasam henüz karar veremedim. İğrenç tüluat tiyatrosuna kılıf arama çabaları bile beyin denen organ hakkında düşünmeye sevk etti beni. Var mısın yok musun? Varsan bedenin hangi taraflarındasın ey beyin? Ben eğer bir beynim varsa bir daha tek bir şey yazmayarak ona biraz saygı duymaya karar verdim. Siyasi bezirganlık adına çamurda güreşmeye gönüllü olanlara da hayırlı işler ve iyi yolculuklar.
    (26.09.2008 10:03)

boğaziçi üniversitesi

    "Haşere yuvasını" ilaçlasın, kedi nüfusu* patlama yapmış ya onları da zehirletsin ya da köpek takviyesi yapsın ve bu mini mini birlerle çalışkan ikilere de forma zorunluluğu getirsin ilk BÜ kökenli olmayan Bü rektörü. 1863'den günümüze bir BÜ kültürü var, işte o kültürü almayan Kadri Bey de kendince durumdan vazife çıkarmış. Onun da hakkı değil mi gündemde olmak?*
    (25.09.2008 17:50)

barış akarsu

    Bu güzel gözlü, güzel yüzlü ve o güzel gözlerden dışa yansıyan güzel ruhlu genç adamı hiç unutmayacaklardan biriyim sanırım. 1 yıldan fazla zaman geçti. Bir süre sonra belki de çoktan unutulacak. Son albümünde eski şarkıları o kadar güzel yeniden düzenlemiş ki kaç kez dinlediğimi bilmiyorum. Ahhh Barış ah, sana benzeyen bir oğulun anası olmak ne güzel olurdu diye düşünürdüm o diziyi seyrederken. Olmayan oğlum, oğluşum sana benzerdi hayalimde. Haydi oğlum olmasa da damadım olur belki diye gülümserdim. Oysa hayat acı sürprizlerle de dolu. Ben hala ümitliyim* ama...
    (23.09.2008 18:02)

hevesli kunduz

    Sistem yayıncılık tarafından bolca yayımlanan kişisel gelişim kitaplarından birinde, ilk kez, rastladığım bir deyim. Anladığım kadarı ile fazlaca Amerikan İngilizce'sinden kotarılmış bir deyim. İlişki türü her ne ise, ona çok fazla meraklı olan tarafı kasdediyor. Hani arkadaş vs. olabilmek için saçını süpürge eden ve buna mukabil allerji yaratan bünye. Doğrudan çevirme bu terimi nedense hep çok sevimsiz buluyorum.
    (21.09.2008 16:09)

deniz feneri derneği

    Bugün tekrarı yayımlanan meksika sınırı programında 3 programcı da gayet makul biçimde değinmişlerdir olaya. Olabildiğince ideolojik at gözlüğü olmadan, olabildiğince siyasi gözünü hırs bürüme halleri olmadan...Mümkünse her iki kesimden merak eden insanlara bulabiliyorlarsa dinlemelerini öneririm.
    (21.09.2008 16:06)

krgym

    Çok nitelikli bir entelektüel* de herşeyi konuşamıyor ve yazamıyor ne yazık ki hani "mahalle baskısı" dedikleri şey var ya o halkın her kesiminde kendisinden olmayana karşı mevcut. Yiyebileceğiniz nice yafta ve dur noktası var: bölücü, gerici, satılmış ve daha niceleri Başörtüsüne özgürlük ister ama gay ve lezbiyenler söz konusu olduğunda onların hakkına ne kadar duyarlıdır? Moda iskelesinde içki yasağını protesto ediyorum der, özgürlükleri savunduğunu söyler ama türban yasağını da büyük bir hazla destekler. Kimse kendi çevresine ait olanı da pek eleştirmez ve eleştirilmesini de istemez. Mevcut birçok kesimde bu yaşanır. Krgym'ye de benzer yafta ve dur noktaları ile buradan git denmiştir bir nevi. Haksız ve dayanaksız bir bölücü örgüt propagandası yapıldı mı bilmiyorum*. Bu ne olduğu gayet malum örgütün, kanlı örgütün zaten savunulması mümkün olamaz ama bu adamın ettiği doğru dürüst lafları da türlü etiketleme ile baskı uygulayıp göndertmek de ayrı bir savunulması mümkün olmayan durum. Hoşgörmesek de konuşabilmek pek çok sorunun çözülebilmesine olanak verebilir, vermese de iletişim kopukluğunun getirdiği onulmaz önyargı ve düşmanlıkları en aza indirgeyebilir hiç değilse. Lakin herkesin işi zor. Gak deseniz, türlü türlü ithama maruz kalırsınız. Herşey birilerinin tekelinde malum. Sözlük yönetimine ispiyon ne kelime, gayet mütedeyyin bir vatandaş olarak mazaallah daha nerelere iftiraya uğrayarak ispiyonlanabilirsiniz. Dedim ya, mide bulandırıyor herşeye ideoloji ve siyaset karıştırılması ve alakalı alkasız herşeyin sadece o perspektiften tartışılması. Bu ülkenin acı kaderi ve acı geleneği bu.
    (21.09.2008 15:57)

ak partililerin doğan medya grubuna ambargosu

    Siyaset midemi bulandırıyor son 1 yıldır. Sözlükteki siyasi entryleri de şöyle bir gözden geçiriyorum. Bazen üstüme vazife mi diye 1000 kez uyarsam da kendimi bir iki şey yazıveriyorum. Buradaki entrylere bakıyorum da, aaa be sevgili sözlük dostları zaten "yandaş" diye adlandırdığınız akp taraftarları o grubun gazetelerini genellikle işleri sebebiyle ve ilanlar nedeniyle filan alırlar. Mazoşist eğilimleri yoksa adam ne diye Bekir Coşkun vb. yazarları fikrini zikrini bile bile, nasılsa hep aynı şeyi yazacak, okusun? Sizler istisnalar hariç, haydi sizin eğiliminize sahip insanların çoğu Vakit gazetesi alıp okur mu? Okuyacak, sinirlenecek ve bir güzel küfürü basacak. Bunu iyi bilir. Cumhuriyet alır, şunu alır, bunu alır. Ne diye alıp da okunulan gazeteyi bu kadar dert edelim kendimize? Okusunlar, boykot etsinler. Para, keyif ve zaman bizim/herkesin değil mi?
    (20.09.2008 15:42)

hakan karahan

    Bu adam şarkı sözleriyle bir girdi yaşamıma bir daha çıkmadı. Hani yaşamına girdiği kişi Candan Erçetin ama Sinan müstear adı ile şarkıcıyı pek sevenlerin de yaşamına girdi. İyi de etti. Tarot kartları ile anlatsam, herhalde ilk aklıma gelenler tılsım beşlisi, uyanış ve kule olurdu. Maddi yoksunluklar değil, yeni bir yaşam biçiminin, yeni bir kavrayışın ve bunun getirdiği yeniden doğma sürecinin doğum sancıları. Sonra Phoenix misali yeniden doğma ve eski/bildik olan herşeyi, eski kabuğu yıkıp atan bir karşılaşmanın, böyle bir aşka başta tereddütlerle de olsa kararlıca yürümenin ifade edildiği kartlar... Onlar yanlış biliyor dedi bir şarkıda, başka bir şarkıda "ben sonsuz aşkın sırrını çözmek değil aşkı yaşamak için buradayım sonsuza kadar" dedi sevdiği kadına. Kah samuray, kah David Bowie havalı kah Sağır Oda'nın Oğuz Beyi olarak hep farklı oldu. İyi ki birbirinizi buldunuz Candan Erçetin'le diyorum başka şey demiyorum...Ne diyordu şarkıda? "Seni buldum yar, beni buldun yar, buluştuk yar)...
    (19.09.2008 20:43)

yarası olan gocunur

    Kim ne söylerse bunlara söyler. Bu yetmiyormuş gibi bunu bile kendilerini olumlu her sıfatın daha daha olanı hatta en bi çok olanı olarak görmek için kullanacak psikolojik savunma mekanizmaları kurarlar. Tamam öylesin anladık, ne diye kavga edersin herşeyle? Haydi onu da bulmadın duvardaki gölgenle...Sahip olduklarından mutluluk duymayı öğren de rahatla biraz demezler mi adama? Konuş, yaz, çiz, uzaya zıpla vs. vs. Ama biraz huzur ver kendine derim ben böylelerine. Bir de MFÖ'den bir şarkı: vallahi cümle alem anladı abi/abla senin gibisi gelmedi aleme* Hepimizde ne yaralar var ama bak onlarla sessiz sessiz yaşamayı öğrendik demek de farzdır bu bünyelere. Hep beraber eğleniyoruz bile onlarla.
    (19.09.2008 20:26)

post

    İngilizce'de çok kullanılan bir anlamı da duyurmak, ilan etmek, afiş vs. şeklinde asmaktır. Çevirilerde de sıkça hataya yol açar.
    (18.09.2008 21:13)

post

    Bu post gidince nice kavgalar bitmiştir. Post genellikle işbilir üçüncü şahısların eline geçer diğerlerine de son pişmanlık neye yarar şarkısını dinlemek kalır. Sahip olunan şeylerin listesini yapmaya başlar insan. O listede üzerinde yaşadığı topraklar da gelir mi aklına yoksa sahip olduğu diğer şeyleri mi sıralar öncelikle aklında bilmiyorum. Üzerine nice nutuklar çekilir, ne şiirler yazılır ve sevgi sözcükleri edilir ama post kavgalarının uğruna nice halkların vatansız kaldığı hiç hatırlanmaz. Dileğim çocuklarımızın kavgalar yerine güzel değerler katmalarıdır yaşamdan nasiplerini aldıkları bu toprak parçasına...
    (18.09.2008 21:05)

antonio banderas

    Nasıl dingin bir ruh halini yansıtır o yüz, çokça dingin kimi zamansa bana hüzünlü gelen bakışlarla bakar el mariachi... Aslan burcu erkeklerinin medarı iftihar listesindedir kanımca*
    (18.09.2008 20:58)

leg magic

    Bacak, basen ve karın bölgesi kaslarını çalıştırmak amacıyla tasarlanmış evde kullanılabilecek bir egzersiz aleti. Bu aralar reklamını görüyorum TV'lerde. Adı ilginç: kullanacaksınız ve harika bacaklara sahip olacaksınız diyor ama fazla inanmayın öncelikle doğuştan güzel bacaklar olmadan mucize filan hikaye. Form tutmak olabilir tek iddiası ki o da öyle advertorialda izlendiği kadar kolay değil. Günde birkaç dakika dediklerine bakmayın, öncesinde ısınma egzersizleri gerekli. Az buz da değil. Çalışma sonrası ayları bulan acılar hissedebilirsiniz üstelik. Bütün bunların üstüne satın alan çoğu kadının bir tarafa kaldırdığı bir alet.
    (18.09.2008 20:52)

kont dracula

    Sözlüğe geri gel demiyorum sana. Bana çok eski yıllarda öğrendiğim nice şeyi sorgulatıyorsun, bazen 5 duyunun ötesinde nasıl hissedebilir insan diye küçük bir çocuk gibi keyifli keyifli düşündüğüm anlarda buluyorum kendimi. Senin karşı çıkman, inandıkların ve inanmadıkların, sevdiklerin ve sevmediklerin benim algılarıma akıl ve zerafet yanının eşliğinde yansıyor. Onlara saygı duymayı, onları anlamaya çalışmayı öğretiyorsun durmadan bana. Çoğu zaman onları kendi kapasitemin elverdiğince anlamış halde buluyorum. Bana masmavi bir okyanustaki deniz feneri'ni anımsatıyorsun ve çok güleceksin ama neden bilmem, belki hiç benzemediğin belki de benziyor olabileceğin, Hakan Karahan* misali bir adamı anımsatıyorsun. Anımsattıkların için teşekkür etmem yetmez biliyorum.
    (18.09.2008 19:11)

diyar olmazsa siz bir hiçsiniz

    S.. yarıştırma, ağızla tatmin, patronluk ve külhanbeyliği taslama gibi ihtiyaçlar da vardır kimi/çoğu insanlarda. İhtiyaçlar piramidindeki şeyleri aşan rasyonalize edemeyeceğimiz ama kendimize bile itiraf edemeyeceğimiz nice saçma ruh hallerimiz ve buna bağlı ihtiyaç ve isteklerimiz de olabilir. Hele herkese dağıtacak kadar çok aklımız olduğumuzu kendimize doğrulamamız da az buz değildir. Ben şimdi bu satırları yazıp buranın en akıllı tipi olduğumu düşündüm mesela* Tatlı bir muhabbet veya bilgi paylaşımının, yeni arkadaşlıklar kurmanın ötesinde bu isteklere de yanıt verdiğinden gerçekten de tanım başlığındaki önerme bazen fena halde doğrudur.
    (18.09.2008 17:34)

sayfa: 1-2-3...-6

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.