günümüzde yerini trip gibi yalnış bir kullanıma bırakmış sözcük. kişinin istemediği bir durum karşısında bu durumun subjesine karşı takındığı isteksiz ve mutsuz tavrı ve bunların çevresinde süregelen davranışları tanımlamak için kullanılır.
polis filminde çalan ceza'nın mükemmel şarkısı ...
kimse bilmez ki neye, ne için, ne kadar vakit var?
istesen de sırası yok ki ölümün ölmem sanan yar...
neler için harcarsın ömrünü, neler için akar gider?
arkada kalana mı üzülürsün? bence giden de çok beter!
mecbur kalıp yaptığın hatalar mı sana kaldı kar?
dönüp baktığında verdiğin zarar elbet bir yerden de patlar
sıranı beklerken büyür şans beynindeki bir ur gibi,
hayat bazen de tatlı, bir güzele yapılmış bir kur gibi...
bilmeceleri tek tek çöz, yorgun olan bir çift göz,
üzgün olan her bir kimse, düzgün olan hiç iş yok...
farkına var! doğru sensin! essin daim rüzgarın!
öyle çok yorulmuşsun ki saplanmış sanki bir ok!
senin işini senden daha iyi yaptığını sananlar,
vardır elbet bazen sende kendini en iyi sanırsın...
zaten sınırlar çizilmiştir çoktan, buna inanırsın,
mecbur kalınca denize düşmeden de yılana sarılırsın!
en son aldığın sayfaya ilk yazdığın sözler bunlar...
sen de bu defter gibiydin önceden beyaz ve tertemiz...
şimdi bir müsvette gibi hissetmektesin, silmek imkansız!
birçok şey ve sen aynı bu kalem gibi oldun gün be gün,
aynı bir kalem gibi tükenip bitecek her ömür,
ve geri kalansa tahta sıraya kazılı ismimiz olur belki...
anlatılacak çok şey var, paylaşılacak çok şey vardı
fakat kaldı sende hepsi, artık çok geç zaman geçti...
gerçeklerden kaçtıkça, gerçeğin de vardın farkına...
üçüncü gözün açıldı, be-beyninde kopar fırtına...
ben hep karanlık yerlerdeydim yalnız başıma!
şu an aydınlık önünde ama korkun aydınlıktan fazla...
niçin yazmaya başladığımı da hatırlamıyorum...
birgün birleşti kağıt, kalem ve ben,
o gün bugündür yazıyorum...
bugün o gün olsa keşke,
zaman bir geriye dönse şöyle,
vicdandaki azap da kalmazdı...
kader bu böyle yazılmış...
önde zeytin ağaçları arkasında yar
sene 1946
mevsim sonbahar
önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
dalları neyleyim.
yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim
yar yar
seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
değirmen misali döner başım
sevda değil bu bir hışım
gel gör beni darmadağın
tel tel çözülüp kalmışım.
yar yar
canımın çekirdeğinde diken
gözümün bebeğinde sitem var.
beni özlüyormuşsun öyle diyorlar
kıs kıs gülüyormuş tuzak kuranlar
sense besleyerek yalnızlığını
kabul ediyormuşsun aldattığını
beni soracak olursan hayli kırgınım
kırgınlık bir yana bir de şaşkınım
tek tek anlayarak hatalarımı
sevmeye çalışıyorum yalnızlığımı
işte ben böyle bir hal içindeyim
aslında derin keder içindeyim
bazen bilmeyerek ne yaptığımı
iyi, kötü, güzel, çirkin her biçimdeyim
bazen isyan edip yalnızlığıma
sana karşı ince bir sitem içindeyim
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.