1839’da başlayan tanzimat döneminden sonra kentlerde inşasına başlanan askerî kışla, hükümet konağı, hastane ve hapishane gibi kamusal yapılar, osmanlı devleti’nde batılı bir çizginin oluşumuna katkı sağlamışlar, bu kombinezasyona saat kulesinin de eklenmesiyle İmparatorlukta önemli kamusal alanlar oluşmaya başlamıştır. saat kulelerinin yapımıyla birlikte müslüman kitlenin zaman ölçüm sisteminde önemli bir değişim yaşanmaya başlanmış, “ezanî” zaman ölçümünden, bilimsel hesaplara dayanan zaman ölçümüne yönelinmiş, toplumsal yapıda önemli bir modernleşme süreci başlamıştır. sultan 2. abdülhamit’in iradesi gereği osmanlı vilâyetlerinde bir çok saat kulesi vücûda getirilmiştir. bugün İzmirlilerin en popüler buluşma noktalarından biri olan saat kulesi konak meydanı’ndadır. 1901'de 2. abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı için sadrazam mehmet said paşa tarafından yaptırılmıştır ve 25 metre boyundadır. kulenin saati ise alman İmparatoru 2. wilhelm tarafından hediye edilmisdir. konak meydanı'nın eski fotoğraflarından da görülebileceği gibi saat kulesi eskiden denize çok daha yakındır fakat günümüzde, o çevrede yapılan çalışmalardan dolayı denize uzaktır.
izmir saat kulesinin hiç değişmeyen tipik özellikleri ise, önünden eksik olmayan güvercinleri, onlar için yem satan küçük çocuklar, önünde çoğunlukla dısarıdan geldiğini tahmin ettiğim fotoğraf çekilen insanlardır. hatta annelerin çocuklarına anlattığı bir hikaye de vardır saat kulesi hakkında; bir gün şehir dısından gelen bir adam hayranlıkla saat kulesini izler, bu sırada oradan geçen bir uyanık "hemşerim sen benim saatime ne diye bakıyorsun, izin verdim mi bakalım" der, bunun üzerina saate hayran olan "saf" adamcağız, dolandırıcıdan saati kendisine satmasını ister ve adam da satar. adam keyifle saat kulesinin tam karsısına oturur, onu izler ve gelen gecene de saatine bakmamalarını söyler ta ki akıllının biri adama o saatin kamu malı olduğunu anlatana kadar. böyle içerisinden çıkaracağımız bir dersin bile olmadığı (yabancılara güvenmeyin hariç) ve "demek ki adam safmış" gibi bir yargıdan başka birşey kazandırmayan bu hikayenin de 0-6 yaş arası cocuklara tarihi bilinci birazcık da olsa geliştirme adına anlatılması ne kadar doğrudur bilemem ama yine de anlatılır işte ve böyle 10 yıl sonra bile "anne bana bunu anlatmandaki amaç neydi?" diye sorgulamama neden olur...
izmir konak'taki kule. palmiyeleri ile izmir'in simgelerinden biridir. etrafı güvercinler ve saate bakıp kol saatlerini ayarlayan insanlarla doludur. bir de birtakım yaramaz çocuklar vardır güvercinleri korkutan, bir çingene çocuğu vardı takla atmaları için eğitmek üzere güvercin yakalayan bir grubun başıydı, takır takır güvercin yakalıyordu çocuk, şaşkına dönmüştüm.
neyse bunu söylemeyecektim ben. saat kulesi'nin saf bir adama satılması konusu günlük konuşmalarda saf insanlarla dalga geçmek için kullanılan kalıplaşmış bir olay haline gelmiştir. dalgın ve şaşkın kimselere:
"kafan bir karış havada! konak'a gitsen sana saat kulesi'ni satarlar!" denildiğine tanık olunmuştur.
bursa'da tophane'de bir adet bulunur. ben ufakken çıkmamıza izin vardı ama artık yok sanırım. turuncu sandalyeli bir amca oturur. saatle birlikte orada konuşlandığını düşünüyorum ben .
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.