her kelimesini aynı zamanda o kendine özgü vücut diliyle de açıklayan, bir dönem oldukça popüler olduysa da günümüzde bu popülerliğini yitirmiş ancak hala daha programını devam ettiren araştırmacı gazeteci.* ayrıca düşünmeden edemem, gıda maddelerinin içinde mistik mesajlar aramak, türbelerin gizemlerini araştırmak ne derece araştırmacı gazeteciliktir? gazeteci dediğin, hele de araştırmacı olanındansa, gerçeğe dayalı, halkı aydınlatacak konuları araştıran değil midir? türkiye gibi bir ülkede; hala daha kendi uydurdugu hurafelere kendi bile inananların yaşadıgı bir memlekette yaşıyoruz pes diyorum, başka da birşey demeyi düşünmüyorum.*
bir zamanlarda cinle, ruhla, mistik hertürlü olayla aşırı şekilde uğraşan komedyen-gazeteci. ama birden bire ortadan kaybolmuştur.. hatta sanırım bir kadın kagıtta olan cinleri gördüğünü idda etmişti. teksoyda bunu fazla sallamamıştı. bu olaydan sonra kendisiyle irtibat kopmuştur yıllarca. ortalıkta "teksoyu cin çarptı" gibisinden söylentiler dolaşmaya başlamıştır. dönüşüyle beraber türbelere, hacılara, ermişlere merak sarmasıyla bu iddaları bir anlamda desteklemiştir. ama kendisine neyin çarptığı hala gizemini korumaktadır.
aynı zamanda "sakata gelmek tümcesini türküye'de ilk kez cümle içinde kullanan yüce şahsiyettir. yerlilerin arasına girdiğinde ve piramitlerin arasında bu cümleyi bol bol kullanmıştır. insan ister istemez "madem tırsıyon ne işin var oralarda" diye düşünür ama araştırmacıdır sonuçta. aldırmamak lazım...
kendileri ülkemizde bulunan fakat yeri bilinmeyen keloğlan mağarasına girerek kelliğe çare olan şu ilah sözleri icra etmiştir bir programında.şöyledir;
bir dönem ismi lazım olmayan bir kanalda isminin altına "canavar uzmanı" ünvanı eklenen gazeteci mi, televizyoncu mu, şovmen mi tam olarak anlayamadığım kendisiyle ilgili bir sitede "uzaylılarla" nasıl görüştüğünü anlatırken "bu adam bizimle kafa mı buluyor" nidalarının içimde yükselmesine sebep olan şahsiyet
bir zamanlar; van gölünde canavar, kutuplarda kıble, yamyamlar arasında gerçekleri arayan araştır(ma)cı gazeteciydi, şimdi ise nerededir bilemiyorum. kendisini şahsen tanımamamla beraber, nedense her izlediğimde bende bir samimiyet hissi uyandırırdı kullandığı kelimelerle. "oha, vay anasını, yahu" gibi gelimeleri çok kullanarak bizlerle daha samimi bir hava oluştururdu arasında. hele parmağını sallayarak "ben sadettin teksoy" diyişi vardı ki diyecek tek sözüm "saygılar sadettin abi" oluyordu her defasında. bir ara cinlere kafayı takmıştı, her programında zavallı bir cinin peşine düşerdi. zavallı diyorum çünkü sadettin abimiz meşhur parmağı ile birinin peşine düştüğünde o parmağın ne olacağını hepimiz bilirdik. allah bizleri sadettin teksoy'un parmağından ve programlarından korusun.
"kutuplarda, grönland da ilk namaz kılan ben olucam çok heyecanlıyım, allahuekber ...." diyerek kara gömülmüş ve kıpkırmızı kulakları ile kutupda namaz kılan enterasan kişilik. birde şöyle bir söz söylemişti içi boş lahit mezarı görünce, "gözlerime inanamıyorum sayın seyirciler mumya resmen kapağı kaldırmış kaç kiloluk kayayı kaldırıp mezardan kaçmış..." mumyanın canlanması bile normal gelen herşeye hazırlıklı soğukkanlı bir televizyoncuydu diyelim nasıl bir şov yaptığını bilemiyorum çünkü.
zamanında insan anatomisinde işaret parmağından soğumama neden olan ,sarı montuyla devr-i alem yapan ,her daim yükseklerden uçarak içi boş programlarla reyting peşinde koşan gazeteci modeli (tabi ona gazeteci deniliyorsa gazetecilik nedir tartışmak gerekir)
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.