son beğenilen tanımları genel istatistikler
ve o gürültüyle hayal perdesi yırtıldı, afyon civarlarında konuşlanmış olan türk ordusunun başkomutanının gözündeki.. topçu birliklerimiz düşman siperlerini vurmaya başlamıştı.. tarih 26 ağustos 'tu, fakat 851 yıl ileri sarılmıştı kaset.. malazgirt'te ki sahne, madden farklı, fakat ruhları aynı insanlar tarafından bu kez de ege de tekrarlanıyordu.. ve alparslan'ın yüreği bu kez mustafa kemal 'in vücudunda çarpıyordu sanki.. bundan tam dört gün sonra düşmana kök söktüren ordusuna, "ordular, ilk hedefiniz akdenizdir, ileri!!!" emrini verecekti muzaffer başkomutan.. ve tarih bir ulusun zaferini yazacaktı, ve tarih 30 ağustos 'u gösterecekti.. * * ve bu sahneler yahya kemal'e tek kıtayla bütün bir bin yılın özetini yapabilecek ilhamı getirecektir.. 26 ağustos şu kopan fırtına türk ordusudur ya rabbi, senin uğrunda ölen ordu budur ya rabbi, ta ki, yükselen ezanlarla müeyyed namın galib et, çünkü bu son ordusudur islamın. yahya kemal beyatlı
msn avatarları beni geçmişe yani gençliğime * götürse de , yazdığı yazılar beni geleceğe taşıyor.. ayrıyeten çağrışımları beni benden alıyor *.. diyarda verilen her türlü sorumluluğun altından kalkabileceğine ve yakında diyarın en genç lordu olacağına inanıyorum.. * * vampircikte ki ve hayatta ki azmini yitirmemesi dileklerimle...
lise yıllarında edebiyat öğretmenimiz gözleri dolarak bu kısımda ki tasvirin güzelliğine dikkatimizi çekmişti... "ne var sanki, biz de yazarız!!!" demiştik * *.. yıllar geçti yanına yaklaşamadık.. sonunda gözler dolarak anlatma sırası bize geldi.. * aşk deyince kalem elden düşüyor, gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor, lambada titreyen alev üşüyor aşk kağıda yazılmıyor mihriban
bir şuh-i sitemkâr bir şuh-i sitemkâr yine saldı beni derde koydu nitekim başımı bin türlü kederde ağlar gezerim her gece, her vakt-i seherde sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde gül bülbüle aşık mı nedir, zârını bekler pervane dahi yanmak için nârını bekler sevdalı gönül göz yorarak yarını bekler sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde erkan oğur 'dan diğer tahrip gücü yüksek elazığ türküleri için: (bkz: ahçik) (bkz: pencereden kar geliyor) (bkz: mamoş)
elazığ türküsü deyince aklınıza ilk gelen zat-ı muhterem erkan oğur değilse ahçik'i kendisinden hiç dinlememişsiniz demektir.. bir ermeni * kızına aşık olan harputlu gencin yüreğindeki fırtınaları, yüzyıllar sonra benzer duyguları hissedenlerin yüreğinde koparan türküdür ahçik.. kız gayri müslüm olduğu için evlenemez gencimiz, fakat gönül de ferman dinlemez.. sabah rüzgarı genç kızın saçlarına estikçe, bizim gencin yüreği yerinde durmaz ve bağlanır kızın sırma saçlarına.. artık kader ne getirirse yaşanacaktır... gencimiz de, ahçik de bilirler ki, kader nehrine yön vermek isteyen, o nehirde boğulmaya mahkûmdur... o nehir coşar, çağlar, taşar; fakat er geç engin bir denize dökülür.. ahçiği yolladım urum eline eser bad-ı sabah zülfün teline gel seni götürem harput eline serimi sevdaya salan o ahçik aman o ahçik civan o ahçik vardım kiliseye baktım haçına gönlümü bağladım sırma saçına gel seni götürem islam içine serimi sevdaya salan o ahçik aman o ahçik civan o ahçik vardım kiliseye haç suda döner ahçiği kaybettim yüreğim yanar ben dinen dönersem el beni kınar serimi sevdaya salan o ahçik aman o ahçik civan o ahçik * Hikayesi benzer bir türkü için (bkz: sarı gelin) diğer elazığ türküleri için: (bkz: bir şuh i sitemkar) (bkz: pencereden kar geliyor) (bkz: mamos)
kırmızı buğday ayrılmıyor sezinden mevlam mevlam versin güzellerin gencinden kim ayrılmış ben ayrılam eşimden yörü yörü dilber salma saçın sürüsün. açıver açıver cepkenini elmas gerdan görünsün dam üstüne kura koymuş ilyeni ben istemem istemem setre pantol giyeni ben isterim mavi şalvar giyeni yörü yörü dilber salma saçın saçın sürüsün açıver açıver cepkenini elmas gerdan görünsün
iyi de oldu..
çoban köpeği yavrusu için: * http://nationalgeographic.com.tr/ngm/sizinkareniz/eniyikare/0609/eniyikare.aspx
(bkz: izzet altınmeşe) diğer arabesk yorumcularımız için (bkz: orhan gencebay) (bkz: ibrahim tatlıses)
yıldızlar da kayar karanlık gecelerimin yıldızı sensin hep beni bekletip hep söyletirsin hep yalan yeminler hep yalan sözler bir gün gerçek olup gelemez misin yıldızlarda kayar durmaz yerinde solar güzelliğin kalmaz yüzünde sensiz can verirken son nefesimde bir yudum su vermeye gelemez misin aydınlık dünyamı karartmadan gel simsiyah saçımı ağartmadan gel şimdilik güzelsin her şey seninle seni son bir defa görmem belki de
Ersun hoca zamanında acaip bir yükselişe geçmişti.. ankara'da sokakta çocuk kalmamıştı*...
görüldüğü üzere orjinal hali daha kafiyeli ve etkileyicidir.. sanırım her türk erkeğinin mükemmel üçlemesidir.. yani hayatlarında en çok önem verdiklerinin kafiyeli söylenme şeklidir.. * at yerini arabaya bırakmış olsa da.. silah magandaların eline düşmüş olsa da.. bizim genlerimizde var.. (bkz: araba tutkusu) (bkz: cennet anaların ayakları altındadır) (bkz: silah namustur) tdk'ya öneri: madem değiştirdik.. at hanım silah yapaydık..
1980'lerin öncesi.. yurdumda biryer.. ege dolayları mahallenin bütün esnafı cuma namazı için dükkanlarını kapatıyor ve camiye koşuyor.. aynı sokakta ticaretini yapan, ve mahallelinin kendinden biri saydığı, hiçbir ayrım yapmadığı yahudi * amcamız, hiçbir baskı olmaksızın, diğer esnafların inançlarına, hatta mahallesinin inançlarına saygı duyarak dükkanını kapatıyor.. ve cuma namazı süresi boyunca alış-verişi kesiyor.. ve müslüman esnaf cumadan dönünce, selamlaşıp, hepberaber dükkanlarını tekrar açıyorlar.. yıl 2006; böyle bir hoşgörü ortamından ne günlere geldik.. irtica, sağ, sol.. ayrımlara girdik.. dini siyasete karıştırdık.. sonumuz hayrolsun.. ve cum'a suresinden küçücük bir alıntı: "ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (9) artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. allah'ın fazlını isteyip-arayın ve allah'ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz. (10) oysa onlar (kendilerini tümüyle allah'a ve Ä°slam'a teslim etmeyenler) bir ticaret ya da bir eğlence gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. de ki: "allah'ın katında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (11) sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |