batuhan mutlugil

    genc kizlarımız üzerinde doğru dürüst müzik dinleme/dinletme gibi bir etkisi olduğunu kanıtlanmış şahıs.

    örnek vermek gerekirse:

    +duman dinler misiniz?
    -ya evet, bir gün batuhan ı gördüm aman yarabbiee çok tatlıydı....


    ayrıca kabul edilmelidir ki kendisi yakışıklı olmasına yakışıklıdır; ancak gönül ister ki adından biraz da müzikle bahsettirsin.

    yok sevgilisine geçirdiği boynuzlar, yok miniminnacık bebeği gelmeyin bunlarla.

    hazır konu açılmışken belirtilmelidir ki, fransız (eski) sevgilisinden batu luka mutlugil adında bir oğlu vardır.babasının da adının batu mutlugil olduğu düşünülürse, "bunlar kaç nesildir batu mutlugil lan?" sorularını akla getirmiştir.

    belki alışman lazım adlı albümdeki ah adlı şarkının sözü ve bestesi bu şahsa aittir ayrıca.
    (30.04.2006 11:55)

bir kedim bile yok

    hayvanlara ne yapıp ne ettiği bilinmeyen yazar.
    bir bakıyoruz kedisi kaybolmuş, bir bakıyoruz kaplumbağası firar etmeye çalışmış, anlamadık gitti..ya bütün hayvanlarda bi sorun var, yada bir kedim bile yok zamanını hayvanlara işkence etmekle geçiriyor*
    bir de taverna ortamlarında "kedim yok, mutsuzum" ayağına yatıp, kendine yeni kurbanlar arıyor, gözümden kaçtı sanma.*
    bununla birlikte konuşmalarında bu caniliğini* hiç göstermeyen, baldan tatlı, üzülmeyi hak etmeyen kişi.
    birkedim "daha çok konuşmak üzere, zirvelerde buluşmak üzere, kedi muhabbetlerini yapmak üzere, pisi naber? denildiğinde üstüne alınmak üzere; yerim seni" bileyok.
    (30.04.2006 11:31)

tok

cas

    creativity activity service.
    ibnin gerektirdiklerinden biridir.
    ib okuyan her öğrencinin hem akademik hem sosyal açıdan başarılı olduğunu gösterme çabasıdır. yani ib okuyan gençler, sadece test çözen öğrencilerden farklıdır, onlar spor yapar (bkz: activity), onlar sanatla ilgilenir (bkz: creativity), onlar gider özürlü çozuklara yardımcı olur, huzurevine gider, village projectde mahvolmuş bir okul boyar, oraya yardım eder (bkz: service)
    (30.04.2006 11:01)

international baccalaureate

    uluslararası diploma programına verilen isimdir.
    bu programı alan öğrenciler 2 yıllık bir eğitim alırlar. dünya üzerinde 100 den fazla okulda uygulanan programın değerlendirilmesi iç ve dış değerlendirme olarak ikiye ayrılır ve dış değerlendirme (kuzey yarım küre) için mayıs ayında girilen ortak sınava bağlıdır, bu yarım küredeki herkes aynı sınavı aynı vakitte alır.
    program meşhur altıgen üzerine kurulmuştur.
    dil a1: öğrencinin ana dili
    dil a2: ikinci dil
    matematik
    deneysel bilimsel: biyoloji, kimya, fizik vs
    bireyler ve toplumlar: tarih, coğrafya, psikoloji vs
    güzel sanatlar ve seçmeliler: müzik, resim vs

    bu altı parçanın hepsinden birer tane ders seçilmeli ve buna bağlı olarak 3ü high level geriye kalan 3ü de standart level seçilmelidir.
    mayıs ayında yapılan sınavda en yüksek not 45 (ders başına 7 almak) geçme notu ise 24'tür.

    bununla birllikte tok ve cas gibi zorunlulukları da vardır, mezun olmak isteyen öğrenci eşşekler gibi çalışmalıdır.

    ayrıca türkiye bu programı bir mf ci olarak almaktan saçma bir şey yoktur; çünkü meb bir mf cinin altıgenin her köşesinden bir ders seçmesine izin vermemektedir; bunun sonucunda da 3 tane fen dersi zorunlu olarak öğrenciye seçtirilir.
    tok essayi, cas, extended essay gibi şeylerle uğraşmak zorunda kalan öğrenci aynı zamanda başına bir portfolyo belası almıştır, yaklaşık her dersten 60 saatlik deneyleri tamamlamalı ve bunun raporlarını zamanında yetiştirmelidir.

    her kötü yanına rağmen, candır, kandır.
    okulda size "inekler birliği" diye hitap edilmesine sebep olabileceği halde müthiş bir deneyimdir, şansı olanlar okumal ve insanları okuması için desteklemelidir.
    (30.04.2006 10:44)

ib

deja vu

    ankarada sürekli olarak locus solusda görülebilecek olan grup.
    kendileri pek bi mütevazi olsalarda, hayranları veya müzikle ilgilenen kitleyle sürekli iletişim içerisinde olsalar da bir ortama girdiklerinde "evet ben oyum! evet, ben ünlüyüm" bakışlarını ve "niye bana selam vermiyorlar, niye benimle ilgilenmiyorlar?" tedirgin gülüşlerini tasvip etmiyoruz, edenleri de sevmiyoruz.
    (19.04.2006 19:41)

web cam

    interneti karı kız kaldırmak amacı güten bünyelerin kötü emellerine alet olsa da - bir örnek vermek gerekirse msn e tanımayan biri eklemiştir, "selam" dan sonraki ilk sözü "web cam in var mı?"dır- bir çok yönden sizi mutlu edebilen alet.
    öyleki eğer kediden korkan bir anneniz varsa, size hediye edilen kediyi arkadaşınıza vermek zorunda kalmışsanız ve malibu aşkıyla yanıp tutuşuyorsanız, bu web cam denilen meret imdadınıza cevap verir ve kediniz o güzelim uykusunun dibine vurmuşken onu izleme olanağına sahip olabilirsiniz.*
    (19.04.2006 18:01)

katie holmes

    tom cruise sayesinde scientology adlı tarikata üye olmuş ve çocuğunu da bu tarikatın kurallarına göre dünyaya getirmiş kişi. bu tarikatın diğer kurallarından biri ne de uyarak, doğum sonrası hem plasentayı hem de kordonu yiyecekmiş. ne diyelim afiyet olsun*
    phoone booot da rol almıştır kendisi.
    (19.04.2006 16:36)

uyku

    depresyonda olan insanların çoğu kez başvurduğu kaçış.
    öyleki depresyondaki insanlar normal hayalrını 12 ye yakın saatlik uykularla geçirirler.
    (19.04.2006 16:28)

nico icon

    nico hakkinda cekilmis olan bir film.
    bize adiyla ne kadar güzel kelime oyunları yaratabilceğimizin kanıtıdır. *
    (18.04.2006 00:05)

nico

seni kendime sakladım

    ilk klip sarkisidir.
    klibin rezilliğinden bahsetmek çok saçmadır, arkada çöl posteri, yukardan yağan fason karlar ve bütün grup üyelerinin kafalaraına göre kısa kollu giyinmeleriyle en kötü duman klipleri dalında zirveye oynar.
    gerçi şarkı duman ın olgunlaştığının bir kanıtıdır o ayrı
    (17.04.2006 23:14)

duvar

    attila ilhan ın yazdığı bir şiir kitabının ismi.


    ben bir duvarım hiç güneş görmedim
    sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar
    yüzümüz benek benek tahta kurusundan
    ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar
    - kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim
    - sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan
    - dilim dilim sırtımdaki yaralar
    ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim
    biz de duvarız dinliyen duyan düşünen duvarlar
    bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
    ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar

    yüzündeki deniz parlaklığıyla durur hatıramızda
    o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk
    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
    bir cumartesi akşamı girdi kapımızdan
    gözlerinde kıpkızıl diken diken öfkesi
    adeta birden bire aydınlandı zindan
    onu böyle görünce nasıl da korkmuştuk
    sapından fırlamış bir balta gibi çehresi
    ve omuzlarında delikanlı gölgesi

    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
    o sırt üstü yatağında yatardı
    sımsıcak gözleri şimdi bile aklımdadır
    bir sana bakardı bir bana bakardı
    dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
    toprak ana bütün zincirlerinden çözülmüş
    sabahlar akşam üstleri manolya gibi parlak
    tarlaların yüzü gülmüş
    işte her akşam geçtiği denize çıkan sokak
    ah işte annesi annesi sevgilisi

    işte biz dinliyen duyan düşünen duvarlar
    işte o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk

    dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
    bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
    o bir kaç defa kartal gibi gitti kartal gibi döndü
    çığlıklarını değil kırbaç sesini duyduk
    biz duvarız neyleyim gözlerimiz ağlamayı bilmez
    onu bir gece sabaha karşı büsbütün götürdüler
    kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda
    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda

    ya biz idam duvarıyız karşımızda çok insan öldürdüler
    onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
    temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık
    öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
    getirirler vururlar biz öyle dururuz
    yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil
    elimizden ne geldi de yapmadık
    ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz

    onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
    bir mayıs sabahı toprak rezil gök rezil
    yıldızlar küfür gibi yüzümüze tükürür gibi
    şafak sancılarıyla iki büklümdü ufuk
    ve simsiyah çamur gibi bir manga ortasında
    siyaset meydanına geldi dev yumruklu çocuk
    bulutlar eğilip alnının terini sildiler
    ve mermiler birdenbire ölümü getirdiler

    o düştü biz yine ayakta kaldık
    halbuki ne kadar yorgunuz
    öyle bakmayın bu yaralar şerefli yaralar değil
    ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz



    ayrıca adalet ağaoğlu nun yüksek gerilim kitabından bi hikaye.

    (17.04.2006 19:58)

kaan tangöze

    duman grubunun nerdeyse bütün şarkılarına imza atmış. seattle da öğrenim görmüş kişi..
    yaptıkları müzikte vokali çok büyük bir rol oynamaktadır; hatta bu yüzden tarzları konusunda a la turca rock gibisinden kelimeler türetilmiştir.
    yazdığı şarkı sözlerinde en büyük etkenin intihar etmiş sevgilisi ahu paşakay olduğuna dair dedikodular olsa da, kendisi özel hayatıyla değil, yaptığı müzikle anlmak istediği belirtir.
    (16.04.2006 19:54)

sayfa: 1...-12-13-14-15-16-17

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.