son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
aşk yeniden aşk yeniden akdenizin tuzu gibi aşk yeniden rüzgârlı bir akşam vakti aşk yeniden karanlıkta bir gül açarken aşk yeniden Ürperen sahiller gibi aşk yeniden kumsalların deliliği aşk yeniden bir masal gibi gülümserken gözlerim doluyor aşkımın şiddetinden ağlamak istiyorum yıldızlar tutuşurken gecelerin şehvetinden kendimden taşıyorum aşk yeniden bitti artık bu son derken aşk yeniden aynı sularda yüzerken aşk yeniden rüya gibi bir yaz geçerken aşk yeniden unutulmuş yemin gibi aşk yeniden hem tanıdık, hem yepyeni aşk yeniden kendini yarattı kendinden murathan mungan
örneğin bakınız: "uyuyorum, öyleyse varsın..." ya da bakınız: seni saklayacağım seni saklayacağım inan yazdıklarımda, çizdiklerimde, Şarkılarımda, sözlerimde. sen kalacaksın kimse bilmeyecek ve kimseler görmeyecek seni, yaşayacaksın gözlerimde. sen göreceksin, duyacaksın parıldayan bir sevi sıcaklığı, uyuyacak, uyanacaksın. bakacaksın, benzemiyor gelen günler geçenlere, dalacaksın. bir seviyi anlamak bir yaşam harcamaktır, harcayacaksın. seni yaşayacağım, anlatılmaz, yaşayacağım gözlerimde; gözlerimde saklayacağım. bir gün, tam anlatmaya.. bakacaksın, gözlerimi kapayacağım.. anlayacaksın. Özdemir asaf
zamanında okuldan çıkıp da kadıköy' e inip, ordan bir vapura atlayıp (eminönü vapuru olursa daha iyi, bir de galata köprüsünden yürüyerek geçerken güneşin alaca bulaca bulutların arasında soluklaşmasını nefis bir istanbul manzarasında izleme ve balıkçılara laf atma keyfini de eklerdim) martılara simit atarak bir tarafımda asya bir tarafımda avrupa bir kenarda alımlı kız kulesi, karşıya geçip mis gibi boğaz havasını içime çektiğim, karaköy' den tünele binip 5 dakikada istiklal' in tünel ucuna varıp burdan tramvayla yada iyisi mi yürüyerek taksim meydanına kadar gittiğim keyifli yolculuk.. istiklal caddesi boyunca şöyle kafanızı kaldırıp binalara bakarsanız göreceğiniz hoşluklar ayrı, kafanızı indirip insanlara bakarsanız göreceğiniz ilginçlikler ayrı güzel.. tavsiye ederim, ömrünüzde en az bir kere bu yolculuğu yapın.. imkanınız varsa ömrünüzün her günü..**)
nedir bu işin sırrı derseniz, albümdeki şarkıların herbirinin bir bütünün parçası olup albümün tamamının hüzünlü bir hikayeyi olanca içtenliği ve şiir tadındaki sözleri ile anlatması diyebilirim kendi adıma.. müzikler de sözlerin çok gerisinde kalmadan eşlik ediyorlar bu hikayeye.. unut gittiğin bir yerde ve belki bir gün özlersin en az bir kere dinlenmeli ortalama bir insan ömründe.. http://www.emreaydin.org
yazar margaret london'ın "anna ve siyam kralı" adlı kitabının temel alındığı 19. yüzyılda gerçekten yaşanmış bir olaya ve başına gelenleri yazan anna leonowens adlı İngiliz öğretmenin anılarına dayanan 1946 yapımı ciddi bir filmden sonraları uyarlanan bu müzikal, 1860' lı yıllarda o zamanki adıyla siyam ülkesinde (şimdiki adı tayland) geçiyor. kral mongkut' un 58 çocuğunu eğitmek için ülkesinden binlerce kilometre uzaktaki bu gizemli ve farklı geleneklere sahip ülkeye tek çocuğu ile beraber gelen, yanlız ve dul bir İngiliz öğretmen olan anna, önceleri ülkesinde tanrı gibi görülen bu inatçı kral ve yer yer gülünçleşen ilginç uygulamaları ile şaşkına dönse de zaman içerisinde bu dik kafalı ingiliz kadını ile doğu-batı çelişkisi yaşayan kral arasında bir dostluk gelişir. "kısa süre sonra anna ve kral birbirlerini değiştirmekten vazgeçip, birbirlerini anlamaya başlarlar." filmin yeni bir versiyonu da 1999' da "anna ve kral" adıyla çekildi. özellikle müzikal severlere seyredilmesi şiddetle tavsiye edilir.. "vesaire.. vesaire.. vesaire.."
"cehenneme giden yol iyiniyet basamakları ile döşenmiştir."
her daim bir numara olduğunu bilmenin şımarıklığı ile sarılıp şöyle göğsüne başını yasladığında hissettiğin tarifi imkansız güven ve huzur duygusuyla tüm derdini alandır.. sırf varlığı bile tüm dünyaya karşı tek başına durabilme gücünü verir insana.. tek başınasındır ama bilirsin sırtını yasladığın yüce bir dağ vardır ardında.. yokluğu... bir daha asla o güven duygusunu hissedemeyeceğin hayatında birşeylerin hep eksik kalacağı gerçeğini kabullenmen..
"there is no spoon..." Platon' dan beri süregelen idealar dünyası ve reel dünya kavramlarının teknoloji ve bol action eklenerek yeniden yorumu da diyebiliriz belki..
tam çevirisi "Ben Tanrı'yım" dır. Microcosmos'tan macrocosmos'a evrenin tamamındaki tüm varlıkları bir ve bütün, tek'in parçaları olduguna inanan ve Tanrı'yı ruhlarında, kendi benliklerinde hisseden kişilerin sarf edeceği sözcük dizesi...
alternatif akım (ac) devrelerdeki muadili empedans olup imajinal bir kısmı da mevcuttur ona da reaktans deriz ki o da kapasitif ve endüktif olarak ikiye ayrılır. (bkz: henüz böyle bir başlık yok ama vampir olunca ben açacağım)
avşar beyliğinin, bir göçün ertesinde çok az kalmış olan güçleriyle germiyanoğulları beyliğini yenmesi hakkındadır bu türkü... kalktı göç eyledi avşar elleri, ağır ağır giden eller bizimdir. arap atlar yakın eder ırağı, yüce dağdan aşan yollar bizimdir. belimizde kılıcımız kirmani, taşı deler mızrağımın temreni. hakkımızda devlet etmiş fermanı, ferman padişahın,dağlar bizimdir. dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. nice koçyiğitler yere serilir, Ölen ölür, "kalan sağlar bizimdir " dadaloğlu sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |