ahmet ümit

    türk polisiye yazarıdır. türklerden polisiye yazarı çıkmaz yargısına bir cevaptır. şimdiye dek ahmet ümit'in kitaplarından sadece beyoğlu rapsodisi, bir ses böler geceyi ve kavim gibi bir kaç tanesini okudum. polisiye olarak pek doyurucu olmasa da en iyi yerli dalında oskarı hak ediyor; kavim.

    bununla birlikte yazmayı taahhüt ettiği ergenekon terör örgütü hakkındaki kitabını en geç çıkacağı günün ertesinde satın alacağımı ben de taahhüt ediyorum. dışarıdan polis gözaltıları serisi şeklinde izlediğimiz olayların içeriği bile ilgilimi çekiyor.
    (16.03.2008 09:02)

ak parti hakkında açılan parti kapatma davası

    sadece açılan bu davaya bakıp bile türk hukuk sistemi hakkında yargılara sahip olabileceğiniz bir davadır.

    mesela patagonya muz cumhuriyeti'nde yüzde elliye yakın oy almış bir partiyi yargıçlar kapatabilir mi? hiç sanmıyorum. gerçi kapatılacak mı orası da meçhul zira muddeiumum'un iddianamesinde de dişe dokunur bir şey yok ancak teorisi bile çok sakat.
    (16.03.2008 08:32)

kimse işitmesin bu millet düşmanınızdır

    gelen "rivayetmiş aslında" temalı eksi üzerine not;
    rivayet bir kişiden, bir şeyden aktarılan demektir. dedikodu demek değildir. yani ismet inönü böyle bir şey söylemiştir, ancak siz farklı birinden, farklı bir kaynaktan duymuşsunuzdur; işte tam olarak rivayet budur.

    peki ismet paşa böyle bir şey söylemiş midir; ben duymadım ve direkt kaynağından da okumadım ancak ulus gazetesinde 17 mayıs 1968 tarihinde günümüz chp'sinin ve bürokratik oligarşi'nin de yaklaşımını faş eden cümle yayınlanmıştır ancak yalanlanmamıştır.

    anything else?



    dip not:
    anlaşılan eksileriyle "bu ve diğer tanımın" yazarını yıldırmaya gayretli eksici * arkadaşımıza rivayeti öğretememişiz. keşke daha çok vaktim olsaydı da ravi, rivayet senedi gibi terimleri dahi sana izah edebilseydim. vaktim var aslında ancak sana ayıramıyorum maalesef.
    şu kadarı hariç;

    1. ben polemik ya da politik olsun diye yazmıyorum. bu maddede olduğu gibi tanımlarımı kişi veya kişilere karşı da yazmıyorum. yazdıklarım sadece kişisel görüşlerimdir.
    2. başkasını bilemem ama görüşlerini eksileyerek ifade ettiğin zaman yılmış da olmuyorum; bilakis.
    3. editledi şimdi ben nasıl eksi verecem diye üzülme. ben de tanım çok; başkalarını eksilersin canım benim; ha gayret.



    şimdi ankara'ya dönüyoruz;
    ulus gazetesinde 17 mayıs 1968 tarihinde yayınlana paşa hazretlerinin hatırlarıdır. başkasının dilinden anlatıları değildir. yoksa aslında mustafa kemal atatürk'ün; türk şöförü en ince duygunın insanıdır", " cumhuriyetin yetmişbeşinci yılı kutlu olsun" ve hatta moda olanıyla; " mevzubahis vatansa gerisi teferruattır." demediğini bunların uydurulduğunu biz elbetteki biliyoruz.

    (16.03.2008 08:29)

abdurrahman yalçınkaya

    hakkında en güzel tespiti fikri akyüz yapmıştır;


    --- alıntı ---
    siz sayın abdurrahman yalçınkaya, babanız yaşıyorsa allah selamet versin; vefat etmişse allah rahmet eylesin.

    babanız vefat etmişse babanızın mezarını da kapatmayı düşünüyor musunuz?

    Öyle ya, babanız size "abdurrahman" yani "allah'ın kulu" adını vermiş olmakla laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmiş olmuyor mu?!

    adınızı değiştirmek için başvuracağınız "allah'ın kulu" bir tane bile hakim yok muydu?!

    --- alıntı ---
    (15.03.2008 18:25)

kimse işitmesin bu millet düşmanınızdır

    rivayetlere göre devrin cumhurbaşkanının sohbet ettiği bir grub subaya ettiği laftır. ibare tam olarak olmasa dahi kısmen; "sadece padişah değil; kimse işitmesin, bu millet düşmanınızdır" şekildedir.

    pek çok durumu izah eden bu lafı eden devrin cumhurbaşkanı ismet inönü'dür.

    (15.03.2008 17:07)

yargının siyasallaşması

ak parti hakkında açılan parti kapatma davası

    tayyip dava açıyor; bu eleştirilebilir olsa bile beni de biri hayvan suretinde çizse, karizmatik olması elzem olan birinin siyasi karizmasını hedef alan tasvirler yapsa ben dahi dava açardım. bu kişisel bir insiyatifdir. sonuçta yargı pek çoğunda davalıları aklayan kararlar vermektedir. kimsenin bu kararları tartışığı da yok zaten.

    yasama olarak hükümet tck başta olmak üzere pek çok kanunu ab normlarına uygun hale getirmiştir. bu da eleştirilmesi durumunda el insaf diye mukabele edilebilecek bir noktadır. kanunu çıkarmak kadar yorumlamak da önemlidir. aslında tam olarak tartışma konusu da budur; kanunları yorumlama.

    ancak komik olan şudur; "kenan evren'i yargılamayan, erdoğan teziç'e dokunmayan, sacit karasu ve ferhat sarıkaya'ya da ses çıkarmayan kimdir? 6 senedir bu hükümetin başında kim var?..." bu ülkede yargı hükümetin başında olduğu bir kurum değildir ki bu ülkede yargı bağımsız değil midir? sacit karasu ve ferhat sarıkaya hakkında kararlar alan hakimler ve savcılar yüksek kurulu değil midir? o da mı tayyibin işi?

    kenan evren hakkında meclis soruşturması başlatılmadığı zaman yargı aklanmış mı olacak? üniversite sınavlarındaki testlerden yüksek puanlar alan yüksek devlet memurları başarılı mı sayılacak. meclis araştırma komisyonu araştırma başlatmamış olabilir, (ki bu da eleştirilmesi gereken bir konudur) ama burada başlatanları var. *
    (15.03.2008 16:54)

ak parti hakkında açılan parti kapatma davası

    ahh ahh! ben sanki youtube konuşmalarından bahsediyorum. ben sanki kararlardan bahsediyorum. hani bir laf vardır ad hominem diyen bari düzgün olsa;

    chapter i
    aslında sadece bir kriter bile yeter ;
    bu gün aihm'de en çok mahkum olan ülkelerden biri türkiye'dir.
    aihm'ye başvurular ancak iç hukuk yolları tükenirse; yapılabilir.
    aihm'ye neden olan kararları alan yargı kurumlardır.

    şimdi tekrar yorumlayalım; aihm'de en çok temyiz edilen ülke türkiye olduğuna göre, türkiye'deki yargı kurumlarının kararları için buyurun cenaze namazına.

    kararları bireysel olarak siyasi tartışmaların içersinde yorumlamak subjektif yargılara neden olacaktır. ben bana göre yorumlayacağım sen sana göre yorumlayacaksın. aihm yorumu ve yargısı daha kurumsal olacaktır. yani aihm'yi kalite kontrol mekanizması olarak düşlersek; işte kalite ortada.

    chapter ii

    sürekli türk yargısının hedefi olan hala günün bu saatinde bile kapalı olan youtube'nin kendisinden değil yargı'nın youtube bakış açısından bakmayı dene. şöyle ki x bir video nedeniyle youtube hakkında karar alan yargı e.t. konusunda niye duyarsız kalmaktadır?

    sadece bu olay kavrama noktasını kavrayabilmen açısından zor olacaktır diye ek bir kaç örnek daha verdiydim;
    1. sacit karasu
    2. ferhat sarıkaya gibi.

    peki ülkedeki tüm sistemi alt üst eden, anayasayı silah zoruyla değiştirin kenan evran ve cuntacı saz arkadaşları yargılanmaz iken adnan menderes gibi seçkinler neden yargılanıp, idam edildi diye de bi düşün.


    chapter iii
    recep tayyip erdoğanve hatta abdullah gül zaten sürekli yargılanmakta hatta kimi zaman hapse bile girmektedirler. daha o zamanlar youtube icad edilmemişti; recep tayyip erdoğan okuduğu bir şiir yüzünden hapis yatmıştı. zaten sorun da buradadır. recep tayyip erdoğan ve abdullah gül işte şimdi yeniden yargı karşısındalar. yargı olması gereken bütün işini gücü bu siyasetçiler üzerine odaklamışken olsun bari bu başlık altında başkaca olsun örneklerin?

    öte yandan peki ya diğerleri; benim bahsettiklerim. kenan evren, erdoğan teziç. onlar ne olacak? onları kim yargılayacak?



    (15.03.2008 16:07)

ak parti hakkında açılan parti kapatma davası

    talep üzerine cehapeli gençlere ulan;

    1. öncelikle şunu gözünüze sokun, orada kalsın;
    bu ülkenin katsayılı sınav sisteminde katsayısız bir şekilde en yüksek puanları alarak, ülkenin en yüksek memur mevkilerini işgal ediyor olmak kimseyi meşru ve kutsal kılmaz. o sebepledir ki en yüksek puanları aldık, en yüksek memur makamları -öyle ya- bizimdir, o zaman ki bidon kafalı halk da hazır göbeğini kaşıyorken biz ne dersek o olur mantığından vaz geçin. *

    2.1 hodri meydan ulan erdoğan teziç'in cumhurbaşkanı öldürülebilir temalı youtube konuşması iddiasına kaç tane soruşturma, dava açıldı? sacit karasu ismi sana ne hatırlatıyor. peki ya ferhat sarıkaya deyince şarkıcı ferhat mı aklına geliyor?

    2.2 bu ülkede kenan evren yargılanmadı daha? daha ne istiyorsun, gözünüzü açsanıza sevgili cehapeli gençler! ahh şu memur dokunulmazlığı sabit kalsa, milletvekili dokunulmazlığı ise kaldırılsa diye çabalarınız niye boşuna değil, biliyoruz.

    2.3 5. eskiden yargı deyince adalet akla gelmiyordu şimdi anayasa mahkemesi, yargıtay, danıştay vs. deyince akla chp gelmiyorsa; kesin laiklik geliyordur; adalet de mülkün temelidir tabi yargının değil.

    2.4 . bu gün 367 namıyla bilinen karara karar veren mahkemenin üyelerini ahmet necdet sezer atamıştır. yoksa eski cumhurbaşkanımızın dillere destan tarafsızlığını bu memlektte bilmeyen kaldı mı?

    2.5 niye aihm'ye sürekli tazminat ödüyoruz diye düşündük mü hiç?

    3. mehmet moğultay'a ise nasıl olsa sataşırsam sövmez diye sataştım ulan. yoksa yargıdaki kadrolaşmayı kesinlikle ima etmedim. ne güzel politikacı di mi mehmet moğultay? kimsenin -özellikle ulan'ın- anasına bacısına sövmüyor. maşallah, maşallah. youtube konuşması düşen eski bilmem ne başkanı, anayasa hukukçusu prof da kimsenin anasına bacısına sövmüyor zaten. direkt ölümüne karar veriyor. muhtemelen o da üniversiteye girerken yüksek puan almıştı.
    (15.03.2008 13:33)

mutlu ol bu bir emirdir

    sinan çetin'in mutluğun kısa yollarını verdiği kısa filmidir.



    --! spoiler !--
    1934 yılında (yani asri saadet döneminde) zamanın hükümeti türkiye daha mutlu, daha modern, daha çağdaş olsun diye türkü *, şarkı vb. şarka özgü müzik türü devleti ve laikliği yıkıcı şeysileri nedeniyle yasaklanmıştır.

    ancak köyün birindeki hain köylülerden bir kaçı yasağı deler, derken olaylar gelişir; ...

    --! spoiler !--
    kapatma meraklısı bir ülkenin vatandaşları olarak youtube yine, yeni ve yeniden kapalı olduğundan buradan izliyoruz biz de;
    http://video.eksenim.mynet.com/d_beckham20/mutlu_ol_bu_bir_emirdir/99116/


    (15.03.2008 10:32)

ak parti hakkında açılan parti kapatma davası

    eskiden beri arada bir dilegelen muz cumhuriyeti tabirini hortlatan 21. yüzyılın yüzkarası bir girişimdir. ancak yargı iktidarı erkelerinin bodoslama duvara toslamalarına neden olacaktır;
    1. ne yaparsanız yapın chp yine iktidar olamayacaktır. hatta (hazır dtp'nin de kapanması için de dava açılmış iken) diğer tüm partileri de kapattıktan sonra yine seçim yapın; bu sefer de sandık seçimi kaybedecektir.
    2. ak parti bir kapatma davası sonucudur.
    3. halkı değiştirebilmiş olmayacaksınız; bu halk yine boş kaldığından ak partimsi bir partiyi iktidara taşıyacaktır.
    4. yargı iktidarı kesin sonuç için halkı kapatma benzeri bir çözüm üzerinde çalışmalıdır. öneriler; (#112324)
    5. eskiden yargı deyince adalet akla gelmiyordu şimdi yargıtay, danıştay vs. deyince akla chp gelmiyorsa; kesin laiklik geliyordur; adalet de mülkün temelidir tabi yargının değil.
    6. önce mehmet moğultay'a, akabinde ahmet necdet sezer'e sevgilerimizle.
    (15.03.2008 10:15)

cadı avı

    ayaklarının altında jet motoru gibi kullandıkları, burunları uzun, orta yaşı bayağı geçkin uçan kadınların peşine düşülüne bir av çeşidi değildir aslında. gayet modern zamanlarda, kontrolunu yitirmiş angry mob tarzı kitlelerin hedefi olan savunmasız bayanlar da kast edilebilir bu terimden. nitekim taraf gazetesi * öyle yapmış;

    filmin kurgusuna göre ortadaki ortadakilerin etrafını çevrelemiş kitlece * cadı olarak gördüklerinden olsa gerektir ki kendileri de modern cadı avcılarıdır;


    (29.02.2008 21:47)

recep ivedik tatilde

orta çağ karanlığı

    en çok papucumun aydınlarının eserlerinde rastladığım durumdur. vaktiyle avrupa birbirini yemiş, ceremesi bize düşmüş. tam o hesap işte.

    bu papucumun münevverleri din,enginizyasyon, canlı canlı insan yakmak gibi dehşetengiz ensanteneleri alırlar; parlatırlar, anlatılar "işte din..." derler laf arasında, alt mesaj olarak islamiyet demek isteyerekten "...böyle kötüdür" derler. ne kadar kırıtsa, kırınsa da o da aslında münevver olmasa da o bile bir şarklı. o yüzden bu yaptığı şark kurnazlığını anlamak o kadar da zor değil.

    efendiler,
    şunu bir tarafınıza küpe edinin ki;
    coğrafyamızdaki tek ortaçağ karanlığı; haçlı seferleridir.
    çok hoşunuza gidecek olsa da; yok işte bizdeki ortaçağ karanlığı.

    bizdeki tek karanlık çağ; uzay çağı karanlığıdır ki bu da localarından kaos * talimatı * almış diktatör rektörlerin sevk ve idaresi altında yaşanmaktadır.
    (29.02.2008 09:11)

recep tayyip erdoğan

    muhafillerinin -özelde müftü * deniz baykal hazretleri olmak üzere- saçma sapan gerekçeler uydurarak eleştirip aslında büyüttüklerini fark edemedikleri siyasetçimizdir. muhalefet ve müttefiklerinin - ertuğrul özkök yönetimindeki eski deyimiyle kartel medyasının- kefen biçtiği, savaş açtığı, olmadık işleri olmuş, söylenmedik lafları söylenmiş gibi göstererek bitirebileceğini, milletin gözünden düşürebileceğini zannettiği türkiye'nin demokratik tarihinde en çok rağbet gören, en çok oy alan siyasi liderlerden biridir. *

    kısaca genel durum bu minval üzerindeyken bir dezenformasyon örneğine bakalım; örnek de olsun;
    ne diyor bir tanımcı bir tanımında; medya gazetelerinde haber vermiyormuş da çıplak kadın resimleri basıyormuş da, başbakan rahatsız olmuşmuş da gazeteleri kapatabilirmiş de lutfedip kapatmıyormuş da(...).

    başbakanın konuşma metninin tamamına bakıyoruz ancak görüyoruz ki dezanformasyonla verilmek istenen siyasi * yorumdan tamamen farklı bir anlam çıkıyor. misal bir siyasi alıntı da ben vereyim mezkur yazıdan, verirken de medyayı anlatırken aslında anlatmak istediklerini de kalın kalın çizeyim ki anafikir daha net anlaşılsın;


    --- alıntı ---
    geçenlerde anlattım ya, İstanbul'a belediye başkanı olduğumda da bunlar aynı oyunu oynadılar, aynı senaryoyu oynadılar.

    aynı senaryoyu yinelediler. 4,5 yıl orada belediye başkanlığı yaptım ne oldu? hangi yaşam şekliniz değişti?

    ondan sonra hangi yaşam şekliniz değişti?

    buyurun şimdi yine İstanbul'da ak parti belediyesi var, hangi yaşam şekliniz değişti?

    türkiye'nin 13 tane büyük şehrinde 46 tane şehrinde toplam 1700-1800'e varan belediyesinde ak parti belediyeleri var, hangi yaşam şekli değişti?

    hangisi değişti? ayıptır, ayıp. İzan gerekir, insaf gerekir, ayıptır ayıp. bu ülkenin evlatlarını birbirine düşürmeye kimsenin hakkı yok. kimsenin hakkı yok.
    --- alıntı ---

    konuşma metninin tamamını okumak isteyenler de olabilir tabi. kaynak da belirtelim ki konuşmadan cımbızlanarak çıkartılacak malzeme tonajı artsın, muhalefete lazım olacak;
    http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=21825&kategori=1

    bu arada türkiye büyük millet meclisi'nin neredeyse yüzde seksenin evet oyu verdiği bir değişikliğe kaosa 411 el kalktı * şeklinde veren cumhuriyet gazetesine ve onun amirali ertuğrul özkök ve saz arkadaşlarına, siyasi görüşleri uymayan siyasi liderlere kefen biçen ve bu devirde asmak kesmek, darbeden hükümet kurmak türküleri çığırmasına rağmen hiç kimsecikler tarafından çağımıza gel alooo, ortaçağda kalmışsın gibi çağrılarla uyandırılmayan chp diktatörüne, ve özellikle mantyyser'e ve tüm sevenlere engin ardıç'tan gelsin diyorum; http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=106822,10,2




    (13.02.2008 20:05)

sayfa: 1...-4-5-6-7-8...-100

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.