ölmek üzere olan bir adamın, insanların hayatlarına anlam katmak, onlara hayatın değerini anlatmak için oynadığı bir dizi oyunu konu alan bir filmdir saw. hikayenin başından sonuna kadar bir heyecan yaşarsınız bu filmde hep bir sonraki sahne acaba ne olacak diye düşündürtür adamı. tek bir konu üstünde iki üç kişiden fazla karakterin hayatı anlatılır ve hepsi bir şekilde birbirine hemde ustaca bir şekilde bağlıdır. jigsaw kimilerine göre bir psikopat seri katildir; ancak kimilerine göre de kurbanlarına hayattan ders almalarını sağlayan bir kurtarıcı. bu düşünce tarzını sadece filmdeki karakterler üstünde değil, filmi izleyenlere de bu düşünceyi sorgulatır. jigsaw'ın en büyük özelliği ise 2 film boyunca asla yalan söylememiş olmasıdır. final sahnesinde ise herkesin artık herkesin ağzı beş karış açılmıştır. filmin ikincisine nazaran daha iyi olmasının sebebi, yönetmen bir kere ters köşe yapmıştır zaten izleyiciyi. artık izleyici daha dikkatli kesilmiştir filmi izlerken. filmin sonu az çok tahmin edilmiştir; ancak final sahnesinin çekimi yapılan yer ve geçen diyaloglar yine seyirciyi şaşırtmayı başarmıştır.
ilginc film kurgusuyla, izleyicilerin tahmin etmesinin neredeyse imkansiz oldugu bir son ile sonlanmış olan güzel bir yapım, eylül ayında üçüncü versiyonun vizyona gireceği belirtilen film.
ilk önce altıncı his vardı böyle bizi ters köşe eden, daha sonra diğerleri geldi. tamam onu da yedik, bir daha olmaz artık diyorduk, bırakın bu ayakları yemeyiz biz diye havamızı atıyorduk ta ki bu filmi izleyene kadar. evet efendim bu film bizi eşşekten düşmüş karpuza çeviren filmdir. bu kadar da olmazdır.***
kan ve vahşet sevmeyen bünyeleri * miğde bulantıları içinde bırakan ruh hastası bir yapım. çiçekli böcekli filmleri sevne bünyelerin tuvalette kendilerini istifra ederken bulabileceği bir filmdir kendileri
filmin adı ile filmin baş kahramanı katilin adı arasında ilginç bağlantı vardır. jigsaw hem testere hem de bir puzzle çeşididir. böylelikle "jigsaw killer" derken hem testereye hem de katilin kurbanlarına puzzle vermesine gönderme yapılmış olur.
izledikten sonra uzun süre kendime gelemediğim ve 8 kere tek başıma izleme cesaretinde bulunduğum, kurgu harikası bir filmdir *.. soru işaretlerinize kendi kafanızda cevaplar ararken, filmin sonunda aslında tahmin ettiklerinizin hepsinin yanlış olduğunu anlarsınız.. şaşkınlıkla sinema salonundan çıkar ve uzun süre kendinize gelemezsiniz.. herkes birbirine tavsiye eder filmi ve gişe patlaması olur.. ee tabi artık ''testere'' ismi üzerinden biraz daha para yemek gerekir ve 1 yıl yeni dolmuşken testere iki gelir.. hollywood'taki çoğu yapımda olduğu gibi ikinci film birincisinin başarısı altında ezilir.. çünkü seyirci daha büyük beklentlerle gider sinemaya.. yine de testere iki de küçümsenmeyecek gişe başarısını yakalar..
testere bir'de çok fazla karakter yoktu.. jigsaw'ın bir kaç tane cinayeti ile nasıl bir yol izlediğini öğrendik ve daha sonra banyoda iki tane karakterle mükemmel bir kurgu izledik..cinayetten çok jigsaw'ın düzeneğini çözmeye çalıştık.. fakat testere iki böyle değildi.. ''oh yes, there will be blood'' diye boşuna denilmemişti zaten.. birbirinden farklı bir çok karakter ve cinayetler serisini izledik.. tabi ki gene çok akıllıca planlanmış cinayetler.. kurgu birinci filme göre daha basitti fakat yine de birinci filmle bağlantı kurulması ve amanda'nın karşımıza tekrar çıkması yine merak uyandırdı.. birinci kadar beni etkilememiş olsa da testere 2'de çok iddialı bir filmdi.. yine jigsaw'ın zekasına hayran kalarak izledim..
son iki yıldır bazen hayatla ilgili şikayetlerim olduğu zaman jigsaw aklıma geliyor ve gülümsüyorum.. ''acaba jigsaw beni izliyor mudur? olsun izlesin.. beni tuzağına düşürse de ben biliyorum nasıl kurtulacağımı, gerekirse kol bacak keserim, amanda'yı örnek alırım '' *
jigsaw'ın çalışmalarını zevkle izliyor ve başarılarının devamını diliyorum efendim..
kanser hastaligi nedeniyle cok az ömrü kalan bir adamin -kiskanclikla- yasamin kiymetini bilmediklerini düsündügü insanlara cesitli agir tercihler sunarak iskence yapmasini konu edinmis bol bilmeceli, bulmacali amerikan yapimi, 1. 2. çekilmis, 3.süde çok yakinda beklenen gerilim/korku filmi !
oldukça güzel kurgulanmış filmdir. diğer filmlerdeki olduğu iyi insan yoktur bu filmde (kısa bir örnek, saw 2 'de eve hapsedilen bütün (potansiyel) kurbanlar ya uyuşturucu satmaktan, ya hırsızlıktan hüküm giymiş kişilerdi) bu nedenle o insalara mı acıyacağınıza yoksa 1-2 ay sonra kanserden ölecek olan testereye mi acıyağınıza karar veremezsiniz. bu da biz zileyicileri etkileyen diğer bir unsurdur. ayrıca filmin sonunun hayatta kestirilememesi de filmin hoş bir yanıdır.
birbirini tanımayan iki insanın, bilmedikleri bir odada uyanmaları fikri bile sadece film için yeterli olabilirdi (o flashbackler falan biraz abartılı olmuş). filmin en büyük başarısı da az maliyetle dünyada bu kadar ses getirebilmesi herhalde.
serinin 1.filmi gayet basarili ve zevkle izleniyordu ama gittikce olayin suyunun suyunu cikartilar.3. film tam bir felaket *.cok zorlama olmus, her taraftan kan akiyor.korkudan,meraktan cok tiksinti uyandiriyor.umarim 4 cekilmez.zaten cekilemiyecek gibi bitiyor ama belli olmaz para nelere kadir.
3. filmde korkutmayi basaramamis, sadece tiksinti uyandirmis seri. o kadar cok kan ve dehset vardi ki, kendimi anatomi dersinde bir kadavraya canice yaklasan tip ogrencilerini izler gibi hissetmistim.
klasik hack'n slash filmi izlenimi vermesine rağmen, türünün en sağlam örneklerinden olan bir james wan filmi.
jigsaw isimli bir seri katilin - ki jigsaw'a seri katil demek doğru mu değil mi tartışılır- kurbanlarına ölümcül oyunlar oynamasını konu alır saw.
İnsanların yaşadıkları hayatta o kadar güzellikle karşılaşmalarına rağmen hala memnun olmamalarını kendisine yediremeyen jigsaw, etrafında ki insanlara hayatlarının anlamını anlatmaya çalışır.
jigsaw çoğu filmde görmeye alışkın olmadığımız bir derinliğe sahip. her kurbanına verdiği teyp kasedinde, minik hayat dersleri veriyor.
filmi biraz daha anlatmak için ufak spoilerlar vermek gerekli. ancak en ufak bir spoiler bile filin tadını kaçırabilir. bilhassa insanın kanını donduran final sahnesi için bile izlenmeye değer.
bir de alıntı yapalım. kurduğu ölümcül düzenekten kurtulan birisine jigsaw'in mesajı. ne kadar anlamlı.:
congratulations. you are still alive. most people are so ungrateful to be alive. but not you. not anymore. *
testere işte her zamanki testere. birilerini bulur, kuytu karanlık eski mekanlarda mekanik aletlerle kendilerini ya da başkalarını kesip biçmeye zorlar. adamın olayı bu. iyi de beceriyor namussuz ve arkasından gelen namussuzlar.
filmi izledim. ee iyi. aklımda tek bir soru kaldı. filmin başındaki sahnede tartıya kim daha çok et atabilirse o özgür kalacak diğeri ölecek. tamam peki. yav birader ayakkabı pantolon yok mu onları atarak başlasanız ya işinize ne diye hemen göbek, kol, bacak kesmeye başlıyorsunuz ki. tartı et olmayanları kabul etmiyor mu? kemik ağırlığını, yağ oranını ölçebilen teknolojik tartılardan değilki, bildiğin eşit kollu terazi.
almış başını giden, şu günlerde yedincisiyle(hem de 3d) de haşır neşir olduğumuz seri.
şunları kusmak istiyorum:
ilk filmin o muhteşem fikrinin kaymağını yiyen ve ilk filme bir yıl boyunca her koca senaryo ekibinin rahatlıkla düşünebilecekleri yeni oyunlar dışında başka bir halt katamayan devam filmlerinin alayından nefret ediyorum.
ilk filmin muhteşem bir senaryosu vardı ve kullanılan minimal üslup gerilimi doruğa ulaştırıyordu. sonra her amerik* filme olan şey bu filme de oldu ve para için cılkını-çıkaran seri filmler yapıldı.
bu tür serilerde izleyici şu pencereden bakmalı:
ilk filmde fikri ortaya atan kişi bu işe en çok emeği veren kişidir; devam filmlerini yapanlarsa ilk filmde ortaya atılmış olan fikri işlemeye devam ederler sadece, bu da çok zor değildir.
mesela, final destination: harika bir fikrin üzerine kurulmuş etkileyici bir filmdi, fikir ortaya atıldı gerisi/serisi zibil gibi gelmeye başladı.
yani diyorum ki asıl saygı duymamız gereken film ilk filmdir.
muhteşemdir, baş tacıdır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
