kendine aşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. ekho bu gençavcıya ilk görüşte aşık olur. ancak narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür.
olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve narkissos'u cezalandırmaya karar verirler. gene günlerden bir gün av izindeki narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. o da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur. o ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü . o şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, ayni ekho gibi narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
bütün bir gün telefonları susmayan, hatta konuşurken bile bir yerlerden çalan, sabırlı, iyi niyetli şeker vampirimiz... sorumluluk almaktan korkmadı. geldi. iyi ki de yanımızdaydı. hele makina stüdyosunda yerde bir oturuşumuz vardı ki. * kamera bize her döndüğünde, o vampipircik*pankartımızı gururla salladık. ama mutluyduk kanımca.
tanıştığıma memnun oldum...
zirveyi organize eden kişidir. ben olsam çoktan çileden çıkmıştım dediğim noktalarda dahi sakin kalarak takdiri haketmiştir. son dakika golü atanlra sadece adamlar son dakikada vazgeçti demiştir ki ben olsam fazlasını söylerdim. vampircik için uğraşmış didinmiş ve güzel bir zirveye şahit olmamızı sağlamıştır. teşekkürü borç biliriz kendisine.
elinden geleni yapmış, servisi ayarlamış, diger bütün vampirleri aramış, gelemeyen vampirler tarafından üzülmüş tesellimizle kendine gelip eğlenmesini bilmiş vampir kişisi.. teşekkür ederiz.. sarmısak sever vampir.
özveri adamı. makina zirvesi için kendini o kadar paraladı ki... anlatamam. gün boyu msn'deydi, telefonlarını kimbilir kaç kez çaldırdım. sonunda bitti bütün o koşturmaca ama kendisi de bitti sanırım. iyi kalpli bir vampir, mavi gözlü vampir, sabırlı ve inatçı vampir. ilk zirvede tanışıp şöyle yaya yaya karşılıklı çay içmeyi istediğim vampir. sen olmasan zordu narkissos, teşekkürler... biraz geç kaldım ama, unuttum sanma!
sen dünyanın en vefalı insanlarından birisin bir kere... ne katılacağım dedin zirveye, ne de bunun ipucunu verdin. "ben taksim parkındayım" dediğin o telefon gelene kadar haberim yoktu bunlardan. yaşın tutuyor muydu bakiim?(!) bilmem... aklın ve yüreğin yeterliymiş demek ki! iyi ki geldin narkissos. hem makina zirvesi'nin kahramanını tanıdım hem bana öyle geliyor ki diyar gerçekten kayda değer bir vampir kazanmış sessiz sessiz. daha nice zirvelere ve toplantılara inşallah! çok teşekkür ederim.
çooook acilen msn'ine ya da yarasalarına bakması gereken; o da olmadı cep telefonlarından hiç değilse birini açması gereken vampir. dark side clouds everything sana birşey ifade ediyor mu narkissos?
bizim için, diyar için, yazın cehennemi sıcağında katlandığı o koşuşturmacayı unutmak mümkün mü? değil... peki ya doğum gününü unutmak? bak o mümkünmüş işte...
bir gün gecikmeli giriyorum kutlama mesajını. dündü narkissos'un doğum günü. hoş, onun gibi iyi arkadaşlar doğmaz her zaman. o yüzden bir gün gecikmeli de olsa, hatırladığımızı göstermek gerek...
mutlu yıllar narkissos. iyi ki doğdun sıcak kalpli, sevgili dost. nice nice yıllara...
istanbul ile ankara arasında günlünün çağrısına uyup mekik dokuyordu. istanbul'un ta bir ucundan zirveye katılacak vakti de yoktu aslında. yine de geldi. söz verdi mi tutanlardandı yine öyle yaptı. "ben turyol iskelesindeyim" diye telefonu açtı, koşa koşa gittim üsküdar meydanına. bir de alçak gönüllü(!), sorma... "n'erdesin?" diyorum, "bilmiyorum ama elinde kocaman bir kutu olan yakışıklı birini görürsen oyum" diyor.
vampirler makina'da zirvesi için kendini öyle paralamıştı ki hiç unutmadım. tevellüt kaç mirim zirvesinde tanışabildim ve nihayet dün üçüncü kez görüşebildim. benim için yeri ayrıdır, özeldir. sessiz bir görev adamıdır. adını aldığı o kahramana da hiç benzemez, çok alçak gönüllüdür.
neyse... kimbilir ne zaman görüşürüz bir daha. ama özlemişim be abi!
bu adamı az ve öz görüyorum. ama cidden garip bir sıcaklığı var, seviyorum yani. bir de dergi diyar'ın hem bilişim, hem de gezi yazıları ellerinden öpecek. hatırlatma babında bir not düşelim. heheh.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.