genel istatistikler
toplam78
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +217
toplam -9

merry

    kocaman özledim yine.. işte hayat diyorum.. tam umudu kesmeye başlamışken şu kalp yapıyor yapacağını..
    dünden beri dönüp dolaşıp resmine bakarken, acaba napıyordur, mutlu mudur, ne kadar kaldı gelmesine diye düşünürken, bir bakıyorum yanıbaşımda.. tam da sorunlardan önümü göremezken, bir anda unutuyorum halimi.
    az kaldı diyorum ona... çok az.. geçen her dakika seni sevdiğin toprağa, şehre, suya, insanlara yakınlaştırıyor diyorum.. gün gelicek yine beraber şarkılar söylicez, halaylar çekip kahkahalar atıcaz. yine dertleşicez, kalbe yediğimiz darbeleri paylaşıcaz...evet az kaldı.. hala da kalmakta.
    artık hayatı sorgulamıyorum.. bu neden başıma geliyor demiyorum ben.. belki artık bıktım. belki artık yoruldum.. belki o bende olduğunu varsaydığım gücümün tükendiğini farkettim.. ya da hiç yoktu da yokluğunu şimdi farkettim..
    insan bazen kendini bile tanıyamıyor. hayatın boyunca önüne çıkan her insan, o yetmeyen gücüne hayran kalıyor. vay be, neler geldi başına, hala ayakta.. işte bu böyle değil. en azından sen ve ben biliyoruz bunu. belki daha bir çok insan.. ama güç olsa da olmasa da bir yere kadar.. bir yerden sonra ne kadar güçlü olursan ol nefes alamıyorsun. kopuyorsun ya da kopmak istiyorsun ellerini güç adı altında bağlayan kurşuni iplerden.

    çok konuştum... bende denge felan hak getire zaten.. herşeyi en uç noktalarda yaşamaya alıştım.. mutlulukları da acıları da.. ortasını bir bulamadım gitti.. neyse.. antipollyanna halimle seni bekliyorum canım. bekliyoruz topluca.. az kaldı kanımca.. sen gelene kadar istanbulu her gelişimde biraz daha toparlıcam.. suratı sirke satıyor bu şehrin nedense. ve gök gürlemelerinden korkan ben, yağmur yağdığı için mutluyum. nadir de olsa yağıyor. gerçi gece gürlemezse memnun olucam.. çocuk gibi korkuyorum napiyim..
    içimdeki çocuğun aşına fare zehiri katsam mı diye düşünmüyor da değilim.. çok konuşuyor bu aralar.
    tamam susuyorum.. zaten ben de yarın gidiyorum bursaya.. sevmeye çalışsam da. sabah uyandığımda gözlerimin hizasından bir sinek geçse paramparça olur herhald.. oda arkadaşım su tabancası almış beni uyandırmak için.. kapı aralığından sıkıp kaçıcakmış..deli ya... zaten normal olmadığımızı sabahın 5 inde yanyana msn den konuştuğumuzu farkettiğimizde anladık... *
    bütün derslerim sabahın köründe.. ama o kadar bulutların üzerindeyim ki. her kaçırmaya da bi bahanem var.. saat çalmadı, çalmış duymadım.. boğazımda hafif bir ağrı vardı.. zaten bugün önemli ders yok.( 3 kredilk var...) gibi..
    bir de yurdun yanında sürekli öten bir ağustos böceği var.. küresel ısınmanın vıcığını çıkarmış.. gece gündüz ne zaman çalılıktan geçsem çığırıyor.. bigün kıyıcam canına ama ne zaman..
    bide şems var tabi.. o da büyüyor... leğene koyduk mavi bir legen.. bütün kızlar legeni arıyor çamaşır taşıcak..
    istanbula da geldi şimdi burda.. dondurma kabında getirdim.. kapağı delikti ama bi etrafı görsün diye açtım kapağı.. içime doğdu bir süre sonra bakıyım dedim.. yok!! nasi delirdim anlatamam. annem buldu şems i.. aralarında garip bi bağ var onların.. anne yine anne işte..
    susucam diyip hala konuşuyorum farkındayım.. anlatıcak o kadar çok şey var ki. .devamı başka bölüme.. zaten sen geldiğinde kanımca birkaç saat kadar sarılma seanslarım olucak * yine kilo almaya başladım.. bursanın havası mıdır suyu mudur anlamadım.. ah annemin yemekleri gibi nerdee....burda su içsem yarıyor yahu...*
    karar verdim susuyorum.. sevildiğini unutma sakın olur mu? insan başka başka diyarlarda ihtiyaç duyuyor duymaya.. bilmeye.. hissetmeye... bilirim.. kendini sakın yalnız hissetme... doğuştan yalnızız aslında evet..ama bu yalnızlığı dostlarımıza tutunarak geçirme şansımız var.. iyi ki dostluk denen büyü var...

    en kısa zamanda güzel yüzünü görme ümidiyle... allah a emanetsin canım...

    * * * *
    * *


    (13.10.2007 17:18)

flyleaf

    çok ilginç bir olay ile sayfasın yazma ihtiyacı duyduğum insan..
    diyara günler sonra bir adet tanım girmiş olan ben, kendisinin tanımlarını okurken bir yandan da sayfalara yazılanlara bakmaktaydım.. zirvede tanışıklar heralde diye düşünerek iç geçirdim.. malum zirvelerden de vampircikten de hayattan uzaklaştığım gibi uzaktım .. hey gidi deyip tam kendi sayfama bakacakken sayfamda bir tanım gördüm.. evet bu tanım flyleaf adlı yazarımıza aitti..hiç beklenmedik bir anda hem de.
    hemen klavyeme sarıldım tabi...

    kendisine yeniden hoşgeldin diyor, nice süper tanımlara diye ekliyor, uzun ve dolu bir diyar hayatı diliyorum...
    (11.10.2007 23:41)

tubaa

    hayatıma, insanı alıp götüren, hala böyle insanlar var mı dedirten sıcaklığı, sevgisi, şevkati ile girmiş, bana başının sonunun nerede olduğunu olacağını bilemediğim bir güven ile ışıldamış dost.. evet dost... mutluluğu en derinlerde hissetmeyi hakeden, değerinin bilinmesi gereken.. gülümsemenin güneşin denizde parlaması misali yüzüne ışıl ışıl yakıştığı güzel insan..
    peki ben değerini biliyor muyum? bu aralar ihmallerdeyim hissedebiliyorum.. sessizim.. fazlasıyla.. kendimden beklemediğim bir cesaret belki bu.. belki bir kaçış... fazla sessizim.. ama bu dostuma bir an bile onu umursamadığımı, düşünmediğimi düşündürmesin..
    hep derim demeyeceğim.. şimdi söylüyorum.. insanı bir an salyangoza benzettim... kabuğuna aldığı her darbede, çekilir içine.. saklanır.. bir zaman geçer, etkisi azalır korkunun, yine de korka korka kafasını çıkarır hayata.. bu böyle devam eder.. sadece süreler değişir. bir de darbelerin şiddeti.
    bir eşik vardır ki... altı hissedilmez, üstü acı vermez... işte oradayım ben şimdi... unutmadım emin ol seni..

    aklıma yüzün geldiğinde gülümsüyorum evet.. bir daha ne zaman göreceğimi düşünüyorum sonra. ne kadar ince kesersek keselim, her dilimin iki yüzü olduğunu konuşurken, korkuyorum benim de onlardan olduğumu düşünmenden.
    ne kadar ince bir kalbe sahip olduğunu en iyi bilenlerdenim.. hala öyleyim.zarar görme, yara alma desem de boş.. kanundur bu.. böyle yüreklerin kanunu.

    ve sana 2 saat 56 dakika gecikmeyle, iyi ki doğdun diyorum..
    iyi ki geldin...
    kırılmaların da, içinden çıkamadığın mutluluklarının bedelleri de, yüzündeki tebessüme gölge olmasın.. dileğim... en büyüğü ise, geceyi de gündüzü de sevdiklerinle beraber seyretmen... yanında olduğumu bilmelisin..
    nice nice kalbindeki huzur ile, sevdiklerinin yanında olduğu, hayatın gül yüzüne güldüğü yıllara..

    doğum günün kutlu olsun.... * yanındayım.... sessz de olsam...


    (10.10.2007 02:57)

irallen

    iyi ki doğmuş, büyümüş, serpilmiş *, hayatıma girmiş güzel insan.. nice senelere diyorum ama biliyorum daha çokca gülüp eğlenicez, gözlerle konuşup, insanlarda deli izlenimi uyandırıcaz... daha bir çok sözüm var ama aramızda artık..
    gençliğimizin baharındayız kanımca.. önümüzde güzellik dolu günler olmalı değil mi? olmalı. ve bu günlerini yanında, gözlerinin en dibine bakan bir sevdicek, * * ve seni kalbinden seven, senin için dünyayı bir kenara bırakan insanlarla geçirmen dileğim.
    bir de senin sevdiklerin tabi.
    ağlamak olmazsa olmaz. ama en sıcak omuzlar senin olsun. ve hayat geçip giderken, seninle oturup kırışıklık kremi muhabbeti yapmaya başladığımız an, aklına gelen her anının seni gülümsetmesini diliyorum.. zaten sen gülümsemesen ben yine güldürürüm seni... *

    iyi ki doğdun... güzellik seni... yanındayım...
    * * *
    (07.10.2007 15:42)

iruneach

    fels : yurtta çay demliyemiicem... son demli çaylarımı içiyorum.. tanker gibi oldum..
    iru : orda ısıtıcı var mı?
    fels : var.
    iru : onun üzerine koysan demliği?
    fels : olmaz ısıtıcı dedimse kettle var işte..
    iru : kettle nin üzerinde durmaz mı demlik?
    fels : nasi durcak ki? düz değil ki üstü..
    iru : düzleşir.. sen bi fizikçi sevgili bul, o düzleştirsin sana..
    fels : hey allahım ya... yurda nasi erkek alıcam deli?
    iru : yurda alma erkeği.. katili dışarı çıkar.. ketili... *
    fels : ahahaha tam sayfaya yazmalık bi dialog oldu..
    iru : biz sana çay demlemenin derdine girişelim, sen dalga geç :)
    fels : ama çok şeker oldu.. sen yazmazsan ben yazarım...(tripcan)
    iru : tamam yaz da, şu çay işini napalım :)
    fels : aslında bende kahvelik gibi bişi var böle süzgeçli. ona çay koysam bi de sıcak su.. bekletsem.. öyle yapabilirim aslında kanımca..
    iru : heee.. demek ki illa sallama içmek ve sevgili bulmak gerekmiyomuş..hemen de diyo, sevgili bulurum fizikçi de, yapar bana o diye..sen de az değilsin haa...
    fels : hiç de bile öyle demedim.. konu saptırılmasın çok rica ederim...(tripcan2) yeni yaşımın ilk gününde bunalımdayım.. arkadaşın teki evlilik çağın rastgele demiş, kılım... gelmeyin üstüme...
    iru : ahahahah arkadaşlar da süpermiş..hem çay yok, sallama içiçem diye dert yanıyosun, hem de aslında yapabilirim diye anlatıyosun.. pek de yüzsüzsün...
    fels : aklıma geldi söyledim ne var bunda? (gözler dolu dudağı titreyen smiley.2) yüzsüz? (bi smiley daha) peki...
    iru : kırılmak yok öyle.. yeni yaşta yenilenmişsindir sen. hem üç bardak çay da içmişin.. gücün kuvvetin yerindedir..ben napim peki? (yine o smileyden) sadece bi bardak içtim..(smiley.2)
    fels : ay dayanamam.. ama yok su koyvermek yok.. tanımsız affetmem...(tripcan3)
    iru : aman da aman... tanımsız neymiş de bilmem neymiş.. al sana tanım...


    * = *
    (26.09.2007 01:45)

argus wishingwell

    iyi ki doğmuş, büyümüş lordumuz olmuş dediğim doğumgünü insanı..
    nice gün gelip de anımsadığında yüzünde tebessüm uyandıracak, içini ısıtıp, kenarda köşede kalmış buzlarının erime sebebi olacak yıllara...
    sevdikleriyle beraber hem de..
    (24.09.2007 02:07)

kimsekim

    gecenin bir vakti yerle bir olan kumdan kalelerimi anımsayıp, yine okunabilme, başka yüreklerin limanlarında dinlenebilme ihtimalime güvenerek paylaştığım bir yazıma verdiği değer ve içime kattığı mutluluk ile tanıdığıma çok memnun olduğum vampir..
    iyi ki yazmışım.. bazen hayatın ne zaman kiminle yollarınızı kesiştireceğini bilemezsiniz evet..
    ve ben bana itinayla, göz ve yürek nuru ile yazılmış bir cümlenin içtenliğine güveniyorum *
    nice huzur veren keman sesleriyle bezeli tanımlara diyelim..*
    (24.09.2007 01:47)

felsefist

    artık o sinir bozucu iyimserliği yok.. böyle aptalca mutluluk temennileri de. bardağın hiçbir zıkkımını görmüyor dolu ya da boş..
    umrunda da olmayacak artık.
    (23.09.2007 22:19)

satanist avlayan mucahit kedi

    iyi ki doğmuş, büyümüş, insanı duyduğunda gülümseten nick i ile tanıma fırsatımız olmuştur kendisini..
    hep söylerim.. sadece mutluluk dilemek anlamsızdır.. onu değerli kılan hüzünlerdir diye.. içinden bana, bari bugün kafa ütüleme dediğini duysam da *, mümkün olduğunca az yıpranmasını, sınavların üstesinden sevdikleriyle el ele gelmesini diliyorum..
    nice huzur dolu ve keşkesiz yaşlara... iyi ki doğdun *
    (20.09.2007 15:30)

felsefist

    kamera çekimlerinde en az on kilo fazla çıkan vampire.. mutlu mesut bülbül gibi şakırken kameraya, görüntüsünü izlediğinde tüm sevinci kuş olup uçuveren talihsiz insan.. hayır beş kilo fazla çıkacağımı biliyordum ama... nerde hata yaptım bilemiyorum.. belki yanımda oturan iruneach kardeşimizin fazlalıklarının olmayışından kaynaklanıyor da olabilir.. hem de hiç olmayışından...
    dilediğince beslenip ince kalanları anlayamıyor, empati bile kuramıyorum.. bir günlük empati bile pahalıya patlayabilir bana.
    bütün bunlar yetmezmiş gibi, samsun pidesinden konu açılıyor.. iru ballandıra ballandıra anlatıyor..
    bizde dinliyoruz..
    hayali bile güzelmiş ne diyelim kısmet..

    (19.09.2007 15:12)

sirma sacli pastirma

    içten vampir. içi, dışı bir.. her ne kadar iyi görünmeye çalışsa da bir şekilde okunuyor hayatın sabrını zorladığı. insanın; yaşamayınca ne gelir ki elinden teselliden başka.. yaşamadan bilinmez derler..
    ama hissedilir kanımca. ve bir yoldaşın selamı, duası, temennisi güneşin yavru ışıkları gibi gelir.. evet belki geceyi gündüze çevirmez, buna gücü yetmez.. ama biriktikçe zifri karanlığı geçirir..
    arada sitemlerimle, alınmalarımla, kafasını şişirsem de, biliyor ki hepsi latife * amaç o ışıklardan biri olabilmek..
    eğer bir an da olsa başardıysam ne mutlu *
    unutmadan, projeler kapıda sayin sirma, yapacak daha çok iş var..malum ünlü olmak o kadar kolay değil *
    (19.09.2007 00:35)

whyyyyy

küçük rüzgar

    vampircik radyo semalarında bana göz kırpan yıldız * adının tersine kocaman kasırgalar estirir kimi zaman söylemleriyle ki, bir durup düşünür insan. en azılı en asi denizleri dizginleyebilecek güce sahiptir yüreği de dili de..
    nefes aldığı her güne kim bilir neler sığdırdı ve o günden neler kattı hayatına da giydirdi sözcüklere hissettiği ne varsa.. hayat öğretmek için, deniz hayatı öğretmek için, yürek de öğrenmek için varsa eğer, görevini en iyi şekilde yerine getirmiş bir yüreğe yazmaktayım şuan..
    bir de ansızın mutluluk sebebi olabilir. bende olduğu gibi...
    sevilesi vampire.. hoşgeldin yeniden *
    (17.09.2007 03:58)

whyyyyy

    şeker deli.. nerden başlasam nasıl anlatsam.. dakikalar önce sayfama yerleşen tanımında dostluk hikayemiz gözler önüne serilmiş olsa da bir de benden dinleyin..
    evet tarih 04.03.2007 bir radyo yayini.. tesadüfen geldiğim üstelik. hazır geldim azcık dinler giderim diye düşünürken melankolik ve mutsuz djnin çaldığı her parça başka güzel. kendi de o kadar mütevazi.. utana sıkıla 'bu hedeyide çal son..' diyorum sürekli...* ve o hep çalıyor ses etmeden.
    ama bir detay hissediyorum.. hatta bir detayı da öğreniyorum ki bu o gün djnin doğumgünü olduğu gerçeği..bunu sevindirik bi ifade ile kutlarken hissediyorum ki dj mutsuz. ne teşekkür edişinden ne çaldıklarından... hissediyorum işte. ve haklı çıkıyorum ne yazık ki...
    dayanamıyor ve yarasanın kanatlarına sarılıyorum.. * o gün bugündür, her türlü kahrımı çeker, gece yarısı 'ben de tanım isterimmm' diye tutturmalarıma boyun eğer, hastalıklarımı dinler, dertlerime de sevindirik hallerime de ortak olur...ve ben, ağlayan zırlayan smilelerimle hayatındayım bu iyi kalpli dostumun...*
    uyuz olur benim smilelere.. halbuki çok tatlılar.. ama anlaşma yaptık bana tanım yazması karşılığında ben de silicem onları.. * *
    benim gibi hassas bünyeye hastalık hastası der.. yetmez sayfama da yazar.. düz saçları ile hava atar.. bir de durmadan triplenmeleri vardır ki... *
    ama bilir her daim yanıbaşında olduğumu.. kel ve merhemsiz bi garip olarak sonuna kadar destekçisi olduğumu.. söylemem ama o bilir ki dostluk böyledir işte.
    dediği gibi gecenin bir saati efsun dinleye dinleye değeri kelimelere giydirmektir..
    ve o, iyi ki hayatımdadır.
    benden çok çekiyor evet.. terazi burcu olmam sebepli midir bilemiyorum, bir cıvıl cıvıl, bir hayattan bezmiş hallerimi, dudağı titreyen, insanın psikolojisini bozan smilelerimi, radyodaki bitip tükenmek bilmeyen isteklerimi, kısaca beni çekmekte kendisi.. * *
    hayat da hüzün de tebessüm de bizler için.. bunları paylaşmak da.. denizde dalga her daim olucak.. yeter ki gemindeki mürettebatların umuttan yoksun olmasın, kimi zaman sen vazgeçsen bile onlar vazgeçmesin..

    ve insan iyi ki der bazen.. mesela ben...iyi ki o gün radyoya geldim, iyi ki hatrını sordum, şarkılar istedim.. iyi ki yarasa attım..

    iyi ki hayatımda kendisi.. ve iyi ki dostuyum, dostum...
    iyi ki gecenin bir vakti sayfasına yazmaktayım.. *
    ve iyi ki o mürettebatlardan biriyim.. ne mutlu bana *
    (17.09.2007 03:33)

the archangel

    güzel bir radyo yayınında tanıdım kendisini... nice nice yıllara deyip pastalar keserken kendisine, mutluydu biliyorum... * insan varoldukça ne derdi biter, ne kalp kırıklıkları.. temenni etmiştim o gün umarım mutlulukların kederlerini unutturacak kadar çok olur diye... bu temenniler içinde bir anda hatrımı sormasıyla, hoşgeldin deyişiyle mutlu olmamı sağlayıverdi kendisi *
    hatırbilir, kibar, şeker vampire.. hoşgeldi..
    * * *
    (13.09.2007 22:41)

sayfa: 1-2-3...-6

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.