hiçsevmediğim tüylü yaratıktır. çizgi filmlerde hep yün yumaklarıyla oynarken tasvir edilirler, bir de nankör oldukları söylenir hatta ünlü bir türkücümüzün "nankör kedi" adlı bir şarkısı da mevcuttur.
eski mısır'da kutsal ilan edilen hayvan, durumu iyice abartan mısır'lılar kediye zarar vereni veya oldureni idam ile cezalandırıyorlardı. evde yangın çıktığında ilk kurtarılacak canlı yine kediydi. eceliyle olunce hemen mumyalanıyordu. tum bunları düşündükce mısır'da kedi olmak vardı diyor insan.
son zamanlarda para kazanmanın yollarından biri olmuş sevimli yaratıklar. 50 milyondan başlayıp bir buçuk milyara kadar çıkabiliyor fiyatları. gerçekten kedileri seven insanalr bu ticarete karşı. fakat kimileri de, ancak kedisine yeterli parayı verebilecek kişinin ona iyi bakableceğine inanıyor. aslında bu yaklaşım mantıklı görünüyor. ama yine de hayvan ticaretine haklı bir gerekçeyle de olsa destek vermiş olunuyor. bu yüzden bir kediye aile bulunacaksa ''hayvan barınaklarına, x sayıda sahipsiz kedinin bir aylık ihtiyacını karşılayacak kadar mama bağışlayan kişiye kedimizi veriyoruz'' gibi bir değer biçme yöntemi uygulanırsa hem ticaret engellenir, hem de barınaklara yardım edilmiş olur. bu yöntem az da olsa uygulanıyor.
kediler hakkında bilinmesi gereken şeylerden biri, herbirinin farklı zeka ve karaktere sahip olduğudur. mesela bizim kedimiz babamın eve gelişini balkonda bekler, arabamızı sesinden tanıyıp, bahçeye babamı karşılamaya çıkar, tuvaleti geldiğinde bahçeye çıkmak için kapıyı tırmalayıp miyavlar, banyoda kapalı kaldığında ihtiyacını küvetin içine giderir, et kesmeden bıçak bileme alışkanlığımızdan dolayı ne zaman bıçak bileme sesi duysa deli gibi mutfağa koşardı. bu yüzden olsa gerek, seyahate gittiğimizden habersiz eve gelen misafirimizi bahçe kapısında karşılayıp eve girmek için yalvarıcasına miyavladığını duyunca da pek şaşırmamıştım doğrusu.
açken asla yemek almadan yakanızı bırakmaz bu hayvanlar. peşinizde dolanır, sizi bıktırana kadar miyavlar. yemeklerini kolay kolay paylaşmazlar. yemek yiyen ana-oğul iki kedinin yemek için birbirleriyle kavga ettiklerine bile şahit olabilirsiniz. bu bakımdan biraz nankördürler; doymak bilmezler kolay kolay. hatta şöyle bir de atasözü vardır onlarla ilgili: kedi teknenin üstünde oturur, ben açım diye bağırır.* her canlıda olduğu gibi kedilerin de yavruları çok masum ve sevimlidir. hep dört ayak üzerine düşer bu hayvanlar.
bir kedinin sevgisini ve güvenini kazanmak çok zordur. kediler kolay kolay “tavlanmazlar”. seçici aşıklardır, aşığından kanıt isterler, altın tepside sunulan armağanlara kolay kolay kanmazlar.
bekledikleri içten şeylerdir, hayranlarının gözlerinde o içtenliği yakaladıklarında kendilerini bodoslama aşka bırakırlar.
bir kediyi tavlayacaksanız, öncelikle sabırlı olmanız gerekir. Ãœrkek davranışlar, kararsız hamleler, tutarsız hareketler aşkın defterinde yasaklar başlığı altında yer alan yararsız eylemlerdir. ama sabreden derviş muradına ermiş misali sabrınız, sevginiz sonunda karşılığını alacaktır.
oturup saatlerce izlenilebilecek güzel hayvanlardır, çok saf, çok temizdirler, yalanı, dolanı hilesi yoktur. kedi severse belli eder, sevmezse belli eder.
tavuk ciğerine karşı koyamayan canlılardır kediler. havuç, borkoli gibi sebzeleri tavuk ciğeriyle haşlar daha sonra blender ile parçalarsanız hem besleyici, hem doyurucu bir öğün elde edersiniz, sokaktaki kedicikleri için bu karışım tam bir ziyafet olacaktır. ekmek de ekleyebilirsiniz.
kur yapma mevsimlerinde ya da kavgaya hazırlık aşamasında ağlayan bebek sesini başarıyla çıkaran varlıktır kedi. mahallede kedi yoksa ve mahalle sakinleri o sese alışık değilse herkes kulak kesilir ve kimin bebeğinin ağladığını anlamaya çalışır.
kızgınlık zamanıysa yanınıza mırıldaya mırıldaya gelip kolunuza sürtünen, siz ah canım diye sevgi yumağı olmaya hazırlanırken, sizi kedi sanıp kolunuza tecavüz etmeye çalışan hayvan. ayrıca hadi annecim ben yatıyorum, gel beraber yatalım diyen annenizin arkasından da tıpış tıpış gidebilitesi vardır. evin hem en küçük çocuğu, eğlencesi hem de reisidir.
kedi ile evde beslemek ihtimal dahilinde olan tüm hayvanlar arasındaki en büyük fark;
beslediğiniz kediye sahip olamazsınız, kedi size sahip olur...
siz isteyince olmaz, o isteyince olur...
ait olmama ve sahiplenmemenin zirvesindeki...
bilinen en küstah varlık*...
çok üstün yetilere sahip bir canlıdır. önünde saygıyla eğiliyorum. nedeni de başımızdan 3 gün önce geçmiş bir olaydır:
sevgili kedim edi (balkon kuşu) olağan avlanmaları sırasında balkonun dışından geçen bir kuşu hedef almış, kanatsız olduğunu unutmuş ve zemin dahil 7. kattan bir süpercat edasıyla atlamıştır. yere düştüğü an yerde yığılıp kalacağını düşünen ev sahipleri şoka girmiştir. çünkü edi aşağıda koşmaya başlamıştır. neyse efendim. aldık veteriner kliniğine götürdük kedimizi.
sonuç: kedimiz sapasağlam. edi sadece uçmanın verdiği şaşkınlıkla iki gün donuktu, yemeyi içmeyi azalttı. ama bugün sanki 7. kattan düşen o değilmiş gibi gene balkonda koşturup duruyor, geriye kalan 8 canımı nasıl harcayabilirim diye planlar yapıyor, galiba uçmanın tadına doyamamış. şimdi de arkamda yayılmış uyuyor, arada bir esniyor, geriniyor, ben de ''sen bir mucizesin'' bakışlarıyla ona dalıyorum.
bu nasıl bir canlıdır. metrelerce aşağıya düştü, ne bir kemik çatladı, ne bir iç kanama sorunu yaşandı. onun kadar esnek, hisleri kuvvetli, atik olmayı çok isterdim.
kadıköy bahariye'de hediyelik eşya satan bir dükkan. eşyaları pek orijinal olmamaklar beraber fiyatları da uçuktur.kedi objeli envai çeşit eşya vardır. bunun dışında, sevmediğim bir hayvan olmasına rağmen arada bir dükkana girip bakmak beni rahatlatır.
belirtmek gerekir ki yıkanması en zor hayvandır, her tarafınızı tırmalar, içinizi acıtan sesler çıkartır * ve yıkanınca korku filmlerindeki yaratıklara benzer. yıkadıktan sonra kurutması da ayrı derttir. en güzeli yıkamayın derim ben, zaten tükürüklerinde enzim taşırlar, kendi kendilerini temizleme özellikleri vardır bu enzim sayesinde.
dünyanın en zarif, göz zevkine hitap eden, fizik harikası ve özgür hayvanıdır. sanatçıların en beğendiği modellerdendir. başına buyruk yaradılışlarıyla insana beraber yaşama sanatını öğretir bu canlılar. sevimlidir. onunla konuşursunuz, gözlerinizin içine bakar ve hafifçe kısar onları. anlarsınız onun da sizi anladığını. ne var ki cevap veremez, yine de konuştu konuşacaktır sanki.
her yerde uyuyabilen **** ve her yere tüy döken,bu yaptıklarının karşılığında yemeği ve suyu bedavaya getiren uyanık yaratık.ha ama (bkz: ailecek seviyoruz)
tarih itibariyle kedi aktivitelerinin hız kazandığı, canhıraş çığlıklarının geceyi bir boydan bir boya yardığı ayda bulunmaktayız. kediler normal perdelerinin üzerinde seslerle yeri göğü inletmekte.
herkesi hayatına bir kedi girmiştir mutlaka. * benim hayatıma da aniden beş kedi girdi. o an ne yapacağımı bilemedim.
dört yıl önce bugünlerde...
genellikle evimizin önündeki parkta dolanan, bazı akşamlar da apartmanın cümle kapısı önünde yiyecek bekleyen hamile bir tekir kediye çok acıyordum. bir gece geç saatlerde yolu buz tutmuş parktan geçerek eve dönerken, kedi peşime takıldı. apartmanın cümle kapısına kadar beni izledi. kapıyı açtım, kapatırken dışarıya baktım. oturmuş beni izliyordu. havada çok soğuktu. "İçeri gelir misin kedicik" diye sordum. yavaşça içeri girdi. kendini garantiye alınca "miyav" cevabını verdi. sanırım bu evet demekti.
asansöre benimle girdi. dairemin kapısını açarken mırıldanmaya başlamıştı, patileri ile yeri ezmeye yoğurmaya çalışıyordu. kapıyı açınca benimle bir içeriye girdi girerken biraz yükselip dizlerime adeta omuz attı.
eski bir dört köşeli plastik leğenin içine temzilikçi kadının kullandığı çaput kıvamındaki bezlerden doldurup, alaturka tuvaletin içne yerleştirdim. kedi bana baktı, tekrar "miyav" dedi, ben "gir içine yat bakalım" dedim. böyle deyince hoplayıp leğenin içine kuruldu. Önce gerinip, ardından yusyuvarlak kıvrıldı. "hava çok soğuk bu gece kalır sabaha yollarım sokağa" diye düşündüm. *
ben de odama gidip uyudum. sabah ezanında kedinin miyavlamasına uyandım. sesi yankılı yankılı, arada çok tiz geliyordu. yok yok bu bir değil birkaç kediydi. hemen tuvalete girdim. kedinin etrafında karalı grili, pembemsi renkli yumaklar vardı, kedi histerik biçimde onları yalıyordu. İnanılmaz bir şey eve aldığım gece, güvenli, sıcak yeri bulunca kedi yavrulayıvermiş. tam dört kedi yavrusu, gri, siyah, siyah beyaz ve turuncu renklerde ve hepsi de "miyk miyk" sesler çıkartıyordu. o kadar gürültüye rağmen gözlerinin kapalı olduğunu görerek hayrete düşmüştüm.
bütün gün yüzünüze bakmaz, eve gelince kapıda karşılamaz, ismini söyleyince gelmez, sizinle uyumaz. amma velakin ne zaman açılan mama konservesinin sesini duysa hemen ayaklarınızın dibinde biten, sürtünerek mırlayarak şirinlik yapıp bir nevi charming yapıp size will save attıran canlı türüdür. eğer zarda 20 gelmezse maalesef etkisine kapılıp nankörlüğünü hoş görürsünüz. yoksa sizden çekeceği vardır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.