intihar

 << >>

  1. (bkz: yenilgiler tarihi)
    (globulin 18.04.2008 16:30)
  2. herşeye gücünün yettiği sanrısına kapılan insan oğlunun , yaşam gibi ölümün de kendi iradesiyle seçebileceği yanılgısından doğan bir küstahlık çeşidi... yaşamaya becerdim, sıra ölmeye geldi fikrini eyleme geçirmek. çaresizliğin çare olarak kabul edilmesi durumu. dünyanın tüm pisliğine , insanların tüm kötülüğüne karşı yükselen isyanın sonucunda 'size kalsın bu bataklık' diyerek akıl ve ruh olarak kabul edilen ve fakat zafer kılıfına bürünmüş bir hezimet...
    (mistaneek 18.04.2008 16:38 ~ 18.04.2008 16:41)
  3. yaşamayı beceremedim, en azından -belki- ölmeyi becerebilirim. diyebilmenin son adımı. tam anlamıyla son!
    (iruneach 18.04.2008 23:57 ~ 28.12.2008 13:57)
  4. Hayatın üzerine iyi gitmeyen, hayata dar gelen elbise.
    Düş melekesinin uçarı, cesur ve isyankar pürüzleri.
    Vücudun yorulup kapsayıcı bir örtüye duyduğu sahte ihtiyaç.
    Abartılmış bir sıkıntının ve derdin bulanık kucağı.
    Zayıflık.

    Ve Sezai Karakoç'un dediği:
    "İntihar denen patronu da sınadık
    Ağzını aradık iş yok onda
    Kullanışsız ve antik bir şapka..."
    (huzunsari 23.04.2008 12:11)
  5. nasıl ne zaman başladı biliyorum ama yazmak güç istiyor, o kadar güçlü olsam bunları yazmam belki birkaç kez dalıp giderim o yarin çok korktuklarından, dalınca kaybolacağımdan, geri dönemeyeceğimden.

    bir kız olabilir, kız kendiyle bütün edebilir bir çocuğu, yapar bunu klişelerinizle saldıracak olsanız da; kız bilir klişeler yüzde birleri takmaz, gemi batsa bir simit atmaz üstlerine, yüzde birler boğulur gider ondan vardır klişeler. klişeler acımasızdır, ne o acıya alıştınız da acımasızlık hala mı batıyor? komiksiniz kuzum. bir gün çocuk der ki boğuluyorum. ayrılma bildiren eki koymaz, onun gizli öznesini de koymaz, türkçeyi değil anlamı katleder çocuk, anlatmayarak. kız anti klişesi boğmuştur onu hep severim sanarken, sevildim sanarken meğer tırmanıyormuş gemiye. batacak gemiye.

    şöyle bir etrafına bakar kız, adı çocuğun sevgilisi olmasa gemisiyle batarken çoktan terk edilmiş olacak olmanın etkisiyle midesi bulanır, midem bulanıyor diyemez çocuğa, içinde -bir zamanlar- çocuğun ve onun, birlikte yaşadığı şeyin yüzde biri olmayan, zaten başlı başına bir yüzde doksan dokuz olan topluluğa, kusmuğu kanına karışır, yüzdeler üstüne gelir, bizimle ol, kaybetme dercesine. çocuğu kaybetmek istemezken kendini kaybeder toplulukta, memnundur herkes; öğrenir kaybetmemekle kazanmak aynı şey değildir hiç.

    kaybetmediği çocuk, bir kayıp o, bir kazanmış topluluk yaşar gider bir bar köşesinde, kız kusmuğunda boğulana kadar. hiçbir teşhis konmaz yaşayan ölülere.
    (malloryknox 07.09.2008 00:01)
  6. Geçici olan dünya'nın acılarına katlanamayıp kalıcı olan dünya'nın acılarına nasıl dayanacağını düşünememek.
    (kinslayer 07.09.2008 00:18)
  7. (bkz: le suicide)
    (ricochet 07.09.2008 19:18 ~ 07.09.2008 20:30)
  8. kolaya kaçmak.
    (tulkas 07.09.2008 20:23)
  9. sebebinin ve sonucunun doğru/ahlaki/makul olup olmaması görecelidir. felsefeyi ilgilendiren bir konudur ne olduğu sorusuna mantık yoluyla ve tarafsız bir şekilde cevap aranmalıdır. "intihar yanlıştır, güçsüzlüktür, yapılmamalıdır" vb söylemlerin geçerliliği yoktur, kaynağı duygular olan yorumlardır. bir insan intihar etmediği için eleştirilmiyorsa, intihar ettiği için de eleştirilmemelidir; bu kişisel bir karardır, yaşam-ölüm seçimidir, hakkında yorum yapılabilir ama "bu böyledir" şeklinde damgalanamaz-damgalanmamalı. bu tür yaklaşımlar olayların eksik algılanmasına yol açar. her bitiş başka bir başlangıçtır bu nedenle intihar bir son da değildir. enerjinin şekil değiştirmesi ama asla kaybolmaması gibi... mantığı tartışılabilir ama doğruluğu-yanlışlığı, kolaylığı-zorluğu tartışılamaz ya da güçsüzlük olup olmadığı. bunların tartışılabilmesi için önce doğru-yanlış, kolay-zor tanımlarının herkes tarafından kabul edilen bir şekilde yapılması gerekir. "güzel"in ne olduğu sorusuna kaç farklı cevap alınabilirse, bu kavramlara da o kadar farklı cevap verilebilir ve hiçbirinin doğruluğu kanıtlanamaz.

    toparlarsak; intihar felsefenin konusudur, felsefe mantıkla hareket ettiği, tarafsız olduğu ve kanıtlanabilecek bir bilim olmadığı için intihara tek bir tanım yapılamaz. sözlük anlamı, kişinin kendi yaşamsal fonksiyonlarına kendi isteğiyle son vermesidir.
    (tiramisu 27.09.2008 18:31 ~ 27.09.2008 18:33)

  10. "yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi."
    (darkness angel 20.11.2008 14:49)
  11. "intihar, düş görenin, kabusundan kurtulmak için bulunduğu umarsız eyleme benzer. her kim çaba sarfederek kötü bir uykudan kurtulursa, öldürmüş olur; düşünü öldürür, kendini düş görürken öldürür."

    paul valery
    (darkness angel 20.11.2008 14:51)
  12. "İntiharın yıllara dağılmış parçalarında bir başkasıymış gibi ararken kendimizi,
    parçalardan bir bütüne varılacağını uman beyhude hayat bilgisi - yaşamanın denklemiyle aynıdır oysa,
    ne başka giz ne öteki dünya teorisi...
    belki de yalnızca bir zaman tekniğidir intihar,
    başlangıçtaki kadar ham, belirsiz bir dünya hali...
    karanlıkta akan nehirler gibi birbirini yoklayarak
    aynı anda iki bedende birden yaşar bazı ruhlar." Murathan Mungan
    (globulin 25.12.2008 03:47 ~ 29.12.2008 03:27)
  13. Sadece kendini aciz gören insanların başvurdukları, bazen de dikkat ve/veya ilgi çekmek amacıyla girişilen eylem.. Birçok insan yaşayabilmek için makinelere sarılmışken bazı yaşam kadar önemli bir olgunun bile değerini anlayamamış insanların (ki böyle canlılara halk dilinde "nankör" denir) bu eyleme başvurduklarının tam anlamıyla bir açıklaması yoktur.
    Bu insanların ölmeyi bu kadar çok istemelerine rağmen neden uğrunda ölebilecekleri bir nedeleri olmadığını hep merak etmişimdir..edeceğimdir..öyledir..
    (incubus 28.12.2008 00:35)
  14. az önce hakkında bir çok şey yazdığım fakat sözlüğün gazabına uğrayarak bu yazdıklarımın silinmesine inat:

    intihar etmek bir acizlik değil bir gövde gösteridir. intihar eden insanın ölmek için bulduğu sebeplerin sayısı yaşamak için bulduğu sebeplerin sayısından daha fazladır. eğer bir insan yaşamaya, bu sözlükte tanım yazmaya, belki de hiç sevmemesine rağmen votka içmeye, çektiği her nefesten sonra "bu iğrenç bir şey." demesine rağmen yine de sigara içmeye, şu anda yatalak olan annesinin yatakta sağa sola dönmesinden rahatsız olmaya, bütün aşklarını terk etmesine rağmen "peki ya bu sefer olursa?" demeye, dostluklardan nefret edip yine de "iyi ve kötü gün dostları" diye insanları ayırmaya, mide bulantısına katlanmaya, kafa karışıklığının azabına, çökmesi için çaba verdiği kapitalizm hakkında yaptığı yorumların kimse tarafından anlaşıl(a)mamasını, elde ettiği sahte mutlulukları gerçek birer sahtelik olduğunun farkında olduğunu bilerek, isteyerek ya da mecburiyetten yaşamaya devam ediyorsa, o insan cesaretsizdir. bu durumlara düşmek istemeyip, bunları öngörerek yaşamına son verebilen, bunlardan sıyrılıp belki inandığı, belki de inanmadığı yeni dünyalara yelken açabilen insan aciz değildir; cesurdur. senin yapamadığını yapmış, korkularıyla yüzleşmiş, gerçekleri kabullenmiş, içselliği ile yüzleşmiş, gerçeklikten tiksinmiş ve vazgeçmiştir. çabalamaktan vazgeçmiştir, bırakmıştır. inancını yitirmiştir. her kavgayı kazansa bile gerçekte asla kazanamayacağını bilecek seviyeye gelmiş, "madem öyle gel böyle" diyebilmiş yüksek insanlardır. bu şekilde insan olmaktansa hiç olmamayı tercih edebilmiş yüksek beyinlerdir. idollerdir. kurt'tür, cobain'dir, yavuz'dur, çetin'dir. ama asla ayran değildir.
    (iruneach 28.12.2008 03:39 ~ 28.12.2008 14:03)
  15. bazı yerlerde edilmesi yasaktır:


    (iruneach 25.02.2009 00:52)
  16. bir de işin şu boyutu var. her konu hakkında ahkam kesmem şart ya, üşenmedim, kafa yordum. bir nevi memo tembelçizer hesabı. utanmadan iddia ediyorum.

    şöyle ki; intihar eden insanların zayıf psikolojik alt yapılarının olduğu savunulur hep. bu insanlar gerek maneviyat olarak, gerekse de kişilik olarak aciz olarak nitelendirilirler. kulaklarımız, "ayy intihar mı etmiş salak, oysa ki hayat ne küseeel!" veya "alnı iki rekat secde görseydi bu yollara girmezdi imansız." gibi cümlelere her daim aşinadır. fakat durum bunun tam tersi; intihar eden insanlar bu dünyadaki en güçlü insanlardır. zira bu hayattaki en büyük gücümüz özgürlüğümüzdür ve intihar etme eylemi, özgürlük kavramının ulaşabileceği en son nokta olduğundan, intihar eden insanlar dolayısıyla en güçlü insanlar oluyor.

    denklem basit. anlamayan var mı? anlamayanları biraz aşağılayıp durumu tersine çevirebilirim isterseniz.

    burada bizlere yeni olan tek nokta, intihar etmenin neden özgürlük kavramının ulaşabileceği son nokta olduğu olabilir. onu da şöyle izah edeyim hemencecik: hiçbirimiz bu hayata kendi arzumuz ile gelmiyoruz yani yaşamaya mecburuz, mecbur tutuluyoruz. peki en temel seçim olan yaşayıp-yaşamamak konusunda insiyatifi eline alabilecek kadar kudretli insanlara korkak, aciz damgası vurmak ne kadar adil? hiç de değil. onlar aramızdaki en cesur olanlar. saygımız sonsuz; aynı onların cehennem ızdırabı gibi... *
    (situs inversus 25.02.2009 17:46)
  17. Albert Camus, The Myth of Sisyphus adlı eserinde "There is only one serious philosophical problem, and that is suicide" diye söz eder.Ve absurdizm içerisinde de "Suicide is not an option" diye geçer.

    ve absurdizmi de The Myth of Sisyphus da şöyle tanımlar:"Thus I draw from the absurd three consequences, which are my revolt, my freedom, and my passion. By the mere activity of consciousness I transform into a rule of life what was an invitation to death, and I refuse suicide".

    hayatın bir anlamı yoktur. neden, sebep aramak amaçsız bir eylemdir. yaşamın bir anlamı olmadığından ölümün de bir anlamı yoktur. ne yazık ki intihar eden bir çok insan yaşamı anlamsız bulduğundan bu yolu seçer. oysa bu hareketleriyle yaşama anlam yüklediklerini göremezler.insanın her daim içgüdüsel olarak sorguladğı hayatın yalnızca nefes alıp vermek olarak görüldüğünde ne kadar da basit kısacası absürd olduğu anlaşılır.
    hayat, evren anlaşılamayacak kadar büyüktür ve insan bunları arayarak boşa zaman harcar.eğer illa peşine düşülecek bir şey varsa bu da kişinin kendi iç dünyası/evrenidir.çünkü ancak ve ancak bunu anlayabilir ve buna anlam katabilir.
    son olarak da kendisinin "yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur" sözünü hatırlatıyor ve kendi düşüncemi de ekliyorum; yaşam insanın gördükleri,duydukları... 5 duyunun hissettiğidir, bundan vazgeçmek de en büyük hakkıdır...
    (agoncy 25.02.2009 23:28)
  18. "Hala sabah olmadı."
    Rüzgarı duymamak için kulaklarını tıkıyordu; ama bu sesi duymamanın imkanı yoktu. rüzgar beyninde uğulduyordu.
    birşeyler hatırlamaya çalışıyordu. küçük bir kız çocuğu vardı zihnindeki resimde. küçük kız yanmış yüzüyle gülümsüyordu. adam sahildeydi ve buz gibi havada cayır cayır yanıyordu. adam hiçbirşey değil, sadece ölmek istiyordu.
    doğu tarafındaki tepelerin üzerinde göğün ışıkları yanıyordu. güneş kurşuni tülünü seriyordu denizin üzerine.
    sabah oluyordu.
    adam içindeki ateşe dayanamıyordu. zihninde zavallı bir kız vardı ve yanmış yüzüyle gülümsüyordu. kız içinde yanıyordu ve onu yakan ateş sönmeliydi.
    üzerini çıkardı ve kendini denize attı.
    göğün mavisiyle birlikte düştü sulara. yüzdükçe yüzüyordu. buz gibi su söndürmüyordu ateşini.
    "daha derine gitmeliyim."

    derken dalgaların arasından neşeli bir ses geldi kulağına. adam kaldırdı sulardan başını. bir kız çocoğu vardı dalgaların ortasında, neşeyle oynuyordu sularla. kız bir görünüyor bir kayboluyordu. adam daha da yüzdü. kızın yüzünü görmek istiyordu.
    bulutlar adamın hayalini sulara çiziyordu.
    küçük kız ıslak saçlarını savuruyordu, neşeli kahkahaları suları coşturuyordu. adam hayatındaki en güzel şeyi gördüğünden emindi.

    bir ara kız adama döndü ve ona seslendi:
    -baba!
    adamın beyninde bir çığlıktır koptu
    "baba"
    gözünün önünde alevler yükseldi ve bir hayal belirdi solgun hatıralarından:
    küçük bir kız alevlerin içinde çırpınıyordu.
    adamın göz yaşları ve farkında olmadan 'kızım' diye haykırışları dolduruyordu denizi. adam kızının ardından yüzüyordu. kızı ona dalgalardan öpücükler yolluyordu.
    ve adam yüzdü, ta ki...
    sonsuza kadar.

    adam işte böyle intihar etti.
    (notdra 13.12.2009 00:18 ~ 13.12.2009 00:25)
  19. "İntihar, yıkanarak çıkarılamayan bir boya gibi batı kültürüne işlemiştir." Al Alvarez

    (notdra 19.05.2010 23:58)
  20. (bkz: ihtiyar)
    (tulkas 24.07.2010 13:17)
  21. yaşamdan çok ölümün anlamını yitirmesi durumudur diye anlatır pek çok intihar eden edebi kişilikler.
    oysa belki de ölüme karşı bir duruştur.bireye,özgürlüklere verilebilecek en yüksek değerdir.ruhunun ve bedeninin gelecek planını kesin hatlarıyla çizme durumudur.

    ama yine de;abi napıyosun,annem de sarma yollamış dur bi onu yiyelim deyip intihar etmek üzere olan kişi yolundan çevrilebilir.
    (agoncy 24.07.2010 22:15)
  22. (bkz: müntehir )
    (diyojenist 24.06.2011 22:02)
  23. Emanete ihanettir.
    (kinslayer 26.06.2011 01:51)
  24. hayati bir karar.
    (muhsinbey 27.08.2011 05:21)
  25. (bkz: dönüşü olmayan yola çıkmak )
    (avare 11.01.2013 00:06)

<< >>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.