tarihi sumela manastırımız trabzon ilimizdedir. ayrıca trabzon müzesi ülkemizin en güzel müzesidir. güzellik müzede sergilenen eserlerden değil, bulunduğu tarihi binadan dolayıdır. karadeniz'in en gelişmiş ilidir. sanayi burada başlar. d&r bile vardır.
haftada 2 defa yağmurun yağdığı, birinin 3 gün diğerinin 4 gün sürdüğü, doğu karadeniz'in bana göre güzel şehirlerinden bir tanesi. doğa güzelliklerinin mutlaka gezilmesi gerekir.ganita'da ve meydan parkında sohbet eşliğinde çay içilir, boztepe'den şehir izlenir, uzungöl'de alabalık yenir, köylülerle sohbet edilir, ve mangalda hamsi yenir.
bunların hemen hepsi heryerde yapılır ama trabzon'da bir başka olur.
ne yazık ki en güzel sahilini sanayii ye kurban vermiş şehir. halkı futbol hastasıdır. sokakta kız çoçukların bile futbol oynadığını rahatlıkla görebilirsiniz. yeşili harikadır, mavisi ayrı güzel. fakat denizin kıyı kesimi kirlenmiştir, üzücüdür. akçaabat köftesi, hamsisi, hamsiköy sütlacı, trabzon ekmeği yenilesi, ün yapmış enfes tatlarıdır. üniversite öğrencileri önemli geçim kaynaklarındandır*. yaylaları halen eski güzelliğini korumaktadır. gidilesi, görülesi ama fazla kalınmayası şehirdir. ha, oralıdır insan, yaylad evi vardır, o zaman kalmasına da birşey demem ama, şehir kısmı hoş değil, o kadar muhteşem tarihi yapıları olmasına rağmen. belediye görevlerini ancak hatırladığı için 2006-2007 sezonunda birkaç güzellik yapmaya başlamıştır. ****
birinci karadeniz spor oyunları'na ev sahipliği yapmış olan şehirdir. bekleneni pek veremese de, trabzonluların bu konuda biraz daha çalışması gerektiğini gün yüzüne çıkarmıştır. * ayrıca, bu şehre, volkan canalioğlu gibi, düşünceleri ülke adına yararlı olan bir belediye başkanına sahip olduğu için imrenilir.
trabzonlular memleketimizin gelmiş geçmiş en köklü ve en saygın topluluğundandır. kültürüyle,tarihiyle,doğasıyla ve insanlarıyla çok renklilerdir. burayı görmeyip de bu topraktan gelen biri olarak aslen trabzonlu olmaktan gurur duymaktayım. ve aksini iddia edip trabzonlular şöyledir böyledir diye ağzında geviş getirmeyi bilenlere de ayrıca hoş çağrışımlarım vardır. (bkz: laubali)
okulum sebebiyle 3 senedir trabzonda yaşayan, dolayısıyla insanlarıyla muhatap olan, konuşan eden birisi olarak halkı ve bizzat kendisi hakkında izlenimlerimi "trabzonlular şöyledir böyledir" şeklinde dile getirmekten geri durmadığım, hakkında atıp tutmak konusunda yüzsüzlükte sınır tanımadığım ilimiz. davranış biçimi konusunda ya bana sadece istisnalar denk geliyor, ya da istisnalar kaideyi bozmuyor. bölgenin insanının -yanlış veya doğru okunsun- belli bir karakteristiği olması kadar doğal birşey de göremiyorum. demek ki benim insan olmadığımı ortaya çıkartmış ilimizmiş aynı zamanda. vay be, nerden nereye..
karadeniz sahil yolu projesinin en geniş ayaklarından biri diyebilirim sanırım... en kötü yanı sahili doldura doldura yakında ukraynaya varacak olmamız... burdan yetkililere sesleniyorum: memleketimi bu kadar betonlaştırmayın yahu!... biz yeşilimizin bittiği yerde mavimizin başlamasıyla nam saldık, şehirle aramıza koca bir otoyol koydunuz... oldu mu ya?
gözümde tüten memleketim.. özledim hem yeşilini hem mavisini...
yaşamak lazım , anlatılamaz.. o deniz kenarnda çay içmek maviyle yeşili aynı anda görmek
yemyeşil yaylasında su içmek, nefes almak...
tanjant yolunun yapılmasıyla refüj'de bir binaya sahip olan kent. Tarihi Baro binası yıkılamamasından ötürü sabit tutulmuş yol etrafından dolaştırılmıştır. böylece bilğimiz refüj tanımı birazcık şekil değiştirmiştir.
necip fazıl'ın özetlediği gibi; "toz gibi vicdan azabı yağan yağmurlarının altında cinnet buhranlarına düştüğüm şehir"dir. bazen güneş gösterir kendini, düşülen buhrandan kurtulacak gibi olunur, sonra yine yağmur! dengesiz havaların insan psikolojisine yansıması oldukça yüksektir.
fuara birbirinden güzel elişleri, çorapları, kilimleri, hamsi şeklindeki dolap süsleri vesaire ile katılan ama en çok dikkat çeken objeleri hiç kuşkusuz fındık toplayan veya hamur açan genç kız figürleri olan il. bu sırf trabzon için değil bütün karadeniz için geçerli tabi ama bir tanıtım aracı olarak bu minik bebekler gerçekten güzel bir fikir, üstelik çok özenle yapılmış. takdir ettim.
şaka sanırdım ama gerçekten stres dolu bir şehir.insanları acayip derecede gergin.köyünü kasabasını bilmem şehir merkezi bu şekilde.ayrıca tuhaf şekilde denizle araları pek iyi değil.öyle denizle içiçe bi şehir değil
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.