şüphe

    duyguların en kötüsü gibi görünen, ancak aslında insanı ileriye götürecek olaydır. fazlası zarardır (bkz: paranoya). insanın kendinden başkasına güvenmemesi gerekir. ne olursa olsun insan yalnızdır. lüzumsuz insanlara, yada lüzumlu gözüküp de lüzumsuz olan insanlara güvenmek kesinlikle yersizdir. o insanların da lüzumsuz olup olmadıklarını anlayabilmek için yine şüphe duymanız gerekmektedir. ayrıca bu bir paradoks da sayılabilir sanırım.

    nietzsche' nin de dediği gibi:

    --- alıntı ---

    insan yalnızdır. ve iyi bir insan için en iyi dost 3. dür.

    --- alıntı ---

    işte bu yüzden insan benliğini oluşturmalı ve ona güvenmeyi öğrenmelidir derim ben. yine de güvenecek biriniz varsa onu kaybetmeyin.....*
    (15.04.2007 10:18)

kasdav

    insanların yalnızca birbirleriyle yakınlaşmak için gittiği, amatör grupların(hatta henüz grup bile olamamış) abi gruplarının** şarkılarını taklide çalıştığı liseler arası müzik yarışması. cover şarkıların doğru düzgün çalınamayan coverlarını dinlemek için en ideal yer. müzik namına neredeyse hiç birşey içermeyen tek müzik yarışması.
    (14.04.2007 11:27)

güzellik

    önemli olan dış güzellik değil, iç güzelliktir derler. doğrudur hakkaten. herkesin işine gelmiştir bu söz. dış güzelliğe, fiziğe önem vermeyenler "bizim için insanın içi, ruhu önemlidir." demişlerdir. fiziğe önem verenler ise bu sözü "önemli olan (kıyafetlerin) dışı değil, (kıyafetlerin) içidir." diyerek bunu kendi seviyelerine indirmeyi başarmışlardır. bu şekilde güzellikte zamanla yozlaşmış, basit bir şey halini almıştır. evet... basit ama öldürücü. hiç kimse dayanamaz güzelliğe.....

    theory: belki de bu sözü bir fikir adamı değil de bir çapkın söylemiştir de sonrada değişmiştir. belli de olmaz hani.
    (08.04.2007 13:00)

rumelisalaklarsalagi

    diyarın en yeni vampirlerinden, üniversiteli, abim kategorisinde bulunan ama asla gerçekte öyle bir şansa sahip olamayacak* kişilik. kısaca özetlemek gerekirse:

    efendim öncelikle kendisi bir d&d manyağıdır. uyumaz, sadece d&d oynar. e dolayısıyla fantastik dünyayla arası pek bir iyidir.

    the lord of the rings alanında da çalışmaları vardır efendim kendisinin. tolkien adlı yüce kişinin kendi çapında oluşturduğu eldar diline bir kaç yeni kelime eklemiştir, kelime köklerini inceleyerek.*

    kendisinin pipo ve sigara alanlarında ve bilimum tütünlü hedelerde rekorluk denemeleri vardır.

    ayrıca kafasına eseni yapar pek bir tereddüt etmeden. bir arkadaşı kırmamak için kadıköy iskelesinde atlamak üzere olduğunu hatırlarım.

    trafikle arası berbattır efendim şahıs kişisinin. beklemez, bekleyemez. ama bari en azından güzel bir araba tarafından katledileyim** isteği içerisindedir.

    en içten hoşgeldin dileklerimi belirtir, iyi tanımlar dilerim.*
    (08.04.2007 10:43)

darth bane

    darth bane bilinen ilk darth ünvanına sahip sith lordudur. odnan sonraki bütün sith lordları da bu ünvanı almıştır. hayatını ve gelişen olayları kısaca özetlemek gerekirse....

    darth bane bundan yaklaşık bin yıl önce yaşadı. o zamanlar birbirleriyle ihtilafa düşmüş bir sürü sith lordu vardı. elbette bunların da sayısız düşünceleri, askerleri, güçleri vardı. darth bane'e karanlık taraf ve sith yolu ustası lord qordis tarafından öğretildi. bane öyle kendine güveniyor ve öyle çok yol katediyordu ki resmi olarak öğrenciliğini tamamlamaya gerek bile duymadı. ona göre liderlik onun doğuştan hakkıydı ve hiyerarşik düzene ve kıdem saygısına ayıracak vakti yoktu.

    darth bane en çok sith lordlarının lordu olan lord kaan' ı küçümsüyordu. zalim ancak korkak bir sith olan kaan "güçlülerin tarafından yönetilme" felsefesini benimsemişti. ve bu yüzden bane onun için büyük bir tehdit oluşturuyordu. kaan da onu savaş öncesinde zehirletti. darth bane savaş alanında yığılıp kaldı. kaan'ın sith ordusu ve karanlık kardeşliği onu ölü diye bırakıp gittiler.

    fakat bane hayatta kaldı. hiçbirşey olmamaış gibi karanlık kardeşliğe döndü ve jedi lordu hoth'un aydınlık ordusuna karşı savaştı. başarılarından dolayı kaan onu istemese de savaş konseyine almak zorunda kaldı.

    darth bane aydınlık ordusunu yoketmek için çok agresif bir güç tekniğini uygulamak için sith lordlarını ikna etti. toplu meditasyon için bir araya geldiler ancak bane'in yüreğindeki korkunç öfkeyi görünce teması kestiler. böylece bane' in tekniği yalnızca ruusan'ın ormanlarını küle çevirdi.

    yenilginin eşiğine gelen kaan "düşünce bombası" denen bir güç silahıyla bütün düşmanlarını yoketmeye karar verdi. kaan, karanlık kardeşlik ve tüm aydınlık ordusu bu felakette öldüler.

    fakat bane, yeiden, tek başına hayatta kalmayı başardı. gemisi valcyn'le dxun' a yöneldi. yolda kaan'ın ve qordis' in ruhları bane i ihanetle suçladılar.

    dxun' da bane 3 bin yıl kadar önce exar kun' a güçlerini kazanmasında yardımcı olmuş olan dark jedi freedon nadd' ın boş mezarını buldu. mezarda karanlık tarafın pek çok eski sırrını içeren bir holocron buldu. dxun' da holocronu incelerken orbalisk denilen tuhaf yaratıklar bane'in vücuduna yapışarak hem ona adrenalin vererek güçlenmesini sağladıalr hemde organik bir zırh oluştrdular.

    dxun' da kaldığı süre içerisinde karanlık taraf ve güç ile ilgili bir çok teoriler buldu. eskiden karanlık taraf çok seyrek yayılırdı ve bir çok sith lord tarafından paylaşılırdı. bu da iç çekişmelere ve gerilemelere neden olurdu.

    ve bane kararını verdi. bundan sonra 2 den fazla sith lord' u olmayacaktı. yalnızca 1 usta ve bir öğrenci. tıpkı 3 bin yıl önce exar kun ve ulic qel-droma' nın yaptığı gibi... bane kendi öğrencisini onderon' da buldu ve sith düzeninin bundan sonraki bin yıl boyunca sürecek geleneğini başlattı.

    bane sith düzeni'ne bir gelenek daha kazandırdı. artık bundan sonraki her sith lordu onun ilk adı olan darth'ı ünvan olarak alacaklardı.
    (03.04.2007 17:21)

carpe diem

    aslında insanların genel olarak yanlış anlayıp yorumladığı bir sözdür. insanlar genelde "anı yaşa" dendiğinde aklımıza geleni yapalım, herşeyi, her istediğimiz yapalım ki hayattan zevk alalım, yapmadığımız şey kalmasın olarak algılarlar. bu da bir yorumdur elbette. çünkü doğru yoktur yalnızca yorumlar vardır. ancak kendi yorumuma göre, carpe diem ile anlatılmak istenen; yaşanan andan zevk alınmasıdır. zevk alınası bir an yaratmak değildir. bir arkadaşınızla beraber oturup sohbet ederken bunu yetersiz bulup ekstra şeyler yapmak değildir carpe diem. o arkadaşınızla sakin ve hiçbirşey yapma zorunluluğu duymadan sohbet edebilmek ve bundan zevk alıp mutlu olabilmektir.

    benim carpe diem' im budur. paylaşmaktan mutluluk duydum...
    (01.04.2007 10:24)

hobbit

    the lord of the rings trilogy' sinde tek yüzüğü taşımak ve yok etmekle görevlendirilmiş frodo isimli şahsiyetin de dahil olduğu, kendi çaplarında yaşıyan, iyi yaşayan iyi eğlenen küçük ırk. ayrıca rumelisalaklarsalagi nın sarfettiği replik ile orta dünyanın temellerini sarsmış bir ırktır. çünkü kendisi " kıllı ayaklı kısa ibne" diye tanımladığı "hobbit" ile kediyekafaatmayaazmettirenfare ve beni gecenin 4 ünde koparan ırk.
    (31.03.2007 01:32)

dünya

    şu ana kadar yaşayan ve bilinen temas halinde olduğumuz en yaşlı şey. evet o 6,5 milyar yaşında. ve hepimizden fazla şey gördü. hatta hiçbirimizin gördükleri onunkilerin dışında olmadı. herkes ve herşey ona hükmetmeye çalıştı ama hiçbiri hedefine ulaşamadı hiçbir zaman.

    onlar ona zarar verdiler ve karşılık olarak yalnızca zarar gördüler. ama en sonunda -onların sonunda- onlara kucak açtı hep. milyarlarca yıl sorunsuz yaşadı ve yaşattı. ta ki insanoğlu gelene kadar. o zaman solmaya başladı. hastalandı. insanlara yardım etmeye çalıştı. onlara yardım elini uzattı ancak onlar kolunu baltalamayı yeğlediler. zaman zaman uyardı onları ama onlar korktular, anlamadılar, kaçtılar ve yok ettiler. sinirlendi bazen, bütün hıncını onlardan çıkarmak, bütün yaptıklarının hesabını sormak istedi ama merhametine yenik düştü her zaman. onlara doğal barınaklar ve yiyecekler sundu. ve ekledi: "yeter ki, rahat bırakın beni. olduğum gibi kabul edin, başka arayışlara girmeyin!" ama onlar yiyecekleri alıp, barınakları yıkarak kendi "dünya"larını kurmaya gittiler. ve bir süre sonra artık dünyayı dinlememeye başladılar. kirlettiler onu kendi zevkleri uğruna....

    yüzyıllar böyle geçti. yaşlanmıştı artık dünya. hasta yatağında yatıyordu ve ancak fısıldayabiliyordu artık onlara "ne olur yapmayın!" diye. ve sonunda biri duydu onu. varını yoğunu ortaya koyup yandaşlar buldu. diğerlerine anlatmaya çalıştılar. bazıları anladı, bazıları anlamak istemedi.

    ve şimdi hepsi biliyor ki dünya ölüyor. birşey yapıp kurtarmaya çalışanlar da var, kaçıp kurtulmaya çalışanlar da... ama artık çok geç. onlar başka dünyalar bulmaya çalışıyorlar, dünya ölürken orada olmamak için.... bilmiyorlar ki başaramayacaklar. bilmiyorlar ki dünya ölürken intikamını da alacak.

    evet, onlar biziz. dünyayı biz öldürdük. acısını da çekecek olan bizleriz. eh ahdi buyurun arayın dünyanızı. bulunca ona eski dünyanızdan bahsedin. ona yaptıklarınızı anlatın. ondan sorna sizi kabul edip etmeyeceğini görün. ona dünyanın son sözlerini söyleyin.

    bilin ki başka bir dünya olmayacak ve başka bir şans.... artık çok geç.....
    (27.03.2007 09:13)

koçbaşı

    genelde kale kapılarını yada açılması mümkün olmayan şeyleri kırmak için kullanılan bir savaş aletidir. baş kısmı demir, gerisi tahtadan oluşur. ama ortam lise olunca, bana bu tanımı girme ilhamını veren olay haline gelmeyi başarmıştır. gözlüklü ve kısa bir çocuğu yatay halde, yere paralel olarak tutup kafasıyla bilgisayara laboratuvarının kapısını kırmaya çalışanları gördükten sonra 3 ders kendime gelemedim. arkadaşlar mantık çerçevsinde davranalım lütfen....
    (bkz: ben bugün bunu gördüm) ayrıca (bkz: oha)
    (27.03.2007 09:00)

hitit cadisi

    kediyekafaatmayaazmettirenfare sayesinde tanıdığım ilk vampir. diyarın lordalrından biri. kesinlikle uğraşılmaması, ne ufak tartışmaya dahi girilmemesi gerekilen hoş sohbet insan. ayrıca poker partnerim, öğrencim ve psikolojik danışmanım ve beni "kendi iyiliğim için" azarlayan şahıs. ayrıyeten radyonun 3. ortağı olduğunu acı bir şekilde öğrenmiş oldum. koca bir özür ve teşekkür borçluyum kendisine...
    (27.03.2007 08:58)

ney

    üflemeli çalgılardan biridir. ses çıkarmak çok zordur. diğer çalglar gibi yalnızca üfleyerek ses çıkarmanız mümkün değildir. sinirliyken veya sakin olma durumu dışındaysanız uğraşmanızın anlamsız olduğu çalgıdır. genel olarak sazdan yapılır. derin, sakin ve hüzünlü bir sesi vardır. bir arkadaşımın rock grubuna ney eklemek gibi bir fikri vardı bir zamanlar.... garipti, olmadı....
    (27.03.2007 08:55)

su savaşı

    bugün kediyekafaatmayaazmettirenfare ile beraber ne olduğunu bilemeden başladığımız sonuçta baştan aşağı sırılsıklam olduğumuz, yetmiyormuş gibi çevremizdekileri de ıslatıp bol bol azar işittiğimiz mükemmel oyun. sonucunda zatürre olma şansı yüksektir. hocalarla inatlaşmamak gerekir. lakin bu oyunu onlar da oynayabiliyormuş onu öğrendik bugün. bundan sonraki hedefim okuldaki hocalardır. hatta sonraları vampirlere de bulaşmayı düşünüyorum. * * ayrıca (bkz: eşek şakası)
    (26.03.2007 10:23)

vampircik bir yaşında zirvesi

    şu anda belkide başlamış olan. benim ise ailesel sorunlarım yüzünden gelemediğim ve bu entryi girerken sinirden kendimi harap ettiğim mükemmel olay.. siz eğlenin olur mu?*
    (24.03.2007 06:20)

download festival 2007

    hayatımda duyduğum en aşmış konser. gitmek için kendimi parçalayacağım ama gidemeyeceğimden dolayı 4 hafta bunalıma gireceğim mükemmel olay.detaylar olarak:

    donington park' ta yapılacaktır. ingiltere de yapılacak olmasına rağmen mükemmeldir. gitmek lazımdır. 8 9 10 haziran da yapılacaktır. lineup:

    headliners: my chemical romance, linkin park, iron maiden
    bowling for soup, bring me the horizon, buckcherry, devil driver, chimaira, dimmu borgir, dragon force, dream theater, enter shikari, evanescence, gallows, job for a cowboy, killswitch engage, korn, lamb of god, machine head, marilyn manson, megadeth, mötley crüe, slayer, shadowsfall, stone sour, thirthy seconds to mars, turbonegro, unearth, velvet revolver, within temptation, wolfmother.

    okuyunca içim titredi... sonra bilet fiyatlarını düşündüm, kanım dondu. ancak o kadar da pahalı değilmiş bu organizasyona göre. söyle ki haftasonu kamp dahil 145 pound. ancak elbette "RIP" yani rest in peace den faydalanabilirsiniz eğer rahat bir konser istiyorsanız. ancak onların platiniumları 400 pounddan başlıyor. bir de walk the dog diye bir yarışmaları var. içeriği bir köpeğe en acayip ve süper kıyafetleri giydirerek dolaştırmak.

    eh daha fazla söze gerek yok sanırım. metal tarihi için unutulamayacak bir konser olacağı kesin.

    detaylı bilgi için http://downloadfestival.co.uk/home/
    (23.03.2007 12:21)

sevgiliyi beklemek

    kişilerin durumuna göre bekleme süresi, hissedilenler değişkenlik gösterir. mantık olarak erkek kızı bekler. ancak bazı anormalite durumlarda kızlarında beklediği görülür. zaten heyecanlı olan kişi oraya gittiğinde sevgilisini göremeyince bir hayalkırıklığına uğrar. hemen telefona sarılır. ancak o geç kalmıştır. oturulup çaresiz beklenir. sık yapılmamalıdır, aksi halde ilişkiye ciddi zararlar verebilir. bekleme süresi en azami yarım saattir.

    bir de yüzsüzler vardır. bekletir bekletir gelmezler. gelemeyeceğini de söylemezler önceden. bir de başıma böyle aşırı bir olay gelmişti. pazar günü saat 9 da kadıköy de buluşulmak üzere anlaşılır. ancak rea henüz yazlıktadır. "sabah erken çıkarım, yetişirim." diye akşamdan gitmez. ertesi sabah telefonunun acı melodisiyle uyanır. saat 10.30 tur. apar topar kalkar hazırlanır. kahvaltı yapmak, sağa sola koşturmak sonucu 13.30 da yazlıktan çıkmayı başarır. bu süre zarfının tamamında sevgiliyle konuşulmakta ve azar işitilmektedir. 15.30 da eve gelinir. kıyafetler değiştirilip "apar topar" 16.30 da evden çıkılır. kadıköye varıldığında saat 17.00 olmuştur. karşısında kızgın bir sevgili vardır. hatta mucize bir sevgili... tamı tamına 8 saat beklemiş olan bir sevgili. rea karşısındaki inanılmaz canlıya bakar. içindeki sevgiyi hisseder. ancak karşı taraf için durum aynı değildir.... ve biraz sonra kadıköyü acı bir şekilde çınlatan bir tokat acımasızca* rea' nın suratında şaklar.

    burdan alınması gereken ders: yerine getiremeyeceğiniz sözler vermeyin. ayrıca sabahın köründe sevgiliyle buluşmaya gerek yok. 24 tane farklı seçenek var.***
    (bkz: sevgiliyi bekletmek)
    (23.03.2007 11:16)

sayfa: 1...-8-9-10-11-12...-14

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.