quenya da ainulindale olarak geçer. herşeyden önce iluvatar vardı, tek başına yaşardı. daha sonra ainur' u var etmek için şarkı söyledi. boşluğun içinde mekanlarını şekillendirdi, aralarında yaşadı, onlara herşeyi öğretti. ama onlara bahşettiği en önemli bilgi müzikti.

onlara şarkının neşeli temalarıyla ve yüce ilahilerle seslendi. gönlünden geçen yüce fikirleri açıkladı. bu şekilde ainur' un yaptığı müzik tahtının etrafında ihtişamla yükselecekti.

zaman geçti, iluvatar gönlündeki çok yüce bir fikri onlara açıkladı. daha önce böyle birşey bulunmamıştı. bu yüce fikir karşısında hayretten donakalan ainur iluvatarın tahtının önünde eğildi.

daha sonra iluvatar konuştu: " size açıkladığım bu gönlümden geçen yüce fikri, dış hatlarıla belirledim, bütün ayrıntılarına girmedim. sizden istediğim ise bu temanın şarkısını söylemenizdir. size bahşettiğim güçlerinizi ve zihninizi kullanarak bu müziği donatacaksınız. ben ise tahtıma oturacak ve müziği dinlerken böyle bir güzelliğe vücut buldurduğum için mutlu olacağım."

daha sonra ainur' un kadim koroları ıluvatar' ın temasını ulu bir müziğe dönüştürmeye başladı. ainur' un müziği devam etti, ta ki ezgisi büyük denizin kükrmesiyle birleşip mükemmel bir ahenk oluşturana dek ve ıluvatar' ın yaşadığı mekanı ezgisiyle dolup taşırana dek. ölçülemez güzellikte bir müzik uzun süre devam etti. daha önce böyle bir müzik hiç var olmamıştı.

ıluvatar oturup dinledi. uzun süre müzik ona çok iyi göründü. çünkü ainur çoğu şeyi çok iyi öğrenmişti bu yüzden müzikte kusurlar azdı. ama bir süre sonra müziğin temasına melkor' un kendi kibirli imgeleri karışmaya başladı. etrafında hemen bir kalabalık ve uyuşmazlık yükseldi. çevresindekilerin çoğu ümitsizliğe kapıldılar ve müzikleri zayıfladı. amaçladıkları ulu tema yerine onun müziğine ahenkle çalmaya başladılar.

bu şekilde müzik giderek kaba ve çirkin bir hal almaya başladı. ıluvatar; müzik artık dayanılamaz bir hale gelinceye kadar oturup dinledi. daha sonra hüzünle gülümseyip sol elini kaldırdı. ilki gibi ama pek benzemeyen bir tema oluştu hemen e tema güçlenip güzelleşti. artık bir ses savaşı vardı ve bir çınlama yükseldi.

sonra ıluvatar sağ elini kaldırdı. artık gülümsemiyor, ağlıyordu. ve bir başka tema ıluvatar' ın ayaklarının dibinde oluşuverdi. diğer 2 tema birbirine karışmış garip, rahatsız edici bir ahenkle dönüyorlardı.

bu sırada ıluvatar' ın salonları sarsıldı ve ıluvatar iki elini birden kaldırdı. tek bir kadim akor çaktı, müzik gümbürdedi ve kesildi. ve ıluvatar konuştu : " ainur güçlüdür, görkemlidir ve melkor aralarında en kudrretli olanlarıdır. ama şunu unutmayın ki bunların oluşmasına ben neden oldum. düşüncemden oluşan bu ezgiyi, var ettiğim sizler kadar sevecektim belki, belki daha çok. sen melko: ıluvatar' dan gelmeyen hiçbir ezginin çalınamayacağını anlayacaksın." dedi ve daha birçok sözler söyledi.

bunun karşısında ainur dehşete kapıldı. onların utançlarını ve şaşkınlıklarını gören ıluvatar, görkemli bir şekilde kalktı ve yaşadığı yerden uzaklaştı ardından ainur' a peşinden gelmelerini söyledi.

ve bir boşluğa geldiler. önce boşluk olan yerde harika bir manzara izlediler daha sonra ıluvatar konuştu: " işte müziğiniz ve koronuzun söyledikleri. evet burada pek çok güzel ve çirkin şey var ve bunlara siz şekil verdiniz, vereceksiniz. ama herbiriniz anlayacakki, kim tarafından tasarlanmış olursa olsun bütün süslemeler ve işlemeler benim tarafımdan öngörülmüş ve tasarımda olan şeylerdir. yalnızca tek bir şey ekledim "yaşam ve gerçeklik veren ateşi"- ve o dünyanın kalbinde yanıyor."

sonra ainur' un dünyanın katmanlarının oluşmasını hayranlıkla izlediler. ve gerçekten de ainur' un müziği, suyun içinde yankı buldu. ve bunun gibi birçok tasarımlar oldu. ve 14 ainu arda' ya hayran olarak ıluvatar' dan izin istedi, oraya inebilmek için.

ve ıluvatar da onlara izin verdi. bu sayede bu varlıklar arda' ya indi ve artık eldar onlara valar olarak seslendi.

dipnot: daha detaylı bilgi için bakılabilecek yerler; kayıp öyküler kitabı 1 ve silmarillion'dur. ayrıca;

(bkz: valar)
(bkz: ainur)
(bkz: ıluvatar)
(bkz: arda)