abi seviyorsan git konuş bence

    sanıyorum en klişe ve en öküz arkadaş tavsiyesidir bu. biraz gaz verme, biraz başından savma, biraz tecrübesizlik diyeceğim ama adama bu aklı veren bildiğin öküzdür arkadaş. adam zaten onun farkında sen adama de işte bak şöyle yaklaş, şunu bunu yap bakalım onda da sana karşı bir şeyler var mı. ama yok illa dangozluk yapacak adam. "abi ne kaybedersin ya" gelir tabi bundan sonra kesin. ki bu gaz ile yola çıkan adamların %83'ü eve yine sap dönmüştür. bu yüzden derdinizi anlatacağınız, akıl medet umduğunuz adamları iyi seçin aman diyeyim.
    (10.06.2012 00:43)

kendi evinde hizmetçi olmak

    sanırım evin en küçüğü olmanın default değeri gibi bir şey bu.
    (09.06.2012 23:18)

eksik bir şey

    kesinlikle güzel ve anlamlı bir şarkı ama ne zaman ki "terliklerimle, gelsem sana sonunda aşkı bulmuş gibi" sözlerine geliyor beni kaybediyor bu şarkı. bir türlü anlam veremiyorum bu dizeye. terliklerim ile geldiğimde aşkı mı bulacağım yada terlik ile dolaşmak dervişlik gibi çile çekme mertebesinde bir şey mi onu kavrayamıyorum. hatta terlik ile dolaşmak dişi kısmına romantik mi geliyor onu bile düşünmekteyim. ki çoğu adam ayaklarına özen göstermez pedikür* bilmez yani terlik üstünde çorap giyen adamdan etkilenen hatun ile bizim işimiz olmaz. garip bir mısra burası ama burası dışında kesinlikle güzel şarkı.
    (09.06.2012 03:30)

hit and miss

    **
    6 bölümlük mini dizi. daha ilk bölümünü seyrettim konusu hakkında gram fikrim yok ama ilginç bir dizi. son derece taş bir ablanın otoparkta bir adamı öldürmesi ile başlıyor dizi. sonrasında abla saklandığı yere dönüyor burada göğüs ve kalça görüyoruz ki dizi bizim için ilginçleşiyor ama abla banyoya girerken kamerada ablada olmaması gereken başka bir şey gözümüze çarpıyor. hatta direk sokuluyor gözümüze gözümüze. ablanın bir kiralık katil olduğunu öğreniyoruz ve eski zamanlarda bir kadın ile ilişkisi olduğu ve 11 yaşında bir oğlu olduğunu öğrenmemiz ile "nasıl yani lan" demekten kendimizi alamıyoruz. sonrasında ablanın transeksüyel olduğunu öğreniyoruz. dediğim gibi daha ilk bölümdeyiz ama değişik ilginç bir dizi. shameless dizisinin yaratıcısının elinden çıkma bir dizi bu arada. chloë sevigny baş rolde ki ablayı googleda arattığınızda ne kadar taş olduğunu göreceksiniz. dediğim gibi pek bir fikrim yok açıkcası hakkında ama ilk bölüm feci şekilde ilginç geldiğinden devamını getireceğim gibi geliyor.
    (09.06.2012 03:19)

hüzünlüyken dinlenmeyecek şarkılar

    ilk aklıma gelen jeff buckley - forget her. kafa dumanlıyken uzak durulası şarkıların başında gelir.
    (09.06.2012 02:59)

taş gibi kızların odun gibi adamları sevmesi

    o odun gibi adamların banka hesaplarının dolgun olduğunun göstergesidir.
    (07.06.2012 03:29)

porno film

    aslında bizim ülkemizde olmasa bile büyük bir sektör. büyük ölçekli bütçeler harcanıyor filmlerde. 20-25 dakikalık sonu bellilerden bahsetmiyorum bu arada. iron man 2'yi indireceğim derken tamamiyle dikatsizlikten* dolayı iron man temalı bir tanesine denk geldiğimde fark ettim bunu. -ki bunu ne zaman anlatsam arkadaş ortamında söylesem dervişin fikri neyse zikri odur diye alay ettiler ama neyse. sonrasında merak edip* o filmi yapan firmanın filmlerine baktığımızda scooby doo, silence of the lambs ve hatta star wars paradolilerine denk geldik. ki uyduruk şeyler değiller kesinlikle.* kaldı ki içinde drama, komedi, bilimkurgu ögeleri taşıyan versiyonları da var. diyeceksiniz ki onlara erotik film soft porn ama değil işte bildiğin porno. sektör geniş, hedef kitle sürekli artıyor, konu sıkıntında yok. porno film yapımcıları boşuna lüks villalarda oturmuyor. oyuncu sıkıntısı diyeceğiz belki ama onda da sorun yok gibi. hatta porno filmlerde ünlenip hollywood'a geçiş yapan nicesi mevcut. porno filmler insanların gözünde ayıp, tabu olarak görülse de aslında dozunda alındığında gelişim açısından sağlıklı bir şey. hele ki bizim toplumumuzda ergenlere sağlıklı bir cinsel eğitim verilmediği düşünülürse elemanlar nereden nasıl öğrenecekler bu işi. ha tabi porno bağımlısı olsunlar demiyoruz ama fikir almak açısından iyidir. fikir almak diyorum ama bakın tutupta her gördüklerini uygulamaya kalkarsalar sonu yaş o işin.
    (07.06.2012 03:25)

pisuvar tedirginliği

    erkekler tuvaletinin vazgeçilmez ögesi yap çık mantığı pisuvarlar bazen cidden adamı gerebiliyor. şöyle ki yan yana dizilmiş 3-4 adam sözüm ona bel boyunda paravanlar ile ayrılmış bölmede böbreklerini rahatlatacaklar ama öyle olmuyor işte. insan bir geriliyor mahremiyet lazım çünkü bu işlemi yapmak için. ne kadar sıkışmış olursan ol eğer ki pisuvarda yanına biri geldi mi tekliyor tıkır tıkır çalışan makine. bu baktı bakmadı mantığı değil alışmışız tuvalette tek olmaya yanına biri geldi mi kendini savunma moduna alıyor vücut. söz geçiremiyorsun az önce kıvrım kıvrım kıvransada yok hayatta olmuyor. kabinlerde boş olmuyor çoğu zaman. bayanlar tuvaletinde içerde beklemek alışılmış bir şey olabilir ama erkekler tuvaletinde yok öyle bir şey. hadi lavaboda biraz oyalan filan ama önce ellerini yıkayıp saçını düzelten sonra işini görmeye giden adam pozisyonunda olmakta geriyor bazen. sıkıntılı bir durum. yanında ki adam şarıl şarıl işini hallediyor sen öyle kala kalıyorsun. tribe giriyor insan. hayır pisuvarda oyalansan da olmuyor. bar, pub gibi tuvalet trafiği işlek yerlerde sıkıntı büyük. boş kalmıyor ki içerisi. senden sonra gelen adam işini bitirip gidiyor sen hala duvara bakıyorsun. bunun en pratik yöntemi tuvalete görebileceğin bir yere konuşlanmak. boş kaldığı anda topuklayıp kabinlerden birine yapışmak. ha oldu da içerdesin pisuvar başında oyalanacaksın birazcık. böyle sağı solu keseceksin ne zaman ki içerisi boşaldı direk atacaksın kendini bir kabine. tabi masada bekleyenlerin dalga konusu olman muhtemel. girdin çıkmıyorsun diye. o da ayrı bir gerginlik sorunu. toplasan 4-5 dk da işini halledebiecekken süre uzadıkça "lan şimdi bunlar büyük ihalenin bize kaldığını filan mı düşündüler" diye gereksiz triplerede girebiliyorsun. sıkıntılı bu pisuvar konusu.
    (07.06.2012 03:04)

olimpik gün koşusu yürüyüşü zirvesi

    finish çizgisinde bekleyeceğim zirve olur en fazla. bize gelmez öyle koşmalı, yürümeli zirve yaşlı insanlarız nitekim.
    (04.06.2012 00:42)

ben seni hiç sevmedim ki

    eğer ki ilişkinin bittiğine bir türlü kabullenemeyen bir partnere denk gelirseniz kullanılması kaçınılmaz söz öbeği. aslında bu sözü sarf edene değilde bu sözü söyletene yüklenmek gerekir. her insan yalancıdır ama o kadar da saf olunmaz ki insan anlar ilişki boyunca hangi düzeydeyiz. karşındaki seni ne kadar seviyor veya önemsiyor insan anlar. gelip geçici bir heves mi yoksa gerçek mi sevgi bunlar bariz ayrımlar. öyle insan sarrafı olmayada gerek yok hani. he tabi ergenseniz daha tecrübesizlikten normal karşılanabilir pek tabi. tamam ağır bir sözdür ama dediğim gibi öyle kolay kolay çıkmaz bu söz. dangoz değilse tabi adam/kadın.
    (04.06.2012 00:40)

kimse bilmez

    seni görmem imkansız adlı grubun feci tatlı, acaip değişik coverı kesinlikle denenmelidir.



    (29.05.2012 01:03)

seni görmem imkansız

    "ismini, seksenli yılların modifiye türk sanat müziği şarkısı 'imkansız'dan alan grup 2009 yılı son yazında kuruldu. şarkılarını "olması mümkün olmayan her şey"e ithaf eden grubu synthesizer kaynaklı davullarda, sayıklamayı andıran vokallerde, karnaval klavye tonlarında ve aniden beliren tüm seslerde arayınız." şeklinde kendilerin tanıtan iki şirin hatundan oluşan grup. garip bir tarzları var. hipnoz etkisi yaratıyor bünyede ama dinlendirici baya. elektronik müzik diyeceğim ama o tarza uzak olduğumdan tam adlandıramıyorum. sözsel açıdan da çok tatlı şarkılar ama melodiler dediğim gibi bir trans etkisi yaratıyor bünyede. değişik tatlar arayan bünyeler için leziz bir grup, takip edilesi.

    şöyle kadıköy ve caddebostan sahilde çekilmiş klibimsi güzel bir videodan kendilerini daha yakından tanıyalım.



    (29.05.2012 00:59)

kafabindünya

    fevkalade bir türk post-rock grubu. şahsen benim baya bir hoşuma gitti kendileri. hoş daha önceden ismini cismini bilmeden dinlemişliğim olmuştu ama son çıkardıkları albüm ve yeni klipleri ile daha bir benimsedim kendilerini. biraz mono'yu andırıyor soundları. çok sıkı bir post-rock takipçisi olmasamda bazı geceler köşeme çekilip arınma için seanslar düzenliyorum. ki böyle bir gecede tanıştık kendileri ile. obi adlı yeni bir albüm çıkartmışlar mart ayında. binlerce özür, kapanış konuşması, moongazing, platonik aşk ve yapılabilecek bir şey yoktu ilk aklımda kalanlar. hepside birbirinden başarılı parçaların. kaldı ki memlekette post-rock yapan veya adam gibi yapan grup olmadığından tartışmasız lider konumda bu tarzda.

    ilk klip çalışmaları binlerce özür için çekmişler.


    (29.05.2012 00:45)

sevgilisine elbise almayan erkek

    çok düz bir mantık kuracağım şimdi adam kalkıp bir elbise alsa* hatun kişi direk şunu düşünecek "demek ki bu benim giyim tarzımı beğenmiyor". budur yani direk aklıllarına bu veya buna benze bir şeyler gelir. hadi bunu es geçelim şöyle bir sıkıntı var ben bilmem öyle m beden, s beden gider çok dar veya çok bol bir şey alırım ya ben o kadar şişman mıyım der yada elbiseye sığamaz bu seferde kiloluyum triplerine girer al başına belayı sonra. ha şunu diyorsan gidelim ben seçeyim sen al hem fikrini söyle bak o olur. ama tabi alışverişe dayanıklı bu konuda gerekli sabır testlerinden geçmiş bir abi bulmanız lazım bunun içinde.elbise seçeyim derken nice ilişkiler yitip gitti o mağazalarda.

    her şeyden daha önemlisi* mango'ya girip alışveriş yapan adam bizden değildir.
    (27.05.2012 15:57)

youtube yorumları

    başlık olarak biraz yavan kaldı ama sonuç olarak zeki insanlarız ne demek istendiğini anlayabiliyoruz di mi. şu youtube da paylaşılan videoların altında bireylerin kişisel görüş, beğeni ve eleştirilerini paylaştıkları yer diyeyim de ilk tanım niteliğini kazandırıp yoluma devam edeyim.

    yabancıların yorumlarına girmeyeceğim çünkü bizimkiler yetiyor bize. şimdi bir ton örnekler vermeye gerekte yok rastgele çok dinlenen veya paylaşılan her hangi bir videoyu açın ve aşağı doğru kaydırın sayfayı. mutlaka direk gözünüze çarpar zaten. sırf o yorumlar yüzünden dailymotion kullanmaya başladım. insan ister istemez bir göz atıyor yorumlara hani ben sevdim/sevmedim bunu ama bakalım millet ne demiş diye. öyle yorumlar oluyor ki bazen gülmeyi bırak üzülüyorum ben o yorumu yapanın haline. yani o kafaya ulaşmak için kesin sert bir şeyler kullanılması gerekiyor. eleştiriler zaten on numara herkes duayen, işin ehli ahkamlar havada uçuşuyor. meşhur olan kalıpları kullanmak cabası; beyin terk, arifin manchestere attığı golü arıyordum nereye geldim, o dislike yapan... vs. gibi. diyorum ya nasıl bir kafaya sahiplerse oraya o yorumu yapıp mutlu oluyor gerzekler sanırım. işte ben bunu anlamıyorum. takılıyorum cidden ben buna.

    şu sıralar trend bir videoda var sürekli açıp bakıp bakıp güldüğüm. sürekli sağ tarafta önerildiğinde çıktığından merak ettim. Ali'nin Sekiz Günü filminden on dakikalık bir parça. abla başından geçen bir ilişkiyi anlatıyor. filmi izlemedim ama fena değil gibi film içinden bir sahne sonuçta. ama alttaki yorumlar feci. örnekleme açısından güzel. videoyu izlemeseniz de olur ama yorumlara bakarak yukarıda ne demek istediğimi açık olarak görebilirsiniz.

    http://www.youtube.com/watch?v=rTdbQSbccY0&feature=related
    (26.05.2012 03:00)

sayfa: 1-2-3-4-5-6...-136

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.