ahmet necdet sezer

    kırmızı ışıkta durmanın halka karışmak olduğunu gösteren cumhurbaşkanımız. görevi sadece ve sadece veto etmektir. kendisine gelen yürütme organlarını azarlamak ve anayasa fırlatmak da görevleri arasında sayılabilir.
    halkının asıl unsurlarına karşı her zaman hışımla ve nefretle bakan onları benimseyemeyen , devlete düşman olanlara ise güleryüzle bakan. reis-i cumhurumuz. yani dosta şahin, düşmana serçe bakışı.
    (13.08.2007 19:50)

avrupa birliği ve türkiye ilişkileri

    olmaması gereken ama olan ilişki. bizi almayacaklarını bile bile hala köpek gibi kapılarında bekliyoruz.
    kimliğini korumadan, avrupaya girsen ne yazar girmesen ne yazar. sanki oraya girince bi bok oluyomuş gibi köpeklercesine savunuyorlar. tamam bizde ilerideler ama oraya girmeyem yaaa.
    oranın bilimini, teknolojisini girmeden alalım. zaten gerisi bizde var. herşeyden önce insanlık var.
    (13.08.2007 19:42)

avrupa birliği

    kendi arasında bile birleşemeyen, birleşmeyecek olan, abd'nin karşısına avrupa olarak dikilmek isteyen ama bunu başaramayan birlik. abd'nin karşısına 2. güç olarak çıkmak isteyen ancak her kalkışta abd tarafından "sust otur leyn" şeklinde yerine oturtulan birlik.
    (13.08.2007 19:38)

abdullah gül

    cumhurbaşkanı olmasını istemediğim müstakbel cumhurbaşkanımız. çünkü kendisi biraz fazla dış destekli ve biraz fazla dışa bağımlı. aslında burada başka birşey demek isterim ama gerek yok. diğer cumhurbaşkanlrıyla karşılaştırılınca pek tabiki daha iyidir ancak, bağımlıdır. ve bunu muhafazakar bir kimlik altında yapıyor.
    allah biz ve devletimizi riyakarlardan korusun.
    (13.08.2007 19:28)

kafsinkaf

    karşıtı için

    göz göz göztepe
    (13.08.2007 19:21)

adalet mülkün temelidir

    hukuk devletinin kaynağı. hukuk devletine en çok yaklaşılan dönem olan islam devletinin ilk yıllarında söylendiği için, o zamanlar için hoş bir anlam ifade ediyormuş. ancak şu anda bir anlamı yok.
    (13.08.2007 19:19)

evrim teorisi

    semavi dinlere inanan kişilerin kabul edemeyeceği teori. kesin olarak ispatlanamamıştır ancak kanıtlanmış gibi reklamı yapılmaktadır. çürütmesi de, ispatlaması da imkansız olan teoridir. öyle havada asılı kalır.
    (13.08.2007 19:11)

halkapınar spor salonu

    universiade için yapılmış gayet atıl bir yatırımdır. aynı universiade gibi atıldır. belkide muhteşem bir tesis ama gereksiz çünkü onu her zaman doldurcak, orayı her zaman kullanacak kaç tane takım var güzel izmirimizde. ayrıca atatürk kapalı spor salonu var.
    sayalım:
    - pınar karşıyaka. maçlarını kendi salonunda yapıyor, yapacak.
    - bi aralar troy vardı şimdi ne alemde bilmiyorum, ama oda maçlarını atatürk kapalı spor salonunda yapıyor.
    - şanlı göztepemizin basket takımı kapatıldı. o da zaten celal atikspor salonunda yapıyordu maçlarını.

    sadece basket maçı için kullanılmıyor orası biliyorum ama diğer spor müsabakaları içinmevcut salonlarımız yeterliydi. kaç tane voleybol, hentbol takımı var.

    ne yazıkki spor takımlarımız çok az izmirimizde bunların gelişmesi gerekiyor ancak bu şekilde değil.

    buralara ve özellikle universiade'a yapılan yatırımlar yerine f1'e harcama yapılabilirdi.

    (13.08.2007 19:07)

türkü

    bizi bize anlatan, ağlatan güldüren içinde çok sağlam ironiler olan ezgilerdir.
    türküyü bence en iyi anlatan kişi bedri rahmidir. türküler dolusu şiirinde şöyle anlatır.

    Kirazın derisinin altında kiraz
    Narın içinde nar
    Benim yüreğimde boylu boyunca
    Memleketim var
    Canıma ciğerime dek işlemiş
    Canıma ciğerime
    Sapına kadar.

    Elma dalından uzağa düşmez
    Ne yana gitsem nafile.
    Memleketin hali gözümden gitmez
    Binbir yerimden bağlanmışım
    Bundan ötesine aklım ermez.

    Yerliyim yerli olmasına
    ilmik ilmik, damar damar
    Yerliyim.
    Bir dilim Trabzon peyniri
    Bir avuç tiftik
    Bir çimdik çavdar
    Bir tutam şile bezi gibi
    Dişimden tırnağıma kadar
    Ressamım.


    Yurdumun taşından toprağından sürüp gelir nakışlarım
    Taşıma toprağıma toz konduranın
    Alnını karışlarım.
    Şairim şair olmasına
    Canım kurban şiirin gerçeğine hasına
    içerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum
    Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter
    Eğri büğrü, kör topal kabulüm
    Şairim
    Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
    Ayak seslerinden tanırım
    Ne zaman bir köy türküsü duysam
    Şairliğimden utanırım
    Şairim
    Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
    Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
    Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.




    Hey hey, yine de hey hey
    Salınsın türküler bir uçtan bir uca
    Evelallah hepsinde varım
    Onlar kadar sahici
    Onlar kadar gerçek
    insancasına, erkekçesine
    "Bana bir bardak su" dercesine
    Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.

    Ah bu türküler
    Türkülerimiz
    Ana südü" gibi candan
    Ana südü" gibi temiz
    Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
    Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
    Ah bu türküler,
    Köy türküleri
    Dilimizin tuzu biberi
    Memleket ahvalini onlardan sor
    Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i
    Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni...
    Ben türkülerden aldım haberi.

    Ah bu türküler, köy türküleri
    Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
    Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
    Dişisi dişi, erkeği erkek
    Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
    Bıçağı bıçak.
    Ah bu türküler, köy türküleri
    Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
    Kiminin reyhasından geçilmez
    Kimi zehir, kimi zemberek gibi.

    Ah bu türküler, koy türküleri
    Olgun bir karpuz gibi yarılır içim
    Kan damlar ucundan, mürekkep değil
    işte söz, işte ses, işte biçim:
    "Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar"
    iliklerine kadar işlemiş sızı
    Artık iflah olmaz kavak ağacı
    Bu türkünün yüreğinde sancı var.

    Ah bu türküler, köy türküleri
    Ne düzeni belli, ne yazanı
    Altlarında imza yok ama
    içlerinde yürek var
    Cennet misali sevişen
    Cehennemler gibi dövüşen
    Bir çocuk gibi gülüp
    Mağaralar gibi inleyen
    Nasıl unutur nasıl
    Ömründe bir kez olsun
    Halk türküsü dinleyen....
    (12.08.2007 22:10)

bedia akartürk

    ödemişli udçu emine'nin kızıymış. kendisi de ödemişlidir. muhteşem bir sese sahiptir. minnacık bir insandır kendisi.
    bülbül kasidesi, gayri dayanamam ben bu hasrete, yeşil başlı gövel ördek türkülerini harikulade söyleyen sanatçı. bülbül kasidesini, dizlerinin üstüne çöküp söyler. ellerinden öpüyorum.
    (12.08.2007 22:03)

alkol

    ne yazıkki ülkemizde ve kültürümüzde yüksek derecede kabul gören erkek içecek. erkek içecek diyorum çünkü geleneğimizde genelde erkekler içer. ama anlayamıdığım nokta alkolün desteklenmesidir.
    mesela çocuk okula başladı. okula başlayana kadar ailesinden alkolün zararları hakkında direktifler alır. alkol kullanma zararlıdır, günahtır vs... aynı şeyleri okulda hocalar, hastanede doktorlarımız söyler.
    daha sonra çocuk liseye başlıyınca hafiften içmeye başlar. ki genelde bu bira olur. çocuk üniversiteye başlıyınca baba çocuğunu çağırıp karşılıklı demlenirler. işte kıyamet burda kopar.
    ya madem içirecektin, neden o kadar yıl içirmemeye çalıştın.çocukken içirseydin.
    bunu anlayabilmiş değilim. bana izah edin allah rızası için yaaa........
    (12.08.2007 16:46)

sigara ile alkol paradoksu

    sigaraya hayır diyen zihniyetin alkolü savunmasıdır.

    sigara içmek yasaktır. çünkü etrafındakiler zarar verir. yani pasif içicilik.
    alkol ise etraftakilere hiçbirşey yapmaz. trafik kazalarını, kafayı çektikten sonra geçirilen cinnetleri saymazsak sonuna dek doğrudur.

    sigara kişisel bir yara açar.
    alkol ise toplumsal bir afete yol açar.

    ebeveyn ile evlat karşılıklı sigara içmez ama alkol içer. böylece modern olurlar.

    sigaraya, alkole, uyuşturucuya, eroine ve esrara yani bütün kafa yapıcı maddelere hayır.
    (12.08.2007 16:31)

sigara düşmanlığı

    kesinlikle desteklenmesi gereken bir düşmalıktır. sigaraya hayır.
    (12.08.2007 16:22)

frito lay doritos

    doritos ala turcanın kurutulmuş domates ve haşhaş çeşnilisinin yanında, acılı ezme çok güzel gitmektedir. şöyle ki bir paket doritos ala turca alınır. ben kipadan alıyordum ezmemi. çünkü marketlerde satılan acılı ezmelerin domaresi daha bi yoğun oluyor. küçük doritosları acılı ezmeye bandırıp bandırıp yiyorduk.
    tavsiye edilen ezme ise kipanın şarküteri bölümünde satılmakta olan doycan acılı ezmedir.
    afiyet olsun.
    (12.08.2007 16:06)

yaşam için mi yersin yemek için mi yaşarsın

    kesinlikle yemek yemek için yaşarım. yemek yapmak sanattır. yapılan yemek sanat eseridir. yapan kişi ise sanatçıdır. genelde bu sanatın en güzelini annelerimiz yapar.
    ayrıca yemek yemek de bir sanattır. gelen yemeği hakkıyla yemek, usulüyle yemek ve güzel bir şekilde baharatlamak gerekir. gelen tavuğu elinle yemek, yada lahmacunun arasına yeşilliği katıp kıvırıp yemek. bunlar daha da fazla çoğaltılabilir. ilk aklıma gelenler bunlar.
    (12.08.2007 16:00)

sayfa: 1...-43-44-45-46-47...-49

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.